Askeri Yargıtay 1. Daire 2011/391 Esas 2011/387 Karar
Karar Dilini Çevir:
AskeriYargıtay
Dairesi: 1. Daire
Esas No: 2011/ 391
Karar No: 2011 / 387
Karar Tarihi: 27.04.2011

(1632 S. K. m. 50, 130) (5237 S. K. m. 50, 52, 62) (211 S. K. m. 113)

Askeri Mahkemece, sanığın, 24.05.2009 tarihinde, askeri eşyayı kaybetmek suçunu işlediği kabul edilerek, ASCK’nın 130/1, 130/2 ve 50, 5237 sayılı TCK'nın 62, 50 ve 52’nci maddeleri uyarınca neticeten 1500 TL adli para cezası ile cezalandırılmasına, TCK’nın 52/4’üncü maddesi uyarınca bu adli para cezasının 6 aylık taksitler halinde ve dört eşit taksitte tahsiline, taksitlerden birinin süresi içerisinde ödenmemesi halinde kalan kısmının tamamının tahsil edileceğine, ödenmeyen adli para cezasının hapse çevrileceğinin sanığa bildirilmesine, sanığın olay nedeniyle sebebiyet verdiği 600 TL Hazine zararının ASCK’nın 130/3’üncü maddesi gereğince sanığa ödettirilmesine, sanık rütbeli şahıs olduğundan 492 sayılı Harçlar Kanunu’nun 1 sayılı tarifesi uyarınca 32,40 TL nisbi harcın sanıktan ayrıca alınmasına, karar verilmiştir.

Bu hüküm sanık tarafından, sahibi bulunduğu tabancayı hastalığı, yorgunluğu ve dalgınlığı nedeniyle kaybettiği, Hazine zararını da ödediği belirtilerek temyiz edilmiş, Askeri Yargıtay Başsavcılığınca düzenlenen tebliğnamede, Hazine zararının sanık tarafından ödenip ödenmediğinin araştırılmamasının noksan soruşturma teşkil ettiği belirtilerek, mahkûmiyet hükmünün uygulamaya yönelik noksan soruşturma yönünden bozulması yönünde görüş bildirilmiştir.

Yapılan incelemede;

Askeri Mahkemece, “Sanık Uzm.J.Çvş.M.A’ın ... İl Jandarma Komutanlığı emrinde görev yapmakta iken 24.05.2009 tarihinde saat 22.30 sıralarında, TSK’nde ilk nasıp istihkakı olarak verilen ... seri numaralı 9 mm. çapındaki tabancasını İl Belediyesi umumi tuvaletinde unutarak kaybına sebebiyet verdiği.” şeklindeki bir kabulle, sanığın askeri eşyayı kaybetmek suçunu işlediği sabit görülerek, yazılı olduğu şekilde mahkûmiyetine karar verildiği anlaşılmış ise de;

ASCK’nın 130’uncu maddesinde düzenlenen hizmete mahsus askeri eşyayı kaybetmek suçunun oluşumu için, gerekli olan maddi unsurlardan biri, kaybedilen eşyanın askeri eşya olmasıdır.

Sanığın kaybettiği iddia edilen ... seri Nu.lı 9 mm. Çaplı Baretta marka tabanca, zati tabanca olarak, 16.06.2008 tarihinde sanığa teslim edilmiştir.

5143 sayılı Türk Silahlı Kuvvetlerinde İlk Nasıp İstihkakına İlişkin Kanun’un 3/1’inci maddesi “Bu Kanun kapsamına giren personele, ilk nasıplarında; birer adet ordu tipi tabanca ve birer kutu mermi, bavul, yazlık ve kışlık elbise ve iskarpin ile kaput veya pardösü ve yönetmelikte belirtilecek diğer eşya ve teçhizat verilir.” hükmünü içermektedir.

Türk Silahlı Kuvvetlerinde İlk Nasıp İstihkakına Dair Yönetmeliğin 5/(3)’üncü maddesi “Tahsis edilen teçhizat tabancası ve muhteviyatı, personelin muvazzaflığı süresince devlet malı statüsündedir. Teçhizat olarak verilen tabanca ve muhteviyatı, Türk Silahlı Kuvvetlerinden ilişik kesilmedikçe hiçbir şekilde başkasına verilemez, hibe edilemez ve devredilemez.”;

Aynı yönetmeliğin 5/(5)’inci maddesi de “Silah ruhsatı verilmesine engel olan bir akıl hastalığı veya psikolojik ve nörolojik rahatsızlığı nedeniyle, sağlık kurulu raporuyla, silahlı görev yapamayacağının belirlenmesi halinde anılan tabanca, devlet malı statüsünde olduğundan, personelin silahlı kuvvetlerden ayrılmasına kadar emanette bekletilir, ayrılmasından sonra silahın başkasına devri sağlanır.” düzenlemelerini içermektedir.

Bu hükümlere göre, ilk nasıp istihkakı olarak tabanca alan personel açısından şartlı bir mülkiyet söz konusu olmakla birlikte, ilgili kişilerin mevzuattan kaynaklanan hakları nedeniyle mülkiyetini kazanmış bulundukları eşyalara, askeri eşya niteliğinin verilmesine hukuken imkan yoktur (Dairemizin 24.09.2009 tarihli ve 2009/1839-1805 E.K.; 24.11.2010 tarihli ve 2212-2193 E.K. sayılı ilamları da bu doğrultudadır).

Kaybedilen eşyanın “askeri eşya” olmaması gözetildiğinde, sanığın eyleminin, ASCK’nın 130’uncu maddesinde düzenlenen hizmete mahsus askeri eşyayı kaybetmek suçunu oluşturmayacağı ve eyleminin bir başka suça da vücut vermeyeceği dikkate alınarak, Askeri Mahkemece, isnat olunan eylemle ilgili olarak, sanık hakkında beraat kararı verilmesi gerekirken, mahkûmiyet hükmü kurulmasının hukuka aykırı olduğu anlaşıldığından, hükmün esastan bozulmasına karar verilmiştir. (¤¤)

Full & Egal Universal Law Academy