Askeri Yargıtay 1. Daire 2017/4 Esas 2017/24 Karar
Karar Dilini Çevir:
AskeriYargıtay
Dairesi: 1. Daire
Esas No: 2017/ 4
Karar No: 2017 / 24
Karar Tarihi: 11.01.2017

(1632 S. K. m. 90) (2803 S. K. m. 15)

Yapılan incelemede;

1) Göreve ilişkin inceleme:

Her ne kadar tebliğnamede; 2803 sayılı Jandarma Teşkilat, Görev ve Yetkileri Kanunu’nda 25.07.2016 tarihli ve 668 sayılı Kanun Hükmünde Kararname (KHK) ile yapılan değişiklikler sonucunda, jandarma personelinin sadece askeri görev verildiği takdirde askeri mahkemelerde yargılanabileceği, sanığın er rütbesinde jandarma personeli olduğu, kamu davasına konu edilen eyleminin, jandarma personeline kanunlarla tevdi edilmiş askeri bir görevden kaynaklanmadığı, bu nedenle 2803 sayılı Kanun’un 15’inci maddesinin (d) bendine göre, yargılama yapmaya askeri mahkemelerin görevli olmadığı belirtilerek, mahkûmiyet hükmünün görev yönünden bozulmasına dair görüş bildirilmiş ise de;

668 sayılı KHK ile 2803 sayılı Kanun’da askeri mahkemelerin görevini de ilgilendirecek nitelikte değişiklikler yapılmış olmakla birlikte, daha sonra yürürlüğe giren 31.07.2016 tarihli ve 669 sayılı KHK’nın 111’nci maddesi ile 2803 sayılı Kanun’a ilave edilen Geçici 5’inci madde; “…Komutanlığının er ve erbaş ile askerlik yükümlüsü ihtiyacı, 21/6/1927 tarihli ve 1111 sayılı Askerlik Kanunu hükümleri çerçevesinde Milli Savunma Bakanlığı tarafından üç yıl süreyle karşılanır. Ancak İçişleri Bakanlığının göstereceği lüzum üzerine ve Bakanlar Kurulu kararıyla; bu süre uzatılabilir. Bu suretle … Komutanlığı emrine verilen er ve erbaşlar ile askerlik yükümlüleri hakkında, diğer er ve erbaşlar ile askerlik yükümlülerinin tabi olduğu hükümler uygulanır…” hükmünü içermektedir.

Buna göre, … Komutanlığı emrinde askerlik hizmetini yapmakta olan erbaş ve erlerin, askeri mahkemelerin genel görevini düzenleyen 353 sayılı Kanun’un 9’uncu maddesi kapsamına giren tüm suçlar açısından askeri mahkemelerde yargılanmalarına devam edilmesi gerektiği sonucuna varıldığından, tebliğnamedeki görüşe iştirak edilmemiştir.

Üye …; suç tarihinde askeri yargıya tabi bir suç işleyen sanığın, askeri mahkemede yargılanmasına dair ilginin kesilmesinde özel Kanun olan 353 sayılı Kanun’un 17’nci maddesinin dikkate alınmasının zorunlu olduğu, suç tarihinde yargılama hukuku bakımından asker kişi olan sanığın işlediği kabul olunan suçun askeri suç olması karşısında, sonradan çıkarılan mevzuatla yargılama hukuku bakımından bu suç yönünden askeri mahkemede yargılanamayacak olmasının, ancak 668 sayılı KHK’nın yürürlüğe girmesinden sonra işlenen suçlar yönünden geçerli olacağı, sanığın, yargılama hukuku bakımından terhis veya emekli olan, yahut herhangi bir şekilde Türk Silahlı Kuvvetleri'nden ilişiği kesilen veyahut sonradan askerliğe elverişsiz olduğu anlaşılan kimselerden bir farkının bulunmadığı, 353 sayılı Kanun’un 17’nci maddesi hükmünün, 2803 sayılı Kanun’un 668 sayılı KHK ile değişik 15’inci maddesinin yürürlüğe girmesinden önce işlenen suçlara uygulanacak olması nedeniyle, 15’inci madde hükmüne de aykırılık teşkil etmediği, 2803 sayılı Kanun’a aynı KHK’nın 19’uncu maddesiyle eklenen Ek 7’nci madde hükmünün de somut olayda uygulanamayacağı, bu nedenlerle askeri mahkemenin görevli olduğu görüşüyle çoğunluğun kararına ayrışık gerekçe ile katılmıştır.

Üyeler …; 2803 sayılı Kanun’da 25.07.2016 tarihli ve 668 sayılı KHK ile yapılan değişiklikler sonucunda, jandarma personelinin sadece askeri görev verildiği takdirde askeri mahkemelerde yargılanabileceği, sanığın er rütbesinde jandarma personeli olduğu, kamu davasına konu edilen eyleminin, jandarma personeline kanunlarla tevdi edilmiş askeri bir görevden kaynaklanmadığı, bu nedenle 2803 sayılı Kanun’un 15’inci maddesinin (d) bendine göre yargılama yapmaya askeri mahkemenin görevli olmadığı, 31.07.2016 tarihli ve 669 sayılı KHK’nın 111’nci maddesi ile 2803 sayılı Kanun’a ilave edilen Geçici 5’inci madde; “… Komutanlığının er ve erbaş ile askerlik yükümlüsü ihtiyacı, 21/6/1927 tarihli ve 1111 sayılı Askerlik Kanunu hükümleri çerçevesinde Milli Savunma Bakanlığı tarafından üç yıl süreyle karşılanır… Bu suretle … Komutanlığı emrine verilen er ve erbaşlar ile askerlik yükümlüleri hakkında, diğer er ve erbaşlar ile askerlik yükümlülerinin tabi olduğu hükümler uygulanır…” hükmünü içermekle birlikte, daha sonra 06.01.2017 tarihinde yürürlüğe giren 681 sayılı KHK ile 211 sayılı Türk Silahlı Kuvvetleri İç Hizmet Kanunu’nda yapılan değişiklikler ile … Komutanlığı emrinde görevli erbaş ve erler Kanun kapsamından çıkartılmış olup, bu kişiler artık asker kişi sıfatı da taşımadıklarından, sanık hakkında yargılama yapma görevinin adliye mahkemesine ait olduğu ve mahkûmiyet hükmünün görev yönünden bozulmasına karar verilmesi gerektiği görüşüyle, çoğunluğun kararına katılmamışlardır.

2) Esasa ilişkin inceleme:

Sanığın, 03.01.2013 tarihinde kendisine kar temizleme emri verilen arkadaşı J.Er C.K.’in J.Üçvş. M.T. ile aralarında geçen tartışmadan sonra yemekhanenin kapı camına ve duvarına yumrukla vurması ve elinin kanamaya başlaması üzerine bu durumdan etkilenerek koşarak kazan dairesine gittiği, bunu gören J.Üçvş. M.T.’un da J.Er G.D. ve J.Er T.K. ile birlikte sanığın arkasından gittikleri, sanığın cebinden çıkardığı bıçağı boğazına dayayarak “Yaklaşmayın keserim” dediği, J.Üçvş. M.T.’un “Yapma, bırak bıçağı” diye emir verdiği, buna rağmen sanığın “Yaklaşmayın sizi de keserim” dediği, J.Üçvş. M.T.’un tekrar “Yapma, bırak” dediği, bu sırada sanığın koşarak yemekhaneye döndüğü, orada bulunan J.Bçvş. A.T. ile diğer askerlerin müdahale ederek sanığın elinden bıçağı aldıkları, böylece sanığın, hem kendisi hem de çevresindekilerin can güvenliğini tehlikeye atması üzerine bu disiplinsizliğe müdahale ederek emir veren üstünün görevini yapmasını zor ve tehdit ile engellemeye kalkışmak suretiyle ASCK’nın 90/1’inci maddesinde düzenlenen mukavemet suçunu işlediği anlaşılmaktadır.

Askeri Mahkemece; yasal, haklı ve inandırıcı gerekçelerle, atılı suçun sübuta erdiği kabul edilerek sanığın, eyleminin az vahim hal cümlesi kapsamında kaldığı kabul edilerek asgari hadden temel ceza tayin edilip, takdiri indirim hükmü uygulanmak suretiyle cezalandırılmasına karar verilmesinde, kasıtlı bir suçtan kesinleşmiş mahkûmiyetinin bulunması ve bir daha suç işlemeyeceği yönünde kanaat oluşmaması nedeniyle hükmün açıklanmasının geri bırakılmasına ve hapis cezasının ertelenmesine yer olmadığına karar verilmesinde, hükmolunan kısa süreli hapis cezasının, alt sınırdan adli para cezasına çevrilmesinde ve taksitlendirilmesinde usul, sübut, vasıf, takdir ve uygulama yönünden hukuka aykırılık bulunmadığından, temyiz sebeplerinin reddiyle, mahkûmiyet hükmünün onanmasına karar verilmiştir. (¤¤)

Full & Egal Universal Law Academy