AskeriYargıtay
Dairesi: 1. Daire
Esas No: 2006/ 800
Karar No: 2006 / 842
Karar Tarihi: 17.05.2006
(1632 S. K. m. 91) (765 S. K. m. 51, 59) (5237 S. K. m. 29)
Üste fiilen taarruz suçundan sanık Tnk.Er Abdullah YANARDAĞ hakkındaki 5inci Kolordu Komutanlığı Askeri Mahkemesinin 05.04.2005 tarih ve 2005/627-57 sayılı mahkûmiyet hükmünün, sanık tarafından yasal sürede temyizi üzerine, Başsavcılığının 24 Nisan 2006 tarih ve 2006/2653 sayılı hükmün bozulması görüşünü içeren tebliğnamesi ekinde gelen dava dosyası incelendi.
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Askeri Mahkemece; sanığın 28.11.2004 tarihinde üste fiilen taarruz suçunu işlediği kabul edilerek, ASCKnın 91/1 (az vahim hal cümlesi) ve 765 sayılı TCKnın 51/3 ve 59/2 nci maddeleri gereğince bir ay yirmi gün hapis cezası ile cezalandırılmasına, yasal imkansızlık nedeniyle cezanın paraya çevrilip ertelenmesine yer olmadığına, karar verilmiştir.
Sanık mahkûmiyet hükmünü süresinde özetle; kararın usûl ve yasaya aykırı olduğunu, öne sürerek temyiz etmiştir.
Tebliğnamede ise, yasaya aykırı olan hükmün bozulması yönünde görüş bildirilmiştir.
Yapılan incelemede;
Dosyada mevcut delillere göre;
28.11.2004 tarihinde mağdur P.Onb.Faruk YILDIRIMın 07.00-19.00 saatleri arasında Devriye Onbaşısı olduğu, sanık Tnk.Er Abdullah YANARDAĞın 13.00-16.00 saatleri arasında 8 nolu Kule nöbetçisi olduğu, Tnk.Er Abdullah YANARDAĞın biten nöbetinin sorunsuz olarak Onb.Faruk tarafından değiştirildiği, diğer nöbet yerlerine gidecek olanların, Onb.Faruk nezaretinde sıra halinde ilerledikleri, sanık Er Abdullahın sıranın 10-15 metre gerisinde kaldığı, Onb. Farukun kendisini birkaç kez sıraya geçmesi konusunda uyardığı, uyarıya rağmen sanığın sıranın gerisinde kaldığı, bunun üzerine Onb.Farukun, sanık Er Abdullahın, yanına giderek yumrukla vurmaya başladığı, Abdullahın yere düştüğü, silahının da yere düştüğü, diğer nöbetçilerin kendilerini ayırdıkları, Farukun ikinci kez sanık Abdullahın üzerine yürüdüğü, bu kez sanık Er Abdullahın da Onb. Faruka yumruk vurduğu, maddi vakıa olarak anlaşılmaktadır.
Delil durumu itibarı ile sanığın haksız tahrik altında kalarak eylemini gerçekleştirdiği şeklindeki kabulde, bir isabetsizlik bulunmadığı görülmektedir.
Ancak, 01.06.2005 tarihinde yürürlüğe giren yeni TCKnın 29 ncu maddesinde tahrik konusunda hafif-ağır tahrik ayırımına yer verilmemiş, haksız tahrik halinde cezanın dörtte birinden dörtte üçüne kadar indirilmesine olanak sağlanmıştır. Bu durum sanığın lehine olduğundan hükmün, yeni TCKnın 29ncu maddesi uyarınca değerlendirilme yapılmasına olanak sağlanması için bozulması gerekmiştir.
SONUÇ VE KARAR:Yukarıda açıklanan nedenlerle;
Sanığın temyizine atfen ve resen, 353 Sayılı ASMKYUKun 221/1 nci maddesi uyarınca sanık hakkında Askeri Mahkemece verilen mahkumiyet hükmünün, 5252 sayılı TCKnın Yürürlük ve Uygulama Şekli Hakkındaki Kanunun 9 ncu maddesi uyarınca lehe kanun hükümlerinin uygulanması yönünde Mahkemesince değerlendirme yapılması gerekçesiyle BOZULMASINA;
Tebliğnamedeki görüş doğrultusunda 17.05.2006 tarihinde oybirliğiyle karar verildi. (¤¤)
Full & Egal Universal Law Academy