Askeri Yargıtay 1. Daire 2016/153 Esas 2016/172 Karar
Karar Dilini Çevir:
AskeriYargıtay
Dairesi: 1. Daire
Esas No: 2016/ 153
Karar No: 2016 / 172
Karar Tarihi: 02.03.2016


(1632 S. K. m. 85) (353 S. K. m. 221)

 

Sanığın, 14.08.2014 tarihinde saat 22.00 sıralarında yapılan yat içtiması sırasında içtima düzenini bozanların ismini alan mağdur Hv.P.Çvş. M.A.’ya hitaben, “Benim ismimi almaya senin şafağın yetmez” dediği, bu sözü duyan Hv.P.Çvş. B.K.’nin sanığa, “Sen bir çavuşla nasıl bu şekilde konuşuyorsun?” dediği, bunun üzerine sanığın, elinde bulunan kağıdı yere atarak, “S..kerim çavuşu(nu)” diye cevap verdiği ve Hv.P.Çvş. B.K. ile tartışmaya başladıkları, diğer askerlerin araya girmesiyle olayın sona erdiği, böylece sanığın, üstü konumunda bulunan mağduru kastederek “S..kerim çavuşu” şeklinde söz sarf etmek suretiyle üste hakaret suçunu işlediği iddiasıyla kamu davası açıldığı;

 

Askeri Mahkemece; sanığın, olay sırasında hakaret içeren cümleyi kullandığı, ancak herhangi bir kimseyi kastetmeden ortaya söylediği, tanık beyanlarının sanığın savunmasını destekler nitelikte olduğu, atılı suçu gerçekleştirdiğine yönelik tanık beyanlarının bulunmadığı, hatta hakaret fiilini gerçekleştirmediğine yönelik beyanların da bulunduğu, olayın başlangıç, gelişim ve sonuç bölümleri hakkında farklı tanık anlatımları olduğu, bu nedenle sanığın atılı suçu işlediğine ilişkin her türlü şüpheden uzak, kesin ve inandırıcı delil elde edilemediği kabul edilerek, şüpheden sanık yararlanır ilkesi gereğince beraatına karar verildiği;

 

Anlaşılmaktadır.

 

Sanığın, sorgu ve savunmasında; “… Ne Çavuş M.’ye ne de olay yerinde bulunan diğer çavuşlara yönelik olmayarak, ortaya doğru, hatta arkamı dönerek kendi arkadaşlarıma doğru ‘S.kerim, çavuşsa çavuş ne yapacak?’ dedim, ancak bu sözü kimsenin şahsına söylemedim, bir anlık sinirle ağzımdan çıktı, kesinlikle M.A.’ya söylemedim”;

 

Mağdur Hv.P.Çvş. M.A.’nın; “…O. sinirlenerek elinde bulunan kağıdı yere attı ve ortalığa doğru küfür etti. Ben sadece ‘S.kerim’ dediğini hatırlıyorum. Bu hakareti ben olay esnasında üzerime aldım ve bana dediğini sandım, ancak daha sonradan bana hakaret ve küfür etmediğini anladım”;

 

Tanık Hv.P.Çvş. B.K.’nin; “…M. Çavuş’a içtimada düzeni bozanların isimlerini almasını söyledim, M. isimleri aldıktan sora yerine geçti, yanında O. vardı, O.’nun M.’ye, ‘Senin şafağın benim ismimi almaya yetmez’ dediğini duydum. Bunun üzerine ben de O.’ya, ‘Sen bir çavuşla nasıl konuşuyorsun?’, dedim, o da bana, ‘Sen karışma, çavuşsanız ne olmuş yani?’ dedi, bunun üzerine, ‘Sen de okuyup çavuş olsaydın’ dedim, bu sırada bir kargaşa oluştu, etrafta bulunan askerler üzerimize doğru gelmeye başladılar, birkaç kişi O.’yu tutuyordu, O. elinde bulunan kağıdı yere atarak, hiç kimsenin şahsına yönelik değil, ortaya doğru, ‘Bırakın s.kerim’ dedi, ama hiçbir şekilde kimsenin şahsına yönelik küfür etmedi… Ben her ne kadar Birlik ifademde ‘S.kerim çavuşu’ şeklinde duyduğumu söylesem de, o hengamede böyle söylediğini anladım, ancak daha sonra, ‘S.kerim bırakın beni çavuşsalar ne olmuş’ şeklinde söylediğini hatırladım…”;

 

Tanık Hv.P.Çvş. M.O.’nun; “…‘S.kerim çavuşu’ diye bir küfür duydum, bunun O. tarafından söylendiğini sandım…”;

 

Tanık Hv.P.Er F.S.’nin; “…O.K.’yı kollarından tutarak olay yerinden uzaklaştırmaya çalıştık, o sırada O.K. bana doğru, ‘Bırakın beni bırakın, s.kerim yapacağınız işi’ dedi, ancak bunu bana karşı dedi, hiçbir şekilde çavuşlara karşı söylemedi, çavuşlara karşı ise, ‘Çavuş ise çavuşluğunu bilsin’ şeklinde söylemde bulundu…”;

 

Tanık Hv.P.Çvş. H.A.’nın ise; “… O.K., içtima alanında hatırladığım kadarıyla ilk önce M.A.’ya ‘Siz çavuşsanız ben de kıdemli askerim’ şeklinde sözler söyledi. Ben, B.K. ve M.O. araya girdik… Sanık, ‘S.kerim çavuşunu’ sözünü, genel olarak çavuşlara tepki göstermek ve kendisinin de kıdemli asker olduğunu söylemek amacıyla ifade etti…”;

 

Şeklinde beyanlarda bulundukları görülmektedir.

 

Sanık tarafından sarf edildiği iddia edilen, “S.kerim çavuşu(nu)” sözünün, mağdurun mesleki onur, vakar ve haysiyetini zedelemeye, itibar ve otoritesini sarsmaya yönelik olduğu, dolayısıyla üste hakaret suçunu oluşturduğunda kuşku bulunmamaktadır.

 

Sanık, mağdur ve tanıkların, aşamalardaki ifadeleri bir bütün halinde değerlendirildiğinde; sanığın, yat yoklaması sırasında mağdur Hv.P.Çvş. M.A.’ya, “Benim ismimi almaya senin şafağın yetmez” demesi üzerine, “Sen bir çavuşla nasıl bu şekilde konuşuyorsun?” diyerek uyarıda bulunan Hv.P.Çvş. B.K.’ya, “S.kerim çavuşu(nu)” diye karşılık verdiği, bu sözü sarf ederken kendisinden bahsedilen mağduru kastettiği konusunda kuşku bulunmadığı, tanıkların kovuşturma aşamasındaki ifadelerinde sanık lehine sarf ettikleri sözlerin, yoruma dayalı ve sanığın ceza almasını engellemeye yönelik olduğu, bu nedenlerle atılı suçun unsurları itibarıyla oluştuğu kabul edilerek sanığın mahkûmiyetine karar verilmesi gerekirken beraatine karar verilmesinin hukuka aykırı olduğu sonucuna varıldığından, beraat hükmünün sübut yönünden bozulmasına karar verilmiştir.

 

Başkan … mağdurun ve tanıkların, kovuşturma aşamasındaki ifadelerinde, sanığın çavuşlara yönelik hakaretamiz bir beyanda bulunmadığını söylemeleri karşısında, Askeri Mahkemece, sanığın atılı suçu işlediğinin şüpheli kaldığının kabul edilerek beraatına karar verilmiş olmasında hukuka aykırılık bulunmadığı ve hükmün onanmasına karar verilmesi gerektiği görüşüyle, çoğunluğun kararına katılmamıştır.

 

Sonuç Ve Karar: Yukarıda açıklanan nedenlerle;

 

Askeri Savcının temyizine atfen ve resen, 353 sayılı Kanun’un 221/1’inci maddesi gereğince beraat hükmünün, sübut yönünden BOZULMASINA;

 

02.03.2016 tarihinde, tebliğnameye aykırı olarak, Başkan … ’nın karşı oyu ve oyçokluğu ile karar verildi. (¤¤)


Full & Egal Universal Law Academy