Askeri Yargıtay 1. Daire 2012/1111 Esas 2012/1053 Karar
Karar Dilini Çevir:
AskeriYargıtay
Dairesi: 1. Daire
Esas No: 2012/ 1111
Karar No: 2012 / 1053
Karar Tarihi: 12.09.2012

(1632 S. K. m. 111, 168, 171, 172)

Dava: Sanık tarafından, 20.05.2008 tarihinde mağdur Topçu Uzm.Çvş. M.Ç.'den "07.05.2008 tarihinde İHÖR'ü ...Komutanlığına teslim etmek üzere Uzm.Çvş. C.İ. ile birlikte cihazı kurup bağlantılarını yaptınız, beraber testi yapıldı, bu surette İHÖR cihazını kullanmayı ve kablo bağlantılarını irtibatlamayı öğrendiniz, niçin ...Komutanı Topçu Ütğm. İ.A.'ya cihazı kullanmayı hiç bilmediğinizi beyan ettiniz, niçin bu surette bilerek doğruyu söylememek suçunu işlediniz, bu konudaki savunmanızı21.05.2008 tarihinde saat 18:00'e kadar teslim ediniz" şeklinde savunmasının istendiği;

Mağdur tarafından savunmaya cevap verilmesi üzerine sanığın mağduru yedi gün oda hapsi ile cezalandırdığı ve bu cezanın 20.05.2008 tarihinde mağdura tebliğ edildiği, bu cezanın infazı amacıyla sanığın22.05.2008 tarihinde saat 12:00'da ...Komutanlığı Disiplin odasına alındığı ve 29.05.2008 tarihinde cezasının infazının tamamlandığı, cezanın infazının tamamlanmasını müteakip mağdur tarafından sanığın ceza verme yetkisinin Uzman erbaşlara bir seferde beş gün oda hapsi cezası olduğu belirtilerek, 10.06.2008 tarihinde şikayet dilekçesi verildiği görülmektedir.

As.C.K.nun 111’inci maddesi irdelendiğinde, bu suçun oluşabilmesi için; “Failin, ceza vermek selahiyetini tecavüz ederek ve bilhassa hak edilmemiş veya müsaade olunmamış bir cezayı kasten vermesi” gerekmektedir.

As.C.K.nun 111 ’inci maddesinde yazılı suçun ancak disiplin cezası vermek selahiyetini haiz amirlerin işleyebileceklerinde şüphe bulunmamaktadır.

“Disiplin cezası vermeye selahiyetli amirler” As.C.K.nun 168’nci maddesinde,“Ceza vermek selahiyetine haiz en yakın amir ile daha yüksek disiplin amirinin ceza verebileceği haller” As.C.K.nun 170’inci maddesinde,

“Disiplin amirlerinin ceza selahiyeti” As.C.K.nun 171’inci maddesinde,“Disiplin amirlerine vekalet edenlerin ceza vermek yetkisi” ise As.C.K.nun 172’nci maddesinde düzenlenmiş bulunmaktadır.
Öğreti ve uygulamada;“Ceza vermek selahiyetini tecavüzden”; “As.C.K.nun 171’inci maddesine merbut cetvele göre disiplin amirlerinin cins ve miktar itibarıyla verebileceği cezalandırma yetkisini aşarak ceza vermesi, “Hak edilmemiş ceza vermekten”;“Hiçbir kabahati olmayan bir asta ceza vermek veya daha az derecede olan bir kabahate verilecek cezadan kasten daha ağır bir ceza verilmesi”, “Müsaade olunmamış ceza vermekten” ise; “Üstün cins ve miktar itibariyle kanunen selahiyetinde olmayan cezayı kasten vermiş olmasının” anlaşılması gerektiği kabul edilmiştir.

Yukarıda açıklanan yasal tanımlar ışığında dava konusu olay incelendiğinde, sanığın mağdurun amiri durumunda olduğu, bu itibarla ona disiplin cezası verme yetkisinin bulunduğu açıktır.

Sanığın aşamalardaki savunmalarında; kanun değişikliğinden haberi olmadığını, elindeki kitabın eski basım olması nedeniyle daha önceki düzenlemeye göre mağdura yedi gün oda hapsi cezası verdiğini beyan ettiği görülmektedir.

ASCK’nun 171’inci maddesi incelendiğinde 22.03.2000 tarih ve 4551 sayılı Kanunla bu maddede değişiklik yapıldığı, değişiklik öncesi ek cetvele göre sanığın erbaşlara ceza verme yetkisinin beyanı ile uyumlu olacak şekilde yedi gün olarak düzenlendiği anlaşılmaktadır.

Bu durumda dosya kapsamından, sanığın, mağdura kasten yedi gün oda hapsi cezası verdiğinin kabulüne dair yeterli delil bulunmadığı, suç kastıyla hareket ettiği söylenemeyeceğinden, yasal unsurları itibariyle oluşmayan suçtan sanığın beraatına karar verilmesi gerekirken, mahkumiyetine karar verilmesindeisabetsizlik bulunduğundan,mahkumiyet hükmünün sübut yönünden bozulmasına karar verilmiştir. (¤¤)

Full & Egal Universal Law Academy