Askeri Yargıtay 1. Daire 2006/810 Esas 2006/787 Karar
Karar Dilini Çevir:
AskeriYargıtay
Dairesi: 1. Daire
Esas No: 2006/ 810
Karar No: 2006 / 787
Karar Tarihi: 03.05.2006

(1632 S. K. m. 71, 82) (765 S. K. m. 59, 191) (477 S. K. m. 47) (5237 S. K. m. 106)

Müteaddit amiri tehdit suçundan (iki kez) sanık terhisli J. Er Murat ŞENTÜRK hakkında 2’nci Kolordu Komutanlığı Askeri Mahkemesince verilen 24.05.2005 gün ve 2005/865-329 esas ve karar sayılı mahkûmiyete ilişkin hükmün, sanık tarafından süresinde sebep gösterilerek temyiz edilmesi üzerine, dava dosyası Askeri Yargıtay Başsavcılığının hükmün suç vasfına bağlı görev yönünden bozulması görüşünü içeren 25.04.2006 gün ve 2006/2694 sayılı tebliğnamesi ekinde Dairemize gönderilmekle incelendi.

GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:

Askeri Mahkemece; sanığın, 22.08.2004 tarihinde,

1) J.Astsb.Kd.Üçvş.Mansur ÇAĞAN’a yönelik olarak amiri tehdit suçunu işlediği kabul edilerek ASCK’nın 82/2’nci maddesinin birinci cümlesi ve 765 sayılı TCK’nın 59/2’nci maddesi uyarınca beş ay hapis cezası ile cezalandırılmasına,

2) J.Ütğm. Koray SÜER’e yönelik olarak amiri tehdit suçunu işlediği kabul edilerek ASCK’nın 82/2’nci maddesinin birinci cümlesi ve 765 sayılı TCK’nın 59/2’nci maddesi uyarınca beş ay hapis cezası ile cezalandırılmasına,

3) 765 sayılı TCK’nın 71’inci maddesi uyarınca cezaların toplanarak, sonuç olarak on ay hapis cezasıyla cezalandırılmasına karar verilmiştir.

Bu hükümler, sanık tarafından, hakaret ve tehditte bulunmadığı, psikolojik sorunlarının araştırılmadığı, cezasının paraya çevrilmemesinin ve ertelenmemesinin eksiklik olduğu belirtilerek, süresinde temyiz edilmiştir.

Tebliğnamede, sanığın sarf ettiği sözlerin amiri tehdit suçunun unsurlarını taşımadığı, ancak, 477 sayılı Kanunun 47’nci maddesinde düzenlenen amire saygısızlık suçunu oluşturduğu ve bu nedenle mahkûmiyet hükümlerinin görev yönünden bozulması gerektiği görüş ve düşüncesi bildirilmiştir.

Yapılan incelemede; Keşan İlçe Jandarma Komutanlığında görevli sanığın, 22.08.2004 günü çarşı iznine çıktığı, çarşı izni dönüşünde mağdur Nöb.Astsb.J.Kd.Üçvş. Mansur ÇAĞAN tarafından yapılan kontrolde sanığın içkili olduğunun tespit edildiği, mağdurun sanığa Sorunun ne?, Ne diye içki içiyorsun? sorusunu sorduğu ve durumu Bl.K.mağdur J.Kd.Ütğm.Koray SÜER’e bildirdiği, Bl.K.nın sanığı makamına çağırttığı, bu sırada sanığın yüksek sesle Ben içerim, siz bana karışamazsınız, siz kim oluyorsunuz?, ben zaten buraya cezaevinden çıkıp geldim, siz beni tanımıyorsunuz dediği, bilahare sanığın Bl.K. odasına geldiği, Bl.K.nın sanığa niye içtin? sorusunu sorduğu, sanığın birkaç tane bira içtim, ben içerim, siz bana karışamazsınız, siz kim oluyorsunuz?, ben zaten cezaevinden çıkıp geldim, siz beni tanımıyorsunuz dediği, bunun üzerine Bl.K.nın sanığı odasından çıkarttığı, sanığın belirtilen sözleri amirleri konumunda bulunan J.Kd.Üçvş.Mansur ÇAĞAN ve J.Kd.Üğtm.Koray SÜER’e karşı söylemek suretiyle, iki kez amiri tehdit suçunu işlediği kabul edilerek, yazılı olduğu şekilde mahkumiyetine hükmedilmiş ise de;

ASCK’nın 4551 sayılı Kanunla yeniden düzenlenen 82’nci maddesinin 2’nci fıkrasında amir veya üstünü herhangi bir suretle tehdit edenlerin cezalandırılacakları öngörülmekte olup, anılan maddenin gerekçesinde Tehdit suçunun cezasının bu fiillerin ağırlığı ile orantılı olarak artırıldığı ve bu suretle Askeri Ceza Kanunu ile Türk Ceza Kanununda benzer fiiller için öngörülen cezalar arasında paralellik sağlanmış olacağı hususuna yer verilmiştir. Bu nedenle tehdit suçunun unsurlarını genel bir hüküm olan Türk Ceza Kanununda aramak gerekir. 765 sayılı TCK’nın 191’inci maddesinde tehdit bir kimseye ağır ve haksız bir zarara uğratılacağını bildirmek şeklinde tanımlanmış; 5237 sayılı TCK’nın 106’ncı maddesinde de bir başkasını, kendisinin veya yakınının hayatına, vücut veya cinsel dokunulmazlığına yönelik bir saldırı gerçekleştireceğini bildirmek olarak ifade edilmiştir. Maddenin koruduğu hukuki değer, kişilerin huzur ve sükûnu, kişinin karar verme ve hareket etme hürriyetidir. Failin, müstakbel bir tehlikenin insanlarda doğuracağı güvensizlik duygusunu, iç huzursuzluğu ve endişeyi mağdurda yaratmış olmasıyla suç oluşur. Tehdit, mağdurun iç huzurunu bozduğu için suç sayıldığına göre, failin bu olguyu yaratabilecek, ciddi bir korku doğurabilecek şekilde davranması, doğrudan doğruya bu niyetle hareket etmesi gerekir. Tehdidin korkutucu olması, objektif olarak korkutmaya elverişli olması anlamında anlaşılmalıdır. Tehdidin ciddi olup olmadığı hususu ise, oluştuğu ortama, tehdit edici sözlerin gerçekleşme olasılığı ve mağdurun iradesini etkileme derecesine göre belirlenecektir. Sarf edilen sözler, gerçekleştirilen davranış mağdur kişi üzerinde ciddi bir korku yaratma açısından sonuç almaya elverişli, yeterli ve uygun değilse, tehdidin oluştuğu ileri sürülemez. Ayrıca failin tehdit konusu tecavüzü gerçekleştirebilecek imkân ve iktidara sahip olduğu kanaatini mağdurda uyandırması da gerekir. Bu nedenle, failin söz ve davranışlarının muhatabı üzerinde ciddi şekilde korku ve endişe yaratacak uygunluk ve yeterlilik içerip içermediğinin her somut olayda araştırılması gerekir.

Bu açıklamalar ışığında somut olaya dönüldüğünde, sanığın her iki amirine karşı sarf ettiği Ben içerim, siz bana karışamazsınız, siz kim oluyorsunuz?, ben zaten buraya cezaevinden çıkıp geldim, siz beni tanımıyorsunuz ve devamında birkaç tane bira içtim, ben içerim, siz bana karışamazsınız, siz kim oluyorsunuz?, ben zaten cezaevinden çıkıp geldim, siz beni tanımıyorsunuz şeklindeki sözlerin ciddi ve korkutucu nitelikte olmadığı, mağdurların güvenlik duygusunu, iç huzurunu bozan ve onları endişeye düşüren bir yönünün bulunmadığı ve mağdurlar ile sanığın statü ve konumları itibariyle de elverişlilik koşulunun gerçekleşmediği, diğer bir ifadeyle içkili olan sanığın tehdidi gerçekleştirebilecek imkân ve iktidara sahip olduğu kanaatinin mağdurlarda oluşmadığı, bu nedenle sanığın her iki amire karşı gerçekleştirdiği eylemi 477 sayılı Kanunun 47’inci maddesi kapsamında kalan basit üste saygısızlık suçunu oluşturduğundan, disiplin mahkemesinde yargılama yapılmak üzere her iki suç nedeniyle görevsizlik kararı verilmesi gerekirken, Askeri Mahkemece her iki eylemin üstü tehdit olarak tavsif edilmesi kanuna aykırı olduğundan, hükümlerin suç vasfınaa bağlı görev yönünden bozulmasına karar verilmiştir.

SONUÇ VE KARAR: Yukarıda açıklanan nedenlerle;

Sanığın temyiz sebeplerine atfen ve resen, 353 sayılı Kanunun 221/1’inci maddesi gereğince mahkûmiyet hükümlerinin suç vasfına bağlı görev yönünden BOZULMASINA,

Tebliğnameye uygun olarak, 03.05.2006 tarihinde, oybirliğiyle karar verildi. (¤¤)

Full & Egal Universal Law Academy