Askeri Yargıtay 1. Daire 2017/32 Esas 2017/52 Karar
Karar Dilini Çevir:
AskeriYargıtay
Dairesi: 1. Daire
Esas No: 2017/ 32
Karar No: 2017 / 52
Karar Tarihi: 27.01.2017


(5237 S. K. m. 62) (1632 S. K. m. 81) (5271 S. K. m. 223) (765 S. K. m. 102, 104)

 

… Komutanlığı Askeri Mahkemesinin 26.05.2008 tarihli ve 2008/158-360 E.K. sayılı kararı ile, sanığın, 17.04.2002 tarihinde askerlikten kurtulmak için hile yapmak suçunu işlediği kabul edilerek, ASCK’nın 81/2 delaletiyle 81/1 ve TCK’nın 62’nci maddeleri gereğince on ay hapis cezası ile cezalandırılmasına ve CMK’nın 231/5’nci maddesi gereğince hükmün açıklanmasının geri bırakılmasına karar verildiği, kararın, taraflarca itiraz edilmediğinden bahisle 11.07.2010 tarihinden itibaren kesinleştirildiği (Dz.2/595);

 

Daha sonra sanığın, beş yıllık denetim süresi içerisinde kasıtlı bir suç işlediğinin anlaşılması üzerine, … Komutanlığı Askeri Mahkemesinin 23.10.2013 tarihli ve 2013/1449-849 E.K. sayılı hükmü ile; açıklanması geri bırakılan hükmün açıklanmasına, sanığın, 17.04.2002 tarihinde askerlikten kurtulmak için hile yapmak suçunu işlediği kabul edilerek, ASCK’nın 81/2 delaletiyle 81/1 ve TCK’nın 62’nci maddeleri gereğince on ay hapis cezası ile cezalandırılmasına karar verildiği (Dz.3/702);

 

Hükmün; sanık müdafi tarafından temyiz edilmesi üzerine, Dairemizin 20.01.2016 tarihli ve 2016/22-41 E.K. sayılı kararı ile, hükmün açıklanmasının geri bırakılmasına dair kararın müdafiye tebliğ edilmemiş olması nedeniyle kesinleşmemiş olduğu ve bu nedenle denetim süresinin işlemeye başlamadığı, dolayısıyla CMK’nın 231/11’inci maddesi kapsamında denetim süresi içinde kasten yeni bir suç işlediğinden bahsetmenin mümkün olmadığı, müdafinin temyiz dilekçesinin; tebligat yapılmamış olması nedeniyle henüz kesinleşmeyen …Komutanlığı Askeri Mahkemesinin 26.05.2008 tarihli ve 2008/158-360 E.K. sayılı hükmün açıklanmasının geri bırakılmasına ilişkin kararına karşı itiraz niteliğinde olduğu kabul edilerek, sanık hakkında açıklanan mahkûmiyet hükmünün yok hükmünde sayılmasına ve itirazı incelemeye en yakın Askeri Mahkeme yetkili olduğundan, bu konuda bir karar verilmesine yer olmadığına karar verildiği (Dz.3/749);

 

Müteakiben, itiraz incelemesi yapan … Komutanlığı Askeri Mahkemesinin 22.03.2016 tarihi ve 2016/219-69 Müt. E.K. sayılı duruşmasız işlere ait kararı ile, müdafinin itirazı kabul edilerek, hükmün açıklanmasının geri bırakılmasına dair kararın kaldırılmasına karar verildiği (Dz.3/754);

 

Bunun üzerine, … Komutanlığı Askeri Mahkemesince, dava dosyası yeniden esasa kaydedilerek duruşma açıldığı ve yapılan yargılama neticesinde, dava zamanaşımı süresinin 06.05.2013 tarihinde dolduğu kabul edilerek, kamu davasının düşmesine karar verildiği (Dz.3/808);

 

Hükmün; sanık tarafından, beraatine karar verilmesi gerektiği ileri sürülerek temyiz edildiği;

 

Tebliğnamede; hükmün usul yönünden bozulmasına dair görüş bildirildiği, anlaşılmaktadır.

 

Yapılan incelemede;

 

1) Usul yönünden inceleme;

 

Tebliğnamede; yapılan yargılamada sanık ve müdafine haber verilmediği, davanın sanık ve müdafinin katılımı olmaksızın sonlandırıldığı, bu hususun savunma hakkını kısıtladığı ve kanuna mutlak aykırılık teşkil ettiği belirtilerek, düşme kararının usul yönünden hukuka aykırılık sebebiyle bozulması yönünde görüş bildirilmiş ise de;

 

Askeri Yargıtay Daireler Kurulunun 20.10.2016 tarihli, 2016/59-71 E.K. sayılı kararında da belirtildiği gibi;

 

Uyuşmazlığı çözen, sonlandıran kararlara, son karar veya hüküm denilmektedir. Mahkemelerin ne zaman, hangi tür karar vereceği CMK’nın 223’üncü maddesinde açıklanmıştır. Buna göre beraat, ceza verilmesine yer olmadığı, mahkûmiyet, güvenlik tedbirine hükmedilmesi, davanın reddi ve düşmesi kararı hüküm olarak sayılmaktadır.

 

CMK’nın 223’üncü maddesinin gerekçesinde yer alan, “...Davayı sona erdiren kararlar kural olarak duruşma sonunda verilir. Ancak davanın reddi, ortadan kaldırılması veya düşürülmesi, yargılamanın durması, görevsizlik, yetkisizlik ve maddenin yedinci fıkrasında tanımlanan derhâl beraat kararlarının, duruşma açılmadan, duruşma hazırlığı aşamasında verilmesi olanağı vardır...” şeklindeki açıklamaya göre, kamu davasının düşmesi kararları duruşma açılmadan da verilebileceğinden, duruşma gününün sanık ve müdafine bildirilmemiş olmasının hükmün esasını etkileyecek ve bozulmasını gerektirecek bir hukuka aykırılık teşkil etmediği sonucuna varıldığından, tebliğnamedeki görüşe iştirak edilmemiştir.

 

2) Esasa ilişkin inceleme;

 

Dava zamanaşımı süresi yönünden yapılan değerlendirmede;

 

Suç tarihinde yürürlükte bulunan ve zamanaşımı süreleri bakımından sanık lehine hükümler içeren mülga 765 sayılı TCK'nın 102/3’üncü maddesinde, beş seneden fazla ve yirmi seneden az ağır hapis veya beş seneden fazla hapis cezalarını gerektiren suçlarda dava zamanaşımı süresinin on sene olduğu; 104’üncü maddesinde, dava zamanaşımının, mahkûmiyet hükmü, yakalama, tevkif, celp ve ihzar müzekkereleri, adli makamlar huzurunda maznunun sorguya çekilmesi ve iddianame düzenlenmesi ile kesileceği, kesilme gününden itibaren zamanaşımının yeniden işlemeye başlayacağı, birden fazla zamanaşımını kesen işlem olduğunda, en son işlem tarihinden itibaren yeniden işlemeye başlayacağı, ancak zamanaşımını kesen bir işlem nedeniyle en fazla yarısı kadar uzayacağı düzenlenmiş bulunmaktadır.

 

Derhal beraat kararı verilmesini gerektiren bir durumun söz konusu olmadığı somut olayda, atılı suç bakımından dava zamanaşımı süresinin, suç tarihi olan 17.04.2002 tarihinde başladığı, 26.04.2002 ve 30.05.2002 tarihli Askeri Savcılık sorguları, 17.01.2003 tarihli iddianame ve 06.05.2003 tarihinde sanığın Askeri Mahkeme huzurunda sorgusunun tespit edilmesi ile kesildiği anlaşılmaktadır.

 

Buna göre, en son 06.05.2003 tarihinde yeniden işlemeye başlayan on yıllık dava zamanaşımı süresinin, 06.05.2013 tarihinde dolduğu ve Askeri Mahkemece dava zamanaşımı süresinin bu tarihte dolduğu kabul edilerek verilen kamu davasının düşmesi kararında hukuka aykırılık bulunmadığı anlaşıldığından, sanığın temyiz sebeplerinin reddi ile, kamu davasının düşmesi kararının onanmasına karar verilmiştir. (¤¤)


Full & Egal Universal Law Academy