Askeri Yargıtay 1. Daire 2006/1226 Esas 2006/1224 Karar
Karar Dilini Çevir:
AskeriYargıtay
Dairesi: 1. Daire
Esas No: 2006/ 1226
Karar No: 2006 / 1224
Karar Tarihi: 20.09.2006

(1632 S. K. m. 85, 87, 91, 100, 105) (765 S. K. m. 59, 71, 456) (353 S. K. m. 17, 19, 176, 217)

Emre itaatsizlikte ısrar, üst'e fiilen taarruz, üst'e hakaret, askeri isyan ve müteaddit müteselsilen müessir fiil suçlarından sanık Ter. Ulş. Er Serdar YÜCE hakkında KKK.lığı Askeri Mahkemesince verilen 01.06.2004 gün ve 2004/409-390 sayılı mahkûmiyet ve görevsizlik hükümlerinin sanık tarafından, süresi içinde temyiz edilmesi üzerine, dava dosyasının Başsavcılığın onama görüşünü içeren 19.07.2006 gün ve 2006/4254 sayılı tebliğnamesi ekinde Dairemize gönderildiği görülmekle yapılan temyiz incelemesi sonunda;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:

Askeri mahkemece; sanığın,

1- 11.01.2003 tarihinde emre itaatsizlikte ısrar suçunu işlediği kabul edilerek ASCK'nın 87/1’nci maddesinin birinci cümlesi ve mülga 765 sayılı TCK'nın 59’ncu maddesi gereğince (takdiren ve teşdiden) 1 ay 20 gün hapis ile cezalandırılmasına,

2- 11.01.2003 tarihinde üste fiilen taarruz suçunu işlediği kabul edilerek ASCK'nın 91/1’nci maddesinin az vahim hal cümlesi ve mülga 765 sayılı TCK'nın 59 ncu maddesi gereğince 5 ay hapis ile cezalandırılmasına,

3- 11.01.2003 tarihinde üste hakaret suçunu işlediği kabul edilerek ASCK'nın 85/1 ve mülga 765 sayılı TCK'nın 59’ncu maddesi gereğince (takdiren ve teşdiden) 5 ay hapis ile cezalandırılmasına,

4- 14.02.2003 tarihinde askeri isyan suçunu işlediği kabul edilerek ASCK'nın 100, 105 ve mülga 765 sayılı TCK'nın 59 ncu maddesi gereğince 5 ay hapis ile cezalandırılmasına,

5- Sanığın işlediği iddia olunan 5 ayrı müteselsilen müessir fiil suçu ile ilgili olarak, sanığın terhis edilmiş olması nedeniyle askeri yargı ile ilgisinin kesilmiş olması dikkate alınarak askeri mahkemenin görevsizliğine,

Karar verilmiş;

Sanık hakkında tayin olunan hürriyeti bağlayıcı cezaların mülga 765 sayılı TCK'nın 71 nci maddesi gereğince içtimai ile sanığın neticeten ve içtima en 16 ay 20 gün hapis ile cezalandırılması, tutuklulukta geçen sürenin cezadan mahsubu ve eylemleri nedeniyle sebep olduğu hazine zararı ile buna göre belirlenen nispi harcın sanıktan tahsili (haklarındaki mahkûmiyet hükümleri temyiz edilmeyen diğer sanıklarla müteselsilen) hüküm altına alınmıştır.

Sanık bu hükümleri esasa yönelik sebeplerle temyiz etmiştir.

Tebliğnamede hükümlerin onanması yönünde görüş bildirilmiştir.

Dosyanın incelenmesinden, Ankara-Çubuk 28’nci Mknz. P. Tug. 4’ncü Mknz. P. Tb. K.’lığında askerlik hizmetini yerine getirmekte olan sanığın;

11.01.2003 tarihinde sivil kıyafetli olarak çıktığı çarşı izni dönüşünde, bölük devamlı talimatına göre sivil kıyafetini sivil eşya deposuna teslim etmesi gerekirken, talimat hilafına birlik içinde sivil kıyafetle dolaşmaya başladığı, bu sırada kendisi gibi sivil kıyafetli bulunan ve hakkındaki hükümler temyiz edilmemiş bulunan diğer sanık Er Ümit CAN ile beraberce firar etmeye karar vererek birliğin tel örgülerinden çıkmak suretiyle kışlayı izinsiz terk ettikleri, kışla dışında iken bir miktar bira satın aldıkları, biraların bir kısmını içtikten sonra birliğe dönmeye karar verdikleri, bu amaçla kışla tel örgüsünün bulunduğu mevkiye geldikleri, buradan kışlaya giriş yapacakları sırada, kışlayı terk ettiklerini fark ederek bölgede tertibat alan ani müdahale mangası görevlileri tarafından yakalandıkları, dışarıdan aldıkları ve henüz içmedikleri biraların yapılan üst araması sırasında sanıkların üzerinde ele geçirildiği, böylece sanığın, kendisine tebliğ edilmiş bulunan emirler ile kışlada sivil kıyafetle dolaşmak yasaklandığı halde, çarşı izni dönüşünde sivil kıyafetli olarak kışlada dolaşmak; içki içmek ile kışlaya içki getirmek yasaklandığı halde, bira içip birliğe bira getirmek suretiyle emre itaatsizlikte ısrar suçunu işlediği,

Sanığı yakalayan ani müdahale mangasının komutanı olan Tğm. Abdülkadir KAYA'nın, sanığı ve P. Er Ümit CAN'ı tabur nöbetçi amirinin yanına götürdüğü, bu amaçla tabur karargahına gidecekleri sırada sanık ile P. Er Ümit CAN'ın kendi aralarında konuşmaları üzerine Tğm. Abdülkadir KAYA'nın konuşmamaları için kendilerini uyardığı, ancak sanığın ve P. Er Ümit CAN'ın bu uyarıyı dikkate almadıkları gibi, Tğm. KAYA'ya hitaben hop komutan kendine gel şeklinde sözler söyleyip, üzerine yürüyerek kollarından tutup itekledikleri, böylece sanığın, Tğm. Abdülkadir KAYA'ya karşı üste fiilen taarruz suçunu işlediği,

Tabur karargahına geldiklerinde, Tğm. Abdülkadir KAYA'nın, tabur nöbetçi amirinin yanına çıkmadan önce sanığın ve P.Er Ümit CAN'ın üzerini aramak istediği ancak sanığın bu aşamada Tğm.Abdülkadir KAYA'ya rütbelerini söker g..tüne sokarım dediği ve bu eylemi ile de üste hakaret suçunu işlediği,

Sanığın ve P.Er Ümit CAN'ın, sarhoşluk suçu nedeniyle disiplin mahkemesi tarafından oda hapsi ile cezalandırıldıkları, ayrıca yine hakkındaki hükümler temyiz edilmemiş bulunan diğer sanık Er İbrahim BİNGÖL'ün başka bir eylemi nedeniyle disiplin mahkemesince oda hapsi ile cezalandırılması üzerine, her üç sanığın garnizon disiplin cezaevine kapatıldıkları, burada Er İbrahim BİNGÖL'ün koğuş ağası olarak diğer iki sanıkla beraber hükümlüler üzerinde baskı oluşturduğu, sanığın bu amaçla Er İbrahim BİNGÖL ve Er Ümit CAN ile beraber diğer hükümlülere yönelik fena muamele ve müessir fiil eylemlerinde bulundukları, bu kapsamda, Hıfzullah DALHAN, Hüseyin AYLASEL, Ekrem NOYİN, Erkan LEYMONÇİÇEĞİ ve Cihan SUYUBOL isimli erleri, değişik tarihlerde ayrı ayrı birden fazla kez olmak üzere tekme tokat vurmak, soğuk su ile ıslatıp hortumla dövmek ve başlarını tuvalet pisuarına sokmak suretiyle 5 kez müteselsilen müessir fiil suçunu işlediği, ancak sanığın terhis edilmesine bağlı olarak askeri yargı ile ilgisinin kesilmiş olması Hayrettin ULUGÖL'ün ise, almış oldukları cezaların infazı amacıyla cezaevine gönderildiklerini, kendisinin bu cezaları çektirmekle yükümlü olduğunu söyleyerek Er İbrahim BİNGÖL'e karşılık verdiği, bu kez Er İbrahim BİNGÖL'ün, cezaevinde haksız yere yattığını söyleyerek kolordu komutanına şikayette bulunacağını belirtip P. Kd. Bçvş. Hayrettin ULUGÖL'e karşı tehditvari sözler sarf etmeye başladığı, bu sırada sanık ile beraber Er Ümit CAN'ın da P. Kd. Bçvş. Hayrettin ULUGÖL'e karşı sözle sataşmalarda bulundukları, akabinde P. Kd. Bçvş. Hayrettin ULUGÖL'e sinkaflı küfürler etmeye başladıkları, bunun üzerine P. Kd. Bçvş. Hayrettin ULUGÖL'ün tüm hükümlülerin koğuşa sokulması için görevli gardiyanlara talimat verdiği, hükümlüler koğuşa götürülürken sanık ile Er Ümit CAN ve Er İbrahim BİNGÖL'ün isyan çıkarmak için aralarında anlaşıp pencere camlarını kırdıkları, cam parçaları ile gardiyanları tehdit edip kendilerini yakalamalarını engelledikleri, keza kendi vücutlarına zarar verdikleri, gardiyanlar tarafından sanığın ve Er Ümit CAN'ın yakalanıp koğuşa sokulduğu, yemekhanede bulunan ve yakalanması mümkün olmayan Er İbrahim BİNGÖL'ün talimatı ile koğuş camlarını da kırdıkları, bu camları kullanarak gardiyanları tehdit ettikleri ve birbirlerinin vücutlarını kesmeye başladıkları, bir yandan da Er İbrahim BİNGÖL'ün talimatı ile karşılıklı olarak birbirlerine kafa atarak yaraladıkları, bu eylemlerine bir süre devam eden sanık ile Er Ümit CAN'ın daha sonra ikna edilerek eylemlerine son verdikleri, kabul edilerek emre itaatsizlikte ısrar, üste hakaret, üste fiilen taarruz ve askeri isyan suçlarından mahkûmiyet, müteaddit ve müteselsilen müessir fiil suçundan görevsizlik kararları verildiği anlaşılmaktadır.

1. EMRE İTAATSİZLİKTE ISRAR SUÇU YÖNÜNDEN YAPILAN İNCELEMEDE:

Sanığın emirlere rağmen 11.01.2003 tarihinde çıktığı çarşı izninden döndükten sonra sivil kıyafetlerini depoya teslim etmediği ve birlik içerisinde sivil kıyafetli olarak dolaştığı gibi, alkollü içki içmenin ve kışlaya alkollü içki getirmenin yasaklanması ve sanığa tebliğine rağmen birlik dışında içki içtikten sonra 2 kutu biraya da kışlaya getirdiği sabit bulunmaktadır.

Sanığın iki ayrı emri ihlal etmek suretiyle iki ayrı emre itaatsizlikte ısrar suçunu işlediği konusunda duraksama yok ise de; iddianamede söz konusu eylemlerin tek suç olarak vasıflandırılarak dava açılmış olması, özellikle sanık aleyhine temyize gelinmemiş bulunması ve birden fazla emre itaatsizlikte ısrara konu eylemin işlendiğinin göz ardı edilmeyerek ceza tayin edilirken alt sınırdan uzaklaşılmak suretiyle ceza tayin edilmiş olması hususlarıda dikkate alınarak bu husus bozma nedeni yapılmamıştır.

2. ÜST'E FİİLEN TAARRUZ SUÇU YÖNÜNDEN YAPILAN İNCELEMEDE:

Sanığın 11.01.2003 günü kışlaya dönüşünde yakalandığı sırada ani müdahale mangasının komutanı olan P. Tğm. Abdulkadir KAYA'nın kollarını tutup iteklediği ve mangadaki erler tarafından engellendiği hususunda bir duraksama bulunmadığından, Askeri Mahkemece üst'e fiilen taarruz suçundan dolayı kurulan mahkumiyet hükmünde bir isabetsizlik görülmemiştir.

3.ÜST'E HAKARET SUÇU YÖNÜNDEN YAPILAN İNCELEMEDE:

Sanığın 11.01.2003 günü nöbetçi amirinin yanma götürüldüğü sırada üst araması yapmak isteyen Tğm. Abdülkadir KAYA'ya hitaben rütbelerini söker g.tüne sokarım demek suretiyle üst'e hakaret suçu işlediğinin kabulü ile asgari hadden uzaklaşılarak kurulan mahkûmiyet hükmünde bir isabetsizlik bulunmamaktadır.

Sanık temyiz dilekçesinde Tğm. Abdülkadir KAYA'nın duruşma sırasında, kendisine hakaret eden olarak Er. Ümit CAN'ı gösterdiğini, kendisinin hakaret etmediğini ileri sürmektedir. Gerçekten Dz. 292 de bulunan duruşma tutanağı incelendiğinde Tğm. Abdülkadir KAYA'nın kendisine hakaret eden olarak Er Ümit CAN'ı gösterdiği görülmektedir.

Ancak Abdülkadir KAYA'nın yeniden dinlendiği duruşmada (Dz.542) teşhis işleminin yanlış olabileceğini birlik k.lığında verdiği 20.01.2003 tarihli ifadede hangi sanığın kendisine küfür ettiğini söylediğini, disiplin subayınca tespit edilen Serdar YÜCE isminin doğru olduğunu beyan ettiği, Dz.200'de bulunan birlik ifadesinde sanık Serdar YÜCE'nin kendisine küfür ettiğini belirtmiş olduğu, olayın tek tanığı P. Er Mesut ŞENCAN'ın da gerek birliğinde (Dz.197), gerek son soruşturma aşamasında verdiği ifadede (Dz.432) Serdar YÜCE'nin Abdülkadir Teğmene hakaret ettiğini belirtmiş olması nedeniyle, sanığın temyiz nedeni kabule değer bulunmamıştır.

4. ASKERİ İSYAN SUÇU YÖNÜNDEN YAPILAN İNCELEMEDE:

Disiplin cezaevinde hükümlü bulunan sanığın, cezaevi müdürü ile Er İbrahim BİNGÖL arasında yaşanan tartışma sırasında, cezaevi müdürüne karşı küfür ve tehdit içeren sözler sarf ettikten hemen sonra, İbrahim BİNGÖL ve Ümit CAN ile anlaşarak koğuşa girmemek için direnme gösterdikleri, bu kapsamda pencere camlarını kırıp kendilerini yakalamaya çalışan gardiyanları kırık cam parçaları ile tehdit ederek kendilerini yakalamalarını engelledikleri, bu suretle gürültü ve patırtı ile cezaevi yönetimine karşı itaatsizlik ve mukavemet sergiledikleri tanık beyanları ile sübuta ermektedir. Sanığın sübut bulan bu eylemi, ASCK'nın 100’ncü maddesinde tarif edilen askeri isyan suçunun tüm unsurlarını taşımaktadır.

İsyan suçu neticesinde oluşan maddi zararın azlığı, kendileri dışında başkalarının vücut bütünlüğüne zarar vermemeleri ve isyan eylemini çok uzun olmayan bir süre sonunda ikna neticesinde kendiliğinden bırakmış olması sebebiyle az vahim hal kabul edilerek ASCK'nın 105’nci maddesi uyarınca hüküm kurulmasında, takdiri tahfif nedeniyle indirim yapılmasında, yasal imkansızlık nedeniyle cezanın paraya çevrilmemesinde ve ertelenmemesinde bir isabetsizlik görülmemiştir.

5. MÜTEADDİT MÜTESELSİLEN MÜESSİR FİİL SUÇU YÖNÜNDEN YAPILAN İNCELEMEDE:

Sanığın, disiplin cezaevinde hükümlü bulunduğu dönemde, diğer sanıklar Er Ümit CAN ve Er İbrahim BİNGÖL ile beraber Hıfzullah DALHAN, Hüseyin AYLASEL, Ekrem NOYİN, Erkan LEYMONÇİÇEĞİ ve Cihan SUYUBOL isimli erlere karşı, değişik tarihlerde ayrı ayrı birden fazla kez olmak üzere tekme tokat vurmak, soğuk su ile ıslatıp hortumla dövmek ve başlarını tuvalet pisuarına sokmak suretiyle 5 ayrı müteselsilen müessir fiil suçunu işlediği gerek mağdurların ve gerekse tanıkların anlatımları ile sübuta erdiğinden,

Sanığın eylemlerinin TCK'nın 456/4’üncü maddesinde düzenlenmesi, askeri bir suç ya da askeri bir suça bağlı olmaması, sanığın terhisi nedeniyle askeri mahkemede yargılanmasını gerektirir ilginin kesilmesi nedeniyle 353 sayılı Kanunun 17, 19 ve 176’ncı maddeleri uyarınca verilen görevsizlik kararında bir isabetsizlik görülmemiştir.

Sonuç ve Karar: Yukarıda açıklanan nedenlerle;

Sanığın kabule değer bulunmayan temyiz nedenlerinin 353 sayılı kanunun 217/2’nci maddesi uyarınca REDDİNE,

Usul ve esas yönlerinden kanuna uygun bulunan mahkûmiyet ve görevsizliğe ilişkin hükümlerin ayrı ayrı ONANMASINA, (¤¤)

Full & Egal Universal Law Academy