Askeri Yargıtay 1. Daire 2012/114 Esas 2012/103 Karar
Karar Dilini Çevir:
AskeriYargıtay
Dairesi: 1. Daire
Esas No: 2012/ 114
Karar No: 2012 / 103
Karar Tarihi: 24.01.2012

(1632 S. K. m. 91)

Sanığın, 24.01.2010 tarihinde, 08.30-10.30 saatleri arasında tabur önü nöbetçisi olduğu (Dz.2), nöbetine gitmek için silahını alıp teçhizatını kuşandıktan sonra doldur-boşalt istasyonuna gitmek üzere mağdur nöbetçi onbaşı P.Onb. E.K.’nin emir komutasında diğer iki nöbetçiyle birlikte ilerlemeye başladığı, mağdurun ilerleme istikametinde nöbetçi amirini görmesi üzerine nöbetçilere uygun adımda yürümeleri için komut verdiği, sanığın uygun adım yürüyüş komutuna uymadığı, mağdur tarafından uyarılmasına rağmen yürüyüşünü değiştirmediği, mağdurun nöbetçileri durdurarak sanığı bu defa silahının askı kayışından düzgün tutması için ikaz ettiği, sanığın da mağdura orta parmağını göstermek suretiyle el hareketi yaparak karşılık verdiği ve emre riayet etmediği, bunun üzerine mağdurun sanığa yaklaşıp uyarı maksadıyla omuzundan tuttuğu, bunun üzerine sanığın elindeki tüfeği yere attığı, kasaturasını kınından çıkarıp mağdura doğru koşmaya başladığı, mağdurun da sanıktan kaçmaya çalıştığı, kovalamaca sırasında sanığın mağdura çelik başlığını fırlattığı, başlığın isabet etmeden mağdurun yanından geçtiği, bir süre sonra da sanığın mağduru kovalamayı bıraktığı ve kasaturanın sanığın elinden alındığı anlaşılmaktadır.

Üstü tehdit suçuna ilişkin olarak yapılan incelemede;

Tehdit fiilini yaptırıma bağlayan düzenlemenin koruduğu hukuki değer, kişilerin huzur ve sükunudur. Tehdidin konusunu, kişinin hayatının veya vücut bütünlüğünün tehlikeye maruz bırakılacağının, suç teşkil eden belli bir fiilin işleneceğinin, genel olarak kuvvet kullanılacağının veya herhangi bir kötülüğün, haksızlığın gerçekleştirileceğinin, bildirilmesidir.

“Amire ve üste fiilen taarruz” suçu ise, ASCK’nın 91’inci maddesinde düzenlenmiştir. Söz konusu maddede, üstün veya amirin kişiliğinde somutlaşan askeri otoritenin astın her türlü taarruzundan korunmasını amaçlamaktadır.

Somut olay incelendiğinde, sanık P.Er S.G.’nin nöbetçi olmasından dolayı hamili bulunduğu G3 piyade tüfeğini yere bıraktığı, kasaturayı kınından çıkardığı, kasaturayı mağdur nöbetçi onbaşıya tevcih ederek mağdura doğru hamle yaparak koştuğu, mağduru kovaladığı esnada yine nöbeti sebebiyle kuşandığı çelik başlığı da tanık beyanları uyarınca mağdura doğru taarruz kastı ile fırlattığı hususunda her hangi bir duraksama bulunmadığından, çelik başlığın her ne kadar mağdura isabet etmemiş olması da sonucu değiştirmeyecektir.

Sanığın bu saldırısının mağdurun iç huzuru bozmanın ötesinde, cismani bütünlüğüne yönelik olarak işlenmiş olduğundan eyleminin bu hali ile silahlı olarak üste fiilen taarruza teşebbüs suçunu oluşturacağı gözetilmeksizin, hatalı nitelendirme ile hizmet esnasında üstü tehdit suçunu oluşturduğunun kabul edilmesi sebebiyle mahkumiyet hükmünün suç vasfında yapılan hata yönünden bozulmasına karar verilmiştir. (¤¤)

Full & Egal Universal Law Academy