Askeri Yargıtay 1. Daire 2017/68 Esas 2017/89 Karar
Karar Dilini Çevir:
AskeriYargıtay
Dairesi: 1. Daire
Esas No: 2017/ 68
Karar No: 2017 / 89
Karar Tarihi: 22.02.2017


(353 S. K. m. 17) (2803 S. K. m. 15, Ek m. 7)

 

Sanığın kendisine ve içinde yer aldığı heyete tevdi ve emanet edilen malzemeler içinde yer alan T7214 ibareli tabanca ana gövdesini yerine getirmiş olduğu görevin sağladığı kolaylıkla ve diğer heyet üyeleri fark etmeden 02.02.2015 tarihinde gerçekleşen ark ocağına (potaya) atılma faaliyeti sırasında alarak mal edinmek suretiyle zimmet suçunu işlediği kabul edilerek, yazılı olduğu şekilde mahkûmiyetine hükmedilmiş ise de;

 

Görev konusu, kamu düzenine ilişkin olup, yargılamanın her aşamasında öncelikle ve resen dikkate alınması gerektiğinden, 2803 sayılı Jandarma Teşkilat, Görev ve Yetkileri Kanunu’nda, 25.07.2016 tarihli ve 668 sayılı Kanun Hükmünde Kararname (KHK) ile yapılan değişiklikler de dikkate alınarak, öncelikle görev yönünden inceleme yapılması gerekmektedir.

 

668 sayılı KHK ile 2803 sayılı Kanun’da yapılan değişiklikler sonucunda, Jandarma Genel Komutanlığının, Türk Silahlı Kuvvetleri bünyesinden çıkartılarak İçişleri Bakanlığına bağlandığı ve jandarma personelinin genel kolluk kuvveti içerisine dahil edildiği, jandarma birliklerinin, sıkıyönetim, seferberlik ve savaş hâllerinde Bakanlar Kurulu kararıyla belirlenecek bölümleriyle Kuvvet Komutanlıkları emrine gireceği, kalan bölümüyle normal görevlerine devam edeceği, ayrıca Jandarma birliklerinin, Genelkurmay Başkanlığının talebi üzerine İçişleri Bakanının, illerde ise garnizon komutanının talep etmesi halinde valinin onayıyla kendilerine verilen askeri görevleri de yapacaklarının, jandarma personeline askeri görev verildiği takdirde bu görevlerden doğan suçlarda 353 sayılı Kanun hükümlerinin ve diğer kanunlarda 2803 sayılı Kanuna aykırı hükümler bulunması hâlinde, 2803 sayılı Kanun hükümlerinin uygulanacağının düzenlendiği, bu değişiklikle, jandarma personelinin askeri yargıya yönelik yargılama alanı daraltılarak, sadece askeri görev verildiği takdirde ve bu görevlerden doğan suçlardan dolayı yargılamaların askeri mahkemelerde yapılacağının öngörüldüğü anlaşılmaktadır.

 

Böylece jandarma personelinin, askeri görev verilmesi hali dışında işlediği tüm suçlar yönünden askeri mahkemelerde yargılanmalarına son verilmiştir.

 

Gerek 2803 sayılı Kanun’un 668 sayılı KHK ile değişik 15’inci maddesi ve gerekse aynı KHK’nın 19’uncu maddesi ile eklenen Ek 7’nci maddesi birlikte dikkate alındığında, jandarma personeli yönünden 353 sayılı Kanun’un 17’nci maddesinin uygulama olanağının ortadan kalktığı, geçmişe yönelik suçlarda dahil olmak üzere, usule ve göreve ilişkin bu yeni hükümlerin derhal uygulanması gerektiği sonucuna varılmıştır.

 

Bu açıklamalar ışığında somut olay değerlendirildiğinde, sanığın işlediği kabul olunan zimmet suçu askeri suç olmakla birlikte, sanığa, kanuna uygun olarak verilmiş bir askeri görev bulunmadığı ve bu görevden dolayı suç işlenmesinin de söz konusu olmadığı, bu nedenle sanığın askeri mahkemede yargılanmasının mümkün olmadığı anlaşıldığından, Askeri Mahkemece, sanık hakkında kurulan mahkûmiyet hükmünün görev yönünden bozulmasına karar verilmiştir (Askeri Yargıtay Daireler Kurulunun 03.11.2016 tarihli ve 2016/53-78 E.K., 17.11.2016 tarihli ve 2016/24-80 E.K. ile 24.11.2016 tarihli ve 2016/71-84 E.K. sayılı kararları da bu doğrultudadır).

 

Başkan … ve Üye …: Çoğunluğun askeri yargının görev alanının daraltıldığına, jandarma personelinin 668 sayılı Kanun Hükmünde Kararnamenin yürürlüğe girmesinden sonra sadece askeri görev verildiği takdirde bu görevlerden doğan suçlardan dolayı yargılamalarının askeri yargıda yapılabileceğine dair kararına katılmakla birlikte, suç tarihinde askeri yargıya tabi bir suç işleyen sanığın askeri mahkemede yargılamasına dair ilginin kesilmesinde özel Kanun olan 353 sayılı Kanun’un 17’nci maddesi dikkate alınmasının zorunlu olduğu, suç tarihinde yargılama hukuku bakımından asker kişi olan sanığın işlediği kabul olunan suçun askeri suç olması karşısında, sonradan çıkarılan mevzuatla yargılama hukuku bakımından bu suç yönünden askeri yargıda yargılanamayacak olmasının, ancak 668 sayılı Kanun Hükmünde Kararnamenin yürürlüğe girmesinden sonra işlenen suçlar yönünden geçerli olacağı, sanığın, yargılama hukuku bakımından terhis veya emekli olan yahut herhangi bir şekilde Türk Silahlı Kuvvetlerinden ilişiği kesilen veyahut sonradan askerliğe elverişsiz olduğu anlaşılan kimselerden bir farkının olmadığı, bunlar hakkında nasıl görevsizlik kararı verilemiyorsa sanık içinde verilemeyeceği, 353 sayılı Askeri Mahkemeler Kuruluşu ve Yargılama Usulü Kanununun “Askeri mahkemelerde yargılamayı gerektiren ilginin kesilmesi” başlıklı 17’nci maddesinde yer alan “Askeri mahkemelerde yargılamayı gerektiren ilginin kesilmesi, daha önce işlenen suçlara ait davalara bu mahkemelerin bakma görevini değiştirmez. Ancak suçun; askeri bir suç olmaması, askeri bir suça bağlı bulunmaması halinde askeri mahkemenin görevi sona erer.” hükmünün, 668 sayılı Kanun Hükmünde Kararnamenin 15’inci maddesinin yürürlüğe girmesinden önce işlenen suçlara uygulanacak olması nedeniyle 668 sayılı Kanun Hükmünde Kararnamenin 15’inci maddesine de aykırılık teşkil etmediği, dolayısıyla, aynı Kanun Hükmünde Kararnamenin 19’uncu maddesinin "Uygulanacak hükümler" başlıklı Ek 7’nci maddesindeki “Diğer kanunlarda bu Kanuna aykırı hükümler bulunması hâlinde bu Kanun hükümleri uygulanır.” hükmünün de somut olayda uygulanamayacağı, bu nedenlerle, askeri mahkemenin görevli olduğu ve temyiz incelemesine devam edilmesi gerektiği görüşüyle, çoğunluğun aksi yöndeki kararına katılmamışlardır. (¤¤)


Full & Egal Universal Law Academy