Askeri Yargıtay 1. Daire 2007/911 Esas 2007/907 Karar
Karar Dilini Çevir:
AskeriYargıtay
Dairesi: 1. Daire
Esas No: 2007/ 911
Karar No: 2007 / 907
Karar Tarihi: 09.05.2007

(1632 S. K. m. 76, 140) (5237 S. K. m. 50, 52, 62, 294) (353 S. K. Ek m. 1)

Askeri mahkemece;

1) Sanık P.Çvş. A.G.'nin 29.3.2006 tarihinde tutuklunun kaçmasına aracı olmak suçunu işlediği sabit görülerek eylemine uyan ASCK'nın 76/1'inci maddesi delaleti ile 5237 sayılı TCK'nın 294/8 ve 62'nci maddeleri gereğince neticeten 5 ay hapis cezası ile cezalandırılmasına, sanığa verilen kısa süreli hapis cezasının 5237 sayılı TCK'nın 50/1-a ve 52/27'nci maddeleri gereğince beher günü 20 YTL hesabı ile adli para cezasına çevrilerek 3000 YTL adli para cezası ile cezalandırılmasına, 5237 sayılı TCK'nın 52/4'üncü maddesi gereğince sanığa verilen adli para cezasının aylık 15 eşit taksitte sanıktan tahsiline, taksitlerden birisinin süresinde ödenmemesi halinde geri kalan kısmın tamamının sanıktan bir defada tahsiline ve adli para cezasının ödenmemesi halinde hapse çevrilmesine, sanığa verilen adli para cezasının ertelenmesine yer olmadığına,

2) Sanık P.Onb. M.T.T.'nin 29.3.2006 tarihinde tutuklunun kaçmasına aracı olmak suçunu işlediği sabit görülerek eylemine uyan ASCK'nın 76/1'inci maddesi delaleti ile 5237 sayılı TCK'nın 294/8 ve 62'nci maddeleri gereğince neticeten 5 ay hapis cezası ile cezalandırılmasına, sanığa verilen kısa süreli hapis cezasının 5237 sayılı TCK'nın 50/1-a ve 52/2'nci maddeleri gereğince beher günü 20 YTL hesabı ile adli para cezasına çevrilerek 3000 YTL adli para cezası ile cezalandırılmasına, 5237 sayılı TCK'nın 52/4'üncü maddesi gereğince sanığa verilen adli para cezasının aylık 15 eşit taksitte sanıktan tahsiline, taksitlerden birisinin süresinde ödenmemesi halinde geri kalan kısmın tamamının sanıktan bir defada tahsiline ve adli para cezasının ödenmemesi halinde hapse çevrilmesine, sanığa verilen adli para cezasının ertelenmesine yer olmadığına,

karar verilmiştir.

Bu hükümler, yasal süresi içerisinde, sanıklar tarafından neden gösterilmeksizin temyiz edilmiştir.

Tebliğnamede, mahkûmiyet hükmünün bozulması yönünde görüş bildirilmiştir.

Dosyanın incelenmesinden; Sanık P.Çvş. A.G. ile P.Onb. M.T.T.'nin 5'inci Zırhlı Tugay 3'üncü Sınıf Askeri Ceza ve Tutuk Evinde görevli olduğu, 24.1.2006 tarihinde firar suçundan tutuklanan J.Er H.Ö.'nün rahatsızlığı nedeniyle revirde müşahede altında tutulduğu esnada, sanıkların J.Er H.Ö.'nün yanında muhafız olarak görevli olduğu, tutuklu J. Er H.Ö.'nün, tuvalete gittiği esnada sanıkların gerekli dikkat ve özeni göstermemeleri nedeniyle revir tuvaletinin penceresinden 29.3.2006 tarihinde atlayarak kaçtığı, bu şekilde sanıkların tutuklunun kaçmasına aracı olmak suçunu işledikleri kabul edilerek mahkûmiyetlerine dair hüküm kurulmuştur.

Sanıkların üzerlerine atılı eylemlerin sübutu konusunda bir duraksama bulunmamaktadır.

Askeri mahkeme, sanıkların üzerine atılı dikkat ve Özen yükümlülüğüne aykırı hareket neticesinde tutuklunun kaçmasına sebebiyet verme suçunun ASCK'nın 76/1'inci maddesi delaleti ile cezalandırıldığını kabul etmiş ise de;

ASCK'nın 76'ncı maddesinde askeri tutuk evi ve ceza evinden kaçmak veya kaçmaya aracı olmak suçlarını işleyen asker kişiler hakkında......, düzenlemesine yer verilerek , maddede sadece belirtilen yerlerden kaçma halleri düzenlenmiştir.

ASCK'nın 76'ncı maddesinin atıf yaptığı suçların sadece, Askeri ceza evi ve tutuk evlerinden kaçma ya da kaçmaya aracılık etme hallerine münhasır olduğu açıktır. Nitekim 22.3.2000 gün ve 4551 sayılı Kanunun ASCK'nın 76'ncı maddesini yeniden düzenleyen 15'inci maddesinin gerekçesinde de Madde ile tutuk evi veya ceza evinden kaçmak ve kaçmaya aracı olmak suçları bakımından, cezanın etkinliğinin artırılması ve veya adaletinin sağlanması amacıyla,....askeri ceza ve tutuk evlerinden altı tam gün veya daha fazla süre ile kaçan asker kişilerin fiilleri.... açıklamalarına yer verilmiştir.

Dava konusu olayda sanıkların dikkat ve özen yükümlülüğüne aykırı hareketleri neticesinde revirde tutuklu J.Er H.Ö.'nün kaçmasına sebebiyet verilmesi, kaçırılan yerin askeri tutuk evi ve ceza evi olmaması nedeniyle eylemleri ASCK'nın 76'ncı maddesi ile yaptırıma bağlanan suça vücut vermemektedir. Sanıkların eylemleri mevkuf ve mahpusları firar ettirenler başlıklı ASCK'nın 140'inci maddesine uymakta, burada kaçırılan yerin önemi bulunmamaktadır. Bu maddede yazılı suçun oluşumu için aranan koşullardan birisi kaçanın mevkuf ya da hükümlü olmasıdır. Dolayısıyla sanıklar hakkında ASCK'nın 140'ıncı maddesi atfı ile TCK hükümleri yerine, ASCK'nın 76'ncı maddesinin atfı ile TCK hükümlerinin uygulanması kanuna uygun bulunmamaktadır. Her iki atıf maddesinin 5237 sayılı TCK'nın 294/8'inci maddesine atıf yapması da sonucu değiştirmemektedir. Zira ASCK'nın 76'ncı maddesi ile 140'ncı maddesinin düzenlediği hususlar birbirinden farklı bulunmaktadır.

Sanıkların eylemleri ASCK'nın mahpus ve mevkufları firar ettirenlere ilişkin 140'ıncı maddesinin atfı çerçevesinde, 5237 sayılı TCK'nın 294/8'inci maddesinde yaptırıma bağlanmıştır. 5252 sayılı Kanunun 3'üncü maddesi uyarınca ASCK'nın 140'ıncı maddesinin atıf kapsamında bulunan ve mahkemece de bu vasıfta kabul edilen suçun 353 sayılı Kanunun 5530 sayılı Kanunla değiştirilmesinden önceki Ek-1'inci maddesi uyarınca tek hakimle yürütülecek davalar arasında gösterilmemesi nedeniyle, yargılamanın heyet halindeki askeri mahkemece yapılması gerekirken, tek hakimden oluşan askeri mahkemece yapılıp sonuçlandırılması kanuna aykırı bulunmakla hükmün bozulmasına karar verilmiştir.

Ayrıca, ASCK'nın 47'nci maddesinde, ASCK'nın 140'ıncı maddesinin sayılmaması nedeniyle bu madde delaletiyle 5237 sayılı TCK'nın 294/8'inci maddesine göre verilen cezaların, 5237 sayılı TCK'nın hükümlerine göre, ya seçenek yaptırımlara çevrilmesi ya da ertelenmesi mümkün iken, askeri mahkemece, verilen cezaların sadece seçenek yaptırıma çevrilmesi imkanının mevcut olması ve ertelemenin ASCK'nın 47'nci maddesindeki yasal engel nedeniyle hiçbir durumda mümkün olmadığının kabul edilmesinin de hatalı olduğuna, yukarıda belirtilen bozma gerekçesi dikkate alınarak, işaret edilmekle yetinilmiştir. (¤¤)

Full & Egal Universal Law Academy