Askeri Yargıtay 1. Daire 2016/233 Esas 2016/252 Karar
Karar Dilini Çevir:
AskeriYargıtay
Dairesi: 1. Daire
Esas No: 2016/ 233
Karar No: 2016 / 252
Karar Tarihi: 27.04.2016

(1632 S. K. m. 85) (5271 S. K. m. 223)

Askeri Savcılığın iddianamesi ile; 26.04.2014 tarihinde lojmanlarda çocukların kavgası nedeniyle çıkan tartışmada sanığın mağdur Tnk.Kd.Bçvş. O.T.'ye hitaben “Sen Kürdün boku bile olamazsın” demek suretiyle üste hakaret suçunu işlediği iddia edilerek hakkında dava açıldığı;

Askeri Mahkemece; sanığın mağduru kastederek “Sen kürdün boku bile olamazsın” dediği hususunun şüpheli kaldığı ve ortaya çıkan bu şüphenin sanık lehine yorumlanması gerektiği gerekçesiyle sanık hakkında beraat hükmü kurulduğu görülmektedir.

Sanığın savunmasında, mağdura karşı herhangi bir hakaretinin söz konusu olmadığını, eşinin Kürt olması nedeniyle lojmanlarda kendisine ayrımcılık yapıldığını söylediğini, bugüne kadar böyle bir olaya şahit olmadığını, o gün eşini rahatlatmak için “Kim ayırımcılık yapıyorsa Kürdün boku bile olamaz” dediğini ifade ettiği;

Mağdur Tnk.Kd.Bçvş. O.T.'nin sanığın iddianamede belirtilen sözü söylediğine bizzat şahit olmadığını ancak daha sonra tanık A.A.’nın idari tahkikat esnasında söylemesi üzerine haberdar olduğunu beyan ettiği;

Yargılama esnasında dinlenilen tanıklar U.Y., A.Ç., S.U. ve Z.Y'ın sanığın iddia edildiği şekilde bir söz söylemediğini ifade ettikleri;

Tanık A.A.'nın, Askeri Mahkeme huzurunda tespit edilen ifadesinde, “Sanığın lojmandan aşağıya indiği sırada “Sen Kürdün boku bile olamazsın” şeklinde söz söylediğini, bu esnada mağdurun henüz aşağıya inmediğini, sanığın bu sözü mağduru kast ederek söyleyip söylemediğini bilemediğini, psikiyatrik tedavi gördüğünü, bu nedenle sağlıklı bir değerlendirme yapamayacağını” beyan ettiği;

Tanık M.A.'nın, “Sanığın eşi ile sohbet ettiğini, eşinin kızının ismini hep sorun olması nedeniyle değiştirmek istediğini kendisine söylediğini, kendisinin de prosedürün çok zor olduğunu, reşit olduğunda istiyorsa kızının değiştirilebileceğini söylediğini, bu sırada sanığın yanlarına geldiğini, bu konuşmalara sanığın da şahit olduğunu ve eşine “Boş ver bize bu şekilde davrananlar Kürdün boku bile olamazlar” gibisinden genel bir ifade kullandığını ifade ettiği;

Görülmektedir.

Ceza hukukunda mahkûmiyet hükmünün tesisi için, sanığın isnat edilen suçu işlediğinin her türlü şüpheden uzak, maddi delillerle ispat edilmesi gerekmektedir. En ufak bir şüphenin varlığı hâlinde, bu şüphenin sanık lehine yorumlanması “Şüpheden sanık yararlanır” şeklindeki evrensel hukuk ilkesinin gereğidir.

Sanığın suçlamayı kabul etmemesi, mağdurun, sanığın bahsi geçen sözleri söylediğine bizzat şahit olmadığını belirtmesi, tanık A.A. ile M.A. haricindeki diğer tanıkların iddia konusu edilen sözlerin söylenmediğini ifade etmeleri, tanıklar A.A. ile M.A.’nın da sanığın bahse konu sözleri söylediğini ifade etmekle birlikte sanığın bu sözleri mağduru hedef alarak söylediğine ilişkin beyanlarının bulunmaması hususları bir bütün olarak değerlendirildiğinde; dava konusu olayın şüpheli kaldığı, sanığın mahkûmiyetine karar verilebilmesi için her türlü şüpheden uzak yeterli delil bulunmadığı sonucuna varılarak; Askeri Savcının temyiz sebepleri kabul edilebilir mahiyette görülmemiş ve Askeri Mahkemece, “Şüpheden sanık yararlanır” ilkesi gereğince sanık hakkında beraat kararı verilmiş olmasında bir isabetsizlik bulunmadığı değerlendirilerek, beraat hükmünün onanmasına karar verilmiştir.

Sonuç Ve Karar: Yukarıda açıklanan nedenlerle;

Askeri Savcının kabule değer görülmeyen temyiz sebeplerinin, 353 sayılı Kanun’un 217/2’nci maddesi gereğince REDDİNE,

Usul ve esas yönlerinden hukuka uygun bulunan beraat hükmünün ONANMASINA,

07.04.2016 tarihinde, tebliğnameye uygun olarak, oybirliği ile karar verildi. (¤¤)

Full & Egal Universal Law Academy