Askeri Yargıtay 1. Daire 2013/237 Esas 2013/122 Karar
Karar Dilini Çevir:
AskeriYargıtay
Dairesi: 1. Daire
Esas No: 2013/ 237
Karar No: 2013 / 122
Karar Tarihi: 30.01.2013

(1632 S. K. m. 137)

Sanığın, …Jandarma Sınır Bölük Komutanlığı personeli iken, 10.08.2007 tarihinde …Üs Bölgesinde tim komutanı olarak görevli olduğu, aynı bölgedeki …Üs Bölgesinden termal kamera ile görüntü alındığının telsizle bildirilmesi üzerine sanığın …Üs Bölgesindeki 12.7 mm uçaksavar silahı ile atış yapılmasını istediğini üs bölgesi mevzii komutanı olan J.Atğm.A.G’ye ve Bl.K.lığına vekalet eden P.Yzb. G.I.’ya bildirerek izin istediği, etkili ve isabetli bir atış sağlanması amacıyla atışın sanık tarafından yapılmasının uygun görülerek izin verildiği, atış esnasında silahın kovan kesmesi sonucu silahın namlu kuyruğu hizasından gövdesinin yarıldığı ve kovan parçasının sanığın sol bacağından ve sol ayağından hafif şekilde yaralanmasına sebep olduğu, silahın gövdesinin yarılması sonucu kullanılamaz hale geldiği ve kuruşlu hasar ve durum tespit raporuna göre 5.741,52 TL tutarında hazine zararının meydana geldiği, maddi vakıanın bu şekilde sübut bulduğu dosya içeriğinde bulunan tüm delillerden anlaşılmaktadır.

Askeri Mahkemece, bilirkişi J.Slh.Tek.Kd.Bçvş.B.Ç.’nin raporunda, ateşleme zaman ayar mastarı ile ateşleme zaman ayarının bozulup bozulmadığını kontrol etmesi gerekirken kontrol yapmadan atış yaptığının belirtilmiş olması, sanığın üzerine zimmetli olan ancak eğitimini almadığı uçaksavar silahı ile bilirkişi raporunda belirtilen kontrolü yapmadan atış yapması sonucunda silahın gövdesinin çatladığı, hasarın mühimce olduğu, hasarın meydana gelmesinde sanığın tekasülünün bulunduğu gerekçeleri ile sanığın mahkûmiyetine karar verilmiş ise de;

Dairemizin 18.01.2012 tarihli ve 2012/97-89 E.K. sayılı kararında da belirtildiği üzere; ASCK’nın 137’nci maddesinde düzenlenen “hizmette tekasülle harp malzemesinin mühimce hasarına sebebiyet vermek” suçunun unsurları arasında; vazife ve hizmette tekasülün bulunması, hasarın mühimce olması ve tekasül ile hasar arasındaki illiyet bağı kurulması gerekmektedir. Tekasül, mecbur olduğu nezaret, gözetim ve özen vazifesinde, failin lakayt davranması anlamına gelmektedir. Failin tekasülünün bulunup bulunmadığı, her somut olayda failin içinde bulunduğu hal ve şartlara göre tespit edilmelidir. Bu noktada, failin hizmetteki tecrübesi ve görevinin gerektirdiği sorumluluk derecesi de dikkate alınmalıdır. Öte yandan, tekasülün kasttan farkı, neticenin istenmemiş olması, kaza ve mücbir sebepten farkı da fiilin iradi olmasıdır. Görevde tekasülden (kayıtsızlıktan) söz edebilmek için, failin eylem sırasında olumsuz sonucun doğabileceği ihtimalini düşünmesi, fakat sonucu istememesi gerekir.

Dava konusu olayda 12.7 mm uçaksavar makineli tüfeğinin gövdesinin uğradığı hasarın mühimce olduğu hususunda bir tereddüt bulunmamaktadır.

Dava konusu olay, “Hizmette tekasül” unsuru yönünden değerlendirildiğinde; olayın …Üs Bölgesinde gece vakti termal kamera ile görüntü alındığının telsizle bildirilmesi üzerine …Üs Bölgesinde bulunan sanığın, üs bölgesi mevzii komutanı olan J.Atğm. A.G.’den ve Bl.K.Vekili P.Yzb. G.I.’dan izin ve emir almak suretiyle görüntü alınan bölgeye 12.7 mm uçaksavar silahı ile atış yaptığı sırada meydana gelmesi karşısında sanığın hizmette tekasülünün bulunduğundan bahsetmenin mümkün olmadığı açık ve net bir şeklide görülmektedir. Üs bölgesinde gece saat 03.30 sularında ani gelişen bir olay karşısında sanık, tim komutanı sıfatıyla gerekli reaksiyonu zamanında göstermiştir. Bu şekilde, gece yarısı ani gelişen bir durumda sanığın, ateş etmeden önce 12.7 mm uçaksavar silahının ateşleme zaman ayar mastarı ile ateşleme zaman ayarının bozulup bozulmadığını kontrol etmesi, hayatı olağan akışına ve terörle mücadelenin mantığına aykırı düşmektedir. Bilirkişi raporunda belirtildiğinin aksine, sanığın söz konusu ayarları yapmamış olması, sanığın hizmette tekasülünün bulunduğu şeklinde yorumlanmamalıdır.

Esasen burada sanığın hasara uğrayan silahın asıl kullanıcısı olmadığı, silahın sorumlusu olan J.Er A.A.’nın atış yaptığı sırada silahın tutukluk yapması nedeniyle ve sanığın söz konusu silahın nasıl kullanıldığını bilmesi nedeniyle inisiyatif alarak silahı ateşlediği de gözden uzak tutulmamalıdır.

Askeri Mahkemece, sanığın savunmalarında ileri sürdüğü hususları tam olarak doğrulayan ve destekleyen dizi 31’de bulunan ve olayın hemen sonrasında tutulan 10.08.2007 tarihli tutanak ile soruşturma sırasında Birlik Komutanlığınca tutulan ve Askeri Savcılığa gönderilen dizi 33’te bulunan 25.03.2008 tarihli tutanak içeriğindeki bilgilere göre sanığın, dava konusu silah hasarının meydana gelmesinde hizmette tekasülünün bulunmadığı sonucuna varılarak, müsnet suçtan beraatına karar verilmesi gerekirken, olayın gelişimine uygun olmayan, yetersiz bilirkişi raporuna dayanarak sanığın mahkûmiyetine dair verilen kararın esas yönünden hukuka aykırı olduğu kabul edilerek bozulmasına karar verilmiştir. (¤¤)

Full & Egal Universal Law Academy