Antalya Bölge Adliye Mahkemesi 4. Hukuk Dairesi 2020/1245 Esas 2023/501 Karar
Karar Dilini Çevir:

Dairesi: Antalya Bölge Adliye Mahkemesi 4. Hukuk Dairesi
Esas No: 2020/1245
Karar No: 2023/501
Karar Tarihi: 11.04.2023

T.C.
ANTALYA
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ TÜRK MİLLETİ ADINA
DÖRDÜNCÜ HUKUK DAİRESİ İSTİNAF KARARI
İNCELENEN DOSYANIN
MAHKEMESİ: ANTALYA 4. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
DAVA: Maddi ve Manevi Tazminat
KARAR TARİHİ: 11/04/2023
KARAR YAZIM TARİHİ: 11/04/2023

Taraflar arasındaki davanın yapılan yargılaması sonunda ilk derece mahkemesince verilen, yukarıda tarih ve numarası gösterilen kararına karşı davacı vekili tarafından istinaf başvurusunda bulunulmakla, dosyada duruşma yapılmasını gerektiren eksiklik görülmediğinden Hukuk Muhakameleri Kanunu'nun 353/1-b-1 maddesi uyarınca istinaf incelemesinin duruşmasız yapılmasına karar verilerek, dosya incelendi;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ
DAVACI İSTEMİNİN ÖZETİ:
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; müvekkilinin 09/02/2016 tarihinde yaya geçidinden yolun karşısına geçerken davalıların sürücüsü, kayıtlı maliki ve trafik sigortacısı olduğu .... plaka sayılı aracın müvekkiline çarparak yaralanmasına sebebiyet verdiğinden bahisle belirsiz alacak davası şeklinde açılan davada fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydıyla 500,00 TL sürekli iş göremezlik tazminatı, 250,00 TL refakatçi gideri, 250,00 TL tedavi yol gideri, 250,00 TL tedavi gideri, 250,00 TL yoksun kalınan kar kaybı ve artırılmış haliyle 5.452,24 TL geçici iş görmezlik tazminatın tüm davalılardan, 20.000,00 TL manevi tazminatın ise davalılar .... ve .... İnşaat Turizm Sanayi Ve Ticaret Ltd. Şti.'den olay tarihinden itibaren işleyecek yasal faiziyle birlikte müştereken ve müteselsilen tahsiline karar verilmesini talep etmiştir.
DAVALI CEVABININ ÖZETİ:
Davalı ... Sigorta A.Ş. vekili davaya cevap dilekçesinde özetle; müvekkili sigorta şirketine davadan önce eksik belge ile başvuru yapıldığı, müvekkili sigorta şirketi sorumluluğunun işletenin kusuru, poliçe limiti ve kapsamıyla sınırlı olduğu, kusurun ve sakatlık oranının usulünce belirlenmesi gerektiğini beyanla davanın reddini istemiştir.
Davalılar .... ve ... Aliminyum Pvc Doğrama İnşaat Turizm Sanayi Ve Ticaret Ltd. Şti. davaya süresinde cevap vermemişler, yargılama aşamasında vekilleri davanın reddini istemiştir.
DELİLLER :
Antalya Cumhuriyet Başsavcılığının .... soruşturma sayılı dosya örneği, davacının yaralanması ve tedavisine esas tıbbi belgeler, maluliyet raporları, kusur raporu, tazminat bilirkişisi raporu, sosyal ve ekonomik araştırma tutanağı, tüm dosya kapsamı.
İDM KARARININ ÖZETİ :
İlk Derece Mahkemesince verilen kararda özetle; trafik kazasının meydana gelmesinde davalı sürücünün tam kusurlu olduğu, Adli Tıp Kurumu'ndan alınan maluliyet raporuna göre olay tarihinde yürürlükte bulunan yönetmelik hükümlerine göre davacının yaralanmasının maluliyet oluşturmadığı, bilirkişi raporuna göre davacının 4 aylık geçici iş görmezlik zararının 5.452,24 TL olduğu, ayrıca davacının tedavi için 220,00 TL yol masrafı yaptığı, bununla birlikte davacının maluliyeti oluşmadığı ve bakıma muhtaç durumda bulunmadığı, sağlık harcaması ve yoksun kalınan kar halinin tespit edilemediği gerekçesiyle 5.452,24 TL geçici iş görmezlik tazminatı ile 220,00 TL tedavi yol masrafının davalı sigorta şirketi yönünden dava, diğer davalılar yönünden olay tarihinden itibaren işleyecek yasal faiziyle birlikte müteselsilen, 6.000,00 TL manevi tazminatın olay tarihinden itibaren işleyecek yasal faiziyle birlikte davalılar .... ve .... Sistemleri Aliminyum Pvc Doğrama İnşaat Turizm Sanayi Ve Ticaret Ltd. Şti.'den müteselsilen tahsiline karar verilmiştir.
İSTİNAF NEDENLERİ :
Davacı vekili istinaf dilekçesinde özetle; müvekkilinin yaralanması sonucu eski sağlığına kavuşamadığı, bakıma muhtaç duruma düştüğü, ilk derece mahkemesince alınan ilk raporda müvekkilinin 6,3 oranında maluliyet halinin tespit edildiği, davalı tarafça bu rapora itirazı yokken ilk derece mahkemesinin tekrar rapor almasının usule aykırı olduğu ve kazanılmış hakların ihlal edildiği, hükmedilen manevi tazminat miktarının da oluşan zararı karşılamaktan uzak olduğunu beyanla ilk derece mahkemesi kararının kaldırılmasını istemiştir.
Davalılar istinaf yasa yoluna başvurmamışlardır.
İSTİNAFA CEVAP :
Davalılar .... ve .... Sistemleri Aliminyum Pvc Doğrama İnşaat Turizm Sanayi Ve Ticaret Ltd. Şti vekili istinafa cevap dilekçesinde özetle; ilk derece mahkemesince hükme esas alınan maluliyet raporunun olay tarihindeki yönetmelik hükümlerine uygun olduğu, hükmedilen manevi tazminat miktarının da yerinde olduğnu beyanla istinaf talebinin reddini istemiştir.
Davalı .... Sigorta A.Ş. istinafa cevap vermemiştir.
G E R E K Ç E
Uyuşmazlık, trafik kazasına bağlı yaralanma nedeni ile maddi ve manevi tazminat isteğine ilişkindir.
Türk Borçlar Kanunu'nun 49. maddesi gereğince kasten veya taksirle başkasına zarar veren bu zararı gidermekle yükümlüdür. Bedensel zarara uğrayanların aynı kanunun 54. maddesi gereğince maddi tazminat ve aynı kanunun 56/1 maddesi gereğince manevi tazminat isteme hakları bulunmaktadır. 2918 Sayılı Karayolları Trafik Kanunu'nun 85. maddesi gereği motorlu araç işleteni doğan zararlardan sürücü ile birlikte müştereken ve müteselsilen sorumludur. 2918 Sayılı Karayolları Trafik Kanunu'nun 91, 97 ve 99. maddeleri gereği trafik kazasına ve zarara sebebiyet veren motorlu aracın zorunlu mali sorumluluk sigortacısı, yasa ve genel sigorta şartları kapsamına dahil maddi zararlardan işletenle birlikte müştereken ve müteselsilen sorumludur.
Yaya geçidinden yolun karşısında geçmek isteyen davacıya, davalıların sürücüsü, işleteni ve trafik sigortacısı olduğu araç çarparak yaralanmasına sebebiyet vermiştir. Davacı bu yaralanması nedeniyle uğradığı maddi ve manevi zararın tahsilini talep etmiş, ilk derece mahkemesince yapılan yargılama sonucunda maddi ve manevi tazminat davalarının kısmen kabulüne karar verilmiş, bu karara karşı davacı vekili tarafından istinaf yasa yoluna başvurulmuştur.
6100 Sayılı HMK.'nun 355. maddesi gereğince istinaf dilekçesinde gösterilen istinaf sebepleri ile sınırlı yapılan istinaf incelemesi sonucunda;
1-Davacı vekili, müvekkilinin meydana gelen kazada yaralandığını ve malul kaldığını açıklayıp sürekli iş göremezlik tazminatı talebinde bulunmuştur.
Haksız fiil sonucu çalışma gücü kaybının olduğu iddiası ve buna yönelik bir talebin bulunması halinde, zararın kapsamının belirlenmesi açısından maluliyetin varlığı ve oranının belirlenmesi gerekmektedir. Söz konusu belirlemenin ise Adli Tıp Kurumu İhtisas Dairesi veya Üniversite Hastanelerinin Adli Tıp Anabilim Dalı bölümleri gibi kuruluşların çalışma gücü kaybı olduğu iddia edilen kişide bulunan şikayetler dikkate alınarak oluşturulacak uzman doktor heyetinden, haksız fiilin gerçekleştiği tarihte yürürlükte olan mevzuat hükümleri dikkate alınarak yapılması gerekmektedir.
Maluliyete ilişkin alınacak raporların kaza tarihinde yürürlükte olan yönetmeliğe uygun olarak tanzim edilmesi gerekmekte olup, 11/10/2008 tarihinden önceki kazalarda Sosyal Sigorta Sağlık İşlemleri Tüzüğüne, 11/10/2008 tarihi ile 01/09/2013 tarihleri arasında gerçekleşen kazalarda Çalışma Gücü ve Meslekte Kazanma Gücü Kaybı Oranı Tespit İşlemleri Yönetmeliğine, 01/09/2013 tarihinden sonraki kazalarda Maluliyet Tespiti İşlemleri Yönetmeliğine, 01/06/2015 tarihi ile 20/02/2019 tarihleri arasında gerçekleşen kazalarda Özürlülük Ölçütü, Sınıflandırması ve Özürlülere Verilecek Sağlık Kurulu Raporları Hakkında Yönetmelik'e, 20/02/2019 tarihinden sonraki kazalarda da Erişkinler İçin Engellilik Değerlendirilmesi Hakkındaki Yönetmelik'e uygun olarak düzenlenmesi gerekir.
Somut olayda; Adli Tıp Kurumu 3. İhtisas Kurulu'nun 11/10/2020 gün ve .... sayılı raporunda 11/10/2008 tarih ve 27021 sayılı Resmi Gazete'de yayımlanan Çalışma Gücü ve Meslekte Kazanma Gücü Kaybı Oranı Tespit İşlemleri Yönetmeliği hükümlerine göre davacının yaralanmasının E cetveline göre %6,3 oranında meslekte kazanma gücünü kaybetmesine sebebiyet verdiği mütalaa edilmiş, davalılar .... ve .... Sistemleri Aliminyum Pvc Doğrama İnşaat Turizm Sanayi Ve Ticaret Ltd. Şti. vekili 13/11/2017 tarihli dilekçesiyle maluliyet raporuna itiraz etmiştir. İlk derece mahkemesince 09/08/2018 tarihli celsede Adli Tıp Kurumu raporunda davacı tarafça talep edilen bakıcı gideri ve tedavi gideri yönünden bir mütalaa bulunmadığı için Adli Tıp Kurumu 3. İhtisas Kurulu'ndan ek rapor alınmasına karar verilmiş, dosya Adli Tıp Kurumu'na gönderilmeden önce 16/02/2018 tarihli inceleme tutanağı ile maluliyete ilişkin raporun 30/03/2013 tarihli ve .... sayılı Resmi Gazete'de yayımlanan Özürlülük Ölçütü, Sınıflandırması ve Özürlülere Verilecek Sağlık Kurulu Raporları Hakkında Yönetmelik hükümlerine göre yeniden düzenlenmesine karar verilmiş, bu yazı üzerine Adli Tıp Kurumu 3. İhtisas Kurulu'nun 27/06/2018 gün ve .... sayılı raporunda Özürlülük Ölçütü, Sınıflandırması ve Özürlülere Verilecek Sağlık Kurulu Raporları Hakkında Yönetmelik hükümlerine göre davacının yaralanmasından dolayı engel bir halinin bulunmadığı bildirilmiştir. İlk derece mahkemesince bu raporda açıkça maluliyet tayinine mahal olmadığına dair görüş yazılı olmadığından yeniden rapor alınmasına karar verilmiş ve Adli Tıp Kurumu 2. İhtisas Kurulu'nun 12/04/2019 gün ve .... sayılı raporuyla davacının trafik kazasına bağlı gelişen yaralanmasının Özürlülük Ölçütü, Sınıflandırması ve Özürlülere Verilecek Sağlık Kurulu Raporları Hakkında Yönetmelik hükümleri çerçevesinde tüm vücut fonksiyon kaybı oranının %0 olduğu açıklanmıştır.
Davalı tarafın ilk alınan rapora karşı süresinde itiraz ettikleri, bu itiraz nedeniyle raporda belirtilen maluliyet oranın davacı lehine usuli kazanılmış hak haline gelmediği, Yargıtay uygulamalarına göre maluliyet oranının kaza tarihinde yürürlükte bulunan mevzuat hükümlerine göre belirlenmesi gerektiği, ilk derece mahkemesince hükme esas alınan maluliyet raporunun kaza tarihinde yürürlükte bulunan Özürlülük Ölçütü, Sınıflandırması ve Özürlülere Verilecek Sağlık Kurulu Raporları Hakkında Yönetmelik hükümleri doğrultusunda düzenlendiği gözetildiğinde, davacı vekilinin maluliyet raporuna yönelen istinaf itirazı yerinde görülmemiştir.
2-Türk Borçlar Kanunu’nun 56. maddesi hükmüne göre hakimin olayın özelliklerini göz önünde tutarak manevi zarar adı ile hak sahibine verilmesine karar vereceği bir para tutarı adalete uygun olmalıdır. Hükmedilecek bu para, zarara uğrayanda manevi huzuru doğurmayı gerçekleştirecek tazminata benzer bir fonksiyonu olan özgün bir nitelik taşır. Bir ceza olmadığı gibi mal varlığı hukukuna ilişkin bir zararın karşılanmasını da amaç edinmemiştir. O halde bu tazminatın sınırı onun amacına göre belirlenmelidir. Takdir edilecek miktar, mevcut halde elde edilmek istenilen tatmin duygusunun etkisine ulaşmak için gerekli olan kadar olmalıdır. 22/06/1966 günlü ve 7/7 sayılı Yargıtay İçtihadı Birleştirme Kararının gerekçesinde takdir olunacak manevi tazminatın tutarını etkileyecek özel hal ve şartlar da açıkça gösterilmiştir. Bunlar her olaya göre değişebileceğinden hakim bu konuda takdir hakkını kullanırken ona etkili olan nedenleri de karar yerinde objektif ölçülere göre isabetli bir biçimde göstermelidir.
Olay tarihi, tarafların sosyal ve ekonomik durumları, davalı tarafın kusur oranı, davacının yaralanma derecesi ve yukarıda açıklanan ilkeler dikkate alındığında davacı yararına hükmedilen 6.000,00 TL manevi tazminat miktarı hak ve nasafete uygun olup, az ya da çok değildir. Davacı vekilinin manevi tazminat miktarına yönelik istinaf talebi de yerinde görülmemiştir.
Yukarıda açıklanan nedenler ve tüm dosya içeriğine göre; ilk derece mahkemesince taraflarca gösterilen delillerin toplanmasında, değerlendirilmesinde esas ve usul bakımından hukuka aykırılık bulunmadığı ve davacı vekilinin tüm istinaf nedenleri yerinde görülmediğinden 6100 Sayılı HMK'nun 353/1. fıkrası (b-1) bendi uyarınca istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmesi gerekmiştir.
HÜKÜM : Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-Davacı vekilinin tüm istinaf nedenleri yerinde görülmediğinden 6100 Sayılı HMK'nun 353/1. fıkra (b-1) bendi gereğince istinaf başvurusunun ESASTAN REDDİNE,
2-Davacı tarafından peşin yatırılan 148,60 TL istinaf yoluna başvuru harcı ile 54,40 TL istinaf karar harcının Hazineye gelir kaydına, bakiye 125,50 TL istinaf karar harcının davacıdan alınarak Hazineye verilmesine,
3-Yapılan istinaf giderlerinin davacı üzerinde bırakılmasına,
4-Artan istinaf gider avansının karar kesinleştiğinde yatıranlara iadesine,
İlişkin dosya üzerinden yapılan inceleme sonucunda 11/04/2023 tarihinde, 6100 Sayılı HMK'nun 361/1 ve 362/1-a maddeleri uyarınca kararın tebliğ tarihinden itibaren iki hafta süre içinde Yargıtay İlgili Hukuk Dairesi nezdinde temyiz yolu açık olmak üzere oy birliğiyle karar verildi.


Full & Egal Universal Law Academy