Antalya Bölge Adliye Mahkemesi 11. Hukuk Dairesi 2021/859 Esas 2023/589 Karar
Karar Dilini Çevir:

Dairesi: Antalya Bölge Adliye Mahkemesi 11. Hukuk Dairesi
Esas No: 2021/859
Karar No: 2023/589
Karar Tarihi: 23.03.2023

T.C.
ANTALYA
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
11. HUKUK DAİRESİ
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
B Ö L G E A D L İ Y E M A H K E M E S İ K A R A R I
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: Antalya 1. Asliye Ticaret Mahkemesi
KARAR TARİHİ: 02/12/2020
DAVANIN KONUSU: İtirazın İptali
GEREKÇELİ KARAR
YAZIM TARİHİ: 23/03/2023
İlk Derece Mahkemesinin kararı süresi içerisinde istinaf edilmiş olduğundan dosya içerisinde bulunan belgeler okunup incelendi.
Üye hakimin görüşü değerlendirildi.
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili, taraflar arasında bir ticari ilişkinin olduğunu, davacının yaptığı inşaatlardaki malzemelerin bir kısmını davalıdan temin ettiğini, almış olduğu ürünlerin bedelin nakit para, bono ve taşınmaz devirleri ile niyetli olduğunu, takip alacağının 9.630.93-TL'sinin cari hesapta görünen tutar ile 10.12.2018 tarihli 19.794.50-TL tutarlı vade farkı bedeli toplamından oluştuğunu, davalının davacıyı temerrüde düşürmeden kendiliğinden hayali rakamlar üzerinden vade farkı uyguladığını, bunu da davacıya zorla kabul ettirmeye çalıştığını. dava değerini artırma haklarını saklı tuttuklarını, davalıya verilen 30.07.2018 vade tarihli 15.000,00-TL bedelli. 30.08.2018 tarihli 12.200,00-TL Bedelli, 30.08.2018 tarihli 11.000,00-TL bedelli üç senedin bedelleri ödenmiş olmasına rağmen davacıya teslim edilmediği, senetlerin iade edilmesi için Antalya 22. Noterliğinin 23.07.2019 tarih ... yevmiye nolu ihtarnamesinin tesliminin islendiği, fakat davalı tarafça cevap verilmediği, arabuluculukla anlaşmaya varılamadığı belirtilerek, borçlunun icra takibine yaptığı itirazın iptali ve takibin devamına, takip konusu alacağın % 20 sinde az olmamak üzere tazminata mahkum edilmesini talep ve beyan etmiştir.
Davalı vekili, davanın esası yönünden sunulan cevapların saklılığı kaydı ile davacı tarafça açılan dava süresinde olmadığını, bu nedenle zamanaşımı itirazının bulunduğunu, her ne kadar davacı tarafça vekil edenin kendilerine borçlu bulunduğu ve vekil eden şirkete atfen bir takım belgelere dayanıldığı iddia edilmişse de iş bu iddiaların ve sözde belgelerin kabulü mümkün olmadığını, vekil eden şirketin davacıya hiçbir borcu bulunmadığını, aksine vekil eden davacıdan alacaklı olup, buna ilişkin yasal yollara başvurulacağını, davacı taraf iddiaları ile açıkça haksız kazanç elde etme çabasında olduğunu, yukarıda açıklanan nedenlerle davacının haksız ve kötü niyetli bir biçimde ikame ettiği iş bu dava konusu alacağın %20'sinden az olmamak üzere kötüniyet tazminatı ödemeye mahkum edilmesini talep ve beyan etmiştir.
Mahkemece,"Taraflara tacir olmakla kendileri için kesin delil niteliğindeki ticari defterlerinin incelendiği, buna göre davacının dava konusu dönemin bir kısmında işletme defteri tuttuğu bu sebeple borç alacak takibi net olarak yapılamadığı ayrıca vade farkı faturasının defterlerinde kayıtlı olmadığının anlaşıldığı, davalı kayıtlarından ise davalının 177.359,53 TL alacaklı olduğunun anlaşıldığı, alınan bilirkişi raporu dışında davacının iddiasını ispata yarar başkaca delili olmadığı, yemin delilinin kendisine hatırlatıldığı ve davacı vekilinin yemin deliline dayandığı, davalı şirket yetkilisi yemini usulünce eda ettiği, yemin delilinin davayı kesin olarak sonuca ulaştıran delillerden olduğu, davalının yemini eda ettiğinin dikkate alındığından bahisle davacının davasını ispatlayamadığı"gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir.
Karara karşı, davacı vekili istinaf başvurusunda bulunmuştur.
Davacı vekili istinaf dilekçesinde özetle; yeminin usulüne uygun olarak yapılmadığını, davacının davalıdan aldığı ürünlerin bedelinin nakit para, bono ve taşınmaz devri ile ödeyip alacaklı konumuna geçtiğini, bu nedenle davanın kabul edilmesi gerektiğini belirterek kararın kaldırılmasını talep etmiştir.
Dava, itirazın iptali istemine ilişkindir.
Mahkemece yazılı gerekçeyle, davanın reddine karar verilmiştir.
Dairemizce istinaf incelemesi, 6100 sayılı HMK'nın 355. madde hükmü uyarınca istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak ve kamu düzenine aykırı hususların olup olmadığı gözetilerek yapılmıştır.
HMK m. 359/3 uyarınca; dosya kapsamındaki yazı, belge ve bilgilere, yasaya uygun gerektirici nedenlere, İlk Derece Mahkemesi kararının gerekçesinde dayanılan delillerle, delillerin tartışılması sonucu maddi olay ve hukuki değerlendirmede usul ve yasaya aykırı bir yön bulunmamasına, kararın usul ve esas yönünden hukuka uygun olduğunun anlaşılmasına göre; davacı vekilinin istinaf itirazları yerinde görülmediğinden HMK m. 353/1-b-1. gereğince istinaf başvurusunun esastan reddine karar vermek gerektiği anlaşıldığından aşağıdaki hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM:Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-Davacı vekilinin İlk Derece Mahkemesi kararına ilişkin istinaf başvurusunun ESASTAN REDDİNE,
2-492 Sayılı Harçlar Kanunu gereğince alınması gerekli 179,90 TL maktu istinaf karar harcından peşin olarak yatırılan 59,30 TL harcın mahsubu ile bakiye 120,60 TL istinaf karar harcının davacıdan tahsili ile Hazineye GELİR KAYDINA, harç tahsil müzekkeresinin ilk derece mahkemesince YAZILMASINA,
3-Davacının istinaf başvurusu nedeniyle yapılan yargılama masraflarının kendi üzerinde BIRAKILMASINA,
4-Kullanılmayan istinaf gider avansının 6100 Sayılı HMK'nın 333. maddesi uyarınca İlk Derece Mahkemesince talebi halinde ilgilisine İADESİNE,
5-İstinaf incelemesi dosya üzerinden yapıldığından davalı lehine vekalet ücreti takdirine YER OLMADIĞINA,
6-Kararın İlk Derece Mahkemesi tarafından taraflara TEBLİĞİNE,
Dair, 6100 sayılı HMK'nın 353/1-b-1. maddesi gereğince dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda oybirliğiyle, 6100 Sayılı HMK'nın 362/1-a. maddesi gereğince dava değerinin karar tarihi itibariyle temyiz kesinlik sınırı olan 238.730,00 TL'nin altında kalması nedeniyle kesin olarak karar verildi.23/03/2023
...

Full & Egal Universal Law Academy