Askeri Yargıtay 1. Daire 2016/176 Esas 2016/197 Karar
Karar Dilini Çevir:
AskeriYargıtay
Dairesi: 1. Daire
Esas No: 2016/ 176
Karar No: 2016 / 197
Karar Tarihi: 16.03.2016


(1632 S. K. m. 87) (5237 S. K. m. 51, 52, 62)

 

Sanık Topçu Er K.H.Ç. ve hakkında hükmün açıklanmasının geri bırakılması kararı verilen Topçu Er A.A.'nın …K.lığı emrinde askerlik hizmetlerini yaparlarken 31.10.2011 tarihinde koğuşçu olarak görevli olan Topçu Er N.E. tarafından uyandırdıkları halde, kalkmadıkları için sabah içtimasına katılmadıkları, sanık ve Topçu Er A.A.'nın içtimaya katılmadıklarının Tabur Nöbetçi Subayı tarafından tespit edildiği, Nöbetçi Subayı Topçu Atğm. C.N.’ın sanığı ve A.A.'yı içtimaya çağırması için bir askeri görevlendirerek koğuşa gönderdiği, bu askerin koğuşçu olarak görevli olan Topçu Er N.E.'ye nöbetçi subayının emrini ilettiği, Topçu Er N.E.'nin sanığı ve Topçu Er A.A.'yı da içtimaya katılmaları için kaldırmaya çalıştığı, buna karşın ikisinin de kalkıp sabah yapılan içtimaya katılmadıkları, akabinde bu olayla ilgili olarak haklarında tutanak tutulduğu dosya kapsamından anlaşılmaktadır.

 

Sanığın koğuşta uyuduğu, içtimaya katılmaması üzerine koğuşçu olarak görevli olan Topçu Er N.E. tarafından uyandırılmaya çalışıldığı, uyandığı halde kalkmağı için sabah içtimasına katılmadığı dosyadaki delillerden anlaşılmaktadır.

 

ASCK’nın 87'nci maddesinde ifadesini bulan emre itaatsizlikte ısrar suçunun oluşumu için;

 

1-) Üst veya amir tarafından verilen hizmete ilişkin bir emrin varlığı,

 

2-) Astın bu emri hiç yapmaması, itaatten fiilen veya sözle imtina etmesi veya emir tekrar edildiği hâlde itaat etmemekte direnmesi,

 

3-) İtaatsizlik kastıyla hareket etmesi gerekmektedir.

 

Emir: "Hizmete ait bir talep veya yasağın sözle, yazı ile ve sair suretle ifadesidir" (TSK İç Hz. K. Md. 8)

 

Hizmet: "Kanunlarla, nizamlarda yapılması veyahut yapılmaması yazılmış olan hususlarla amir tarafından yazı ile veya sözle emredilen veya yasak edilen işlerdir" (TSK. İç Hz.K.Md.6);

 

Yine Hizmet: ASCK’nın 12. maddesinde "... gerek malum ve muayyen olan ve gerek bir amir tarafından emredilen bir askeri vazifenin madun tarafından yapılması hâlidir." şeklinde tanımlanmıştır.

 

Dava konusu olayda, sanığa kalkıp içtimaya katılması için verilen emrin hizmete ilişkin olduğu ve sanığın bilgisine ulaştırıldığı, buna rağmen sanığın içtimaya katılmadığı anlaşılmaktadır.

 

Sanık temyiz dilekçesinde her ne kadar içtimaya katılamaz ve beş dakikadan fazla ayakta duramaz şeklinde bir raporu olduğunu ileri sürmüş ise de, yapılan araştırmada ve sanığa ait sağlık belgeleri içerisinde böyle bir raporun bulunmadığı, tanık beyanları dikkate alındığında sanığın revire sevk edilmediği, bu yönde hastalığını belirtmediği, bu nedenle revir kayıtlarının araştırılmamış olmasında bir noksanlık bulunmadığı, psikiyatri uzmanınca muayenesi yapılan ve olay sonrası saat 07:00-10:00 arası nöbeti olan ve nöbetini tutmadığına yönelik her hangi bir delil bulunmayan sanık hakkında hastane kayıtlarının araştırılmasına da gerek olmadığı, yine tanık Topçu Er N.E.'nin sanıkları uyandırıp içtima emrini tebliğ ettiği sırada sanığın koğuş sorumlusuna cevap vermemiş veya emri yapıp yapmayacağına dair bir şey söylememiş olmasının sanığın uyanmadığı veya emri tebliğ almadığı anlamına gelmeyeceği, emrin sanık tarafından tebliğ alınıp herhangi bir sağlık mazereti olmaksızın kasten sanık tarafından yerine getirilmemiş olduğu hususunda herhangi bir tereddüt ve şüphe bulunmadığı, bozma sonrası Askeri Mahkemece bozma gereklerinin yerine getirilmiş olduğu anlaşıldığından, sanığın temyiz sebebinin yerinde olmadığı ve müsnet suçun tüm unsurları yönünden oluştuğu anlaşılmaktadır.

 

Askeri Mahkemece; sanığın, kovuşturma aşamasında bilirkişiye muayenesinin yaptırılarak, adli gözlem altına alınmasına gerek olmadığı ve TCK’nın 32’nci maddesinden faydalanamayacağının belirtilmesi suretiyle cezai ehliyetinin tam olduğu ve askerliğe elverişli bulunduğunun tespit ettirildiği, tüm unsurları ile oluşan atılı suçtan yasal ve haklı gerekçelerle, alt sınırdan ceza tayin edilip, takdiri indirim yapılarak, adli para cezasına çevrilmek suretiyle yazılı olduğu şekilde cezalandırılmasında, adli sicil kaydında bulunan kasıtlı suçtan mahkûmiyetinin olması nedeniyle yasal engel oluşturduğu gözetilerek hakkında erteleme ve hükmün açıklanmasının geri bırakılması hükümlerinin uygulanmamış olmasında; usul, sübut, vasıf, takdir ve uygulama yönlerinden her hangi bir hukuka aykırılık bulunmadığından sanığın kabule değer bulunmayan temyiz sebeplerinin reddi ile mahkûmiyet hükmünün onanmasına karar verilmiştir.

 

Üyeler …; hükmün usul ve noksan soruşturma yönünden bozulması gerektiği görüşü ile karara katılmayıp muhalif kalmışlardır.

 

Sonuç Ve Karar: Yukarıda açıklanan nedenlerle;

 

Sanığın kabule değer görülmeyen temyiz sebeplerinin, 353 sayılı Kanun’un 217/2’nci maddesi gereğince REDDİNE;

 

Usul ve esas yönlerinden hukuka uygun bulunan mahkûmiyet hükmünün ONANMASINA;

 

Tebliğnameye uygun olarak, 16.03.2016 tarihinde Üyeler …’nin karşı oyu ve oyçokluğu ile karar verildi. (¤¤)


Full & Egal Universal Law Academy