Antalya Bölge Adliye Mahkemesi 4. Hukuk Dairesi 2021/64 Esas 2023/624 Karar
Karar Dilini Çevir:

Dairesi: Antalya Bölge Adliye Mahkemesi 4. Hukuk Dairesi
Esas No: 2021/64
Karar No: 2023/624
Karar Tarihi: 19.04.2023

T.C.
ANTALYA
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ TÜRK MİLLETİ ADINA
DÖRDÜNCÜ HUKUK DAİRESİ İSTİNAF KARARI
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: ANTALYA 3. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ : 12/02/2020
DAVA : Tazminat (Rücuen Tazminat)
KARAR TARİHİ : 19/04/2023
YAZIM TARİHİ : 19/04/2023
Olaya ilişkin Akseki Asliye Ceza Mahkemesinde görülen ceza yargılamasında kabul edilen oluşa göre; davalı ...'ın maliki, davalı sigorta şirketinin zorunlu mali mesuliyet sigortacısı olduğu ... plaka sayılı araç dava dışı ...'ın idaresinde ...'den ....'ye doğru seyrederken D-695-09 devlet karayolunun 32. kmsine geldiği esnada yerin ıslak ve kaygan olması nedeniyle sürücüsünün direksiyon hakimiyetini kaybederek olay yerinde daha önceden kaza yaparak sola yatmış şekilde duran ...'a ait olan ... plaka sayılı aracın ön kısmına çarparak banket üzerinde bulunan ... plaka sayılı aracı savurarak olay yerinde daha önceden gerçekleşen kaza için tespitlerde bulunan polis memuru müşteki ...'ya , ... plaka sayılı aracın şoförü olan müşteki ...'a , yine ...'un ... plaka sayılı aracı ile yapmış olduğu kazaya yardım amaçlı orada bulunan müştekiler ... ve ...'a çarpması sonucu yaralanmalı trafik kazası meydana gelmiştir. Bu kaza nedeniyle dava dışı polis memuru ...'nın yaralanmasına bağlı olarak davacı kurum tarafından anılan polis memuruna 16/03/2017 tarihinde 18.112,48 TL tazminat ödenmiştir.
Davacı vekili; dava dışı ... hakkında taksirle birden fazla kişinin yaralanmasına sebep olma suçundan görülen ceza yargılaması neticesinde mahkumiyet kararı verildiğini, mutazarrır polis memuruna ödenen 18.112,48 TL tazminatın rücuen tahsili için davalılara sulh mektubu gönderildiğini, ancak buna rağmen ödeme yapılmadığını, diğer zarar sorumlusu araç sürücüsü hakkında da dava açıldığını ileri sürerek 18.112,48 TL kamu zararının davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsilini istemiştir.
Davalı sigorta şirketi; mutazarrır ... tarafından müvekkili şirkete başvuru yapılması üzerine hasar dosyası açıldığını ve bu dosya kapsamında alınan aktüer raporu uyarınca 18.132,00 TL'nin ...'ya kayıtsız şartsız ibraname karşılığında 29/06/2016 tarihinde ödendiğini, müvekkilinin gerekli incelemeleri yaparak sorumluluğunu yerine getirdiğini, avans faizi istenilemeyeceğini ileri sürerek davının reddini dilemiştir.
Diğer davalı davaya cevap vermemiştir.
Mahkemece, davalı sigorta şirketi tarafından, 2330 Sayılı Kanun'a göre dava dışı polis memurunun görevini ifa ettiği sırada meydana gelen davaya konu trafik kazası nedeniyle dava dışı polis memuruna herhangi bir ödeme yapılıp yapılmadığı hususunun polis memuru aracılığıyla davacı kuruma sorulduğu, 29/08/2016 tarih ve ... sayılı cevabi yazıdan da anlaşıldığı üzere davacı kurumca verilen cevapta bir ödemenin yapılmadığının belirtildiği, ödemenin yapılmadığı belirtildikten sonra, davalı sigorta şirketi tarafından poliçe çerçevesinde dava dışı memura ödeme yapıldığı, bu başvuru neticesinde dava dışı polis memuru tarafından sigorta şirketine başvuruda bulunulduğu ve akabinde sigorta şirketi aleyhine maddi tazminat davası ikame edildiği davacı kurumca öğrenildiği halde, davacı kurum tarafından, davalı sigorta şirketince dava dışı polis memuruna ödeme yapılıp yapılmadığı hususunu davalı sigorta şirketine sormadan dava dışı polis memuruna ödeme yaptığını, davalının sigorta şirketinin ZMMS poliçesi kapsamında sorumluğunu yerine getirip ödemeyi polis memuruna yaptığı, davacının 2330 Sayılı Yasa kapsamında yaptığı ödeme nedeni ile sebepsiz zenginleşenin davalı olmayıp dava dışı 3. şahıs olduğu tespit edildiğinden bahisle davanın reddine karar verilmiştir.
Davacı vekili istinafında; davalıların sigorta poliçesi ve yasa gereği doğan zarardan sorumlu olduklarını, mahkemece talepleri hakkında bilirkişi incelemesi yaptırılması gerektiğini, yine aleyhlerine vekalet ücretine hükmedilmesinin de hatalı olduğunu ileri sürerek kararın kaldırılması ile talepleri gibi hüküm kurulmasını istemiştir.
Dava, kamu görevinin ifası sırasında zarar gören kamu görevlisine davacı kurum tarafından yapılan ödemenin, zarara sebep olanlardan rücuen tahsili istemine ilişkindir.
Duruşma açılmasını gerektiren bir neden bulunmadığından inceleme ve görüşmeler HMK'nın 353 ve 355'inci maddeleri uyarınca istinaf sebepleriyle ve kamu düzenine ilişkin hususlarla sınırlı biçimde dosya üzerinden yürütülmüştür.
Buna göre;
1-a)2330 sayılı Kanunun 6. maddesi hükmüne göre, bu kanun hükümlerine göre ödenecek nakdi tazminat uğranılan maddi ve manevi zararın karşılığıdır. Yargı mercilerince maddi ve manevi zararlar karşılığı olarak kurumların ödemekle yükümlü tutulacakları tazminatın hesabında bu kanun hükümlerine göre ödenen nakdi tazminat ile bağlanmış bulunan aylıklar göz önünde tutulur.
b)Hemen belirtilmelidir ki, 2330 sayılı Nakdi Tazminat ve Aylık Bağlanması Hakkında Kanunda anılan yasa uyarınca ödenen tazminatların haksız fiil failine rücuuna(halefiyete) ilişkin özel bir düzenleme bulunmamaktadır. Buna göre, anılan kanun uyarınca yapılan ödemelerin rücuen tahsili isteklerinde 6098 sayılı Türk Borçlar Kanununun halefiyete ilişkin hükümlerinin uygulanması gerekir. TBK'nın 165. maddesi (BK 144. madde) kanun veya sözleşme ile aksi belirlenmedikçe borçlulardan biri kendi davranışıyla diğer borçluların durumunu ağırlaştıramaz hükmünü amirdir. Yani ilke olarak halefiyetin borçlunun durumunu ağırlaştırmaması icap eder. Bu ilke gereğince borçlu yerine geçen halef alacaklıyı asıl alacak miktarından fazla oranda tatmin etse bile halefiyet, ancak asıl alacak miktarı kadar oluşur. Başka anlatımla, haksız fiil failinin yerine geçerek mağdurun maddi ve manevi zararını karşılayan kişi, halefiyet prensibi uyarınca zarar görene ödediği tazminatın ancak gerçek zarara tekabül eden kısmını haksız fiil sorumlusundan isteyebilir. Gerçek zarardan fazla yapmış olduğu ödemeyi isteyemez (TBK 49, 61, 62 ve 165).
2-Somut olayda davacı kurum tarafından trafik kazasında yaralanan polis memuru ... ’ya 09/03/2017 tarihli karara istinaden 18.251TL ödeme yapıldığı, ancak davalı sigorta şirketi tarafından bu tarihten önce 29/06/2016 tarihinde ...'ya 18.132TL ödeme yapıldığı görülmüştür. Davacı kurum ...'ya maddi ve manevi zararların tazmini amacıyla ödeme yaptığından ve bu konuda açıklık bulunmadığından, Yargıtay (kapatılan) 17. HD'nin görüşleri doğrultusunda ödemenin yarısının maddi, yarısının manevi zararların tazmini amacıyla yapıldığı kabul edilmelidir. Bu itibarla davalı sigorta şirketi yalnızca maddi zararlardan sorumlu olduğundan ve onun tarafından yapılan ödeme davacı kurumun maddi zararlar için yaptığı ödemeden (9.125,50TL) fazla olduğundan, onun yönünden davanın reddinde bir isabetsizlik yoktur. Ancak davacının 9.125,50TL ödemeyi de manevi zararlar yönünden yaptığı kabul edildiğinden, mahkemece davalı ... yönünden işin esasına girilerek bir karar verilmesi gerekirken, yazılı gerekçeyle davanın onun yönünden de reddine karar verilmiş olması doğru değildir. Davacının bu yöne ilişen itirazının kabulü gerekir.
3-HMK 353/1-a,6 maddesine göre, mahkemece, uyuşmazlığın çözümünde etkili olabilecek ölçüde önemli delillerin toplanmamış veya değerlendirilmemiş olması ya da talebin önemli bir kısmı hakkında karar verilmemiş olması durumunda, bölge adliye mahkemesi, esası incelemeden kararın kaldırılmasına ve davanın yeniden görülmesi için dosyanın kararı veren mahkemeye gönderilmesine duruşma yapmadan kesin olarak karar verir. (Değişik 28.07.2020T.7251 Sy. Kanun-35.madde)
4-Davacı vekilinin istinaf başvurusunun kabulüne, kararın kaldırılmasına, yukarıda izah edildiği şekilde davacı kurum tarafından yapılan ödemenin 9.125,50 TL'sinin manevi tazminata yönelik olduğu kabul edilerek işin esasına girilmesi ve hasıl olacak sonuca göre gerekli kararın verilmesi için dosyanın mahkemesine gönderilmesine hükmedilmiştir.
HÜKÜM : Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
İstinaf başvurusunun esastan kabulüne; HMK'nın 353/1-a,6 madde ve bendi uyarınca kararın kaldırılmasına ve davanın yeniden görülmesi için dosyanın mahkemesine gönderilmesine; davacı harçtan muaf olduğundan istinaf harçları konusunda karar verilmesine yer olmadığına; kararın tebliği vs. işlemlerin ilk derece mahkemesince yerine getirilmesine, 19/04/2023 gününde, oy birliğiyle ve HMK'nın 353/1-a madde ve bendi uyarınca kesin olarak karar verildi.
...


Full & Egal Universal Law Academy