Askeri Yargıtay 1. Daire 2016/87 Esas 2016/105 Karar
Karar Dilini Çevir:
AskeriYargıtay
Dairesi: 1. Daire
Esas No: 2016/ 87
Karar No: 2016 / 105
Karar Tarihi: 10.02.2016


(5271 S. K. m. 219, 221, 222) (1632 S. K. m. 66) (5237 S. K. m. 50, 62) (353 S. K. m. 221)

 

Askeri Mahkemece; sanığın, 01.12.2014-03.02.2015 tarihleri arasında firar suçunu işlediği kabul edilerek, ASCK’nın 66/1-a ve TCK’nın 62'nci maddeleri gereğince on ay hapis cezası ile cezalandırılmasına, TCK'nın 50/1-f maddesi gereğince cezasının beş ay süre ile kamuya yararlı bir işte çalıştırılma seçenek yaptırımına çevrilmesine karar verildiği;

 

Hükmün, müdafii tarafından sebep gösterilmeksizin temyiz edildiği;

 

Tebliğnamede, mahkûmiyet hükmünün onanması görüşünün bildirildiği;

 

Görülmektedir.

 

Yapılan incelemede;

 

Askeri Mahkemece; psikiyatri uzmanı bilirkişinin, sanığın askerliğe elverişli olduğu ve cezai ehliyetinin tam olduğunu belirten mütalaası hükme esas alınarak, sanığın 01.12.2014-03.02.2015 tarihleri arasında firar suçunu işlediği kabul edilerek yukarıda yazıldığı şekilde mahkumiyetine karar verilmiş ise de;

 

1) CMK’nın “Duruşma Tutanağı” başlıklı 219’uncu maddesi, “Duruşma için tutanak tutulur. Tutanak, mahkeme başkanı veya hâkim ile zabıt kâtibi tarafından imzalanır...” hükmünü içermektedir.

 

Yine, CMK’nın 221 ve 222’nci maddelerine göre, duruşmanın seyrini ve sonuçlarını yansıtan ve yargılamanın; usulün bütün temel kurallarına uyularak yapılıp, yapılmadığını gösteren duruşma tutanaklarının; bu esaslara uygunluğun belirlenmesi açısından ispat gücü ve önemine sahip bulunması nedeniyle, duruşma tutanaklarının yasaya uygun şekilde düzenlenmiş ve imzalanmış olması gerekmektedir.

 

Yargılamanın nasıl gerçekleştiğini gösteren tek ispat aracı olması nedeniyle, duruşma tutanağının düzenlenmesine ilişkin usul kuralları emredici nitelikte usul kuralları arasında bulunmaktadır.

 

Dosya içerisinde 24.04.2015 tarihli hüküm duruşmasına ait iki ayrı duruşma tutanağının bulunduğu (Dz.75-76, 80-81), her iki duruşma tutanağında sanığa verilen nihai ceza itibarıyla farklılık bulunmamakla birlikte, mahsup kararının yerinin, adli para cezasına çevirmeme kararının yazılışının farklı olduğu, ayrıca duruşma tutanaklarından bir tanesinde mahsup kararına iki defa yer verildiği, dolayısıyla duruşma tutanaklarının içeriklerinde kısmen de olsa farklılık bulunduğu görülmektedir. Duruşma tutanakların içeriklerinin kısmen farklı olması karşısında; duruşma tutanaklarının hangisinin gerçeği ifade ettiği ve hangi duruşma tutanağına itibar edileceği hususlarında tereddüt doğmakta ve bu durum tutanakların ispat kuvveti ile güvenirliliğini zedelemektedir. Bu nedenle, yapılan hata, tutanağın ispat kuvveti ile belgelendirme niteliğini zedeleyip, 24.04.2015 tarihli oturumda gerçekleştirilen yargılama faaliyetinin yinelenmesini gerektirdiğinden, mahkûmiyet hükmünün CMK’nın 219/1 ve 222’nci maddelerine aykırılık nedeniyle usul yönünden bozulmasına karar verilmiştir.

 

2) Adli sicil kaydında belirtilen uyuşturucu madde kullanmak suçundan verilen mahkûmiyet hükmü ile hangi suçlardan olduğu belli olmayan hükmün açıklanmasının geri bırakılması kararlarının dosyaya ithal edilmediği; sanığın sorgu ve savunmasının tespiti sırasında Bakırköy Hastanesinde tedavi gördüğü, çeşitli ilaçlar kullandığı yönündeki beyanlarının araştırılmadığı, ilgili tedavi evrakının dosyaya ithal edilmediği; söz konusu karar ve tedavi belgelerinin temin edilerek psikiyatri uzmanı bilirkişinin incelemesine sunulmadığı görülmektedir.

 

Askeri Mahkemece, adli sicil kaydında yer alan her türlü kararın ve infaz evrakının, sanığa askerlik hizmeti sırasında ve sivil hayatında uygulanan her türlü tedavi işlemlerine ilişkin belgelerin, kıt'a anket formu, danışmanlık kayıtları vs.nin eksiksiz olarak temininden sonra, suç tarihlerinde askerliğe elverişli olup olmadığının ve ceza ehliyetinin tespiti için adli gözlem altına alınmasının gerekip gerekmediği hususunun açık ve net olarak ortaya konulabilmesi bakımından sanığın yeniden psikiyatri uzmanı bilirkişiye muayene ettirilmesi; bilirkişinin gerekli görmesi halinde, sanığın adli gözlem altına alınması gerekirken; belirtilen hususlar yerine getirilmeden kurulan mahkûmiyet hükmünün noksan soruşturma yönünden hukuka aykırı olduğu sonucuna varıldığından hükmün ayrıca noksan soruşturma yönünden de bozulmasına karar verilmiştir.

 

Sonuç Ve Karar: Yukarıda açıklanan nedenlerle;

 

Sanığın temyizine atfen ve resen, usul ve noksan soruşturma yönlerinden hukuka aykırı bulunan mahkûmiyet hükmünün, 353 sayılı Kanun’un 221/1’inci maddesi gereğince BOZULMASINA;

 

10.02.2016 tarihinde, tebliğnameye aykırı olarak, oybirliği ile karar verildi. (¤¤)


Full & Egal Universal Law Academy