Antalya Bölge Adliye Mahkemesi 11. Hukuk Dairesi 2021/929 Esas 2023/599 Karar
Karar Dilini Çevir:

Dairesi: Antalya Bölge Adliye Mahkemesi 11. Hukuk Dairesi
Esas No: 2021/929
Karar No: 2023/599
Karar Tarihi: 23.03.2023

T.C.
ANTALYA
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
11. HUKUK DAİRESİ
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
B Ö L G E A D L İ Y E M A H K E M E S İ K A R A R I
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: Antalya 3. Asliye Ticaret Mahkemesi
KARAR TARİHİ: 07/01/2021
DAVANIN KONUSU: Menfi Tespit
GEREKÇELİ KARAR
YAZIM TARİHİ: 23/03/2023
İlk Derece Mahkemesinin kararı süresi içerisinde istinaf edilmiş olduğundan dosya içerisinde bulunan belgeler okunup incelendi.
Üye hakimin görüşü değerlendirildi.
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili, müvekkilinin .... Isparta ... Şubesindeki hesabında bulunan 171.000,00.-TL'nin icra dosyasına yatırılması için 10.11.2019 tarihli 8368 sayılı haciz yazısı yazıldığını bu paranın 27.11.2019'da dosyaya yatırılacağı hususunun banka tarafından müvekkiline bildirildiğini, müvekkilinin hesabındaki paranın dosyaya yatırılmaması için tedbir kararı verilmesinini, müvekkilinin Antalya 10. İcra Müdürlüğünün .... Esas numaralı dosyasına konu bonoda borçlu gözüktüğünü, dosyanın diğer borçlularının ...., ...., .... ve .... olduğunu, müvekkilinin ismi geçen tüm şahıslar tarafından fikir ve eylem birliği ile dolandırıldığını, icra dosyasında müvekkili dışında hiçbir borçlu hakkında hiçbir işlem yapılmadığını, .... .... Merkez şubesinde çalışan .... adlı şahsın müvekkilinin .... bireysel müşteri temsilcisi olduğunu, müvekkilinin bankadaki işlerini bu şahsın hallettiğini, ....un eşinin .... olduğunu, ....un müvekkilinin bankada bulunan emekli tazminatı ve birikmişinden haberdar olduğunu, ... ve ...un müvekkilinden 180.000.00 TL talep ederek bu parayı değerlendirmeyi teklif ettiklerini, müvekkilinin söz konusu şahıslara 180.000,00 TL meblayı elden borç olarak verdiğini, elden verilen para karşılığında borçlular ... ve ... tarafından 20/11/2017 tarihinde tanzim edilen 01/01/2019 vade tarihli 180.000,00.TL bedelli bononun müvekkiline verildiğini, ayrıca ....un tanzim edip imzaladığı borç ikrarı içeren bir sözleşme mevcut olduğunu, müvekkilinden elden alınan 180.000.00 TL karşılığında, .... İsimli şahsın müvekkiline 01.01.2018 tarihinden başlayacak şekilde 01.11.2018 tarihine kadar her ay 18.000,00 TL ve 01.12.2018 tarihinde 82.000.00 TL olmak üzere toplamda 280.000,00 TL ödemeyi kabul ve taahhüt ettiğini, ancak gerek ....un gerek .... Bank personeli ...un elden aldıkları 180.000,00.-TL karşılığında müvekkiline hiçbir ödeme yapılmadığını, bunun üzerine, .... isimli şahsın müvekkiline söz konusu alacağını nakde çevireceğini ve senedin arkasını imzalayıp kendisine vermesini söylediğini, ...in müvekkilinin hukuki bilgi eksikliğinden faydalanarak müvekkiline senedin arkasını imzalatıp senedi ele geçirdiğini, .... isimli şahsın davalı .... oğlu olduğunu, alacağını ... ve ....tan alamayan müvekkilinin, alacağını nakde çevirmek ümidiyle senedi imzalayıp ...e verdiğini, daha sonra söz konusu senedin ...., ... ve son olarak ...e ciro edildiğini, sayılan cirantaların hepsinin fikir ve eylem birlikteliği içinde olduğunu, müvekkilinin malvarlığına kötü niyetli şekilde göz diktiklerini, müvekkilinin ...., ...., ...., ...., .... ve ...isimli şahısların hiçbirine borcu bulunmadığını, müvekkilinin .... ve ....tan alacaklı iken elinden imzalatılarak alınan senede istinaden başlatılan icra takibi ile borçlu konumuna geldiğini, müvekkili hakkında 180.000,00 TL bedelli icra takibi başlatılarak kötü niyetli şekilde borçlu kılındığını, bu nedenlerle başlatılan icra takibinin durdurulmasını, davalının %20’den aşağı olmamak üzere kötü niyet tazminatına hükmedilmesine, müvekkilinin borçlu olmadığının tespitine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili, davacının dilekçesindeki iddialarının kabulü mümkün olmadığını, kendisinin hukuki bilgi ve idrak yeteneğinden yoksun olarak tanımlamakta olan davacının kısa zamanda az paradan çok kazanç elde etmeyi tahayyül ettiğini, kambiyo evrakı düzenletip alacak kadar ve ek sözleşme yapacak kadar hukuki bilgi ve idrak yeteneğine sahip olduğunu, davacının iddialarında kendi içerisinde çeliştiğini, icra dosyasında eldeki davada gösterilmeyen tüm taraflar için de haciz işlemleri yapıldığını, davacının bu iddiasının da açıkça maddi gerçeğe aykırı olduğunu, davacının savcılığa vermiş olduğu ifadelerinde de çelişkili olduğunu, 02.09.2019 tarihli ifadesinde ...nin sözde ev yapacaklarını belirterek para aldıklarını yine 30.10.2019 tarihli ifadesinde ise parayı işletmek için ...nin para aldıklarını ifade ettiğini, davacının maddi gerçeğe aykırı beyanlarda bulunduğunu ayrıca mahkemece teminat karşılığında icra dosyasına giren paraların alacaklıya ödenmemesine karar verildiğini, verilen tedbir kararına itiraz ettiklerini, davacının dilekçesinde açıkça senedi, miktarı ve imzaları kabul ettiğini, ancak borçtan kurtulabilmek adına haksız ve kötü niyetli olarak eldeki davayı ikame ettiğini, tedbirin kaldırılmasını, davanın reddini, müvekkiline % 20'den aşağı olmamak üzere icra inkar tazminatı ödenmesini, harç ve yargılama giderlerinin davacı taraf üzerinde bırakılmasına karar verilmesini talep etmiştir.
Mahkemece,"...davacının dava dilekçesinde açıkça yemin deliline dayanmadığı, dava dilekçesinde ve Isparta Cumhuriyet Başsavcılığının .... soruşturma sayılı dosyasında vermiş olduğu ifadelerde senedin davalının oğlu .... tarafından hile ile kendisinden alındığını belirtmesine rağmen yine soruşturma dosyasında 02/09/2019 havale tarihli dilekçesinde ise senedin .... tarafından kendisinden alındığını belirttiği, davacının iradesi fesada uğratılarak alınmış bedelsiz bononun takibe konulduğu iddiasını usulüne uygun yasal delillerle ispatlayamadığı" gerekçesiyle davanın reddine, yargılama sırasında İİK'nın 72 maddesi uyarınca ihtiyati tedbir kararı verildiği ve uygulandığı anlaşıldığından bahisle İİK'nın 72/4 maddesi uyarınca davalı lehine tazminata hükmedilmesine karar verilmiştir.
Karara karşı, davacı vekili istinaf başvurusunda bulunmuştur.
Davacı vekili istinaf dilekçesinde özetle; ilk derece mahkemesi kararının hukuka ve hakkaniyete açıkça aykırı olup, davaya esas deliller toplanmadan eksik incelemeyle hüküm kurulduğunu, senet keşidecisi ve kefili olan .... ile ....un savcılıktaki ödeme yapılmadığına ilişkin beyanlarının dikkate alınmadığını, davalının oğlu ....in hile ile senedi elinden aldığını, ardından sırayla ...., ... ve .... ismi ile cirolatarak takibe koyduğunu, takipsizlik kararında çelişkiler olduğunu, çelişkiler giderilmeden takipsizlik kararı verildiğini, .... ile ...un evli olduğunu, .... ile...in kardeş olduğunu, ....in ise davalı ... oğlu olduğunu, davacının iştirak halinde hileli eylemlerle dolandırıldığını, davacıdan sonraki ciranta olan ....in kendi el yazısı ile yazdığı ifadesinde davacıdan alacaklı olmadığını beyan ettiğini, buna rağmen mahkemenin davayı reddetmesinin yerinde olmadığını belirterek kararın kaldırılmasını talep etmiştir.
Dava, İİK'nın 72. Maddesi uyarınca icra takibinden sonra açılan menfi tespit istemine ilişkindir.
Mahkemece yazılı gerekçeyle, davanın reddine karar verilmiştir.
Dairemizce istinaf incelemesi, 6100 sayılı HMK'nın 355. madde hükmü uyarınca istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak ve kamu düzenine aykırı hususların olup olmadığı gözetilerek yapılmıştır.
Kambiyo senetlerinden olan bono arkasındaki temel ilişkiden bağımsız, mücerret borç ikrarı içeren senetlerden olup, ödeme vasıtasıdır. Senetle ispat kuralı gereği kambiyo senedinin bedelsiz olduğu iddiasının kesin delillerle ispat edilmesi gereklidir. HMK 201. maddesine göre; senede bağlı her çeşit iddiaya karşı ileri sürülen ve senedin hüküm ve kuvvetini ortadan kaldıracak veya azaltacak nitelikte bulunan hukuki işlemlerin kesin delille ispat edilmesi gerekmektedir.
HMK m. 359/3 uyarınca; dosya kapsamındaki yazı, belge ve bilgilere, yasaya uygun gerektirici nedenlere, İlk Derece Mahkemesi kararının gerekçesinde dayanılan delillerle, delillerin tartışılması sonucu maddi olay ve hukuki değerlendirmede usul ve yasaya aykırı bir yön bulunmamasına, kararın usul ve esas yönünden hukuka uygun olduğunun anlaşılmasına göre; davacı vekilinin istinaf itirazları yerinde görülmediğinden HMK m. 353/1-b-1. gereğince istinaf başvurusunun esastan reddine karar vermek gerektiği anlaşıldığından aşağıdaki hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM:Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-Davacı vekilinin İlk Derece Mahkemesi kararına ilişkin istinaf başvurusunun ESASTAN REDDİNE,
2-492 Sayılı Harçlar Kanunu gereğince alınması gerekli 179,90 TL maktu istinaf karar harcından peşin olarak yatırılan 59,30 TL harcın mahsubu ile bakiye 120,60 TL istinaf karar harcının davacıdan tahsili ile Hazineye GELİR KAYDINA, harç tahsil müzekkeresinin ilk derece mahkemesince YAZILMASINA,
3-Davacının istinaf başvurusu nedeniyle yapılan yargılama masraflarının kendi üzerinde BIRAKILMASINA,
4-Kullanılmayan istinaf gider avansının 6100 Sayılı HMK'nın 333. maddesi uyarınca İlk Derece Mahkemesince talebi halinde ilgilisine İADESİNE,
5-İstinaf incelemesi dosya üzerinden yapıldığından davalı lehine vekalet ücreti takdirine YER OLMADIĞINA,
6-Kararın İlk Derece Mahkemesi tarafından taraflara TEBLİĞİNE,
Dair, 6100 sayılı HMK'nın 353/1-b-1. maddesi gereğince dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda oybirliğiyle, 6100 Sayılı HMK'nın 362/1-a. maddesi gereğince dava değerinin karar tarihi itibariyle temyiz kesinlik sınırı olan 238.730,00 TL'nin altında kalması nedeniyle kesin olarak karar verildi.23/03/2023

....


Full & Egal Universal Law Academy