Askeri Yargıtay 1. Daire 2016/130 Esas 2016/150 Karar
Karar Dilini Çevir:
AskeriYargıtay
Dairesi: 1. Daire
Esas No: 2016/ 130
Karar No: 2016 / 150
Karar Tarihi: 24.02.2016


(5237 S. K. m. 7, 31, 50, 51, 52, 62, 142, 143) (5271 S. K. m. 231) (1632 S. K. m. 47, 66, 73, Ek m. 8, 10) (765 S. K. m. 36, 51, 55, 59, 64, 81, 456, 457, 491, 493, 522) (647 S. K. m. 6) (353 S. K. m. 217) (ANY. MAH. 17.01.2013 T. 2012/80 E. 2013/16 K.)

 

Askeri Mahkemenin 31.12.2012 tarihli ve 2012/71-565 E.K. sayılı kararı ile; hükümlünün, 24.08.2007-08.09.2007 tarihleri arasında firar suçunu işlediği sabit görülerek, ASCK’nın 66/1-a, 73 ve TCK’nın 62’nci maddeleri uyarınca beş ay hapis cezası ile cezalandırılmasına karar verildiği, hükmün taraflarca temyiz edilmeyerek 19.04.2013 tarihinde kesinleştiği (Dz. 139-140);

 

Tensip kararında, infaz aşamasında, Anayasa Mahkemesinin 23.1.2013 tarihli, 28537 sayılı Resmi Gazete’de yayımlanan 17.01.2013 tarihli, 2012/80 E. ve 2013/16 K. sayılı kararı uyarınca, Askeri Mahkemenin 31.12.2012 tarihli ve 2012/71-565 E.K. sayılı kararındaki beş aylık hapis cezasının 03.02.2013 tarihinde infazının durdurulmasına karar verildiğinin bildirildiği;

 

Anayasa Mahkemesinin 23.1.2013 tarihli, 28537 sayılı Resmi Gazete’de yayımlanan 17.01.2013 tarihli, 2012/80 Esas ve 2013/16 Karar sayılı kararıyla; ASCK’nın 47’nci maddesinin birinci fıkrasının (A) bendinin birinci ve ikinci cümleleri ile, Ek-8’inci maddesinin ikinci fıkrasında yer alan “… kısa süreli hapis cezasına seçenek yaptırımlar ile …” ibaresinin ve Ek-10’uncu maddesinin ikinci fıkrasının, Anayasaya aykırı olduğuna ve iptaline karar verilmesi üzerine, duruşma açılıp taraf teşkili yapılmak suretiyle yapılan uyarlama yargılamasında; hükümlünün 24.08.2007-08.09.2007 tarihleri arasında firar suçunu işlediği sabit görülerek, ASCK’nın 66/1-a, 73 ve TCK’nın 62’nci maddeleri uyarınca beş ay hapis cezası ile cezalandırılmasına karar verildiği (Dz. 197-199) anlaşılmaktadır.

 

Gerekçeli hükmün hüküm fıkrasında ve kısa kararda, önceki hükmün, tarih, esas, karar numaraları belirtilmek suretiyle atıf yapılmadan, sanık sıfatı kullanılmış ise de; gerekçeli hükmün bir bütün olarak değerlendirilmesi gerektiği, buna göre gerekçeli hükümde, iddia, mütalaa ve savunma bölümünde, uyarlama yargılamasına ilişkin sanık savunmasında bu kısma yer verildiği, delillerin değerlendirilmesi ve gerekçe bölümünde, sanık hakkında verilen ve kesinleşen Askeri Mahkemenin 31.12.2012 tarihli ve 2012/71-565 E.K. sayılı kararı ile; sanığın, 24.08.2007-08.09.2007 tarihleri arasında firar suçunu işlediğinden bahisle beş ay hapis cezası ile cezalandırılmasına karar verildiğinin belirtildiği, eylemin sübutu ile ilgili olarak değerlendirme yapılmadığı, 23.01.2013 tarihli Resmi Gazete’de yayınlanan Anayasa Mahkemesinin 17.01.2013 tarihli, 2012/80 Esas, 2013/16 Karar sayılı kararı uyarınca iptal edilen hükümlerin belirtildiği, hükmün açıklanmasının geri bırakılması, hapis cezasının ertelenmesi ve kısa süreli hapis cezasına seçenek yaptırımların ayrı ayrı değerlendirildiği, sanığın adli sicil kaydı nazara alınarak suç işlemeye meyilli olduğu, yeniden suç işlemeyeceği hususunda kanaate varılamadığından CMK'nın 231/6-b maddesi uyarınca hükmün açıklanmasının geri bırakılmasına yer olmadığına, sanığın kasıtlı suçlardan mahkûmiyet hükümlerinin bulunması, firar suçundan sonra pişmanlık emaresi göstermeyerek suç işlemeye devam ettiği, suçlu kişilik halini taşıdığı ve yeniden suç işlemeyeceği konusunda kanaate varılamadığından TCK’nın 51/1-b maddesi uyarınca hapis cezasının ertelenmesine yer olmadığına, sanığın adli sicil kaydına göre bir suç işledikten sonra pişmanlık göstermeden ısrarla suç işlemeye devam ettiği, sanık hakkında kamuya yararlı bir işte çalıştırılma tedbirinin de sanığı caydırmaya ve topluma kazandırmaya etkili olmayacağı gerekçeleri ile hapis cezasının TCK’nın 50'nci maddesinde yer alan kısa süreli hapis cezasına seçenek yaptırımlara çevrilmesine yer olmadığına, karar verildiği görülmektedir.

 

Hükümlü hakkında tanzim edilen 22.01.2008 ve 09.07.2014 tarihli adli sicil ve arşiv kayıtlarına göre (Dz.26-27,160-161);

 

Hükümlünün, 29.07.2002 tarihinde işlediği hırsızlık suçundan 765 sayılı TCK'nın 493/1, 55/3, 59/2 ve 81/2'nci maddeleri uyarınca … Ceza Mahkemesinin 18.02.2003 tarihli ve 2002/282-2003/37 E.K. sayılı hükmü ile bir yıl sekiz ay on dört gün hapis cezasına mahkûm olduğu, bu kararın 26.03.2003 tarihinde kesinleştiği, hapis cezasının 06.02.2005 tarihi itibarıyla yerine getirildiği;

 

Hükümlünün, 27.07.2002 tarihinde işlediği hırsızlık suçundan 765 sayılı TCK'nın 64/1, 493/1, 522, 55/3, 59/2 ve 647 sayılı Kanun’un 6'ncı maddeleri uyarınca … Çocuk Mahkemesinin 01.10.2004 tarihli ve 2004/101-2004/1132 E.K. sayılı hükmü ile bir yıl beş ay yirmi üç gün hapis cezasına mahkûm olduğu, bu kararın 18.11.2004 tarihinde kesinleştiği, hapis cezasının ertelendiği;

 

Hükümlünün, 31.07.2000 tarihinde işlediği hırsızlık suçundan 765 sayılı TCK'nın 491/ilk-son 62, 65/3, 522, 55/3, 40, 647 sayalı Kanun’un 4'üncü maddeleri uyarınca … Ceza Mahkemesinin 12.02.2001 tarihli ve 2001/1152-2001/186 E.K. sayılı hükmü ile 243.360.000 Ağır Para cezasına mahkûm olduğu, bu kararın 13.09.2001 tarihinde kesinleştiği, 04.10.2000 tarihinde yerine getirildiğinin bildirildiği;

 

Hükümlünün, 2000 tarihinde işlediği hırsızlık suçundan 765 sayılı TCK'nın 491/ilk, 522/1, 55/3 maddeleri uyarınca … Ceza Mahkemesinin 24.01.2002 tarihli ve 2002/1322-2002/56 E.K. sayılı hükmü ile 121.680.000 Ağır Para cezasına mahkûm olduğu, bu kararın 06.02.2002 tarihinde kesinleştiğinin bildirildiği;

 

Hükümlünün, 15.08.2002 tarihinde işlediği hırsızlık suçundan 5237 sayılı TCK'nın 142/1-B, 143, 31/3, 62, 52/2'nci maddeleri uyarınca … Çocuk Mahkemesinin 08.06.2005 tarihli ve 2003/2058-2005/626 E.K. sayılı hükmü ile 2500 YTL Ağır Para cezası ile cezalandırılmasına karar verildiği, bu kararın 19.07.2005 tarihinde kesinleştiği;

 

Hükümlünün, 08.09.2001 tarihinde işlediği müessir fiil suçundan 765 sayılı TCK'nın 456/4, 457/1, 55/3, 647 sayılı Kanun’un 6'ncı maddeleri uyarınca … Ceza Mahkemesinin 22.01.2003 tarihli ve 2001/1147-2003/49 E.K. sayılı hükmü ile 126.574.200 Ağır Para cezası ile cezalandırılmasına karar verildiği, bu kararın 19.03.2003 tarihinde kesinleştiği, ağır para cezasının ertelendiği;

 

Hükümlünün, 12.03.2001 tarihinde işlediği müessir fiil suçundan 765 sayılı TCK'nın 456/2, 457/1, 51/1, 59/2, 36, 647 sayılı Kanun’un 6'ncı maddeleri uyarınca … Çocuk Mahkemesinin 18.02.2004 tarihli ve 2003/1794-2004/135 E.K. sayılı hükmü ile bir yıl bir ay on gün hapis cezasına mahkûm olduğu, bu kararın 28.04.2004 tarihinde kesinleştiği, hapis cezasının ertelendiği;

 

Hükümlünün, 01.03.2002 tarihinde işlediği kasten yaralama suçundan 5237 sayılı TCK'nın 86/1-3-E, 87/1-D-S, 29, 31/3, 62, 51, 51/3-7 maddeleri uyarınca … Ceza Mahkemesinin 19.04.2006 tarihli ve 2003/304-2006/118 E.K. sayılı hükmü ile bir yıl altı ay yirmi iki gün hapis cezasına mahkûm olduğu, bu kararın 27.04.2006 tarihinde kesinleştiği, hapis cezasının ertelendiği;

 

Hükümlünün, 13.08.2002 tarihinde işlediği hırsızlık suçundan 5237 sayılı TCK'nın 142/1, 143/1, 31/3, 62/1, 50/1-A maddeleri uyarınca … Çocuk Mahkemesinin 23.11.2006 tarihli ve 2006/480-2006/1815 E.K. sayılı hükmü ile 7000,00 YTL adli para cezası ile cezalandırılmasına karar verildiği, bu kararın 17.04.2007 tarihinde kesinleştiği;

 

Hükümlünün, 23.11.2005 tarihinde işlediği hırsızlık suçundan 5237 sayılı TCK'nın 142/1, B-1, maddeleri uyarınca … Ceza Mahkemesinin 02.11.2006 tarihli ve 2005/1369-2006/950 E.K. sayılı hükmü ile bir yıl altı ay hapis cezası ile cezalandırılmasına karar verildiği, bu kararın 12.02.2013 tarihinde kesinleştiği;

 

Hükümlünün, 05.10.2005 tarihinde işlediği hırsızlık suçundan 5237 sayılı TCK'nın 142/1,B-1, 63, 35, 62/1, 50/1-A maddeleri uyarınca … Ceza Mahkemesinin 22.05.2006 tarihli ve 2005/1567-2006/361 E.K. sayılı hükmü ile 6.000 TL adli para cezası ile cezalandırılmasına karar verildiği, bu kararın 18.04.2012 tarihinde kesinleştiği, hapis cezasının yerine getirildiğinin bildirildiği;

 

Anlaşılmaktadır.

 

Askeri Mahkemece, TCK’nın 7/2’nci maddesi gereğince duruşma açılarak taraf teşkili sağlanmak suretiyle yapılan uyarlama yargılaması sonunda; değişen yasal düzenlemeler gözetilerek lehe kanun değerlendirmesi yapılıp, gerekçeli kararın delillerin değerlendirilmesi ve gerekçe bölümünde, sanık hakkında verilen ve kesinleşen Askeri Mahkemenin 31.12.2012 tarihli ve 2012/71-565 E.K. sayılı kararı ile; sanığın, 24.08.2007-08.09.2007 tarihleri arasında firar suçunu işlediğinden bahisle beş ay hapis cezası ile cezalandırılmasına karar verildiği belirtilmek suretiyle, bu şekilde taraflarca temyiz edilmemekle kesinleşen firar suçuna ilişkin mahkûmiyet hükmüyle ilgili olarak, hükümlünün, adli sicil kaydı nazara alınarak suç işlemeye meyilli olduğu, yeniden suç işlemeyeceği hususunda kanaate varılamadığından CMK'nın 231/6-b maddesi uyarınca hükmün açıklanmasının geri bırakılmasına yer olmadığına, sanığın kasıtlı suçlardan mahkûmiyet hükümlerinin bulunması, firar suçundan sonra pişmanlık emaresi göstermeyerek suç işlemeye devam ettiği, suçlu kişilik halini taşıdığı ve yeniden suç işlemeyeceği konusunda kanaate varılamadığından TCK’nın 51/1-b maddesi uyarınca hapis cezasının ertelenmesine yer olmadığına, sanığın adli sicil kaydına göre bir suç işledikten sonra pişmanlık göstermeden ısrarla suç işlemeye devam ettiği, sanık hakkında kamuya yararlı bir işte çalıştırılma tedbirinin de sanığı caydırmaya ve topluma kazandırmaya etkili olmayacağı gerekçeleri ile hapis cezasının TCK’nın 50'nci maddesinde yer alan kısa süreli hapis cezasına seçenek yaptırımlara çevrilmesine yer olmadığına, karar verilmiş olmasında hukuka aykırılık bulunmadığından, hükümlünün temyiz isteminin reddiyle, mahkûmiyet (Uyarlama) hükmünün onanmasına karar verilmiştir.

 

Tebliğnamede, gerekçeli hükmün iddia ve safahat bölümünde lehe Kanun değerlendirilmesi yapıldığı hususunda birtakım açıklamalar bulunmakta ise de, uygulamada mahkûmiyet hükümlerinin infazı hüküm fıkrasına göre yapıldığından, kesinleşen yargı kararlarının hukuki sonuçlarını tartışılır hâle getirebilecek ve hukuki istikrarı zedeleyebilecek şekilde eski hükümden bahsedilmeksizin yeni hüküm tesisi usule aykırı olduğundan, lehe Kanun değerlendirmesine ilişkin hükmün, usule aykırılık nedeniyle bozulmasına karar verilmesi gerektiği belirtilmiş ise ;

 

Gerekçeli hükümde, iddia, mütalaa ve savunma bölümünde, uyarlama yargılamasına ilişkin sanık savunmasına yer verildiği, delillerin değerlendirilmesi ve gerekçe bölümünde, sanık hakkında verilen ve kesinleşen Askeri Mahkemenin 31.12.2012 tarihli ve 2012/71-565 E.K. sayılı kararı ile; sanığın, 24.08.2007-08.09.2007 tarihleri arasında firar suçunu işlediğinden bahisle beş ay hapis cezası ile cezalandırılmasına karar verildiğinin belirtildiği, eylemin sübutu ile ilgili olarak değerlendirme yapılmadığı, 23.01.2013 tarihli Resmi Gazete’de yayınlanan Anayasa Mahkemesinin 17.01.2013 tarihli, 2012/80 Esas, 2013/16 Karar sayılı kararı uyarınca iptal edilen hükümlerin belirtildiği, hükmün açıklanmasının geri bırakılması, hapis cezasının ertelenmesi ve kısa süreli hapis cezasına seçenek yaptırımların ayrı ayrı değerlendirildiği, sanığın adli sicil kaydı nazara alınarak suç işlemeye meyilli olduğu, yeniden suç işlemeyeceği hususunda kanaate varılamadığından CMK'nın 231/6-b maddesi uyarınca hükmün açıklanmasının geri bırakılmasına yer olmadığına, sanığın kasıtlı suçlardan mahkûmiyet hükümlerinin bulunması, firar suçundan sonra pişmanlık emaresi göstermeyerek suç işlemeye devam ettiği, suçlu kişilik halini taşıdığı ve yeniden suç işlemeyeceği konusunda kanaate varılamadığından TCK’nın 51/1-b maddesi uyarınca hapis cezasının ertelenmesine yer olmadığına, sanığın adli sicil kaydına göre bir suç işledikten sonra pişmanlık göstermeden ısrarla suç işlemeye devam ettiği, sanık hakkında kamuya yararlı bir işte çalıştırılma tedbirinin de sanığı caydırmaya ve topluma kazandırmaya etkili olmayacağı gerekçeleri ile hapis cezasının TCK’nın 50'nci maddesinde yer alan kısa süreli hapis cezasına seçenek yaptırımlara çevrilmesine yer olmadığına, karar verilmiş olduğunun açıklanması karşısında, gerekçeli hükmün bir bütün olarak değerlendirilmesi gerektiğinden, uyarlama hükmü olduğu açık bir şekilde anlaşıldığından, tebliğnamedeki görüşe iştirak edilmemiştir.

 

Üye …; Askeri Mahkemece; lehe Kanun değerlendirmesi sonucu tesis edilen gerekçeli hükümde; daha önce kesinleşmiş olan Askeri Mahkemesi 31.12.2012 tarihli ve 2012/71-565 E.K. sayılı hükümdeki maddi olaylarla ilgili olarak anılan karara atıf yapılarak, değişen-iptal edilen yasal düzenlemeler gözetilmek suretiyle lehe Kanun değerlendirmesi yapılıp, kısa kararda ve hüküm fıkrasında önceki hükümlerin uyarlandığından bahsedilmek suretiyle uygulama yapılması ve netice cezanın belirlenmesi gerekirken, asıl olan kısa kararda (Hüküm fıkrasında) önceki hükmün uyarlandığından bahsedilmeksizin, hükümlü sıfatında olmasına rağmen “Sanık” sıfatı kullanılarak önceki kesinleşmiş hükümden bağımsız olarak ikinci bir hüküm kurulduğu izlenimi verecek ve infazda karışıklığa yol açacak şekilde hüküm fıkrası yazılması hukuka aykırılık teşkil ettiğinden; lehe Kanun değerlendirmesine ilişkin hükmün, öncelikle bu usule aykırılık nedeniyle bozulmasına karar verilmesi gerektiği görüşü ile çoğunluğun kararına katılmamıştır.

 

SONUÇ VE KARAR: Yukarıda açıklanan nedenlerle;

 

Hükümlünün kabule değer görülmeyen temyiz isteminin, 353 sayılı Kanun’un 217/2’nci maddesi gereğince REDDİNE;

 

Usul ve esas yönlerinden hukuka uygun bulunan mahkûmiyet (Uyarlama) hükmünün ONANMASINA;

 

Tebliğnameye aykırı olarak, 24.02.2016 tarihinde, Üye ….'nin karşı oyu nedeniyle, oyçokluğu ile karar verildi.(¤¤)


Full & Egal Universal Law Academy