Askeri Yargıtay 1. Daire 2016/221 Esas 2016/241 Karar
Karar Dilini Çevir:
AskeriYargıtay
Dairesi: 1. Daire
Esas No: 2016/ 221
Karar No: 2016 / 241
Karar Tarihi: 30.03.2016

(5237 S. K. m. 29, 106) (5271 S. K. m. 223) (1632 S. K. m. 117)

J.Uzm. III. Kad. Çvş. M.A. ve mağdur J.Uzm. Çvş. A.K.'nin suç tarihinde … İl J.K.lığı Asyş. Ş. Müdürlüğü emrinde görevli oldukları, 03.10.2013 tarihinde sanık M.A.nın ailesiyle beraber … iline kendi arabası ile yolculuk yaparken arabasına mağduru da aldığı ve yoluna devam ettiği, arabayı kullanan sanığın yorulması üzerine direksiyona mağdurun geçtiği, mağdurun arabayı kullandığı esnada kaza yaşandığı, kazada sanığın eşi F.A.'nın ciddi bir şekilde yaralandığı ve bir müddet hastanede yattığı, eşinin durumuna üzülen sanığın bu yaralanmadan dolayı olay sırasında aracı kullanmakta olan ve dikkatsizliği sonucu kaza yapan mağduru sorumlu tuttuğu;

21.03.2014 tarihinde er erbaş gazinosunda mağdurun bulunduğunu gören sanık M.A.'nın trafik kazasında yaralanan eşinin durumu karşısında, mağduru dikkatsiz eyleminden sorumlu tutup kapıldığı üzüntü ile ve Uzm.Çvş. A.K.’nin kaza olayından kendisinin sorumlu olmadığına dair sözlerine sinirlenerek Uzm.Çvş. M.A.’nın, Uzm.Çvş. A.K.’nin yakasından tutup “eşime bir şey olursa iyileşemez ise seni öldürürüm” diyerek çenesine yumruk attığı;

… Ordu Komutanlığı Askeri Savcılığınca düzenlenen iddianame ile; sanık J.Uzm III Kad. Çvş. M.A.'nın mağdur (Katılan) J.Uzm. Çvş. A.K.'nin yakasından tutarak çenesine yumruk atmak suretiyle kasten yaralama suçunu işlediğinden bahisle eylemine uyan TCK.nın 86/2'inci maddesi uyarınca ve yine mağdura karşı "eşime bir şey olursa iyileşmez ise seni öldürürüm." demek suretiyle tehdit suçunu işlediğinden bahisle eylemine uyan TCK.nın 106/1'inci maddesi uyarınca ayrı ayrı cezalandırılması talebi ile kamu davasının açıldığı (66);

Yapılan yargılama sonucunda;

"Sanık J.Uzm. III. Kad. Çvş. M.A.'nın, 21.03.2014 tarihinde astı konumunda bulunan J.Uzm. Çvş. A.K.'ye karşı asta müessir fiil suçunu işlediği kabul edilerek As.C.K.nın 117/1'inci, TCK.nın 29'uncu maddesi (3/4 indirim), TCK'nın 62 ve CMK'nın 231'inci maddeleri uyarınca verilen beş gün hapis cezasına ilişkin hükmünün açıklanmasının geri bırakılmasına"

Karar verildiği;

Bu kararın taraflarca itiraz edilmemekle 16.12.2015 tarihinden geçerli olmak üzere kesinleştirildiği;

Sanığın 21.03.2014 tarihinde katılanın yakasından tutarak “eşime bir şey olursa, iyileşemez ise seni öldürürüm” demek suretiyle tehdit suçunu işlediğinden bahisle açılan davada ise;

Askeri Mahkemece yapılan yargılama sonucunda;

"Yaralan eşinin durumuna üzülen sanığın bu yaralanmadan dolayı mağduru sorumlu tuttuğu, 21 Mart 2104 tarihinde er-erbaş gazinosunda mağdurun bulunduğunu gören sanık M. A'ün eşinin yaralanması sebebiyle kapıldığı üzüntü ve öfke ile mağdurun yakasından tutarak çenesine yumruk attığı sabit ise de, bu yumruk atma eylemi sırasında veya eylemden hemen önce veyahut da hemen sonrası sanığın mağdura karşı "Eşime bir şey olursa iyileşmezse seni öldürürüm" şeklinde iddia olunan sözlerin her ne kadar objektif olarak mağdurun iç huzurunu bozacak ve endişeye sevk edecek nitelik ve elverişlilikte olsa da";

Tanık R.S.'nin "...ben M.A.'nın A.K.'ye yönelik tehdit ve yaralama eylemini görmedim, aralarında bir kargaşa çıkınca dönüp baktığımda sadece konuşur vaziyette gördüm, ne konuştuklarını da bilmiyorum." şeklindeki beyanları,

Tanık A.A.'nın "...M. Uzman, A.Uzmana "Eşime bir şey olursa seninle görüşürüz" dediğini duydum." şeklindeki tehdit unsuru içermeyen sözlere şahitlik ettiği beyanları karşısında mağdurun soyut ve başkaca delillerle desteklenemeyen beyanları ile sanığın tehdit etmediği yönündeki beyanları ve tüm dosya kapsamı birlikte değerlendirildiğinde (Dz. 59 da yer alan tutanakta belirtilen ve tehdit mesajı olduğu söylenen yazıların iddianamede anlatılan maddi vakıanın delili olarak kabul edilemeyeceği), sanığın tehdit suçunu işlediğine ilişkin ve dolayısıyla mahkûmiyeti için her türlü şüpheden uzak yeterli, kesin ve inandırıcı delilin bulunmaması ve üzerine atılı suçu işlediğinin şüpheli kalması ve şüpheden sanık yararlanır ilkesi uyarınca, yüklenen tehdit suçunun sanık tarafından işlendiğinin sabit olmadığı vicdani kanaatine varılarak müsnet suçtan CMK.nun 223/2-e maddesi uyarınca beraatına karar verilmiştir";

Şeklindeki gerekçe ile karar verildiği anlaşılmaktadır.

Tehdit suçu, TCK’nın 106/1’inci maddesinde;

“Bir başkasını, kendisinin veya yakınının hayatına, vücut veya cinsel dokunulmazlığına yönelik bir saldırı gerçekleştireceğinden ... Malvarlığı itibarıyla büyük bir zarara uğratacağından veya sair bir kötülük edeceğinden bahisle ...” tehdit etme şeklinde düzenlenmiştir.

TCK’nın 106’ncı maddesinin gerekçesinde;

“Tehdidin koruduğu hukuki değer, kişilerin huzur ve sükûnudur; böylece kişilerde bir güvensizlik duygusunun meydana gelmesi engellenmektedir. Bu nedenle, söz konusu madde ile insanın kendisine özgü sulh ve sükûnuna karşı işlenen saldırılar cezalandırılmış olmaktadır. Fakat tehdidin bu maddeyle korumak istediği esas değer, kişinin karar verme ve hareket etme hürriyetidir.

Tehdit hâlinde, gerçekleşmesi failin isteğinin yerine getirilmemesi kaydına bağlı bir tecavüz, kötülük mağdura bildirilmektedir. Tehdidin konusunu, kişinin hayatının veya vücut bütünlüğünün tehlikeye maruz bırakılacağının, suç teşkil eden belli bir fiilin işleneceğinin, genel olarak kuvvet kullanılacağının veya herhangi bir kötülüğün, haksızlığın gerçekleştirileceğinin bildirilmesi oluşturmaktadır".

Suçun oluşması bakımından tehdit konusu kötülüğün gerçekleşip gerçekleşmemesi önemli değildir. Tehdidin objektif olarak ciddi bir mahiyet arz etmesi gerekir. Yani, istenilen şeyin yerine getirilmemesi hâlinde tehdit konusu kötülüğün gerçekleşeceği ihtimali objektif olarak mevcut olmalıdır. Sarf edilen söz, gerçekleştirilen davranış muhatap alınan kişi üzerinde ciddi bir korku yaratma açısından sonuç almaya elverişli, yeterli ve uygun değilse, tehdidin oluştuğu ileri sürülemez.

Objektif olarak ciddi bir mahiyet arz edebilecek bir tehdit sözünün somut olayda muhatabı üzerinde etkili olması şart olmadığı gibi, failin objektif olarak ciddi bir mahiyet oluşturabilecek söz ve davranışlarla mağduru tehdit etmek istemesine rağmen, mağdurun bu söz ve davranışları ciddiye almamış olması da suçun oluşumuna engel oluşturmayabilecektir.

Uyum ve kararlılık gösteren Askeri Yargıtay ve Yargıtay kararlarında, söylenen sözlerin tehdit içerip içermediğinin failin ve mağdurun içinde bulundukları ortama, söylenen sözlere, söylenme nedenine ve söylendiği koşullara göre değerlendirilmesi gerektiği kabul edilmektedir

Bu açıklamalar doğrultusunda temyiz konusu olay incelendiğinde;

Sanığın “eşime bir şey olursa, iyileşemez ise seni öldürürüm” şeklindeki sözleri söylediğine ilişkin katılanın beyanları dışında herhangi bir delil bulunmaması, tanık A. A.'nın, sanığın katılana yönelik “eşime bir şey olursa seninle görüşürüz” dediğini beyan etmesi karşısında, Askeri Mahkemece, olayın sübutunda, sanığın “eşime bir şey olursa seninle görüşürüz” sözlerini söylemiş olduğunun kabulünde herhangi bir hukuka aykırılık bulunmamaktadır.

Bu beyan dikkate alındığında, sanığın, açık bir şekilde katılanın hayatına, vücut ve cinsel dokunulmazlığına yönelik bir saldırı gerçekleştireceğinden ya da mal varlığı itibarıyla büyük bir zarara uğratacağından söz etmemesi, eylemin oluş ve gelişimi ile meydana geldiği yer gözetildiğinde, sarf edildiği sabit görülen sözlerin soyut nitelikte ve objektif değerlendirmeye göre katılanın iç huzurunu bozucu, onu korku ve endişeye sürükleyecek nitelikte sözler olmadığı, sanığın katılanı tehdit etmekten ziyade, bu kişinin kazaya sebebiyet verdiğini düşündüğünden dolayı duyduğu üzüntüyü kızgınlık ruh hali içinde, tehdit kastı olmaksızın söylediği ve müsnet suçun unsurları bakımından oluşmadığı anlaşılmakla, Askeri Savcının yerinde görülmeyen temyiz sebeplerinin reddi ile hukuka uygun bulunan beraat hükmünün onanmasına karar verilmiştir.

Üye …; suçun sübut bulduğu görüşü ile karara katılmayıp muhalif kalmıştır.

Sonuç Ve Karar: Yukarıda açıklanan nedenlerle;

Askeri Savcının kabule değer görülmeyen temyiz sebeplerinin, 353 sayılı Kanun’un 217/2’nci maddesi gereğince REDDİNE;

Usul ve esas yönlerinden hukuka uygun bulunan beraat hükmünün ONANMASINA;

Tebliğnameye uygun olarak, 30.03.2016 tarihinde; Üye …'nin karşı oyu ve oyçokluğu ile karar verildi. (¤¤)

Full & Egal Universal Law Academy