Askeri Yargıtay 1. Daire 2006/729 Esas 2006/1115 Karar
Karar Dilini Çevir:
AskeriYargıtay
Dairesi: 1. Daire
Esas No: 2006/ 729
Karar No: 2006 / 1115
Karar Tarihi: 05.07.2006

(1632 S. K. m. 47, 66, 73, Ek m. 8) (5237 S. K. m. 50, 62) (Türk Silahlı Kuvvetleri İç Hizmet Yönetmeliği m. 57)

İzin tecavüzü suçundan sanık J. Er Ahmet ELİBOL hakkındaki 9’uncu Kor. K.lığı Askeri Mahkemesinin 30.12.2005 tarih ve 2005/1070-748 sayılı mahkumiyet hükmünün, sanık tarafından süresinde süre tutum dilekçesi verilerek temyiz edilmesi ve hükmün sanığa tebliğ edilmemesi ile oluşan eksikliğin giderilmesine dair ara kararı üzerine eksikliğin giderilmesini müteakip, dava dosyasının Askeri Yargıtay Başsavcılığının 11.04.2006 tarih ve 2006/2378 sayılı ve bozma istemini içeren tebliğnamesi ekinde Dairemize gönderildiği görülmekle,dava dosyası üzerinden yapılan temyiz incelemesi sonunda;

GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:

Askeri Mahkemece; sanığın, 10.10.2005-20.10.2005 tarihleri arasında kendiliğinden gelmekle sona eren izin tecavüzü suçunu işlediği sabit görülerek, ASCK’nın 66/1-b, 73 ve 5237 sayılı TCK’nın 62/1 maddeleri uygulanıp sonuç olarak 5 ay hapis cezası ile cezalandırılmasına karar verildiği,

Bu hükmün sanık tarafından neden gösterilmeksizin temyiz edildiği,

Tebliğnamede, mahkumiyet hükmünün sanığın savunmasının araştırılmasına yönelik noksan soruşturma nedeniyle bozulması yönünde görüş bildirildiği, anlaşılmaktadır.

Yapılan incelemede; 17.08.2005 tarihinde katılış yaptığı Tekman İlçe J. K.lığında askerlik hizmetini yapmakta olan sanığın, 04.10.2005 tarihinde yol süresi verilmeksizin 5 gün süreyle Bursa adresine izinli gönderildiği, izine ayrılış saati izin belgesinde belirtilmediği için günün son saatinde ayrıldığının kabulü ile yapılan hesaplamaya göre izni 09.10.2005 günü saat 24.00’de biten sanığın bu tarihte dönmeyip bir süre sonra 20.10.2005 günü saat 19.00’da kendiliğinden Birliğine katıldığı, bu suretle 10 gün 19 saat geciktiği maddi vakıadır.

Sanığa 2005 yılında kullandığı izinlerden biri olan 3 gün süreli mazeret izninde (Dz.20) gidiş dönüş için 4 gün yol süresi verildiği belirlendiğinden, her takvim yılı için sadece bir kez yol süresi verileceğine ilişkin mevzuat hükmü nazara alındığında, inceleme konusu 5 gün süreli izni için yol süresi hakkı bahşedilmesine imkan bulunmamaktadır.

Askeri Yargıtay’ın yerleşmiş kararlarında mazeret, kıt’aya zamanında gelmeyi zorlaştıran veya imkansızlaştıran önceden beklenilmesi mümkün olmayan ciddi olaylar olarak tanımlanmakta ve İç Hizmet Yönetmeliğinin 57 (b) maddesi bu konuda ölçü alınmaktadır. Bu tanım çerçevesinde, sanığın ‘izin alma amacına uygun olarak, izinde eşini Adapazarı’ndaki ablasının evine yerleştirip Birliğine geri dönmek için Erzurum’a geldiğinde eşinin öz ablasıyla geçinemediği öğrenince tekrar geri döndüğüne ve eşini bu kez kendi ailesinin yanına yerleştirdiği için geciktiğine’ ilişkin savunmasının yasal mazeret sayılmasına olanak bulunmadığından, Mahkemece, aksi yöndeki savunmaya itibar edilmemesinde, savunmanın araştırılmasına gerek olmadığına karar verilmesinde bir isabetsizlik bulunmamaktadır.

Kıt’asında tespit olunan ayrıntılı ifadesinde ailevi problemleri nedeniyle bırakacak yeri olmadığından askerlik görevini yaptığı Tekman İlçesine getirdiği eş ve çocuğunu eşinin ablasının yanına bırakmak için 5 gün izin aldığını, eş ve çocuğunu Adapazarı’na götürüp eşinin ablasının evine bıraktıktan sonra dönüşe geçtiğini, Erzurum’a geldiğinde kendisini arayan eşinin ‘ablası ile sorun yaşadığını, geçinemediklerini, ablasının kendisine yüz astığını ve burada duramayacağını’ söylemesi üzerine kıt’asına hiç katılmadan geri dönüp eş ve çocuğunu alarak bu kez Bursa’ya kendi ailesinin yanına götürüp tartışma sonrası orada kalmalarını sağlayarak geri döndüğün beyan eden ve aynı hususları duruşmada da tekrarlayan sanığın bu savunmasının doğru olması halinde dahi, sanığın içinde bulunduğu durumun, kıt’aya zamanında gelmeyi zorlaştıran veya imkansızlaştıran önceden beklenilmesi mümkün olmayan ciddi bir olgu olarak kabul edilmesi ve dolayısıyla kanuni anlamda özür olarak anlaşılması mümkün değildir. Sanığın ailevi problemleri, eş ve çocuğunu bırakacak yerinin olmayışı şeklindeki kişisel sorunlarının yasal anlamda askerlik hizmetine üstün tutulacak bir yönü bulunmayıp, izin alma amacına uygun olarak ablasının yanına bıraktığı eşinin ablasıyla geçimsizlik yaşaması, sanık yönünden mazeret olarak kabul edilemez. Eş ve çocuğunu bırakacak yerinin olmayışı bir mazeret olarak değerlendirilse dahi, somut olayda eş ve çocuğun eşin ablasının evine bırakılması ve bu suretle barınma sorununun çözülmesi ile mazeret hali ortadan kalkmıştır. Bu nedenle evli olduğu nüfus cüzdan onaylı suretinden anlaşılan sanığın, eş ve eşinin ablasıyla Bursa’daki kendi ailesinin tanık olarak dinlenmesi suretiyle savunmanın doğrulatılması yönünde yapılacak araştırma sonunda ortaya çıkabilecek her türlü sonucun yasal anlamda özür olarak kabulüne imkan bulunmadığından, noksan soruşturma bulunduğuna ilişkin tebliğnamedeki görüşe katılınmamıştır.

Başkan Hv. Hakim Albay Necmettin ÖZKAN ve Üye Dz. Hakim Albay Ramazan ŞAFAK, sanığın on gün olan izin tecavüzü süresi ile birliğine kendiliğinden dönmüş olması da dikkate alınarak, izine ayrılmadan önceki dönemde eş ve çocuğunu bırakacak yeri olmadığından askerlik görevini yaptığı Tekman İlçesine getirip getirmediğinin Birliğinden sorulması, sanığın eş, eşinin ablası ve kendi ailesi dinlenmek suretiyle savunmanın araştırılması ve ortaya çıkacak duruma göre mazeret olgusunun değerlendirilmesi gerektiğinden, mahkumiyet hükmünün noksan soruşturma nedeniyle bozulması gerektiğini belirterek çoğunluğun onamaya dair kararına katılmamışlardır.

Açıklanan nedenlerle, izin sonu katılmamasını haklı gösterecek yasal bir mazereti bulunmayan sanığın, suç kastı ile hareket edip izinden 6 gün içinde dönmeyerek ASCK’nın 66/1-b maddesinde yazılı tanıma uygun izin tecavüzü suçunu işlediği anlaşıldığından, Mahkemece yerinde ve uygun gerekçelerle savunmaya itibar olunmayarak suçun sübutunu kabul ve vasfını tayinde, asgari hadden ceza tayininde, usul ve uygulamada, sırf askeri suç niteliğinde olan izin tecavüzü suçundan dolayı ASCK'nın Ek-8’inci maddesi hükmü uyarınca cezanın 5237 sayılı TCK’nın 50’nci maddesi uyarınca seçenek yaptırımlara çevrilmesinin ve ASCK’nın 47/A ve Ek-8’inci maddeleri uyarınca cezanın ertelenmesinin kanuni imkansızlığı nazara alınarak bu yönde bir uygulama yapılmamasında bir isabetsizlik görülmediğinden, sanığın yerinde görülmeyen temyizinin reddi ile mahkumiyet hükmünün onanmasına karar verilmiştir.

SONUÇ VE KARAR: Yukarıda açıklanan nedenlerle;

Sanığın yerinde görülmeyen temyizinin 353 sayılı Kanunun 217/2’nci maddesi gereğince REDDİNE,

Usul ve esas yönünden Kanuna uygun bulunan mahkumiyet hükmünün ONANMASINA,

Tebliğnameye aykırı olarak, 05.07.2006 tarihinde, Başkan Hv. Hakim Albay Necmettin ÖZKAN ve Üye Dz. Hakim Albay Ramazan ŞAFAK’ın karşı oyu nedeniyle oyçokluğuyla karar verildi. (¤¤)

Full & Egal Universal Law Academy