Askeri Yargıtay 1. Daire 2014/870 Esas 2014/889 Karar
Karar Dilini Çevir:
AskeriYargıtay
Dairesi: 1. Daire
Esas No: 2014/ 870
Karar No: 2014 / 889
Karar Tarihi: 12.11.2014

(1632 S. K. m. 47, 76) (5237 S. K. m. 7, 50, 52, 62, 292) (5271 S. K. m. 231) (4721 S. K. m. 407) (7201 S. K. m. 11) (5252 S. K. m. 9) (ANY. MAH. 17.01.2013 T. 2012/80 E. 2013/16 K.) (YCGK 06.03.2007 T. 2007/6-13 E. 2007/54 K.) (YCGK 30.10.2007 T. 2007/4-200 E. 2007/219 K.)

Askeri Mahkemece, 30.09.2009 tarihli ve 2009/141-585 E.K. sayılı hüküm ile, hükümlünün, 28.06.2007 tarihinde hükümlü ve tutuklu iken kaçmak suçunu işlediği kabul edilerek, eylemine uyan ASCK’nın 76'ncı maddesi delaletiyle TCK’nın 292/1, 62/1, 50/3, 50 ve 52'inci maddeleri gereğince neticeten üç bin Türk Lirası adli para cezası ile cezalandırılmasına, TCK'nın 52/4'üncü maddesi gereğince, on beş eşit aylık taksitler halinde hükümlüye ödettirilmesine, taksitlerden birinin zamanında ödenmemesi halinde geri kalan kısmının tamamının tahsil edilerek ödenmeyen adli para cezasının hapse çevrilmesine, karar verildiği;

Bu hükmün, hükümlü tarafından temyiz edilmesi üzerine, Dairemizin 31.03.2010 tarihli ve 2010/847-834 E.K. sayılı ilamı ile, onanmak suretiyle kesinleştiği;

Adli para cezasının ödenmemesi nedeniyle, Askeri Mahkemece, 10.03.2011 tarihli ve 2009/141 E., 2011/73 Müt. K. sayılı duruşmasız işlere dair kararla, adli para cezasının hapse çevrilerek, hükümlünün beş ay hapis cezası ile cezalandırılmasına, infazın hapis cezalarına ilişkin infaz rejimine göre gerçekleştirilmesine; karar verildiği;

Bu karara, hükümlü tarafından yapılan itirazın, ... Komutanlığı Askeri Mahkemesinin 24.05.2011 tarihli ve 2011/180-108 Ev.K. sayılı duruşmasız işlere dair kararı ile, kesin olarak reddedildiği;

Askeri Mahkemece, 18.01.2013 tarihli ve 2009/141 E., 2013/24 Müt. K. sayılı duruşmasız işlere dair kararla, hükmün infazının durdurulmasına, karar verildiği;

23 Ocak 2013 tarihli ve 28537 sayılı Resmi Gazetede yayımlanarak yürürlüğe giren Anayasa Mahkemesinin 17.01.2013 tarihli ve 2012/80 E. ve 2013/16 K. sayılı kararıyla; ASCK’nın 47’nci maddesinin birinci fıkrasının 4551 sayılı Kanun’un 12’nci maddesiyle değiştirilen (A) bendinin birinci ve ikinci cümlelerinin, 5329 sayılı Kanun’un 1.maddesiyle ASCK’na eklenen Ek 8’inci maddesinin ikinci fıkrasında yer alan “…kısa süreli hapis cezasına seçenek yaptırımlar ile ...” ibaresinin, 5329 sayılı Kanun’un 1.maddesiyle ASCK’na eklenen Ek 10’uncu maddesinin ikinci fıkrasının, Anayasa’ya aykırı olduğuna ve iptaline karar verilmesi üzerine, lehe kanun değerlendirmesi için dava dosyasının tekrar ele alındığı;

Askeri Mahkemece, 22.10.2013 tarihli ve 2013/614-428 E.K. sayılı uyarlama hükmü ile, hükümlünün, 28.06.2007 tarihinde hükümlü ve tutuklu iken kaçmak suçunu işlediği kabul edilerek, eylemine uyan ASCK’nın 76'ncı maddesi delaletiyle TCK’nın 292/1, 62/1, 50/3, 50 ve 52'inci maddeleri gereğince neticeten üç bin Türk Lirası adli para cezası ile cezalandırılmasına, TCK'nın 52/4'üncü maddesi gereğince, on beş eşit aylık taksitler halinde hükümlüye ödettirilmesine, taksitlerden birinin zamanında ödenmemesi halinde geri kalan kısmının tamamının tahsil edilerek ödenmeyen adli para cezasının hapse çevrilmesine, adli sicil kaydında mevcut hükümlerine nazaran suçlu kişilik özellikleri ve mahkemece yeniden suç işlemeyeceği hususunda kanaate varılamaması nedeniyle hükümlü hakkında hükümle ilgili erteleme ve CMK'nın 231/5'inci maddesinin uygulanmasına yer olmadığına, karar verildiği;

Bu hükmün, hükümlü tarafından, iddialara sözlü beyan hakkını kullanmak istediği belirtilerek, temyiz edildiği;

Tebliğnamede, uyarlama mahkûmiyet hükmünün onanması yönünde görüş bildirildiği;

Anlaşılmaktadır.

Yapılan incelemede;

1) Tebligat yönünden yapılan incelemede;

Arsin Sulh Hukuk Mahkemesinin 09.04.2010 tarihli ve 2010/62-113 E.K. sayılı kararı ile, hükümlü statüsünde bulunması nedeniyle, hükümlüye, 06.06.2011 tarihine kadar kardeşi A. A. vasi olarak atanmıştır. Bu tarihten sonra, vasi atamasına ilişkin, dava dosyasında bir karar bulunmamakta ise de, Dz.556'da bulunan müddetnameye göre, hükümlünün, bir suçu gizlemek veya başka bir suçun delillerini gizlemek ya da yakalanmamak amacıyla öldürme, silahla yağma ve hırsızlık suçlarından dolayı içtimalı olarak ağırlaştırılmış müebbet hapis ve on altı yıl hapis cezası ile cezalandırılmış olduğu, bu suçlardan dolayı şartla tahliye tarihinin 04.06.2043, bihakkın tahliye tarihinin de 12.06.2068 tarihi olduğu, görülmektedir. 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu’nun 407’nci maddesinde, bir yıl veya daha uzun süreli özgürlüğü bağlayıcı bir cezaya mahkûm olan her erginin kısıtlanacağı düzenlendiğinden, hükümlüye, vasi atanmış olması gerekmektedir.

Bu durumda, Kurulumuzca, gerekçeli kararın, hükümlüden ayrı olarak, vasiye de tebliğinin gerekip gerekmediğinin değerlendirilmesi yapılmıştır.

7201 sayılı Tebligat Kanunu’nun 11’inci maddesi ile, buna bağlı olarak çıkartılan Tebligat Tüzüğü’nün 16’ncı maddesi birlikte göz önüne alındığında, tebligatın bizzat hükümlüye yapılmış olması karşısında, vasiye, ayrıca bir tebligat çıkarılmasının gerekmediği sonucuna varılmıştır (Yargıtay Ceza Genel Kurulunun 06.03.2007 tarihli ve 2007/6-13 E., 2007/54 K. ve 30.10.2007 tarihli ve 2007/4-200 E., 2007/219 K. sayılı ilamları da bu doğrultudadır).

Bu nedenle temyiz isteminin esastan incelemesine geçilmiştir.

2) Esas yönünden yapılan incelemede;

5237 sayılı TCK'nın 7/2 ve 5252 sayılı Kanun'un 9/3’üncü maddeleri gereğince, kesinleşmiş bir hükümle ilgili olarak, lehe kanun değerlendirmesi yapılabilmesi için, sonradan yürürlüğe giren kanun hükmünün veya Anayasa Mahkemesinin iptal kararı nedeniyle ortaya çıkan yeni durumun, hükümlü lehine bir hükmün uygulanmasını veya uygulanabilir olmasını sağlaması gerekir. Değişiklik, yeni bir değerlendirme yapılmasını gerektirmiyorsa, kesin hükme el atılmaması gerekir. Bu husus, kesin hükmün dokunulmazlığı ilkesinin bir sonucudur.

Buna göre, somut olay incelendiğinde;

Askeri Mahkemece, işlemiş olduğu, hükümlü ve tutuklu iken kaçmak suçundan dolayı, hükümlünün sonuç itibariyle, üç bin Türk Lirası adli para cezası ile cezalandırılmasına, karar verilmiştir.

Hükümlünün, daha önce, ... Komutanlığı Askeri Mahkemesinin 16.11.2006 tarihli ve 2006/1303-862 E.K. sayılı hüküm ile 14.07.2006-01.08.2006 tarihleri arasında işlediği firar suçundan dolayı beş ay hapis cezası ile cezalandırıldığı, bu hükmün, Dairemizin 21.03.2007 tarihli ve 2007/491-487 E.K. sayılı ilamı ile onanmak suretiyle kesinleştiği, görülmektedir.

23 Ocak 2013 tarihli ve 28537 sayılı Resmi Gazetede yayımlanarak yürürlüğe giren Anayasa Mahkemesinin 17.01.2013 tarihli ve 2012/80 E. ve 2013/16 K. sayılı kararıyla; ASCK’nın 47’nci maddesinin birinci fıkrasının 4551 sayılı Kanun’un 12’nci maddesiyle değiştirilen (A) bendinin birinci ve ikinci cümlelerinin, 5329 sayılı Kanun’un 1.maddesiyle ASCK’na eklenen Ek 8’inci maddesinin ikinci fıkrasında yer alan “…kısa süreli hapis cezasına seçenek yaptırımlar ile ...” ibaresinin, 5329 sayılı Kanun’un 1.maddesiyle ASCK’na eklenen Ek 10’uncu maddesinin ikinci fıkrasının, Anayasa’ya aykırı olduğuna ve iptaline karar verilmiş ise de;

Hükümlünün, hakkında tayin olunan sonuç cezanın adli para cezası olduğu, daha önce kasıtlı suçtan mahkûmiyetinin bulunması nedeniyle CMK'nın 231/6-a maddesindeki yasal engel nedeniyle hakkında hükmün açıklanmasının geri bırakılması kurumunun uygulanmasının ve hapis cezasının süresinin de üç aydan fazla olması nedeniyle TCK'nın 51’inci maddesi gereğince, cezanın ertelenmesinin mümkün olmadığı birlikte gözetildiğinde, lehe kanun değerlendirmesi için, uyarlama yargılaması yapılması mümkün değildir. Adli para cezasının ödenmemesi nedeniyle, adli para cezasının, hapis cezasına çevrilmiş olması da, tayin olunan sonuç cezanın adli para cezası olduğu gerçeğini ortadan kaldırmamaktadır.

Bu nedenlerle, lehe kanun değerlendirmesinin şartları gerçekleşmeden dosyanın yeniden esasa kayıt edilerek, uyarlama yargılaması yapılmak suretiyle hüküm kurulması usule aykırı olduğundan ve kesinleşmiş hükümlerde kazanılmış hak bulunduğundan da söz edilemeyeceğinden, hükümlünün temyizine atfen ve resen, ... Komutanlığı Askeri Mahkemesince verilen 22.10.2013 tarihli ve 2013/614-428 E.K. sayılı uyarlama mahkûmiyet hükmünün, yok hükmünde sayılmasına karar verilmiştir. (¤¤)

Full & Egal Universal Law Academy