Askeri Yargıtay 1. Daire 2016/117 Esas 2016/138 Karar
Karar Dilini Çevir:
AskeriYargıtay
Dairesi: 1. Daire
Esas No: 2016/ 117
Karar No: 2016 / 138
Karar Tarihi: 24.02.2016


(5271 S. K. m. 231, Geç. m. 2) (353 S. K. m. 243)

 

25.07.2010 tarihli Resmi Gazete’de yayımlanarak yürürlüğe giren 6008 sayılı Kanun’un 7’nci maddesi ile CMK’nın 231’inci maddesinin altıncı fıkrasının sonuna; “Sanığın kabul etmemesi hâlinde, hükmün açıklanmasının geri bırakılmasına karar verilmez.” cümlesi eklenmiş; getirilen yeni durum karşısında, haklarında daha önce hükmün açıklanmasının geri bırakılmasına karar verilmiş olanlar bakımından ne şekilde uygulama yapılacağına yönelik olarak 6008 sayılı Kanun'un Geçici 2’nci maddesinde, “Bu Kanunun yürürlüğe girdiği tarihe kadar hakkında hükmün açıklanmasının geri bırakılması kararı verilmiş olanların, bu Kanunun yürürlük tarihinden itibaren on beş gün içinde mahkemeye başvurmaları halinde, mahkemece, hükmün açıklanmasının geri bırakılması kararı geri alınır ve Ceza Muhakemesi Kanunu’nun 231’inci maddesinin yedinci fıkrasındaki kayıtla bağlı olmaksızın, başvuruda bulunan sanık hakkında yeniden hüküm kurulur.” hükmüne yer verilmiştir.

 

Söz konusu Geçici 2’nci madde, Kanun tasarısına Alt Komisyon tarafından, “Ceza Muhakemesi Kanunu’nun 231’inci maddesinin altıncı fıkrasına eklenen hüküm dolayısıyla intikal hükümlerinin ihdası amacıyla, daha önce verilen hükmün açıklanmasının geri bırakılması kararlarına karşı temyiz yolunun açılabilmesi bakımından” eklenmiştir.

 

Buna göre, daha önce haklarında hükmün açıklanmasının geri bırakılmasına karar verilenlerin, 6008 sayılı Kanun’un yürürlüğe girdiği 25.07.2010 tarihinden itibaren on beş gün içinde mahkemeye başvurmaları halinde, mahkemece, hükmün açıklanmasının geri bırakılması kararının geri alınması ve başvuranlar hakkında yeniden hüküm kurulması gerekmektedir.

 

Somut olayda ise, hükümlü hakkında verilen 17.12.2007 tarihli, 2007/1348-816 E.K. sayılı mahkûmiyet hükmünün, 24.09.2008 tarihinde kesinleştiği, infaz aşamasında tensiple duruşma açılarak yapılan uyarlama yargılaması sırasında, hükümlünün diyecekleri tespit edilmeden hükmün açıklanmasının geri bırakılmasına karar verildiği (Dz.115-118);

 

Dairemizin 14.10.2015 tarihli ve 2015/610-619 E.K. sayılı bozma kararında belirtildiği gibi; söz konusu kararın, ilk hükmün tebliğ edildiği adreste hükümlüye tebliği için tebliğ mazbatalı zarf çıkarıldığı, ancak tebliğ mazbatalarında tebliğin kime yapıldığının, tebliğ muhatabından başkasına yapılmış ise o kimsenin adının, soyadının, adresinin ve tebellüğe ehil olduğunun belirtilmemesi nedeniyle (Dz.125) Kanuna uygun olarak yapılmış bir tebligattan söz etmeye olanak bulunmadığı ve tebligatın geçersiz olduğu;

 

Hükümlünün de, hükmün açıklanmasına ilişkin olarak diyeceklerinin tespiti sırasında; “…Askeri Mahkemenin kararı bana gelmemiştir. Bu karardan haberim yoktu. Denetimli serbestlik verildiğini bilmiyordum. Bilseydim denetimli serbestliğe uyardım…” şeklinde beyanda bulunduğu (Dz.169);

 

Tüm bu hususlar dikkate alındığında, hükümlünün, 6008 sayılı Kanun’un yürürlüğe girdiği 25.07.2010 tarihinden önce ve sonra (24.02.2015 tarihine kadar) hakkında hükmün açıklanmasının geri bırakılmasına karar verildiğinden haberinin olmadığı, dolayısıyla, henüz itiraz hakkını dahi kullanamadığı bir karara karşı 25.07.2010 tarihinden itibaren on beş gün içerisinde başvuruda bulunmasının beklenemeyeceği, aksinin kabulünün kanun koyucunun amacına aykırı olacağı kanaatine varılmaktadır.

 

Benzer konuya ilişkin Dairemizin 12.01.2011 tarihli, 2011/40-38; 09.02.2011 tarihli, 2011/135-134; 29.12.2010 tarihli, 2010/2380-2367 ve 29.12.2010 tarihli, 2010/2381-2368 E.K. sayılı kararları; 6008 sayılı Kanun'un yürürlüğe girmesinden önce verilen ve sanık veya hükümlülere tebliğ edilmiş olan hükmün açıklanmasının geri bırakılması kararlarına yönelik itiraz incelemelerine ilişkin olduğundan;

 

Bazı Daire kararlarında ise, sanık veya hükümlünün hükmün açıklanmasının geri bırakılması kurumundan yararlanabilmesi için objektif şartların mevcut olmaması nedeniyle kanun yaranına bozma istemlerinin kabulüne karar verilmiş olduğundan (Dairemizin 29.12.2010 tarihli, 2010/2379-2366; Askeri Yargıtay 3’üncü Dairesinin 28.12.2010 tarihli, 2010/2167-2158; 28.12.2010 tarihli, 2010/2514-2500; 28.12.2010 tarihli, 2010/2511-2497; 4’üncü Dairesinin 06.07.2011 tarihli, 2011/624-612 ve 18.1.2011 tarihli, 2011/66-62 E.K. sayılı kararları);

 

Somut olaya emsal teşkil etmemektedir.

 

Bu itibarla, kanun yararına bozmaya konu edilen …Askeri Mahkemesinin 27.11.2015 tarihli ve 2015/1282-547 Müt. E.K. sayılı duruşmasız işlere ait kararında hukuka aykırılık bulunmadığı anlaşıldığından, … kanun yararına bozma isteminin reddine karar verilmiştir.

 

Sonuç Ve Karar: Yukarıda açıklanan nedenlerle;

 

… 28.12.2015 tarihli, MAİY.:51393309-9010-3545-15/As.Adlt.İşl. Rap.Tet.ve İşl.Ş.(31-123-15) sayılı kanun yararına bozma isteminin, 353 sayılı Kanunun 243’üncü maddesi gereğince REDDİNE;

 

24.02.2016 tarihinde, oybirliği ile karar verildi. (¤¤)


Full & Egal Universal Law Academy