Askeri Yargıtay 1. Daire 2017/43 Esas 2017/70 Karar
Karar Dilini Çevir:
AskeriYargıtay
Dairesi: 1. Daire
Esas No: 2017/ 43
Karar No: 2017 / 70
Karar Tarihi: 15.02.2017


(1632 S. K. m. 66) (1111 S. K. m. 77, 78) (AYDK 23.05.2002 T. 2002/46 E. 2002/45 K.) (AYDK 03.04.2008 T. 2008/67 E. 2008/62 K.)

 

Askeri Mahkemece; sanığın, 29.08.2006-25.06.2007 tarihleri arasında firar suçunu işlediği kabul edilerek mahkûmiyetine karar verilmiş ise de;

 

Dosyadaki delillere göre; sanığın, 26.07.2006 tarihinden itibaren sonradan muayene kaydı olmaksızın 1 ay hava değişimine gönderildiği, hava değişimi süresinin son günü olan 25.08.2006 tarihinde başvurduğu …Askerlik Şubesi Başkanlığı tarafından, 26.08.2006 tarihi itibarıyla 2 gün yol süresi tanınarak Birliğine sevk edildiği (Dz.1/19), 29.08.2006 tarihinde Birliğine katılması gerekirken katılmadığı, 30.10.2006 tarihinde sahte kimlik kullanmak ve asker firarisi olmak suçlarından yakalandığı (Dz.1/31), Merkez Komutanlığı tarafından ifadesinin tespitini müteakip 31.10.2006 tarihinde tutuklanarak …Cezaevine kapatıldığı (Dz.32-36), 29.12.2006 tarihinde tahliye edildiği, ancak Birliğine sevk edilmeyerek serbest bırakıldığı (Dz.46, 56, 326), daha sonra 11.05.2007 tarihinde hırsızlık suçundan tutuklanarak Cezaevine kapatıldığı (Dz.40, 44, 76), 15.06.2007 tarihinde tahliye edildiği, ancak yine Birliğine sevk edilmeyerek serbest bırakıldığı (Dz.76, 312), daha sonra 26.08.2006 tarihinde Birliğine katıldığı (Dz.3, 38), maddi olay olarak sübuta ermektedir.

 

Askeri Yargıtayın yerleşik kararlarında belirtildiği üzere; 1111 sayılı Askerlik Kanunu’nun 77 ve 78’inci maddeleri hükümleri ve bu hükümlere dayanılarak yapılan düzenlemeler gereğince, hava değişimine gönderilen erbaş ve erler, hava değişimi süresince izinli kabul edilmekte ve bu sürenin sona ermesinden sonra kıtalarına sevk edilmektedirler. Ayrıca bu süre askerlik hizmetinden sayılmaktadır. Sonunda muayene kaydı olanların ise kıtalarına sevkleri, yapılacak kontrol muayenesi sonunda sevklerine engel bir durumları bulunmadığının anlaşılmasına bağlıdır.

 

Diğer taraftan, hava değişimi; tıbben zorunlu görülen istirahat süresini ifade ettiğinden, hava değişiminde bulunanlara askeri vazife verilmesi de mümkün değildir. Sonuç olarak hava değişimine gönderilenlerin bu süre içerisinde istirahat etmelerinde bir bakıma zorunluluk vardır. Sonunda muayene kaydıyla verilen hava değişimlerinde bu zorunluluk daha belirgin olarak ortaya çıkmaktadır. Esasen bu gibi kimselerin, istirahat süreleri sona ermeden askerlik şubelerinde ispatı vücut etmelerini zorunlu kılan bir hüküm de yoktur.

 

Şu halde, hava değişiminde bulunanların, hava değişimi süresi sona ermeden kontrol muayenesine sevkleri onların hukuki durumlarında bir değişiklik yapmayacak; yani yükümlülerin kontrol muayenesine gönderilmeleri için başvuruları, onların, istirahat süresinin geri kalan kısmından feragat ettikleri şeklinde yorumlanamayacağı gibi, bu başvuruya dayanılarak yapılan bir sevk işlemi, hava değişimi süresini de sona erdirmeyecektir. Bu nedenle hava değişimi süresi sona ermeden kontrol muayenesi için hastaneye veya kıtasına sevk edilip de katılmayanların eylemleri firar suçunu değil, hava değişimi tecavüzü suçunu oluşturacaktır (Askeri Yargıtay Daireler Kurulunun 22.12.1988, 1988/210-165; 31.01.1991, 1991/35-21; 23.05.2002, 2002/46-45 ve 03.04.2008, 2008/67-62 E.K. sayılı kararları bu yöndedir).

 

Somut olayda; sonradan muayene kaydı olmaksızın 26.07.2006 tarihinde verilen 1 aylık hava değişimi süresi (MY: 33-2 Türk Silâhlı Kuvvetleri Personelinin Sağlık Muayeneleri Yönergesine göre) 25.08.2006 günü saat 24.00’da sona eren olan sanığın, bu tarihte yani hava değişimi süresi bitmeden hava değişimi bedelini almak ve Birliğine sevkini yaptırmak için Askerlik Şubesine yapmış olduğu başvurunun, sıhhi iznini (Hava değişimi+yol süresi) kesen ve yükümlünün Askerlik Şubesi emrine girmesine neden olan bir davranış olarak kabul edilemeyeceği, bu itibarla sanığın eyleminin firar değil, izin (Hava değişimi tecavüzü) olarak vasıflandırılması gerektiği;

 

Ayrıca sanığın, hava değişimi tecavüzünde iken 30.10.2006 tarihinde sahte kimlik kullanmak ve asker firarisi olmak suçlarından yakalanmış ve ifadesinin Merkez Komutanlığı tarafından tespit edilmiş olması dikkate alındığında, suç temadisinin bu tarihte kesildiğini kabul etmek gerektiği, 31.10.2006 tarihinde tutuklandıktan sonra 29.12.2006 tarihinde tahliye edilmesini müteakip asker kişi olduğu bilinmesine rağmen Birliğine sevk edilmeyerek serbest bırakılmasının, önceki suçun devamı olarak kabul edilemeyeceği ve serbest bırakılmış olması nedeniyle de ayrı bir suç oluşturmayacağı, bu nedenlerle suç tarihlerinin “29.08.2006-30.10.2006” olarak kabul edilmesi gerektiği;

 

Sonucuna varıldığından, mahkûmiyet hükmünün, suç vasfı ve suç bitim tarihinin hatalı tespiti yönünden bozulmasına karar verilmiştir. (¤¤)


Full & Egal Universal Law Academy