Antalya Bölge Adliye Mahkemesi 11. Hukuk Dairesi 2021/1900 Esas 2023/718 Karar
Karar Dilini Çevir:

Dairesi: Antalya Bölge Adliye Mahkemesi 11. Hukuk Dairesi
Esas No: 2021/1900
Karar No: 2023/718
Karar Tarihi: 04.04.2023

T.C.
ANTALYA
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
11. HUKUK DAİRESİ
KARAR TARİHİ : 04/04/2023
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
B Ö L G E A D L İ Y E M A H K E M E S İ K A R A R I
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: ANTALYA 4. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
KARAR TARİHİ : 08/04/2021
DAVANIN KONUSU : İtirazın İptali
GEREKÇELİ KARAR
YAZIM TARİHİ : 04/04/2023
İlk Derece Mahkemesinin kararı süresi içerisinde istinaf edilmiş olduğundan dosya içerisinde bulunan belgeler okunup incelendi.
Üye hakimin görüşü değerlendirildi.
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili, müvekkili şirket tarafından davalının yapmış olduğu mal alış verişine istinaden ... sıra nolu 27/04/2019 tarihli 24.531,02 TL bedelli fatura olduğunu, ayrıca delil niteliğinde olması açısından ... sıra nolu 11/04/2019 tarihli 22.572,22 TL, ... sıra nolu 22/04/2019 tarihli 24.247,82 TL ve ... sıra nolu 19/04/2019 tarihli 23.044,22 TL'lik faturaların olduğunu, bu faturalarda daha önceki mal alış verişlerinde malların şirketin sigortalı çalışanları tarafından alındığının görüldüğünü, davaya konu faturada ...'un malı teslim aldığının görüldüğünü, davalı - borçlunun icra takibine konu olan tüm borcun faiz ve ferilerine itiraz ettiğini, müvekkil şirket ile aralarında hiçbir mal alımı olmadığını beyan ettiğini, imzaların kendilerine ait olup malı da kendileri teslim almalarına rağmen itiraz ederek süreci uzatmaya çalıştıklarını, davalının müvekkiline borcundan dolayı hiçbir ödeme yapmadığını, bu sebeplerle davanın kabulünü, %20'den aşağı olmamak üzere icra inkar tazminatına hükmedilmesini, yargılama giderleri ile vekalet ücretinin davalı tarafa yükletilmesini dava ve talep etmiştir.
Davalı vekili, davacı tarafın icra takibi açarken takibe dayanak belge olan faturayı ne icra dosyasına sunmuş ne de müvekkile gönderilen ödeme emrinin ekine koyduğunu, ilk defa bu dosya ile gördüğünü, faturanın altında teslim alan kısmında atılan imzanın sahte olduğunin tespit edildiğini, müvekkili şirketin tek sahibi ve yetkilisi ... olduğunu, ...'un ise ...'un küçüklüğünden beri kullandığı toplum içinde bilinen ismi olduğunu, ... ve ... sıra numaralı faturalarda da görüleceği üzere ...'un resmi kayıtlarda bulunan adı ile diğer iki faturayı teslim aldığını ve imzaladığını, ... adına atılan isim ve imzanın başka bir el ürünü olduğunu, evrakta sahtecilik konusunda suç duyurusunda bulunulduğunu, davaya konu fatura incelendiğinde fatura bedelinin 283,20 TL olmasına rağmen cari hesap bakiyesinin 24.531,20 TL yazılı olduğunu görüleceğini, müvekkili şirket ile davacı taraf arasında hiç bir cari hesap sözleşmesi ve buna bağlı işlem bulunmadığını, davanın reddini, takip konusu alacağın %20'sinden az olmamak üzere tazminat ödemesini, yargılama giderleri ile avukatlık ücretini ödemesini talep etmiştİr.
Mahkemece, "... davalının BA bildirimiyle davacının faturalarını kabul ettiği, böylelikle malların teslim edilmediği iddiasının ispat yükünün kendisine düştüğü fakat buna ilişkin kesin delil sunmadığı anlaşılmakla davacının ticari defterlerine göre hesap edilen bakiye borç miktarı üzerinden takibin devamına karar verilmiştir.Davacının davalıyı takip tarihinden önce ihtarname ile temerrüte düşürmediğinden işlemiş faiz talebinin reddine karar verilmesi kanaatine varılmıştır. Yargıtay 19.Hukuk Dairesi'nin 20.06.2016 tarih ... E. ... K. Sayılı ilamında "Dava konusu icra takibine konu alacak faturaya dayanmaktadır. Dolayısıyla alacak likit, bir başka deyişle bilinebilir, belirlenebilir bir alacaktır. Mahkemece bu husus gözetilerek davacı yararına İİK.nun 67/2 maddesi uyarınca icra inkar tazminatına hükmedilmesi gerektiği" belirtildiğinden davacı yararına hükmolunan alacağın %20'si oranında icra inkar tazminatına da karar vermek gerekmiştir. Açıklanan tüm bu nedenlerle davanın kısmen kabulüne kısmen reddine..." şeklinde karar verilmiştir.
Karara karşı, davalı vekili istinaf başvurusunda bulunmuştur.
Davalı vekili istinaf dilekçesinde özetle; davacı tarafın dava dilekçesi ekinde müvekkili şirket ile arasında daha önceden yapılmış olan alım satımlara ilişkin dava konusu ile alakası bulunmayan 3 adet fatura sunduğunu, bu faturalara ilişkin malların teslim alınıp bedellerinin ödendiğini, çekişmeli olmayan bu hususun 26/01/2021 tarihli ticari defterlerinin incelenmesine ilişkin bilirkişi raporunda da tespit edildiğini, fakat dava konusu ... numaralı bir adet fatura olduğunu, çekişmeli hususun bu faturaya ilişkin mal satışı yapılıp yapılmadığı yapılmış ise bedelinin ödenip ödenmediğine ilişkin olduğunu, İlk derece Mahkemesince eksik inceleme yapılarak kısmen kabul kararı verildiğini, her iki bilirkişi raporu incelendiğinde ... irsaliye numaralı faturaya ilişkin malı müvekkilinin satın almadığı ticari defterlerine de işlemediğinini görüleceğini, ticari defterlerine kayıtlı faturaların ilk derece mahkemesinin dava konusu fatura ile karıştırıp hatalı karar verdiğini, davaya konu faturadaki teslim alan kısmında bulunan imzanın sahte olduğunu isim ve soy isim bölümünün müvekkilinin el ürünü olmadığını, buna ilişkin imza incelemesi yapılmadığını, davaya konu fatura incelendiğinde fatura bedelinin 283,20 TL olmasına rağmen cari hesap bakiyesinin 24.531,20 TL olduğunun görüleceğini, TTK 89/2 maddesi uyarınca cari hesap sözleşmesinin yazılı olmadıkça geçersiz olacağını, taraflar arasında cari hesap sözleşmesi ve buna bağlı işlem bulunmadığını, 24.531,20 TL'nin hangi mallara ilişkin olduğunun müvekkili şirkete satılıp satılmadığının ticari defterlere kaydedilip kaydedilmediğinin belli olmadığını, fatura bedelinin 100 katı kadar bir bedelin eklenip bunun tahsilinin beklenmesinin hakkaniyete aykırı olduğunu, usulüne uygun cari hesap sözleşmesi bulunmaması nedeniyle davanın reddine karar verilmesi gerektiğini, istinaf nedenleri olarak ileri sürmüştür.
Dava, itirazın iptali istemine ilişkindir.
Mahkemece yazılı gerekçeyle, davanın kabulüne karar verilmiştir.
Dairemizce istinaf incelemesi, 6100 sayılı HMK'nın 355. madde hükmü uyarınca istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak ve kamu düzenine aykırı hususların olup olmadığı gözetilerek yapılmıştır.
HMK m. 359/3 uyarınca; dosya kapsamındaki yazı, belge ve bilgilere, yasaya uygun gerektirici nedenlere, İlk Derece Mahkemesi kararının gerekçesinde dayanılan delillerle, delillerin tartışılması sonucu maddi olay ve hukuki değerlendirmede usul ve yasaya aykırı bir yön bulunmamasına, dava konusu icra takibi içerisinde takip talebinde alacağın sebebi bölümünde davalının iddia ettiği gibi fatura ibaresinin bulunmadığı bu nedenle davalının takibin tek bir faturaya dayalı olduğu savunmasının yerinde olmadığı, davacının takip sebebi olarak sunduğu faturaların davalının BA'sında bildirildiği ve bunlara ilişkin ödeme yaptığına dair belge sunmadığı hususları birlikte değerlendirildiğinde İlk Derece Mahkemesi kararının usul ve esas yönünden hukuka uygun olduğunun anlaşılmasına göre; davalı vekilinin istinaf itirazları yerinde görülmediğinden HMK m. 353/1-b-1. gereğince istinaf başvurusunun esastan reddine karar vermek gerektiği anlaşıldığından aşağıdaki hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM:Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-Davalı vekilinin İlk Derece Mahkemesi kararına ilişkin istinaf başvurusunun ESASTAN REDDİNE,
2-492 Sayılı Harçlar Kanunu gereğince alınması gerekli 1.675,71 TL nispi istinaf karar harcından peşin olarak yatırılan 418,93 TL harcın mahsubu ile bakiye ‭1.256,78‬ TL istinaf karar harcının davalıdan tahsili ile Hazineye GELİR KAYDINA, harç tahsil müzekkeresinin ilk derece mahkemesince YAZILMASINA,
3-Davalının istinaf başvurusu nedeniyle yapılan yargılama masraflarının kendi üzerinde BIRAKILMASINA,
4-Kullanılmayan istinaf gider avansının 6100 Sayılı HMK'nın 333. maddesi uyarınca İlk Derece Mahkemesince talebi halinde ilgilisine İADESİNE,
5-İstinaf incelemesi dosya üzerinden yapıldığından davacı lehine vekalet ücreti takdirine YER OLMADIĞINA,
6-Kararın İlk Derece Mahkemesi tarafından taraflara TEBLİĞİNE,
Dair, 6100 sayılı HMK'nın 353/1-b-1. maddesi gereğince dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda oybirliğiyle, 6100 Sayılı HMK'nın 362/1-a. maddesi gereğince dava değerinin karar tarihi itibariyle temyiz kesinlik sınırı olan 238.730,00 TL'nin altında kalması nedeniyle kesin olarak karar verildi.04/04/2023
...


Full & Egal Universal Law Academy