Antalya Bölge Adliye Mahkemesi 11. Hukuk Dairesi 2021/1688 Esas 2023/804 Karar
Karar Dilini Çevir:

Dairesi: Antalya Bölge Adliye Mahkemesi 11. Hukuk Dairesi
Esas No: 2021/1688
Karar No: 2023/804
Karar Tarihi: 13.04.2023

T.C.
ANTALYA
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
11. HUKUK DAİRESİ
KARAR TARİHİ : 13/04/2023
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
B Ö L G E A D L İ Y E M A H K E M E S İ K A R A R I
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: Antalya 4. Asliye Ticaret Mahkemesi
KARAR TARİHİ : 04/03/2021
DAVANIN KONUSU : Tazminat
GEREKÇELİ KARAR
YAZIM TARİHİ : 13/04/2023
İlk Derece Mahkemesinin kararı süresi içerisinde istinaf edilmiş olduğundan dosya içerisinde bulunan belgeler okunup incelendi.
Üye hakimin görüşü değerlendirildi.
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili, müvekkili şirket ile davalı şirket arasında 12/06/2012 tarihli LNG Sıvılaştırılmış Doğal Gaz Satış ve Sistem Teslim Sözleşmesi akdedildiğini, sözleşme gereği davalı şirket işletmesinin LNG ihtiyacını 5 yıl süre ile müvekkili şirketten karşılamayı kabul ve taahhüt ettiğini, sözleşme devam ederken 10/12/2015 tarihinde sözleşmenin süresi 31/12/2018 yılına uzatıldığını ve bu protokolün 12/06/2012 tarihli sözleşmenin ayrılmaz bir parçası olduğunun kabul edildiğini, LNG satış sözlemesinin 12.1 nolu sözleşmenin süresi başlığı altında sözleşmenin bitmesine 2 ay kala tarafların bir araya gelerek sözleşmenin sona erdirilmesi konusunda mutabakata varamamış olursa sözleşmenin 2 yıl daha uzamış olacağının kabul edildiğini, dolayısıyla 31/12/2018 tarihinde bitecek sözleşmenin 31/12/2020 tarihine kadar uzadığını, ancak davalı şirketin sözleşme süresi bitmeden 01/11/2019 tarihinde sözleşmeyi sona erdirdiğini taraflarına bildirdiğini ve taraflarına ait olan tank ve malzemelerin kaldırılmasını istediğini, bunu da 28/01/2020 tarihli mailleri ile kabul ettiklerini, müvekkili şirket tarafından keşide edilen 18/08/2020 tarihli ihtarname ile hem 12/06/2012 tarihli sözleşmenin davalı tarafından haksız olarak tek taraflı feshi hem de LNG Sıvılaştırılmış Doğal Gaz Satış ve Sistem Teslim Sözleşmesi'nin Genel Hususlar başlığı adı altında bulunan 11.3 maddesi uyarınca davalının işletmesinde ... haricinde hiçbir tedarikçiden LNG satın almayacağı ve alternatif yakıt kullanmayacağına ilişkin taahhüdüne rağmen bir başka şirkete ait LNG kullanmaya başlaması sebebiyle müvekkilinin uğradığı zararlar ve hak ettiği tazminatları talep ettiğini, ayrıca davalı almayı taahhüt ettiği LNG alımını yapmadığını ve bu şekilde de sözleşmeyi ihlal ettiğini, davalı şirketin müvekkili ile olan sözleşmesi sona ermeden ... Şirketinden LNG tanklarını da söktürerek taahhütlerini yerine getirmeyeceğini açıkça belirttiğini, bu sebeplerle davalı şirketin tazminat taleplerine yapmış olduğu itirazın haksız ve kötü niyetli olması sebebiyle davanın kabulünü, yargılama giderleri ile vekalet ücretinin karşı tarafa yükletilmesine karar verilmesini dava ve talep etmiştir.
Davalı vekili, davacı yanın müvekkili ile akdetmiş olduğu 12/06/2012 tarihli sözleşmenin 10/12/2015 tarihinde sözleşme şartlarının iyileştirilmesi üzerine ek protokol ile 31/12/2018 tarihine uzatıldığını, davacının iddia ettiği gibi sözleşme bitimine 2 ay kala tarafların sözleşmenin sona erdirilmesi hususunda mutabakata varmamış olursa sözleşmenin kendiliğinden 2 yıl daha uzayacağının kabulü hususunun da gerçeği yansıtmadığını, zira bu hususun 12/06/2015 tarihli protokol olup, tarafların iş bu protokol ile sözleşmenin 31/12/2018 tarihine kadar uzatılmasını kararlaştırdıklarını, müvekkili şirketin otel yönetimince 2019 yılı sonu tadilat ve yenileme yapılması kararı alındığını, bu hususun davacı şirkete bildirildiğini, sözleşmenin tadilat başlayıncaya kadar uzatılması hususunda sözlü olarak anlaştıklarını, buna istinaden yeni yapı ve projeye uygun teklif istenildiğini ancak davacı tarafın 01/11/2019 tarihli teklifinin yeni projeye uygun olmadığından müvekkili şirketçe kabul görmediğini ve tarafların karşılıklı irade beyanı ile sözleşmeyi feshettiklerini, bu hususta taraf şirket yetkililerinin karşılıklı yazışmaları mail ve WhatsApp ortamında mevcut olduğunu bu sebeplerle davanın reddini, yargılama giderleri ile vekalet ücretinin karşı tarafa yükletilmesine karar verilmesini talep etmiştir.
Mahkemece,"...tarafların ticari ilişkilerini (7) yıl boyunca sürdürdükleri, davacı taraf bu ticari ilişkinin devamı sırasında davalı şirketin sözleşme gereği her yıl almayı taahhüt ettiği miktarın altında gaz satın aldığını iddia ettiği, fakat davacı şirket, sözleşmenin feshine kadar bu iddiasını davalı tarafa karşı öne sürmediği iş bu davayla öne sürdüğü, davacı tarafın sözleşme süresince davalı şirkete gaz satmasına ilişkin davranışı, bu ilişkinin sözleşmenin kalan süresince (7 yıl) devam ettiği gözönüne alındığında, davacı şirket, taraflar arasındaki sözleşmenin ceza-i şartı düzenleyen 11.2 .maddesinin uygulanmayacağı konusunda davalı tarafta haklı bir güven oluşturduğu, davalı şirket, kendisinde uyandırılan bu haklı güven dolayısıyla davacı şirketten gaz almaya devam ettiği; ancak, sözleşmenin feshinden sonra davacı tarafından eldeki dava ile ceza-i şart tazminatının tahsili istenildiği, dolayısıyla, davalı şirketin sözleşmenin 11.2. maddesinin uygulanmayacağı yönündeki anlaşma nedeniyle ortaya çıkan olgunun kaynağı haklı güven olduğu, bu şekilde ortaya çıkan güven sorumluluğu ise, dürüstlük ilkesinin bir gereği olduğu, daha da önemlisi, davacı şirketin davranışları ile davalı şirkette yarattığı güvenle çelişki oluşturacak şekilde sözleşmenin davalı şirket tarafından feshinden sonra eldeki davaya konu edilen ceza-i şart tazminatını istemesi çelişkili davranış yasağını oluşturduğu, böyle bir davranışın hukuken korunması beklenemeyeceği" gerekçesiyle davacının sözleşme süresi boyunca eksik LNG alımı iddiasına dayalı tazminat talebinin reddine karar verilmiştir.
Karara karşı, davacı vekili istinaf başvurusunda bulunmuştur.
Davacı vekili istinaf dilekçesinde özetle; mahkemenin sözleşmeyi yanlış yorumladığını, davalının sözleşme devam ederken başka bir firmadan gaz alımı yaptığını, sözleşmenin bu nedenle fesih edildiğini, mahkemenin bu iddiayı değerlendirmediğini belirterek kararın kaldırılmasını talep etmiştir.
Dava, sözleşmenin haksız fesih iddiasına dayalı tazminat istemine ilişkindir.
Mahkemece yazılı gerekçeyle, davanın reddine karar verilmiştir.
Dairemizce istinaf incelemesi, 6100 sayılı HMK'nın 355. madde hükmü uyarınca istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak ve kamu düzenine aykırı hususların olup olmadığı gözetilerek yapılmıştır.
HMK m. 359/3 uyarınca; dosya kapsamındaki yazı, belge ve bilgilere, yasaya uygun gerektirici nedenlere, İlk Derece Mahkemesi kararının gerekçesinde dayanılan delillerle, delillerin tartışılması sonucu maddi olay ve hukuki değerlendirmede usul ve yasaya aykırı bir yön bulunmamasına, HMK m. 355/1. gereği incelemenin istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak yapılıp, re'sen gözetilmesi gereken, kamu düzenine herhangi bir aykırılığın bulunmamasına, davacının farklı bir firmadan gaz alımı yapılmasına ilişkin iddialarının soyut beyanın ötesine geçmemiş olmasına, hangi zaman diliminde ve hangi firmadan alındığına dair somut bir beyanın bulunmamasına, buna dayanak kesin delil ibraz edilmemesine, kararın usul ve esas yönünden hukuka uygun olduğunun anlaşılmasına göre; davacı vekilinin istinaf itirazları yerinde görülmediğinden HMK m. 353/1-b-1. gereğince istinaf başvurusunun esastan reddine karar vermek gerektiği anlaşıldığından aşağıdaki hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM:Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-Davacı vekilinin İlk Derece Mahkemesi kararına ilişkin istinaf başvurusunun ESASTAN REDDİNE,
2-492 Sayılı Harçlar Kanunu gereğince alınması gerekli 179,90 TL maktu istinaf karar harcından peşin olarak yatırılan 59,30 TL harcın mahsubu ile bakiye 120,60 TL istinaf karar harcının davacıdan tahsili ile Hazineye GELİR KAYDINA, harç tahsil müzekkeresinin ilk derece mahkemesince YAZILMASINA,
3-Davacının istinaf başvurusu nedeniyle yapılan yargılama masraflarının kendi üzerinde BIRAKILMASINA,
4-Kullanılmayan istinaf gider avansının 6100 Sayılı HMK'nın 333. maddesi uyarınca İlk Derece Mahkemesince talebi halinde ilgilisine İADESİNE,
5-İstinaf incelemesi dosya üzerinden yapıldığından davalı lehine vekalet ücreti takdirine YER OLMADIĞINA,
6-Kararın İlk Derece Mahkemesi tarafından taraflara TEBLİĞİNE,
Dair, 6100 sayılı HMK'nın 353/1-b-1. maddesi gereğince dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda oybirliğiyle, 6100 Sayılı HMK'nın 362/1-a. maddesi gereğince dava değerinin karar tarihi itibariyle temyiz kesinlik sınırı olan 238.730,00 TL'nin altında kalması nedeniyle kesin olarak karar verildi.13/04/2023
...


Full & Egal Universal Law Academy