Askeri Yargıtay 1. Daire 2007/2232 Esas 2007/2106 Karar
Karar Dilini Çevir:
AskeriYargıtay
Dairesi: 1. Daire
Esas No: 2007/ 2232
Karar No: 2007 / 2106
Karar Tarihi: 31.10.2007

(765 S. K. m. 230) (2368 S. K. m. 1, 3, 6) (1219 S. K. m. 5)

Memuriyet görevini kötüye kullanmak suçundan sanık emekli Tbp.Kd.Alb. Kemal CAN hakkında 5 nci Kolordu Komutanlığı Askeri Mahkemesince verilen 18.04.2006 tarih ve 2006/508-496 sayılı beraete ilişkin hükmün, Askeri Savcı tarafından yasal süresi içinde temyiz edilmesi üzerine, Askeri Yargıtay Başsavcılığının 18.10.2007 tarih ve 2007/7866 sayılı tebliğnamesi ekinde hükmün onanması gerektiği görüşü ile Dairemize gönderilen dava dosyası incelendi.

GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:

01.09.2001 - 28.02.2003 tarihleri arasında serbest hekim olarak faaliyet gösterdiğini idareye bildirmeyerek 6.020,75 YTL. tutarında Hazine zararının oluşmasına neden olmak suretiyle memuriyet görevini kötüye kullanmak suçunu işlediği iddiası ile sanık hakkında açılan kamu davasının yapılan yargılaması sonucunda; unsurları itibariyle oluşmayan atılı suçtan sanığın beraetine ilişkin olarak verilen hüküm,

Askeri Savcı tarafından; serbest çalışma isteğini idareye bildirme yükümlülüğü bulunan sanığın, gecikmeli olarak bildirimde bulunması nedeniyle haksız kazanç sağladığı, bu şekildeki eylemi ile 765 sayılı TCK'nın 230/2 nci maddesinde düzenlenen görevi ihmali suçunun bütün unsurları ile oluştuğu, ileri sürülerek temyiz edilmiştir.

Yapılan incelemede;

Samk Tbp.Kd.Alb. Kemal CAN'ın, Çorlu Asker Hastanesinde görevli iken 2000- 2004 yılları arasında serbest muayenehane açtığı ve 2368 sayılı Sağlık Personelinin Tazminat ve Çalışma Esaslarına Dair Kanun'un 3 üncü maddesi uyarınca aynı Kanunun 1 inci maddesinde yer alan tazminatların kendisine ödenmemesi gerekirken bu tazminatların kendisine ödendiği ve bilirkişi raporunda açıklandığı üzere yasal faizi ile birlikte 9.399,20 YTL haksız kazanç elde ettiği, anlaşılmaktadır.

2368 sayılı Kanunun 1/1 nci maddesinde; Bu Kanunun 6 ncı maddesi ile yürürlükten kaldırılan 2162 sayılı Kanun kapsamına giren personele 1/1/1981 tarihinden itibaren 657, 926 ve 1765 sayılı Kanunlara göre hak edilen aylık, yakacak yardımı, iş riski, iş güçlüğü, teminindeki güçlük zammı ve mahrumiyet yeri ödeneği ödenir. denmek sureti ile sağlık personelinin yararlanacağı tazminatlar belirlenmiştir. Söz konusu Kanunun 3 üncü maddesinde; 1 inci maddede belirtilen tazminat hakkından yararlanan personel resmi ve özel herhangi bir müessesede maaşlı, ücretli veya sözleşmeli olarak mesleki görev alamazlar, hariçte serbest olarak sanat ve mesleklerini icra edemezler; çalıştıkları kurumlardan bu Kanunda veya 657 sayılı Devlet Memurları Kanunu ile 1765 sayılı Üniversiteler Personel Kanununun değişik 16 ncı maddesinin 3 üncü fıkrasında; Fıkra hükümlerine uymak koşuluyla belirtilen ödemeler dışında mesleki ek gelir sağlayamazlar. şeklindeki düzenleme ve aynı Kanunun 4 üncü maddesinde; 1 inci madde kapsamına giren personelden; il sağlık müdürlüğü ve başhekimlik görevini yürütenler hariç olmak üzere özel kanunlarına göre meslek ve sanatlarını serbest olarak icra etme hak ve yetkisine sahip olanlar istedikleri takdirde, 1 inci maddede öngörülen tazminat hakkından yararlanmamak şartı ile serbest olarak çalışabilirler. Bunlara iş güçlüğü, iş riski ve teminindeki güçlük zamları veya bu mahiyetteki zamlar ödenmez. şeklindeki düzenleme ile, muayenehane açanların bu tazminatları alamayacağı hüküm altına alınmıştır.

Yine 1219 sayılı Tababet Ve Şuabatı San'atlarının Tarzı İcrasına Dair Kanunun 5 nci maddesi; Hususi muayenehane açmak veyahut evinde muayenehane tesis eylemek suretiyle sanatını icra eylemek isteyen her tabip hasta kabulüne başladığından itibaren en çok bir hafta içinde isim ve hüviyetini, diploma tarih ve numarasını ve muayenehane ittihaz eylediği mahal ile mevcut ise ihtisas vesikalarını mahallin en büyük sıhhiye memuruna kaydettirmeye ve muayenehanenin nakli halinde en az yirmi dört saat evvel keyfiyeti nakli ihbara mecburdur. şeklindedir.

Dava konusu olayda da, sanığın özel muayenehane açarak serbest meslek faaliyetine başladığı halde bu durumu idari makamlara bildirmeyerek görevini kötüye kullandığı iddia edilmiştir.

Yapılan yargılama sonunda; bahse konu kanun maddeleri uyarınca özel muayenehane açarak serbest meslek faaliyeti yürüten sağlık personeline bir takım tazminatların ödenmeyeceğinin hükme bağlandığı, ancak bu kanun hükümleri uyarınca serbest meslek faaliyetine başlayan sağlık personeli için bir bildirim yükümlülüğünün bulunmadığı, şu halde sırf bu kanun hükümlerine dayanarak serbest meslek faaliyetine başlayan sağlık personelinin bağlı bulunduğu idari makamlara bildirim yükümlülüğü gibi bir görevinin olduğunu söylemenin mümkün olmadığı, yine 1219 sayılı Kanun maddesi uyarınca serbest muayenehane açan tabipler açısından bulundukları yerin sıhhiye memuruna bildirme yükümlülüğü altına sokuldukları, bu bildirim 2368 sayılı Kanun ile belirtilen tazminata ilişkin olmadığı gibi sadece kamuda çalışan tabiplere özgü olmayıp, kamu kurumlarında çalışmayan tabipler için de geçerli bir yükümlülük olduğu, bu nedenle söz konusu yükümlülüğün memurluk sıfatından değil, meslek olarak tabiplik sıfatından kaynaklanan ve serbest olarak gerçekleştirilen sağlık faaliyetinin denetimini amaçladığı, öte yandan; 2368 sayılı Kanun ile 1219 sayılı Kanunun farklı faaliyet alanlarını düzenlediği, sanığın memur olsa dahi açtığı serbest muayenehaneyi bildirmek gibi memuriyetinden kaynaklanan bir görevi olmadığı, ayrıca; yasalara aykırı olarak sanığa ödenen tazminatların her zaman için idarece özel hukuk hükümleri çerçevesinde sanıktan geri alınmasının mümkün olduğu belirtilerek, unsurları yönünden oluşmayan atılı suçtan yazılı olduğu şekilde kurulan beraet hükmünde usul ve esas yönlerinden herhangi bir isabetsizlik görülmediğinden; Askeri Savcının kabule değer bulunmayan temyiz sebeplerinin reddi ile hükmün onanmasına karar verilmiştir.

Sonuç Ve Karar: Açıklanan nedenlerle;

Askeri Savcının kabule değer nitelikte bulunmayan temyiz sebeplerinin 353 sayılı Kanunun 217/2 nci maddesi gereğince REDDİNE,

Hukuka uygun bulunan mahkûmiyet hükmünün ONANMASINA, 31.10.2007 tarihinde, OYBİRLİĞİ ile tebliğnameye uygun olarak karar verildi. (¤¤)

Full & Egal Universal Law Academy