Askeri Yargıtay 1. Daire 2016/125 Esas 2016/145 Karar
Karar Dilini Çevir:
AskeriYargıtay
Dairesi: 1. Daire
Esas No: 2016/ 125
Karar No: 2016 / 145
Karar Tarihi: 24.02.2016


(1632 S. K. m. 66) (353 S. K. m. 220, 221) (5237 S. K. m. 32, 50, 52)

 

Sanığın, 03.04.2012 tarihinde sevk edildiği ve Birlik Komutanlığı tarafından servis aracıyla götürüldüğü … Asker Hastanesinden, muayene olmasını müteakip, izinsiz olarak ayrılarak Birliğine dönmediği (Dz.4, 124, 138, 145, 146), 07.11.2012 tarihinde …'de güvenlik kuvvetlerince yakalandığı (Dz.62, 110), böylece 03.04.2012-07.11.2012 tarihleri arasında firar suçunu işlediği, tüm dosya kapsamından anlaşılmaktadır.

 

Askeri Mahkemece; kovuşturma aşamasında psikiyatri uzmanı bilirkişi dinlenmesi suretiyle, cezai ehliyetinin tam olduğu, TCK’nın 32'nci maddesinden yararlanamayacağı, askerliğe elverişli olup olmadığının tespiti için adli gözlem altına alınmasına gerek olmadığı belirlendikten sonra, sanığın, 03.04.2012-07.11.2012 tarihleri arasında hiçbir özre yer vermeyen firar suçunu işlediği kabul edilerek cezalandırılmasında, yasal ve inandırıcı gerekçelerle, alt sınırdan ceza tayin edilip, duruşmadaki iyi hali nedeniyle takdiri indirim yapılmasında; hükmolunan hapis cezasının alt sınırdan adli para cezasına çevrilmek suretiyle cezalandırılmasına karar verilmesinde, adli para cezasının ertelenmemesinde, sanığın başka bir firar dosyasından yargılanmış olması, halen firarda bulunması nedenleriyle, sanığın ileride suç işlemeyeceği yönünde kanaate varılamaması nedeniyle hükmün açıklanmasının geri bırakılmasına yer olmadığına karar verilmesinde (aşağıda açıklanan husus dışında), usul, sübut, vasıf ve takdir yönlerinden hukuka aykırılık bulunmamakla birlikte;

 

Sanık hakkında tayin olunan hapis cezasının on ay hapis cezası olduğu, on aylık hapis cezasının takdiren TCK’nın 50/1-a ve 52/2 maddeleri gereğince beher gün karşılığı yirmi TL hesabı ile adli para cezasına çevrildiği, ayrıca hapis cezasının adli para cezasına çevrilmesine ilişkin fıkra içerisinde, hapis cezasının otuz günden daha az süreli ve sanığın daha önce hapis cezasına mahkûm edilmemiş olması halinde, sanık hakkında tayin olunan hapis cezasının zorunlu olarak kısa süreli hapis cezasına seçenek yaptırımlara çevrilmesi gerektiğini düzenleyen TCK’nın 50/3'üncü maddesinin de yazılmasının hukuka aykırı olduğu değerlendirildiğinden, mahkûmiyet hükmünün uygulama yönünden bozulmasına, bozma nedeninin yeni bir araştırma gerektirmemesi ve takdire ilişkin bulunmaması nedeniyle, 353 sayılı Kanun’un 220’nci maddesine kıyasen, kısa süreli hapis cezasına seçenek yaptırım uygulanmasına dair kanun maddesine ilişkin TCK’nın " 50/3 " maddesinin çıkartılmak suretiyle düzeltilerek ve diğer kısımlarının ise aynen muhafaza edilerek onanmasına karar verilmiştir.

 

SONUÇ VE KARAR: Yukarıda açıklanan nedenlerle;

 

Müdafiinin temyiz sebeplerine atfen ve resen, 353 sayılı Kanun’un 221/1’inci maddesi gereğince hukuka aykırı bulunan mahkûmiyet hükmünün, uygulama yönünden BOZULMASINA;

 

Ancak, bozma sebebi yeniden yargılama yapılmasını gerektirmediğinden, 353 sayılı Kanun’un 220’nci maddesine kıyasen hükmün 4'üncü paragrafındaki adli para cezasına çevrilmesine ilişkin kısımdaki TCK'nın " 50/3 " maddesinin çıkartılmak suretiyle ve diğer kısımlarının aynen muhafaza edilmek suretiyle, mahkûmiyet hükmünün DÜZELTİLEREK ONANMASINA;

 

Tebliğnameye uygun olarak 24.02.2016 tarihinde, oybirliğiyle karar verildi. (¤¤)

 


Full & Egal Universal Law Academy