Askeri Yargıtay 1. Daire 2017/22 Esas 2017/42 Karar
Karar Dilini Çevir:
AskeriYargıtay
Dairesi: 1. Daire
Esas No: 2017/ 22
Karar No: 2017 / 42
Karar Tarihi: 18.01.2017


(1632 S. K. m. 130) (353 S. K. m. 16, 17, 176) (2803 S. K. m. 3, 4, 7, 8, 9, 13, 15, Ek m. 7) (211 S. K. m. 3) (926 S. K. m. 3) (3466 S. K. m. 9) (3269 S. K. m. 6)

 

Yapılan incelemede:

 

Sanığın, 08.02.2012 tarihinde, çağrılması üzerine Bölük Komutanının odasına gittiği, burada Bölük Komutanı ile tartışarak odadan çıkıp kendi odasına geri döndüğü, düşünceli bir biçimde odasında dolaşırken bir anda öfkesine hakim olamayarak odada bulunan evrak dolabının camına yumruk attığı, camın kırılması nedeniyle on beş TL Hazine zararının meydana geldiği, bu suretle, askeri eşyayı kasten tahrip etmek suçunu işlediği iddiası ve ASCK’nın 130/1’inci maddesi gereğince cezalandırılması, on beş TL Hazine zararının 353 sayılı Kanun’un 16’ncı maddesi gereğince sanıktan tahsili istemiyle, sanık hakkında açınla kamu davasında, Askeri Mahkemece, yukarıda belirtilen biçimde görevsizlik kararı verilmiştir.

 

2803 sayılı Jandarma Teşkilat, Görev ve Yetkileri Kanunu’nun;

 

“Tanım” başlıklı 3’üncü maddesi: "Türkiye Cumhuriyeti Jandarması emniyet ve asayiş ile kamu düzeninin korunmasını sağlayan ve diğer kanun ve nizamların verdiği görevleri yerine getiren silahlı, askeri bir güvenlik ve kolluk kuvvetidir.” şeklinde iken, 25.07.2016 tarihli ve 668 sayılı Kanun Hükmünde Kararnamenin 5’inci maddesiyle: “Türkiye Cumhuriyeti Jandarması, emniyet ve asayiş ile kamu düzeninin korunmasını sağlayan ve diğer kanunların verdiği görevleri yerine getiren silahlı genel kolluk kuvvetidir.” şeklinde;

 

“Bağlılık” başlıklı 4’üncü maddesi: “…Komutanlığı, Türk Silahlı Kuvvetlerinin bir parçası olup, Silahlı Kuvvetlerle ilgili görevleri, eğitim ve öğrenim bakımından Genelkurmay Başkanlığına, emniyet ve asayiş işleriyle diğer görev ve hizmetlerin ifası yönünden İçişleri Bakanlığına bağlıdır. Ancak … Komutanı, Bakana karşı sorumludur.” şeklinde iken, 25.07.2016 tarihli ve 668 sayılı Kanun Hükmünde Kararnamenin 6’ncı maddesiyle “… Komutanlığı İçişleri Bakanlığına bağlıdır.” şeklinde;

 

“Jandarmanın genel olarak görevleri” başlıklı 7’nci maddesinin “Askeri Görevleri” başlıklı “c” bendi: “Askeri kanun ve nizamların gereği görevlerle Genelkurmay Başkanlığınca verilen görevleri yapmak.” şeklinde iken, 9’uncu maddesiyle “Kanunlarla verilen askeri hizmetleri yerine getirmek” şeklinde;

 

"Jandarmanın sıkıyönetim, seferberlik ve savaş hâlindeki görevleri” başlıklı 8’inci maddesi: “Jandarma birlikleri; Genelkurmay Başkanlığınca lüzum görülen hallerle sıkıyönetim, seferberlik ve savaş hallerinde gerekli olan bölümü ile Kuvvet Komutanlıkları emrine girer, kalan bölümü ile … Komutanlığı emrinde normal görevlerine devam eder.” şeklinde iken, 668 sayılı Kanun Hükmünde Kararnamenin 10’uncu maddesiyle: "Jandarma birlikleri; sıkıyönetim, seferberlik ve savaş hâllerinde, Bakanlar Kurulu kararıyla belirlenecek bölümleriyle Kuvvet Komutanlıkları emrine girer, kalan bölümüyle normal görevlerine devam eder.

 

Ayrıca, Jandarma birlikleri; Genelkurmay Başkanlığının talebi üzerine İçişleri Bakanının, illerde ise garnizon komutanının talep etmesi halinde valinin onayıyla kendilerine verilen askeri görevleri de yaparlar.” şeklinde değiştirilerek, jandarma personelinin genel tanımı, idari bağlılığı ve görev tanımı yeniden yapılmıştır.

 

2803 sayılı Jandarma Teşkilat, Görev ve Yetkileri Kanunu’nun 13'üncü maddesi "…Komutanlığı personeli; subay, astsubay, uzman jandarma, askeri öğrenci, erbaş ve erler ile sivil memur ve işçilerden oluşur.

 

Jandarma subay ve astsubaylarının kaynak ve yetiştirilmeleri ile terfi, izin, sicil ve ödül işlemleri 926 sayılı Türk Silahlı Kuvvetleri Personel Kanunu esaslarına göre yürütülür. Jandarma subay ve astsubayları duyulan ihtiyaca göre Genelkurmay Başkanlığının onayı alınmak kaydıyla sınıflara ayrılır.

 

… Komutanlığının kendi kaynaklarından karşılanamayan subay ve astsubay ihtiyacı kendi kuvvetleriyle ilişkileri saklı kalmak şartıyla … Komutanlığının talebi, Genelkurmay Başkanlığının onayı ile Kuvvet Komutanlıklarından sağlanabilir.

 

Uzman Jandarma personelinin meslekten ayrılma, yükselme, izin, sicil ve ödül işlemlerinde 635 sayılı Uzman Jandarma Kanunu hükümleri uygulanır…”hükmünü içermekte iken;

 

668 sayılı Kanun Hükmünde Kararnamenin 13’ncü maddesiyle " Jandarma Hizmetleri Sınıfı personelinin her türlü özlük işlerinde, bu Kanunda hüküm bulunmayan hallerde, 14/7/1965 tarihli ve 657 sayılı Devlet Memurları Kanunu uygulanır. Ancak, nasıp ve terfi, aylık ve diğer mali ve sosyal haklar bakımından statü ve rütbelerine göre 27/7/1967 tarihli ve 926 sayılı Türk Silahlı Kuvvetleri Personel Kanunu, 28/5/1988 tarihli ve 3466 sayılı Uzman Jandarma Kanunu ile 18/3/1986 tarihli ve 3269 sayılı Uzman Erbaş Kanununa tabi personel hakkındaki hükümler uygulanır…” şeklinde değiştirilmiştir.

 

211 sayılı Türk Silahlı Kuvvetleri İç Hizmet Kanunu’nun 3'üncü maddesinde rütbeli personelin askeri şahıs olduğu; 668 sayılı Kanun Hükmünde Kararnamenin 13’ncü maddesinin atıfta bulunduğu 926 sayılı Türk Silahlı Kuvvetleri Personel Kanununun 3'üncü maddesinde, subay ve astsubayların askeri şahıs olduğu; 3466 sayılı Uzman Jandarma Kanunun 9'uncu maddesinde uzman jandarmaların, çavuş rütbesi taşıyan asker kişi sayıldıkları; 3269 sayılı Uzman Erbaş Kanununun 6’ncı maddesinde de uzman erbaşların, onbaşı ve çavuş rütbesini taşıyan asker kişi sayıldıkları açıkça belirtilmiştir. Bu nedenle, 668 sayılı Kanun Hükmünde Kararnameyle yapılan değişiklik, jandarma personelinin askeri şahıs olma vasfını ortadan kaldırmamıştır.

 

Ancak, 2803 sayılı Jandarma Teşkilat, Görev ve Yetkileri Kanunu’nun;

 

“Disiplin ve soruşturma usulleri” başlıklı 15’inci maddesi; “Jandarma personeli hakkında disiplin ve soruşturma işlemleri aşağıdaki usullere göre yapılır.

 

a) Subay, astsubay, uzman jandarma, askeri öğrenci, erbaş ve erlerle sivil memurların disiplin yolu ile cezalandırılmaları; Garnizon komutanlarının yetkileri saklı kalmak kaydıyla kendi yetkili disiplin amirlerince, işçilerle sözleşmeli ve geçici personelin cezalandırılmaları ise yürürlükte olan sözleşme hükümlerine göre yapılır.

 

(Ek fıkra: 20/08/1993-KHK-507/2 md.) Jandarmanın mülki görevlerini ilgilendiren ve disiplin cezasını gerektiren fiilleri ortaya çıktığında valiler, il jandarma alay komutanından; kaymakamlar, ilçe jandarma bölük komutanından gereken cezanın verilmesini talep ederler. Alay ve bölük komutanları bunlar hakkında, askeri mevzuat çerçevesinde gerekli işlemi yaparlar.

 

b) Jandarma personelinin işledikleri disiplin suçları için 477 sayılı "Disiplin Mahkemeleri Kuruluşu, Yargılama Usulü ve Disiplin Suç ve Cezaları Hakkında Kanun" hükümleri uygulanır.

 

c) Jandarma personelinin askeri yargıya tabi suçlarında, 353 sayılı "Askeri Mahkemeler Kuruluşu ve Yargılama Usulü Kanunu" na göre işlem yapılarak haklarında 1632 sayılı "Askeri Ceza Kanunu" ile 765 sayılı "Türk Ceza Kanunu" hükümleri tatbik olunur.

 

d) Jandarma personelinin mülki hizmetten doğan veya bu tür hizmeti yaparken işlenen suçlarında; 15/05/1930 gün ve 1609 sayılı "Bazı Cürümlerden Dolayı Memurlar ve Şerikleri Hakkında Takip ve Muhakeme Usulüne Dair Kanun" hükümleri saklı kalmak şartıyla 04/02/1913 tarihli "Memurin Muhakematı Hakkında Kanunu Muvakkat" hükümlerine göre işlem yapılır.

 

e) Adli hizmetlerden doğan suçlarda; ilçe ve merkez ilçe jandarma bölük komutanları ile bu hizmetleri vekaleten yürütenler hakkında 1412 sayılı "Ceza Muhakemeleri Usulü Kanunu" nun 154/4 üncü maddesi gereğince 24/02/1983 gün ve 2802 sayılı "Hakimler ve Savcılar Kanunu" nun 82 ve müteakip maddelerinde gösterilen hakim ve savcıların tabi oldukları muhakeme usulü uygulanır.

 

f) Jandarma personelinin kişisel suçlarında genel hükümlere göre işlem yapılır.” şeklinde iken;

 

25.07.2016 tarihli ve 668 sayılı Kanun Hükmünde Kararnamenin 15’inci maddesiyle;

 

“Jandarma personeli hakkında disiplin ve soruşturma işlemleri aşağıdaki usullere göre yapılır.

 

a) Disiplin işleri özel kanun hükümlerine göre yürütülür.

 

b) Jandarma personelinin mülki görevlerinden doğan suçlarında; özel kanunların hükümleri saklı kalmak şartıyla 2/12/1999 tarihli ve 4483 sayılı Memurlar ve Diğer Kamu Görevlilerinin Yargılanması Hakkında Kanun hükümlerine göre işlem yapılır.

 

c) Adli görevlerinden doğan suçlarda; 4/12/2004 tarihli ve 5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanununun 161 inci maddesinin beşinci fıkrası hükmü uygulanır.

 

d) Jandarma personeline askeri görev verildiği takdirde bu görevlerden doğan suçlarda 25/10/1963 tarihli ve 353 sayılı Askeri Mahkemeler Kuruluşu ve Yargılama Usulü Kanunu hükümleri uygulanır. Bu suçların muhakemesi, Jandarma personelinin emrine verildiği askeri birlik personelini muhakeme etmekle görevli ve yetkili olan askeri mahkemede görülür.

 

e) Jandarma personelinin kişisel suçlarında genel hükümlere göre işlem yapılır.” şeklinde değiştirilmiştir.

 

Bu değişiklikle, jandarma personelinin yargılamasının nasıl olacağı yeniden düzenlenmiş, askeri yargıya yönelik yargılama alanı daraltılarak, sadece, askeri görev verildiği takdirde bu görevlerden doğan suçlardan dolayı yargılamalarının askeri yargıda yapılacağı düzenlenmiştir. Böylece, jandarma personelinin askeri görev verilmesi hali dışında işlediği tüm suçlar yönünden, askeri mahkemelerde yargılanmalarına son verilmiştir.

 

353 sayılı Askeri mahkemeler Kuruluşu ve Yargılama Usulü Kanununun “Askeri mahkemelerde yargılamayı gerektiren ilginin kesilmesi” başlıklı 17’nci maddesi “Askeri mahkemelerde yargılamayı gerektiren ilginin kesilmesi, daha önce işlenen suçlara ait davalara bu mahkemelerin bakma görevini değiştirmez. Ancak suçun; askeri bir suç olmaması, askeri bir suça bağlı bulunmaması halinde askeri mahkemenin görevi sona erer.” hükmünü içermekte ise de;

 

Gerek jandarma personelinin yargılanma halini düzenleyen ve yukarıda içeriği belirtilen 25.07.2016 tarihli ve 668 sayılı Kanun Hükmünde Kararnamenin 15’inci maddesi ve aynı Kanun Hükmünde Kararnamenin 19’uncu maddesinin "Uygulanacak hükümler" başlıklı Ek 7’nci maddesindeki “Diğer kanunlarda bu Kanuna aykırı hükümler bulunması hâlinde bu Kanun hükümleri uygulanır.” düzenlemesi birlikte dikkate alındığında, jandarma personeli yönünden 353 sayılı Kanun’un 17’nci maddesinin uygulama olanağı ortadan kalkmıştır. Geçmişe yönelik suçlarda dahil olmak, usule ve göreve ilişkin bu yeni hükümlerin derhal uygulanması zorunlu hale gelmiştir.

 

Bu açıklamaların ışığı altında somut olay incelendiğinde, askeri bir suçta olsa, sanığın isnat olunan askeri eşyayı kasten tahrip etmek suçu, sanığa verilen bir askeri görevden kaynaklanan bir suç olmadığından, görev ve usule ilişkin hükümlerin derhal uygulanması gerektiği dikkate alındığında, sanığın artık askeri yargıda yargılamasının sürdürülmesi mümkün değildir. Bu yasal değişiklikler karşısında, Askeri Mahkemece tensiple verilen görevsizlik kararında bir isabetsizlik bulunmadığından, müdafinin temyiz sebebinin reddiyle, görevsizlik kararının onanmasına karar verilmiştir. (¤¤)


Full & Egal Universal Law Academy