Askeri Yargıtay 1. Daire 2017/3 Esas 2017/23 Karar
Karar Dilini Çevir:
AskeriYargıtay
Dairesi: 1. Daire
Esas No: 2017/ 3
Karar No: 2017 / 23
Karar Tarihi: 11.01.2017


(1632 S. K. m. 66)

 

Askeri Mahkemece; sanığın, eğitim Birliğini tamamlamasını müteakip 10.11.2016 tarihinde bir günlük yol izni verilerek dağıtım olduğu Birliğine gönderildiği, 12.06.2015 tarihine kadar yeni Birliğine katılması gerekirken katılmadığı, 25.06.2015 tarihinde katıldığı, böylece 12.06.2015-25.06.2015 tarihleri arasında izin tecavüzü suçunu işlediği iddiasıyla açılan kamu davasında, Birliğine geç katılmasının geçerli bir özürden kaynaklandığı ve atılı suçun unsurları itibarıyla oluşmadığı kabul edilerek beraatine karar verilmiş ise de;

 

Sanık hakkında, 12.06.2015-25.06.2016 ve 18.11.2015-25.11.2015 tarihleri arasında izin tecavüzü suçlarını işlediği iddiasıyla iki ayrı kamu davası açıldığı, her iki davanın birleştirilerek yapılan yargılamasına ilişkin 20.06.2016 tarihli hüküm duruşmasına ait duruşma tutanağı incelendiğinde;

 

Askeri Savcının sanığın her iki suçtan da cezalandırılmasına yönelik esas hakkındaki mütalaasından sonra duruşmaya son verilerek kurulan hüküm fıkrasında, (1) numaralı maddede, sanığın 18.11.2015-25.11.2015 tarihleri arasında izin tecavüzü suçunu işlediği kabul edilerek hükmün açıklanmasının geri bırakılmasına karar verildiği, ancak tutanakta (2) numaralı hüküm fıkrasının yer almadığı ve 12.06.2015-25.06.2016 tarihleri arasındaki izin tecavüzü suçuna ilişkin açık bir hüküm kurulmadığı, buna rağmen kanun yol ve süresinin anlatıldığı son kısımda, “Mahkûmiyet kararı açısından isteme uygun ve itiraz yolu açık olmak; … Beraat kararı açısından isteme aykırı ve temyiz yolu açık olmak…” üzere karar verildiğinin belirtildiği;

 

Gerekçeli hükümde, her iki suça ilişkin maddi olayın kabulüne yer verildiği ve gerekçe yazıldığı, 12.06.2015-25.06.2015 tarihleri arasındaki izin tecavüzü suça ilişkin olarak, sanığın Birliğine geç katılmasının geçerli bir özürden kaynaklandığı ve atılı suçun unsurları itibarıyla oluşmadığı kabul edilerek beraatine karar verildiğinin belirtildiği; gerekçeli hükmün (1) numaralı hüküm fıkrasında, “Sanık P.Er M.T.’nin 12.06.2015-25.06.2015 tarihleri arasında kendiliğinden dönmekle sona eren izin tecavüzü suçunu işlediğinden bahisle cezalandırılması istemiyle kamu davası açılmış ise de; müsnet suçun kanuni unsurları açısından bakıldığında, fiilin işlenişi sırasında failde suç kastının bulunmaması dolayısıyla atılı izin tecavüzü suçunu işlemediği, unsurları itibarıyla suçun sübuta ermediği anlaşıldığından, CMK’nın 223/2-c maddesi gereğince BERAATİNE,” şeklinde karar verildiği, (2) numaralı fıkrada ise, 18.11.2015-25.11.2015 tarihleri arasında izin tecavüzü suçunu işlediği kabul edilerek hükmün açıklanmasının geri bırakılmasına karar verildiği, görülmektedir.

 

Buna göre, sanık hakkında 12.06.2015-25.06.2015 tarihleri arasındaki izin tecavüzü suçundan beraat hükmü kurulduğu, ancak bunun asıl olan duruşma tutanağındaki kısa kararda maddi bir hata veya teknik bir sorun nedeniyle açıkça ifade edilemediği, gerekçeli hükümde ise atılı suçtan beraatine ilişkin gerekçe yazıldığı ve hüküm fıkrasında da açıkça beraatine karar verildiğinin belirtildiği, böylece duruşma tutanağındaki kısa karar ile gerekçeli hüküm arasında çelişki (teşevvüş) meydana geldiği ve bunun usule aykırı olduğu anlaşıldığından, beraat hükmünün usul yönünden bozulmasına karar verilmiştir. (¤¤)


Full & Egal Universal Law Academy