Askeri Yargıtay 1. Daire 2006/976 Esas 2006/962 Karar
Karar Dilini Çevir:
AskeriYargıtay
Dairesi: 1. Daire
Esas No: 2006/ 976
Karar No: 2006 / 962
Karar Tarihi: 31.05.2006

(1632 S. K. m. 66, 68) (353 S. K. m. 173)

Mehil içinde yakalanmakla son bulan silahlı firar suçundan sanık J. Er Sedat TEPE hakkında 48’inci İç Güvenlik Tugay Komutanlığı Askeri Mahkemesince verilen 26.05.2005 gün ve 2005/898-314 sayılı beraet hükmünün, Askeri Savcı tarafından yasal süresi içinde sebep gösterilerek sanık aleyhine olarak temyiz edilmesi üzerine, dava dosyası Askeri Yargıtay Başsavcılığının hükmün bozulması görüşünü içeren 22.05.2006 gün ve 2006/3332 sayılı tebliğnamesi ekinde Dairemize gönderilmekle incelendi.

GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:

Askeri Mahkemece; sanık hakkında, 22.01.2005 (saat 17:00)-23.01.2005 (saat 15:00) tarihleri arasında mehil içinde yakalanmakla son bulan silahlı firar suçunu işlediği iddiası ile açılan kamu davası üzerine yapılan yargılama sonucunda, eylemin silahlı firar olarak değerlendirilemeyeceği, ayrıca firar suçunun da oluşması için gerekli gün unsurunun bulunmadığı kanaatiyle, yüklenen suçtan sanığın beraetine, gözetimde geçen sürelerin MSY.70/1-C yönergesi uyarınca askerlik hizmetinden sayılmasına karar verilmiştir.

Hüküm, Askeri Savcı tarafından, adli emanet deposundan çalınan silahlarla firar edilmesi nedeniyle, eylemin ASCK’nın 68’inci maddesi kapsamında (silahlı firar) değerlendirilmesi gerektiği belirtilerek, sanık aleyhine olarak temyiz edilmiştir.

Tebliğnamede, gerçekleştiği kabul edilen olayların ne şekilde vuku bulduğuna dair, gerekçeli kararda tatmin edici bir açıklamanın yer almamasının, hükmün gerekçesinde yer alması gereken hususları gösteren 353 sayılı Kanunun 173’üncü maddesine aykırılık oluşturduğu, bu nedenle beraet hükmünün usûle aykırılık yönünden bozulması görüş ve düşüncesi bildirilmiştir.

Yapılan incelemede; Dereli İlçe J.K.lığın deposunda muhafaza edilen, Dereli Cumhuriyet Başsavcılığı adli emanetine kayıtlı eşyalar arasından 3 adet tabanca ve bu tabancaların mühimmatını çalmış olan sanığın, bir gün sonra, 22.01.2005 günü çarşı iznine çıktığı ve izinden saat 17.00’a kadar dönmesi gerekirken, çarşı izninden vaktinde dönmediği ve müteakiben 23.01.2005 tarihinde saat 15.00’da çalmış olduğu silahlardan iki adedi üzerinde olduğu halde yakalandığı, dosyada mevcut delillerden maddi vakıa olarak belirlenmiştir.

Her ne kadar, gerekçeli kararda sanığın birliğini terk ettiği gün ve saat ile yakalandığı gün ve saat ayrıntılı olarak belirtilmemiş ise de, sanığın emanet dolabından çaldığı iki adet tabancayı ve bu silahlara ait mühimmatı alarak birliğini terk ettiği maddi vakıa olarak belirtilmiştir. Ayrıca, gerekçeli kararın oluş ve kabul başlığı altında, iddianamede yer alan ayrılış ve yakalanış tarih ve saatleri belirtilmiş, devamında yer alan değerlendirmede ise, iddianamede yer alan kabulle uyumlu olacak şekilde sanığın 24 saatlik süreyi geçmeyen firar eyleminde bulunduğu vurgulanmıştır. Kaldı ki, kısa kararda da suç tarihleri açık olarak yazılmıştır. Bu nedenle, gerçekleştiği kabul edilen olayların ne şekilde vuku bulduğuna ilişkin tatmin edici açıklama bulunmadığına dair tebliğnamede ileri sürülen görüşe katılmak mümkün olmamıştır.

Öte yandan, ASCK’nın 66/2-a maddesine yer alan düzenlemeye paralel olarak, ASCK’nın 68’inci maddesinde 4551 sayılı Kanunla değişiklik yapılmış ve anılan maddenin ikinci fıkrasının (A) bendinde tanımlanan mehil içinde yakalanmakla son bulan firar suçunda; failin beraberinde silâh, mühimmat, savaş aracı ve gerecini götürmesi halinde, gün unsurunun aranmayacağı ve cezanın artırılacağı düzenlenmiştir.

Her ne kadar, ağırlaştırıcı sebep olarak görülen, failin beraberinde götüreceği silahın niteliği konusunda ASCK’nın 68’inci maddesinin metninde açık bir tanımlama yer almamış ise de, failin beraberinde götüreceği diğer eşyanın, mühimmat, savaş aracı ve gereci olarak sayılmış olmasından ve ASCK’nın 66/2-a maddesinde ise, failin beraberinde götürdüğü eşyalardan sonra, ......veya ordu hizmetine tahsis edilen herhangi bir şeyi... şeklinde bir tanımlama yapılmış olmasından, failin beraberinde götüreceği silâh ve mühimmatın da, askeri hizmete tahsis edilmiş olmasının gerektiği sonucuna ulaşılmıştır.

Bu itibarla, Dereli C. Başsavcılığı adli emanetine kayıtlı olan silâhların İlçe Jandarma K.lığı deposunda muhafaza edilmesi, bu silâhlara askeri eşya niteliği kazandırmayacağından, sanık hakkında Askeri Mahkemece tesis olunan beraat hükmünün gerekçesinde de yer aldığı şekilde, sanığa yüklenen suçun maddi unsurları itibariyle oluşmadığı anlaşıldığından, Askeri Savcının beraat hükmünün esastan bozulması yönündeki temyiz sebepleri kabule değer görülmeyerek, beraat hükmünün onanması yoluna gidilmiştir.

SONUÇ VE KARAR: Açıklanan nedenlerle;

Askeri Savcının kabule değer görülmeyen temyiz sebeplerinin 353 sayılı Kanunun 217/2’nci maddesi uyarınca REDDİNE,

Usûl ve esas yönlerinden kanuna uygun bulunan beraet hükmünün ONANMASINA,

Tebliğnameye aykırı olarak, 31.05.2006 tarihinde oybirliğiyle karar verildi. (¤¤)

Full & Egal Universal Law Academy