Antalya Bölge Adliye Mahkemesi 11. Hukuk Dairesi 2021/804 Esas 2023/609 Karar
Karar Dilini Çevir:

Dairesi: Antalya Bölge Adliye Mahkemesi 11. Hukuk Dairesi
Esas No: 2021/804
Karar No: 2023/609
Karar Tarihi: 24.03.2023

T.C.
ANTALYA
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
11. HUKUK DAİRESİ
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
B Ö L G E A D L İ Y E M A H K E M E S İ K A R A R I
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: ANTALYA 3. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
KARAR TARİHİ : 08/12/2020
DAVANIN KONUSU : İtirazın İptali (Ticari Satımdan Kaynaklanan)
GEREKÇELİ KARAR
YAZIM TARİHİ : 24/03/2023
İlk Derece Mahkemesinin kararı süresi içerisinde istinaf edilmiş olduğundan dosya içerisinde bulunan belgeler okunup incelendi.
Üye hakimin görüşü değerlendirildi.
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili, ...'in müvekkili şirketin ... poliçe nolu müşterisi olduğunu, 06/09/2016 tarihinde alevli yangın sonucu işletmede hasar meydana geldiğini, dava dışı müvekkili şirket müşterisi ... söz konusu hasarı 07/09/2016 tarihinde ihbar ettiğini, 07/09/2016 tarihinde ... Sigorta Ekspertiz Hizmetleri Ltd. Şti. Tarafından iş yerine gidilmiş, ekspertiz raporu hazırlandığını, dava dışı ...'in ... A.Ş.'ye hitaben yazdığı dilekçenin mevcut olduğunu, unun üzerine hasar dosyası oluşturulduğunu, 81.146,19-TL hasar bedelinin 24/10/2016 tarihinde ...'e ödendiğini, hasarın meydana geldiği yerde ve aynı gün tutulan tespit tutanağında itfaiye ve ekspertiz raporunda davalıların kazaya neden olduğunun anlaşıldığını, davalıların %100 kusurundan sorumluluğunu karşılayan 81.146,37.-TL' nin tahsili için davalı hakkında Antalya 15. İcra Müdürlüğünün ... Esas sayılı dosyası ile başlatılan icra takibine itiraz edildiğini ve takibin durdurulmasına karar verildiğini beyan etmekle itirazın iptaline, takibin devamına ödenen 81.146,37-TL' nin kusurları oranında davalılardan 24/10/2016 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte tahsiline davalının %20'den az olmamak üzere icra inkar tazminatına hükmedilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı ... A.Ş. Vekili cevap dilekçesinde özetle; Şirketlerinin perakende satış şirketi olduğunu, dava konusu olayla şirketlerinin herhangi bir ilgisi bulunmadığını, davanın bölgenin dağıtım şirketi olan ... A.Ş.'ye açılması gerektiğini, müvekkili şirkete husumet yöneltilmesinin mümkün olmadığını, zira müvekkili şirketin dağıtım tesisleri ile ilgili herhangi bir görev ve sorumluluğunun bulunmadığını beyan etmekle hukuki dayanaktan yoksun davanın öncelikle husumet yokluğu nedeniyle reddine, esasa girilmesi halinde esastan reddine karar verilmesini talep etmiştir.
Davalı ... A.Ş. Vekili cevap dilekçesinde özetle; Dava dilekçesinde belirtilen ... marka klimanın üretimi ve satış pazarlama faaliyetleri dava dışı ... A.Ş. Tarafından gerçekleştirilmekte olduğunu, müvekkili şirketin ... adına veyahut herhangi bir marka adı altında ürünün üretimine, bakımına, hizmet ve onarımına, satış ve pazarlamasına ilişkin faaliyetinin bulunmadığını, Müvekkili şirketin eski ticaret unvanının ... A.Ş. Olduğunu, ... marka adının müvekkili şirkete ait olduğunu, ancak ... markasının kullanım hakkının ... A.Ş.'ye ait olduğunu, davanın ... A.Ş.'ye ihbarını talep ettiklerini beyan etmekle davanın müvekkili şirket yönünden husumet yokluğu nedeniyle reddine, davanın ... A.Ş. İhbarına, esasa girilmesi halinde ise davanın her türlü esastan reddine, davacı aleyhine %20 kötü niyet tazminatına hükmedilmesine, davanın zaman aşımı yönünden reddine karar verilmesini talep etmiştir.
Mahkemece, dosya kapsamı, keşif ve benimsenen bilirkişi raporuna göre, davalıların kusuru ispatlanamadığından davanın reddine karar verilmiştir.
İlk derece mahkemesi kararının davacı vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine Dairemizin 01/04/2019 Tarih, ... Esas, ... Karar sayılı ilamı ile, "...Mahkemece, yapılan keşif sonucu bilirkişi raporuna göre, davalıların hasarın gerçekleşmesinde kusurlu olduklarının tespit edilemediği gerekçesi ile, davanın reddine karar verilmiş ise de, keşif tutanağından da anlaşıldığı üzere hasar gören işyerinin keşif anında kapalı olduğu, bilirkişilerin işyerinde inceleme yapamadığı, hasarın sigortalı işyerinde çıkan yangın nedeniyle gerçekleştiği ileri sürülmüş olmasına ve dosya kapsamından da işyerinde yangının gerçekleştiği sabit olmasına rağmen bilirkişilerin arasında yangının çıkış sebebini tespite yönelik yangın bilirkişisinin bulunmadığı anlaşılmaktadır.
Bu durumda, mahkemece yapılacak iş tarafların tüm delilleri toplanarak, davalılar tarafından da ileri sürülen dava şartlarından olan husumet itirazı değerlendirilip sonucuna göre, hasarın gerçekleştiği işyerinin keşif tarihinde açık bulundurulması sağlanarak aralarında yangının çıkış sebebini belirleyebilecek bir bilirkişi de bulunmak üzere oluşturulacak bilirkişi kurulunun da katılımı ile yeniden keşif yapılmak suretiyle ulaşılacak sonuca göre davacı sigorta şirketinin sigortalısına ödeme yapmasına neden olan yangının çıkış sebebi belirlenip buna göre davalıların sorumlu olup olmadıkları ve davacı sigorta şirketinin rücu edebileceği tutarın da tespiti ile karar vermekten ibaret olduğu halde tarafların tüm delilleri toplanıp değerlendirilmeden karar verildiği anlaşıldığından davacı vekilinin istinaf başvurusunun 6100 Sayılı HMK'nın 353/1-a-6. maddesi uyarınca esastan kabulüne, İlk Derece Mahkemesinin kararının kaldırılarak yukarıda açıklanan şekilde değerlendirme yapılarak ulaşılacak sonuca göre karar verilmek üzere dosyanın İlk Derece Mahkemesine gönderilmesine" karar verilmiştir.
Dairemizin kaldırma kararından sonra yapılan yargılama sonucunda Mahkemece, "...Davacı vekili davasını ilk olarak abonelere fatura kesip tahsil yapan ... AŞ'ye yöneltmiştir. ... 'da dağıtım şirketi olmadığı, perakende satış şirketi olduğu yönünde husumet itirazında bulunmuştur. Yargıtay 3. Hukuk Dairesinin 2005/444 Esas - 2014/1452 Karar sayılı ilamında; elektrik idaresinde meydana gelen değişimler ve bölünmeler nedeniyle dağıtım ve satışların ayrı tüzel kişiler aracılığıyla tek bir tüzel kişiliğe bağlı olarak yürütüldüğünden ve uygulamalarda temsilcinin belirlenmesinde hata yapıldığı kabul edildiğinden bahisle taraf değişikli taleplerinin yerinde görüldüğü belirtilmiştir. HMK'nın 123. Maddesinin 3. Ve 4. Fıkralarında da maddi bir hatadan kaynaklanan veya dürüstlük kuralına aykırı olmayan taraf değişikliği talebi, karşı tarafın rızası aranmaksızın hâkim tarafından kabul edileceği, dava dilekçesinde tarafın yanlış veya eksik gösterilmesi kabul edilebilir bir yanılgıya dayanıyorsa, hâkim karşı tarafın rızasını aramaksızın taraf değişikliği talebini kabul edebileceği ancak bu durumda hâkim, davanın tarafı olmaktan çıkarılan ve aleyhine dava açılmasına sebebiyet vermeyen kişi lehine yargılama giderlerine hükmedileceği belirtilmiştir. Bu kapsamda davacının davasını ... yerine ... yöneltmesinde hukuka aykırı bir durum olmadığı ancak taraf olmaktan çıkarılan ... yönünden yargılama giderlerinden davacının sorumlu tutulması gerektiği anlaşılmıştır. Diğer taraftan davacı yangının başladığı ... marka klimanın satıcısı ve tedarikçisi olduğundan bahisle davasını ...AŞ'ye de yöneltmiş ancak ... yapısı ve faaliyet alanları incelendiğinde ... klimanın üreticisi, tedarikçisi veya satıcısı olmadığı, bu nedenle husumet yöneltilemeyeceği anlaşılmış ve bu davalı yönünden pasif husumete ilişkin dava şartı yokluğu nedeniyle davanın usulden reddine karar verilmiştir. Yangın mahallinde yapılan keşif, toplanan deliller, arıza kayıtları ve tüm dosya kapsamı birlikte değerlendirildiğinde, sigortalı iş yerinde yangın çıktığı sabit olmakla birlikte yangının klimanın asılı bulunduğu bölgedeki elektriksel sorundan dolayı başladığı ancak diğer ofis ve dairelerde her hangi bir elektriksel sorun olmaması nedeniyle yangın olayının şebekeden kaynaklanmadığı bilirkişi heyetince tespit edilmiş olmakla, davacı sigortacının dava dışı sigortalısına ödeme yapmasına neden olan yangının davalı elektrik dağıtım şirketinin kusurundan kaynaklandığı ispat edilemediğinden davacının davasının reddine" şeklinde karar verilmiştir.
Karara karşı, davacı vekili istinaf başvurusunda bulunmuştur.
Davacı vekili istinaf dilekçesinde özetle; yangın raporu ve ekspertiz raporuyla yangının klimadan kaynaklandığının sabit olduğunu, hükme esas alınan bilirkişi raporunda yangının elektriksel sorundan kaynaklandığı belirtilmiş ise de, yangının neden kaynaklanmış olabileceğinin dahi belirtilmediğini, bu haliyle bilirkişi raporunun hükme esas alınamayacağını, müvekkil şirketin rücu hakkının bulunduğunu, yangına sebebiyet veren klimanın ... marka olduğunu, davalının da 16/03/2007 tarihinde ünvan değişikliğinden önce ... A.Ş olarak faaliyet gösterdiğini, davalının klimanın üretimini yapmasa dahi yaptırmakta ya da ismini kullandırmakta olduğunu, ... bünyesinde faaliyet gösterdiğini, bu davalı yönünden davanın pasif husumet yokluğundan reddi kararının hatalı olduğunu, taraf olmaktan çıkarılan ... A.Ş lehine vekalet ücretine hükmedilmesinin hatalı olduğunu istinaf sebepleri olarak ileri sürmüştür.
Dava, sigortalısına ödeme yapan sigortacının TTK'nın 1472. maddesi uyarınca davalılara rücu için başlattığı icra takibine itirazın iptali istemine ilişkindir.
Mahkemece yazılı gerekçeyle, HMK'nın 124. Maddesinin 3. ve 4. fıkraları uyarınca ... AŞ.'nin taraf olarak çıkartılmasına, davalı ... A.Ş. yönünden davanın pasif husumet nedeniyle reddine, ... AŞ. yönünden davanın reddine karar verilmiştir.
Dairemizce istinaf incelemesi, 6100 sayılı HMK'nın 355. madde hükmü uyarınca istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak ve kamu düzenine aykırı hususların olup olmadığı gözetilerek yapılmıştır.
TTK'nın 1472. maddesinde "sigortacı sigorta tazminatını ödediğinde hukuken sigortalının yerine geçer. Sigortalının gerçekleşen zarardan dolayı sorumlulara karşı dava hakkı varsa bu hak tazmin ettiği bedel kadar sigortacıya intikal" edeceği düzenlenmiştir.
Mahkemece, HMK'nın 124. Maddesinin 3. ve 4. fıkraları uyarınca ... AŞ.'nin taraf olarak çıkartılmasına karar verilmiş ise de, davacı iş bu davadan önce Antalya 15. İcra Müdürlüğünün ... Esas sayılı icra dosyası üzerinden, ... A.Ş. (unvan değişikliğiyle ... A.Ş.) ve ... AŞ. aleyhine sigortalısına yapılan ödemenin tahsili için ilamsız icra takibi başlatmış, borçluların itirazı üzerine eldeki itirazın iptali davası açılmıştır. İş bu dava itirazın iptali istemine ilişkin olup, mahkemece hem icra takibinde hem de açılan davada anılan davalıya karşı husumet yönetilmesinin doğru olup olmadığı, husumetin dava şartı olması nedeniyle resen gözetilmesi gerekir. Dosya kapsamından ... AŞ.'nin elektrik dağıtım tesisleri ile ilgili görev ve sorumluluğu bulunmadığından bu davalı yönünden davanın pasif husumet yokluğundan dolayı usulden reddine karar verilmesi gerekirken davalı ... AŞ.'nin taraf olarak çıkartılmasına karar verilmesi hatalı olmuştur.
İtirazın iptali davasının özel nitelikte dava türü olduğu, hakkında icra takibi yapılmadan ve bu takibe karşı itiraz edilmeden davalı hakkındaki itirazın iptali davası görülmeyeceğinden (Yargıtay 11. Hukuk Dairesinin 13/09/2022 tarih, 2021/3760 Esas, 2022/5805 Karar sayılı ilamı) Mahkemece, ... AŞ.'nin HMK 124. maddesi gereğince davaya dahil edilmesi doğru olmamıştır.
Yargıtay HGK 27.11.1996 gün 1996/4-588 esas ve 1996/831 karar, 13.02.2002 gün 2002/4-114 esas ve 2002/84 karar, 15.04.2011 gün 2011/4-58 esas ve 2011/176 karar sayılı kararlarında da belirtildiği üzere, üretici ile alıcı arasında bir sözleşme ilişkisi yoktur. Ancak öğretide ve uygulamada üretici ile zarar gören arasında böyle bir bağ olmasa bile üreticinin sözleşme dışı sorumlu tutulabileceği, Türk Hukukunda üreticinin sorumluluğuna ilişkin özel bir sorumluluk düzenlenmemişse de (Yasa koyucu bu konudaki yasa boşluğunu görerek 12.03.2021 tarihinde yürürlüğe giren 7223 sayılı Ürün Güvenliği ve Teknik Düzenlemeler Kanunu ile üreticinin sorumluluğu hüküm altına alınmış ve bu konudaki yasa boşluğu giderilmiştir.) bu konuda Borçlar Kanunu’nun 41. (6098 sayılı TBK’nın 49. ) maddesinin 1. fıkrasındaki hükmün uygulanabileceği kabul edilmiştir. Bu madde hükmü uyarınca kusurlu ve hukuka aykırı bir fiille başkasına zarar veren, bu zararı gidermekle yükümlüdür. Üreticinin buradaki sorumluluğu kusur sorumluluğudur. Üretici bulunduğu faaliyet gereği hukuk düzenince gerekli olan ve kendisinden beklenebilen tüm özeni göstermesi, önleyici tedbirler alması gerekir.
Üreticinin sorumlu tutulabilmesi için taraflar arasında akdi ilişki bulunması da zorunlu değildir. Üretici BK’nun 41. madde hükmü uyarınca meydana gelen haksız fiilden sorumludur. Ürün ile üretici (Üreticinin fiili ile üründeki ayıp nedeniyle meydana gelen zarar.) arasında uygun illiyet bağı bulunduğu takdirde üretici meydana gelen zararı tazminle yükümlüdür.
Yargıtay 19. Hukuk Dairesi’nin 16.04.2015 gün, 2014/8733 esas ve 2015/5518 karar, 16.03.2011 gün 2010/9917 esas ve 2011/3356 karar, 11.10.2016 gün 2016/4075 esas ve 2016/13270 karar, 11. Hukuk Dairesi’nin 05.03.2014 gün 2014/1814 esas ve 2014/2165 karar, 23.10.2014 gün 2013/14654 esas ve 2014/16363 karar, 4 Hukuk Dairesi’nin 11.04.2000 gün, 2000/517 esas ve 2000/3348 karar, 27.03.1995 gün 6256 esas 2596 karar sayılı kararlarında da üreticinin ayıplı maldan dolayı meydana gelen zarardan sorumlu olduğu belirtilmiştir.
Tüm dosya kapsamı değerlendirildiğinde, yangına neden olan klimanın ... marka klima olduğu, klimanın davalı ... A.Ş. (unvan değişikliğiyle ... A.Ş.) isim ve ticari markası ile piyasaya arz edilesi nedeniyle üretici sıfatı ile üründen kaynaklı bir zarar oluşması halinde satıcı ile birlikte müteselsilen sorumlu olacağı, bu nedenle davalının husumetinin bulunduğu anlaşılmakla, bu yönden davacı vekilinin istinaf talebinin kabulüne, diğer istinaf taleplerinin ise verilen kararın usul ve yasaya uygun olup denetime elverişli bilirkişi raporu doğrultusunda karar verilmiş olması nedeniyle reddine karar verilmiştir.
Sonuç olarak, davacı vekilinin istinaf başvurusunun 6100 Sayılı HMK'nın 353/1-b-2. maddesi gereğince esastan kabulüne, İlk Derece Mahkemesi kararının kaldırılmasına karar vermek gerekmiş ve usuli kazanılmış haklar gözetilerek aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM:Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-Yukarıda açıklanan nedenlerle, davacı vekilinin İlk Derece Mahkemesi kararına ilişkin istinaf başvurusunun ESASTAN KABULÜNE,
2-6100 sayılı HMK'nın 353/1-b-2. maddesi gereğince Antalya 3. Asliye Ticaret Mahkemesi'nin 08/12/2020 tarih ve ... Esas, ... Karar sayılı KARARININ KALDIRILMASINA,
a-Davalı ... AŞ. yönünden pasif husumete ilişkin dava şartı noksanlığından davanın REDDİNE,
b-Davalı ... AŞ yönünden ispatlanamayan davanın REDDİNE,
c-Davalı ... AŞ. hakkında icra takibi yapılmadan ve bu takibe karşı itiraz edilmeden davalı hakkındaki itirazın iptali davası görülmeyeceğinden davanın usulden REDDİNE,
d-492 Sayılı Harçlar Kanunu gereğince alınması gerekli gerekli 179,90 TL maktu karar ve ilam harcının peşin alınan 966,44.-TL harçtan mahsubu ile fazladan yatırılan 786,54.-TL harcın karar kesinleştiğinde ve talep halinde ilk derece mahkemesince davacıya İADESİNE,
e-Davacı tarafından yapılan yargılama giderinin kendisi üzerinde BIRAKILMASINA,
f-Davalı ... A.Ş vekille temsil olunduğundan usuli kazanılmış haklar gözetilerek karar tarihinde yürürlükte bulunan AAÜT uyarınca hesaplanan 4.080,00.-TL nispi vekalet ücretinin davacıdan alınarak adı geçen davalıya ÖDENMESİNE,
g-Davalı ... A.Ş vekille temsil olunduğundan usuli kazanılmış haklar gözetilerek karar tarihinde yürürlükte bulunan AAÜT uyarınca hesaplanan 4.080,00.-TL maktu vekalet ücretinin davacıdan alınarak adı geçen davalıya ÖDENMESİNE,
h-Davalı ... AŞ vekille temsil olunduğundan usuli kazanılmış haklar gözetilerek karar tarihinde yürürlükte bulunan AAÜT uyarınca hesaplanan 4.080,00.-TL maktu vekalet ücretinin davacıdan alınarak adı geçen davalıya ÖDENMESİNE,
ı-Davacı tarafından yatırılan gider avansından kullanılmayan kısmının 6100 Sayılı HMK'nın 333. maddesi gereğince İlk Derece Mahkemesince davacıya İADESİNE,
3-İstinaf incelemesi yönünden;
a-Davacının istinaf başvurusu kabul edildiğinden 492 Sayılı Harçlar Kanunu gereğince peşin olarak yatırılan 59,30 TL maktu istinaf karar harcının talebi halinde davacıya İADESİNE,
b-Davacı tarafından istinaf incelemesi için yapılan 162,10 TL istinaf kanun yoluna başvurma harcı, 32,50 TL dosya masrafı reddiyatı, 5,75 TL tebligat gideri olmak üzere toplam 200,35 TL yargılama giderinin davalılardan alınarak davacıya VERİLMESİNE,
c-İstinaf incelemesi duruşmasız yapıldığından davacı lehine vekalet ücreti takdirine YER OLMADIĞINA,
d-İstinaf gider avansından kullanılmayan kısmının 6100 Sayılı HMK'nın 333. maddesi uyarınca İlk Derece Mahkemesince ilgilisine İADESİNE,
4-Kararın İlk Derece Mahkemesince taraflara TEBLİĞİNE,
Dair, 6100 sayılı HMK'nın 353/1-b-2. maddesi gereğince dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda oybirliğiyle, 6100 Sayılı HMK'nın 362/1-a. maddesi gereğince dava değerinin karar tarihi itibariyle temyiz kesinlik sınırı olan 238.730,00 TL'nin altında kalması nedeniyle kesin olarak karar verildi.24/03/2023
...


Full & Egal Universal Law Academy