Askeri Yargıtay 1. Daire 2006/533 Esas 2006/526 Karar
Karar Dilini Çevir:
AskeriYargıtay
Dairesi: 1. Daire
Esas No: 2006/ 533
Karar No: 2006 / 526
Karar Tarihi: 29.03.2006

(1111 S. K. m. 25, 35, 45, 75)

Bakaya suçundan sanık Terhisli Jandarma Er Faik POLAT hakkındaki Güney Deniz Saha Komutanlığı Askeri Mahkemesinin 31.01.2005 tarih ve 2005/322-39 sayılı beraat hükmünün Komutan adına Adli Müşavir tarafından yasal sürede sanık aleyhine temyizi üzerine Başsavcılığın 28 Şubat 2006 tarih ve 2006/1329 sayılı hükmün bozulması görüşünü içeren tebliğnamesi ekinde gelen dava dosyası incelendi.

GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:

Askeri Mahkemece; sanık hakkında 28.08.2001 - 09.12.2002 tarihleri arasında bakaya suçunu işlediğinden bahisle kamu davası açılmış ise de; unsurları itibariyle oluşmayan müsnet suçtan sanığın beraatına, karar verilmiştir (Dz.56, 61).

Verilen beraat kararı Komutan Adına Adli Müşavir tarafından, .....Askeri Mahkemece, sanığın savunmasını çürüten hususlar gözetilmeksizin salt sanığın soyut beyanına dayanarak dosya içeriğindeki belgelerle çelişir şekilde sanık hakkında beraat hükmü kurulması, bir an için sanığın ileri sürdüğü mazeretin gerçek olduğu kabul edilse bile söz konusu mazeretin askerlik hizmetine üstün tutulup tutulamayacağının tartışılmaması bozmayı gerektirmektedir. denilerek yasal sürede sanık aleyhine temyiz edilmiştir (Dz.66-67).

Tebliğnamede ise, yasaya aykırı olan beraat hükmünün bozulması yönünde görüş bildirilmiştir.

Yapılan incelemede;

Dosya kapsamından, emsalleri 21-27 Ağustos 2001 tarihleri arasında askere sevk edilen (Dz.1) sanığın, sevk işlemlerini yaptırmak üzere 24.08.2001 tarihinde Askerlik Şubesine müracaat etmesi gerektiğine ilişkin askere sevk için çağrı belgesinin 08.08.2001 tarihinde kardeşi Çiğdem POLAT’a tebliğ edildiği (Dz.12), tebligatın usulüne uygun ve geçerli olduğu, sanığın en geç 27.08.2001 tarihinde şubeye müracaat etmesi gerekirken, uzunca bir süre geçtikten sonra 09.12.2002 tarihinde Eleşkirt Askerlik Şubesine başvurarak sevkini sağlattığı (Dz.5) anlaşılmakta olup, Askeri Mahkemece; sanığın erkek kardeşlerinden biri olan Mehmet Ali POLAT’ın 21.11.2000 - 23.05.2002 tarihleri arasında askerlik yükümlülüğünü yerine getirdiği, sanığın adı geçen ağabeyinin ilgili dönemde çalışamaması nedeniyle ve ailesine katkı sağlamak amacı ile il dışında çalışmak zorunda kaldığı, bu süreçte 08.08.2001 tarihinde kız kardeşi Çiğdem POLAT’a tebliğ edilen sevk için çağrı pusulası konusunda da geç bilgi sahibi olduğu, böylece sanığın zamanında sevkini sağlatamamasının kabul edilebilir nedene dayandığı, şeklindeki gerekçe ile müsnet suçtan sanığın beraatına karar verilmiş ise de;

1111 sayılı Askerlik Kanununun 75’inci maddesine göre, yükümlülerin şube mıntıkasından 15 günden fazla uzaklaşmaları halinde yeni adreslerini bildirme zorunluluğunun bulunması, aynı Kanunun 25 ve 45’inci maddeleri uyarınca bu zorunluluğu yerine getirmeyen yükümlülerin bilinen adresinde kanuni yakınlarına yapılan tebligatın geçerlilik taşıması, yargılama konusu somut olayda sanığın bu yükümlülüğü yerine getirmemiş olması nedeniyle bilinen adresinde 1982 doğumlu olması nedeniyle ehil durumdaki kardeşi Çiğdem POLAT’a yapılan tebligatın geçerli ve usulüne uygun bir tebligat niteliğinde bulunması, kardeşi Mehmet Ali POLAT’dan başka 1964 ve 1974 doğumlu olmak üzere iki ayrı yetişkin erkek kardeşinin daha bulunması nedeniyle 1111 sayılı Kanunun 35/D maddesinde düzenlenen kardeş tecilinden faydalanmasının mümkün olmaması (Dz.49, 32), keza ailesinin geçimini sağlamak için çalışmak zorunda kaldığı şeklindeki sanık savunmalarının Askeri Yargıtay’ın uyum ve kararlılık gösteren içtihatlarına göre, askerlik hizmetine tercih edilebilecek objektif, yasal ve makbul mazeretlerden sayılması mümkün olmadığı gibi, yaptırılan araştırmaya göre babasının maddi durumunun iyi olduğunun tespit edilmiş olması (Dz.51) ve hepsinden önemlisi sanığın bakaya kaldığı sürenin yaklaşık 15-16 ay gibi uzunca bir süreyi kapsamış olması hususları birlikte değerlendirildiğinde, müsnet suçtan sanığın mahkûmiyetine karar verilmesi gerekirken, dosyadaki mevcut delil durumuyla uyuşmayan gerekçelerle verilen beraat kararının sübut (esas) yönünden bozulmasına karar verilmesi gerekmiştir.

SONUÇ VE KARAR: Yukarıda açıklanan nedenlerle;

Beraat hükmünün Komutan Adına Adli Müşavir’in temyizine atfen ve re’sen, 353 sayılı Kanunun 221/1’inci maddesi uyarınca (sübut) esas yönünden BOZULMASINA;

Tebliğnamedeki görüş doğrultusunda, 29.03.2006 tarihinde, oybirliğiyle karar verildi. (¤¤)

Full & Egal Universal Law Academy