Askeri Yargıtay 1. Daire 2016/274 Esas 2016/290 Karar
Karar Dilini Çevir:
AskeriYargıtay
Dairesi: 1. Daire
Esas No: 2016/ 274
Karar No: 2016 / 290
Karar Tarihi: 20.04.2016

(1632 S. K. m. 66) (5237 S. K. m. 50, 52, 62) (353 S. K. m. 220, 221) (AYDK 30.01.2014 T. 2014/1 E. 2014/2 K.)

Askeri Mahkemece; sanığın, … K.lığı emrinde askerlik hizmetini yapmaktayken, 13.09.2014 tarihinde 5 gün kanuni izin alarak Mersin'e gittiği, izin süresi içerisinde Merkez K.lığının sevkiyle … Devlet Hastanesine sevk edilen sanığa 16.09.2014 tarihinde 5 gün istirahat verildiği, … arası (2) gün dönüş yol süresi de hesaba katıldığında 22.09.2014 günü sonuna kadar birliğine katılması gereken sanığın 23.09.2014 tarihinde … Devlet Hastanesi Acil Servisine müracaat ederek 1 hafta istirahat aldığı, müteakiben aynı hastaneden 30.09.2014 ve 06.10.2014 tarihlerinde iki defa 7'şer günlük istirahatlar daha aldığı,

Sanığın, … Devlet Hastanesinde çalışan ve akrabası İ.H. isimli tanıdığı ve yine aynı hastanede bilgi işlem personeli olarak çalışan M.D. vasıtasıyla müteakip dönemlerde arada hiç boşluk bırakmayacak şekilde sahte istirahat belgeleri (14.10.2014 (10 gün); 24.10.2014 (10 gün); 03.11.2014 (10 gün); 14.11.2014 (7 gün); 21.11.2014 (7 gün); 26.11.2014 (7 gün); 03.12.2014 (7 gün); 01.10.2015 (10 gün); 10.01.2015 (10 gün); 20.01.2015 (10 gün); 30.01.2015 (10 gün); 06.02.2015 (10 gün); 16.02.2015 (10 gün); 26.02.2015 (10 gün); 08.03.2015 (10 gün); 18.03.2015 (10 gün); 28.03.2015 (10 gün); 07.04.2015 (10 gün)) düzenlettirdiği ve birliğine dönmediği;

Sanığın 5 günlük izinden dönmemesi üzerine Birlik K.lığı personeli tarafından sanıkla irtibat kurulmaya çalışıldığı, sanıkla ve sanığın "eniştem" diye tanıtıp yönlendirdiği İ.H. ile görüşmeler yapıldığı; sanığın, "hastanede yattığına" dair beyanlarının olduğu, hastane kayıtlarının istendiği, bir müddet bu kayıtların gelmesinin beklenildiği, en son 26.11.2014 tarihinde … Devlet Hastanesi aranarak sanığın durumunun sorulduğu, sanığın hastanede yatmadığı bilgisinin alınması üzerine sanıkla ve İ.H. ile yeniden irtibat kurulduğu, sanığın izinli olarak evde olduğu bilgisinin alındığı, hastane raporları istenildiğinde ise İ.H'nun faksla 5 farklı istirahat raporu gönderdiği,

Gönderilen raporların istirahat tarihleri ile muayene tarihlerinin birbirlerini tutmadığı ve defter kayıt numaralarının aynı olduğu tespit edilerek hastane ile tekrar irtibat kurulduğu ve bahse konu raporların gerçek dışı olduğu öğrenilerek sanık hakkında tekrar suç dosyası tanzim edildiği, suç dosyaları birleştirmek suretiyle Askeri Savcılık tarafından yürütülen soruşturmada sanık hakkında yakalama emri çıkarttırıldığı ve bundan haberdar olan sanığın 27.05.2015 tarihinde kendiliğinden birliğine döndüğü, maddi vakıanın mahkemesince kabul edildiği,

Askeri mahkemece, sanığın 06.10.2014 tarihinde aldığı (7) günlük istirahat süresi sonrasında tanınması gereken dönüş yol süresi de hesaba katılmak suretiyle suçunun temadi başlangıç tarihinin 14.10.2014 olarak belirlendiği görülmektedir.

Mahkemece 23.09.2014, 30.09.2014 ve 06.10.2014 tarihli istirahat raporlarının hastane kayıt ve yazışmalarından ilgili doktorlar tarafından verilmiş olması gözetilerek hukuken geçerli raporlar olarak kabul edilmesinde duraksama bulunmamaktadır.

Sanık ve akrabası tarafından gönderilen 14.10.2014 tarihi ve sonrasına ilişkin raporların tarih ve kayıtlarındaki çelişkiler nedeniyle ikna ve iğfal kabiliyetine sahip olmaması, ilgili makamların hastaneyi arayıp sanığın hastanede yatmadığı ve kendisine istirahat verilmediğine yönelik bilgilere ulaşarak sanık hakkında suç dosyası hazırlanıp takibatın başlaması hususları ve sanığın asıl kastının izinden dönmemek olması gözetilerek Askeri Mahkemece sanığın eyleminin askerlikten kurtulmak için hile yapmak suçuna vücut vermediğinin kabulünde isabet bulunmaktadır.

Askeri Mahkemece; sanığın kovuşturma aşamasında adli gözlem altına alınması suretiyle cezai ehliyetinin tam olduğu ve askerliğe elverişli bulunduğunun tespit ettirildiği tüm unsurları ile oluşan atılı izin tecavüzü suçunun işleniş şekli gözetilerek suç kastının yoğunluğu nedeniyle yasal ve inandırıcı gerekçelerle alt sınırdan uzaklaşılarak ceza tayininde, verilen kısa süreli hapis cezasının seçenek yaptırımlardan olan adli para cezası yaptırımına çevrilmesi suretiyle cezalandırılmasında, yasal engel nedeniyle (Adli sicil kaydındaki HAGB kararlarının bulunması) hükmün açıklanmasının geri bırakılmamasında ve vak'a kanaat raporundaki olumsuz kanaatler ile adli sicil kaydındaki sabıka durumu gözetilerek mahkemesinde olumlu kanaat oluşmadığından hakkındaki hürriyeti bağlayıcı cezanın ertelenmemesinde (Dz.8,53,19); usul, sübut, vasıf, takdir ve uygulama yönlerinden her hangi bir hukuka aykırılık bulunmamakla birlikte;

Sanığın daha önceki istirahat raporları sonrası birliğine katılması için kendisine tanınacak yol süresini kullanıp kullanmadığına veya bunun ne kadar sayıda olacağına ilişkin herhangi bir yasal kısıtlama bulunmadığından en son istirahat raporunun 06.01.02014 tarihinde alındığı ve 7 gün süreli istirahatinin 12.01.2014 tarihinde sona ereceği; istirahatli kişiye yola çıkma külfeti yüklenemeyeceğinden ve yol süresinin istirahat sonrası birliğine katılması için tanınan bir müsaade olduğundan sanığın istirahatini geçirdiği … ilinden Birliğinin olduğu … iline gitmesi için MSB.lığı yol çizelgesinde belirtilen iki günlük yol süresi sonunda 14.10.2014 tarihinde saat 24:00'a kadar birliğine katılabileceği bu durumda izin tecavüzü suçunun başlangıç tarihinin ''15.10.2014” olarak kabul edilmesi gerekirken, kısa karar ve gerekçeli hükümde “14.10.2014” olarak belirtilmesi, hukuka aykırı ise de; suçun hukuki niteliğine ve ceza uygulamasına bir etkisi bulunmayan bu hatanın 353 sayılı Kanun’un 220/2-F maddesi gereğince düzeltilmesi mümkün olduğundan, sanık hakkında verilen mahkûmiyet hükmünün bozulmasına ve suç başlangıç tarihinin ''15.10.2014” olarak tespiti ile mahkûmiyet hükmünün düzeltilerek onanmasına karar verilmiştir.

Tebliğnamede sanığa iki defa yol süresi verilmesinin hakkaniyete uygun olmadığı bu nedenle son istirahat raporu sonrası yol süresi verilmeden suç tarihinin belirlenmesi gerektiği yönünde görüş bildirilmiş ise de; istirahat sonrası yol süresinin tanınmasının MSB.lığı genelge ve talimatlarına uygun olduğu gibi Askeri Yargıtayın da yerleşik içtihatlarına uygun olduğundan tebliğnamede ileri sürülen bu görüşe iştirak edilmemiştir (Askeri Yargıtay Daireler Kurulunun 30.01.2014 tarihli ve 2014/1-2 E.K. sayılı ve 03.03.2016 tarihli ve 2016/6-23 E.K. sayılı ilamları da bu yöndedir).

Sonuç Ve Karar: Yukarıda açıklanan nedenlerle;

Sanık müdafiinin temyizine atfen ve resen, 353 sayılı Kanun’un 221/1’inci maddesi gereğince, suçun başlangıç tarihinin hatalı tespiti yönünden hukuka aykırı bulunan mahkûmiyet hükmünün BOZULMASINA;

Ancak, bozma sebebi yeniden yargılama yapılmasını gerektirmediğinden, 353 sayılı Kanun’un 5530 sayılı Kanun’la değişik 220/2-F maddesi gereğince;

Hükümde hatalı olarak yazılan firar suç başlangıç tarihinin “14.10.2014” yerine ''15.10.2014” şeklinde değiştirilmek ve diğer kısımları aynen muhafaza edilmek suretiyle, mahkûmiyet hükmünün düzeltilerek ONANMASINA;

Tebliğnameye sebepte farklı fakat sonuçta uygun olarak, 20.04.2016 tarihinde oybirliği ile karar verildi. (¤¤)

Full & Egal Universal Law Academy