Askeri Yargıtay 1. Daire 2016/248 Esas 2016/268 Karar
Karar Dilini Çevir:
AskeriYargıtay
Dairesi: 1. Daire
Esas No: 2016/ 248
Karar No: 2016 / 268
Karar Tarihi: 13.04.2016

(2709 S. K. m. 141) (5271 S. K. m. 34, 219, 221, 222, 230)

Sanığın, 08.05.2012 tarihinde 02:00-04:00 saatleri arasında nöbetinin olduğu, nöbetine gidebilmesi için silahlık nöbetçisi olan mağdur İkm.Çvş. G.D. tarafından saat 01:30 civarında uyandırılmaya çalışıldığı, sanığın kalkmadığı, mağdurun ısrarları sonucu sanığın saat 01:50’de uyandığı, daha sonra mağdur ile kendisini geç kaldırdığından bahisle tartışmaya başladıkları tartışma esnasında sanığın üstü konumunda bulunan mağdura “a. …. koyarım, seni sinkaf ederim” diye küfür ettiği, tartışma devam ederken sanığın elinin kazayla koğuşun camına çarptığı, camın çatladığı ancak, kırılmadığı, bunun üzerine sanığın aynı cama yumrukla vurarak camı kırdığı, kırılan camın bedelinin 9,6 TL olduğu, böylece 08.05.2012 tarihinde askeri eşyayı kasten tahrip ve üste hakaret suçlarını işlediği kabul edilerek, yukarıda izah edildiği şekilde ayrı ayrı mahkûmiyetine karar verilmiş ise de;

1) CMK’nın “Duruşma Tutanağı” başlıklı 219’uncu maddesi, “Duruşma için tutanak tutulur. Tutanak, mahkeme başkanı veya hâkim ile zabıt kâtibi tarafından imzalanır...” hükmünü içermektedir.

CMK’nın 221 ve 222’nci maddelerine göre, duruşmanın seyrini ve sonuçlarını yansıtan ve yargılamanın; usulün bütün temel kurallarına uyularak yapılıp, yapılmadığını gösteren duruşma tutanaklarının; bu esaslara uygunluğun belirlenmesi açısından ispat gücü ve önemine sahip bulunması nedeniyle, duruşma tutanaklarının yasaya uygun şekilde düzenlenmiş ve imzalanmış olması gerekmektedir.

Kovuşturmanın nasıl gerçekleştiğini gösteren tek ispat aracı olması nedeniyle, duruşma tutanağının düzenlenmesine ilişkin usul kuralları emredici nitelikte usul kuralları arasında bulunmaktadır.

CMK’nın 230’uncu maddesinde; hükmün gerekçesinde, iddia ve savunmada ileri sürülen görüşler ile hükme esas alınan ve reddedilen delillerin belirtilmesi yanında, delillerin tartışılması ve değerlendirilmesi; iddia ve savunmanın delillere göre irdelenmesi neticesinde ulaşılan kanaatin açıklanarak, sanığın suç oluşturduğu sabit görülen fiilinin ortaya konulması ve bu fiilin nitelendirilmesinin yapılması gerektiği hususları düzenlenmiş bulunmaktadır. Keza, Anayasanın 141/3 ve CMK’nın 34/1’inci maddeleri, mahkemelerin her türlü kararlarının gerekçeli olarak yazılacağına amir bulunmaktadır.

Bu düzenlemelere göre, hükmün gerekçesinde, iddia ve savunmada ileri sürülen görüşler ile hükme esas alınan ve reddedilen delillerin belirtilmesi yanında, iddia ve savunma bu delillere göre irdelenmeli, gerek sanığın ortaya koyduğu savunmaların, gerekse iddia makamının istemlerinin ne ölçüde ve hangi sebeplerle kabule değer bulunup bulunmadığı hususu temyiz incelemesine imkân verecek yeterlilikte açıklanarak; sanığın suç oluşturduğu sabit görülen fiili ortaya konulmalı ve bu fiilin nitelendirilmesi yapılmalıdır.

Bu açıklamalardan sonra somut olaya dönüldüğünde, sanığın istinabe suretiyle sorgu ve savunmasının tespit edildiği 20.12.2013 tarihli duruşmaya ait tutanakların (Dz.166,167) fotokopi olduğu anlaşıldığından, mahkûmiyet hükümlerinin, usul yönünden ayrı ayrı bozulmasına karar verilmiştir.

2) Dosya içerisinde (Dz. 1, 3, 5, 6 ve 9)’da yer alan sanığın psikiyatrik safahatına ilişkin doktor ve hastane raporları dikkate alınarak; sanığın suç tarihlerinde psikiyatrik açıdan askerliğe elverişli olup olmadığı ve ceza ehliyeti konusunda ortaya çıkan kuşkunun giderilmesi bakımından, şahsi dosyasında mevcut kıta anket formlarının da dava dosyasına getirtilmesinden sonra, suç tarihlerinde psikiyatrik açıdan askerliğe elverişli bulunup bulunmadığının, keza, ceza ehliyetinin tespiti için adli gözlem altına aldırılmasına gerek olup olmadığının belirlenebilmesi amacıyla, psikiyatri uzmanı bir bilirkişiye muayene ettirilmeksizin karar verilmesinin, noksan soruşturma teşkil ettiği değerlendirildiğinden, mahkûmiyet hükümlerinin, noksan soruşturma yönünden de ayrı ayrı bozulmasına karar verilmiştir.

Sonuç Ve Karar: Yukarıda açıklanan nedenlerle;

Sanığın temyiz sebeplerine atfen ve resen, mahkûmiyet hükümlerinin, 353 sayılı Kanun’un 221/1’inci maddesi gereğince usul ve noksan soruşturma yönlerinden ayrı ayrı BOZULMASINA;

Tebliğnameye uygun olarak, 13.04.2016 tarihinde, oybirliği ile karar verildi. (¤¤)

Full & Egal Universal Law Academy