Antalya Bölge Adliye Mahkemesi 11. Hukuk Dairesi 2021/1645 Esas 2023/844 Karar
Karar Dilini Çevir:

Dairesi: Antalya Bölge Adliye Mahkemesi 11. Hukuk Dairesi
Esas No: 2021/1645
Karar No: 2023/844
Karar Tarihi: 24.04.2023


T.C.
ANTALYA
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
11. HUKUK DAİRESİ
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
B Ö L G E A D L İ Y E M A H K E M E S İ K A R A R I
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : Antalya 2. Asliye Ticaret Mahkemesi
KARAR TARİHİ: 17/03/2021
DAVANIN KONUSU: İtirazın İptali
GEREKÇELİ KARAR
YAZIM TARİHİ: 24/04/2023
İlk Derece Mahkemesinin kararı süresi içerisinde istinaf edilmiş olduğundan dosya içerisinde bulunan belgeler okunup incelendi.
Üye hakimin görüşü değerlendirildi.
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili, müvekkili banka ile davalı ... Yapı Malzemeleri Tic. A.Ş arasında temel bankacılık sözleşmesi, genel kredi sözleşmesi ve ticari kart sözleşmesi imzalandığını ve .... Tic. A.Ş'ye talebi doğrultusunda kredi kullandırıldığını, kredinin kullanımı nedeniyle ödenmesi gereken borcun olarak ödenmediğini, borçlu ve kefiller tarafından borcun ödenmemesi üzerine Antalya 9. İcra Müdürlüğü'nün .... sayılı dosyası ile takip başlatıldığını ve borçluların borca itiraz ederek takibi durduklarını belirterek itirazın iptaline, takibin devamına ve icra inkar tazminatına hükmedilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı taraf süresinde cevap vermemiş, davalı vekili duruşmadaki beyanında özetle, davanın reddini talep etmiştir.
Mahkemece, "... Taraflar arasında ticari ilişkinin varlığı tartışma konusu değildir. Zira davalı taraf davaya cevap vermese de bilirkişi raporuna karşı beyan dilekçesinde kat ihtarnamesinin tebliğ edilmediğini, takipte talep edilen kadar borç olmadığını, faiz oranın çok yüksek hesaplandığını, kefil sorumluluğunun açıkça sözleşmede yazılmadığını söyleyerek itirazda bulunmuştur. Çözümlenmesi gereken sorun, davacı bankanın alacağının bulunup bulunmadığı, var ise miktarının ne olduğu noktasında toplanmaktadır. Tarafların iddia ve savunmaları, dosyaya sundukları deliller, icra dosyası ile tüm dosya kapsamı ile beraber alınan bilirkişi raporları ve yapılan yargılama sonunda; Davacı banka ile davalı asıl borçlu .... İnşaat Şirketi arasında 26.06.2015 tarihlinde .... numaralı Genel Kredi Sözleşmesi ve bu sözleşmeye dayalı olarak 26.06.2015 tarihinde 200.000,00.-TL limitli Cari Hesap Sözleşmesi imzalanmıştır. Aynı tarihte yine Genel Kredi Sözleşmesine bağlı olarak davalı .....nin 280.000,00.-TL limitle, davalı ..... Yapı Şirketinin 190.000,00.-TL limitle asıl borçluya müşterek borçlu ve müteselsil kefil olmuşlardır. Yine davacı banka ile davalı asıl borçlu .... İnşaat Şirketi arasında 18.07.2014 tarihinde .... numaralı Ticari Kart Sözleşmesi imzalanmıştır. Aynı tarihte yine Ticari Kart Sözleşmesine bağlı olarak davalı ....nin 20.000,00.-TL limitle asıl borçluya müşterek borçlu ve müteselsil kefil olduğu, dosyaya getirtilen sözleşme örneklerinden ve bilirkişi raporundan anlaşılmaktadır. Sözleşmelere bağlı kefalet sözleşmesinin 01.07.2012 tarihinde yürürlüğe giren 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunun 582 ve 583. maddelerine uygun olarak düzenlendiği kanaatine varılmış, davalılar vekilinin bu husustaki itirazları yerinde görülmemiştir. Sözleşmelere istinaden davalı asıl borçlu şirketin davacı banka nezdinde bulunan .... numaralı hesabında kredili mevduat hesabı açılarak kullandırıldığı, 10.05.2019 kat tarihinde 20.000,00 TL anapara, 1.966,12 TL birikmiş faiz ve 98,31 TL gider vergisi olmak üzere toplam 22.064,43 TL üzerinden hesabın kat edildiği anlaşılmaktadır. Bu nedenle davalılar vekilinin borcun aslına dair yaptıkları itiraz da yerinde görülmemiştir. Borcun ödenmemesi üzerine davacı banka tarafından 10.05.2019 tarihli kat ihtarnamesinin davalının sözleşmede yazılı bankaca bilinen yasal adresine 16.05.2019 tarihinde tebliğin iade olarak döndüğü, 1 günlük ihtar süresi ve hafta tatili dikkate alındığında davalıların 20.05.2019 tarihi itibariyle temerrüt halinde olduğu bilirkişi tarafından tespit edilmiştir. Bu tespitte bir yanlışlık görülmediğinden temerrüt tarihi olarak 20.05.2019 tarihi esas alınmıştır. Davacı vekilinin icra takibinde 20.089,71.-TL asıl alacak, 2.854,86.-TL işlemiş faiz 53,04.-TL BSMV, 21,20.-TL ihtar gideri, olmak üzere toplam 23.08.081.-TL üzerinden icra takibi başlatmıştır. Oysa davacı bankanın asıl borç miktarını kat tarihinde kapitalize ederek asıl alacak talebinde bulunmadığı kat ihtarnamesinden anlaşılmaktadır. Bu nedenle asıl alacak miktarının 20.000,00.-TL olarak kabul edilerek yapılan hesaplama sonunda davacının asıl alacağının 20.000,00 TL, işlemiş faiz miktarının 2.854,86 TL, Gider Vergisinin 53,04 TL, İhtar giderinin 21,20.-TL olmak üzere toplam 22.929,10.-TL olarak hesaplanmıştır. Bilirkişinin bu hesaplamasına itibar etmemek için bir neden görülmemiş, bu hesaplama mahkememizce de kabul edilerek, likit olan alacak miktarı üzerinden % 20 icra inkar tazminatı talebinin kabulüne" karar verilmiştir.
Karara karşı, davalılar vekili istinaf başvurusunda bulunmuştur.
Davalılar vekili istinaf dilekçesinde özetle; bilirkişi raporuna yapılan itirazların dikkate alınmadığını, kat ihtarnamesinin müvekkillerine bizzat tebliğ edilmediğini, temerrüdün gerçekleşmediğini, davacının iddia ettiği kefalet sözleşmesinin usulüne uygun düzenlenmediğini, likit olmayan ve haksız olan alacak için icra inkar tazminatına hükmedilmesinin usul ve yasaya aykırı olduğunu istinaf sebepleri olarak ileri sürmüştür.
Dava, itirazın iptali istemine ilişkindir.
Mahkemece yazılı gerekçeyle, davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.
Dairemizce istinaf incelemesi, 6100 sayılı HMK'nın 355. madde hükmü uyarınca istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak ve kamu düzenine aykırı hususların olup olmadığı gözetilerek yapılmıştır.
Davalılar vekilinin ..... olduğu ve dosyada vekaletnamesi bulunduğu halde, gerekçeli karar başlığında sadece davalı ..... vekili olarak yazılıp diğer davalıların vekili olarak yazılmaması mahallinde düzeltilebilir maddi hata olarak kabul edilmiştir.
HMK m. 359/3 uyarınca; dosya kapsamındaki yazı, belge ve bilgilere, yasaya uygun gerektirici nedenlere, İlk Derece Mahkemesi kararının gerekçesinde dayanılan delillerle, delillerin tartışılması sonucu maddi olay ve hukuki değerlendirmede usul ve yasaya aykırı bir yön bulunmamasına, HMK m. 355/1. gereği incelemenin istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak yapılıp, re'sen gözetilmesi gereken, kamu düzenine herhangi bir aykırılığın da bulunmamasına, hükme esas alınan 13/02/2021 tarihli bilirkişi raporunun ayrıntılı, gerekçeli, denetime elverişli bulunmasına, kararın usul ve esas yönünden hukuka uygun olduğunun anlaşılmasına göre; davalılar vekilinin istinaf itirazları yerinde görülmediğinden HMK m. 353/1-b-1. gereğince istinaf başvurusunun esastan reddine karar vermek gerektiği anlaşıldığından aşağıdaki hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM:Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-Davalılar vekilinin İlk Derece Mahkemesi kararına ilişkin istinaf başvurusunun ESASTAN REDDİNE,
2-492 Sayılı Harçlar Kanunu gereğince alınması gerekli 1.566,28 TL nispi istinaf karar harcından peşin olarak yatırılan 391,55 TL harcın mahsubu ile bakiye 1.174,73 TL istinaf karar harcının davalılardan tahsili ile Hazineye GELİR KAYDINA,
3-Davalıların istinaf başvurusu nedeniyle yapılan yargılama masraflarının kendi üzerinde BIRAKILMASINA,
4-Kullanılmayan istinaf gider avansının 6100 Sayılı HMK'nın 333. maddesi uyarınca İlk Derece Mahkemesince talebi halinde ilgilisine İADESİNE,
5-İstinaf incelemesi dosya üzerinden yapıldığından davacı lehine vekalet ücreti takdirine YER OLMADIĞINA,
6-Kararın İlk Derece Mahkemesi tarafından taraflara TEBLİĞİNE,
Dair, 6100 sayılı HMK'nın 353/1-b-1. maddesi gereğince dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda oybirliğiyle, 6100 Sayılı HMK'nın 362/1-a. maddesi gereğince dava değerinin karar tarihi itibariyle temyiz kesinlik sınırı olan 238.730,00 TL'nin altında kalması nedeniyle kesin olarak karar verildi.24/04/2023
...



Full & Egal Universal Law Academy