Askeri Yargıtay 1. Daire 2006/828 Esas 2006/810 Karar
Karar Dilini Çevir:
AskeriYargıtay
Dairesi: 1. Daire
Esas No: 2006/ 828
Karar No: 2006 / 810
Karar Tarihi: 09.05.2006

(1632 S. K. m. 90) (5237 S. K. m. 29, 62)

Mukavemet suçundan sanık terhisli J. Er Murat ALEV hakkında 2 nci Hava Kuvvet Komutanlığı Askeri Mahkemesince verilen 14.12.2005 gün ve 2005/334-674 sayılı mahkûmiyet hükmünün sanık tarafından, süresi içinde temyiz edilmesi üzerine, dava dosyasının Başsavcılığın onama görüşünü içeren 01.05.2006 gün ve 2006/2783 sayılı tebliğnamesi ekinde Dairemize gönderildiği görülmekle yapılan temyiz incelemesi sonunda;

GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:

Askeri Mahkemece, sanık hakkında mukavemet suçundan dolayı verilen 15.10.2003 gün ve 2003/600-633 sayılı beraet hükmünün, Askeri Savcı ve Komutan tarafından suçun sübut bulduğu gerekçesiyle temyiz edilmesi üzerine, Dairemizin 20.04.2004 gün ve 2004/376-374 sayılı ilâmı ile usûlden bozulmasından sonra, Askeri Mahkemece bozma ilâmına uyularak sürdürülen yargılama sonunda, sanığın Habur 2.J.Sınır Bl.K.lığı emrinde askerlik hizmetini yaparken 25.11.2002 tarihinde mukavemet suçunu işlediği sabit görülerek eylemine uyan ASCK'nın 90/1, 5237 sayılı TCK'nın 29 ve 62/1 inci maddeleri uyarınca verilen neticeten Bir Ay Yedi Gün Hapis cezasına ilişkin hüküm sanık tarafından sebep gösterilmeksizin temyiz edilmiş ise de;

Dosya kapsamına ve buna uygun düşen hüküm gerekçesine göre; sanığın 25.11.2002 tarihinde saat 00.00 - 06.00 pusu nöbetini tutarken, getirilen sahur yemeğini nöbet arkadaşı Er Eyüp SÖZÜDOĞRU ile birlikte yedikleri sırada aniden çıkan rüzgarın etkisiyle tencere kapağının mayınlı bölgeye uçtuğu, Tim K.J.Atğm.Mustafa OĞUZ’un, kapağın kaybı nedeniyle Er Eyüp’ü aynı gün Atatürk büstünün yanında nöbet tutma cezası ile cezalandırdığı, sanığın Tim Komutanının yanına giderek kendisinin de suçlu olduğunu söylediği, bunun üzerine Tim Komutanının sanığa da aynı yerde çapraz tutuşta bekleme cezası verdiği, bir süre sonra sanığın birlikte ceza çektiği arkadaşı Eyüp’e dönerek silahıma şarjör takıp ateş edeceğim, tarayacağım dediği ve arkasından Er Eyüp’ün ikna edici sözlerine rağmen kendisine zimmetli bulunan 439395 seri nolu G-3 Piyade Tüfeği ile havaya bir el ateş ettiği, silâh sesi üzerine karakolda bulunan rütbelilerin dışarıya çıktığı, bu sırada sanığın nedir sizden çektiğim, ben buraya sürgün geldim, buranın sosyal hayatı yok, arkadaşlarımı göremiyorum, üzerime gelmeyin, kendimi vururum, yaklaşan olursa, yaklaşanı da vururum, Tabur Komutanını çağırın buraya gelsin, silâhımı elimden ancak o alır diye bağırdığı, karakolda görevli Asteğmenler Ertem ÇAKIR, Barış SARI ve İ. Fatih GÜNGÖR’ün sanığa silâhını vermesini emrettikleri, ancak sanığın silâhı vermeyeceğini, yaklaşan olursa vuracağını belirterek silâhını vermediği, 10-15 dakika kadar bu şekilde direndikten sonra tüfeğini yanında bekleyen ve kendisini ikna eden Atğm. Ertem ÇAKIR’a kendiliğinden teslim ettiği şeklinde sübut bulduğunda hiçbir kuşku ve tereddütün bulunmadığı olayda, sanığın silâhını vermesini emreden her üç Asteğmene silâhını vermeyeceğini ve yanına yaklaşılırsa onlara ateş edeceğini söylemek suretiyle üstlerinin (disiplinin tesisine yönelik olduğu için hizmete ilişkin olduğunda kuşku bulunmayan) hizmet emrini ifadan zorla ve tehditle men ettiği, böylelikle sanığın ASCK'nın 90 ıncı maddesinde düzenlenen ve bir âmir veya üstünü zorla ve tehditle hizmet emrini ifadan men etmeye, yahut hizmete müteallik bir muameleyi yapmak veya yapmamak için zorlamaya kalkışmak şeklinde tanımlanmış bulunan mukavemet suçunu işlediği açıkça anlaşılmakta olduğundan,

Askeri Mahkemece, sanığın cezai ehliyet durumu da araştırıldıktan sonra müsnet suçun sübuta erdiğinin kabulünde, keza sanığın, arkadaşının haksız yere cezalandırıldığı inancı ile arkadaşına ceza nöbeti veren Atğm. Mustafa OĞUZ’dan arkadaşını af etmesini, aksi halde tencere kapağının mayınlı bölgeye uçmasında kendisinin de kusurlu olduğunu, bu yüzden kendisine de ceza nöbeti verilmesi gerektiğini söylemesi üzerine, Atğm. Mustafa OĞUZ’un Er Eyüp’ün cezasını kaldırmak yerine sanığa da ceza nöbeti vermek suretiyle keyfi davranışlarda bulunması sanık lehine haksız tahrik olarak değerlendirilip, gerek haksız tahrike gerekse takdiri tahfif sebebine dayalı ceza indiriminde bulunulmasında, hapis cezasının para cezasına çevrilmesine veya ertelenmesine yasal imkân bulunmadığına da işaret olunarak tesis olunan mahkûmiyet hükmünde, bozmayı gerektirecek bir isabetsizlik ve kanuna aykırılık bulunmadığından hükmün onanması yoluna gidilmiştir.

SONUÇ VE KARAR: Yukarıda açıklandığı üzere;

Sanığın belli bir sebebe dayanmayan temyizi yerinde görülmediğinden, 353 sayılı Kanunun 217/2 nci maddesi uyarınca REDDİNE,

Usûl ve esas yönlerinden kanuna uygun bulunan hükmün ONANMASINA,

Tebliğnameye uygun olarak, 09.05.2006 tarihinde oybirliği ile karar verildi. (¤¤)

Full & Egal Universal Law Academy