Antalya 4. Asliye Ticaret Mahkemesi 2023/4 Esas 2023/294 Karar
Karar Dilini Çevir:

Dairesi: Antalya 4. Asliye Ticaret Mahkemesi
Esas No: 2023/4
Karar No: 2023/294
Karar Tarihi: 10.05.2023

T.C.
ANTALYA
4. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO: 2023/4
KARAR NO: 2023/294
DAVA: Tazminat (Özel Sigorta Sözleşmesinden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ: 02/01/2023
KARAR TARİHİ: 10/05/2023

Mahkememizde görülmekte olan Tazminat (Özel Sigorta Sözleşmesinden Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili, dava dilekçesinde özetle; müvekkil şirketin, ...tarihli maddi hasarlı trafik kazasında maddi olarak zarar gören ... plakalı aracın maliki olduğunu, davalı ...'nun, ... plakalı aracın kazası sırasında aracın sürücüsü konumunda olduğunu, davalı ...'ın ... plakalı aracın maliki konumunda olduğunu, ...tarihinde, davalı ... adına kayıtlı olan ... idaresindeki ... plakalı aracın; müvekkil şirket adına kayıtlı bulunan ... plakalı araca çarpması neticesinde maddi hasarlı trafik kazası meydana geldiğini, bu noktada müvekkil şirketin maliki olduğu aracın değer kaybı zarar bedelinin tazmini adına işbu davayı açma zorunluluğu hâsıl olduğunu, trafik kazası tespit tutanağından ... araç sürücüsü davalı ...'nun kusurlu olduğunun anlaşıldığını, dolayısıyla müvekkili şirket adına kayıtlı araca çarpan davalı sürücünün, Karayolları Trafik Kanunu uyarınca kazada asli kusurlu olduğunu, kaza nedeniyle müvekkilinin aracında değer kaybı oluştuğunu, davalıların bu zarardan müteselsilen sorumlu olduklarını, davalı ... şirketince ödenen 108,29 TL'nin çok üstünde bir değer kaybının olduğunu beyan ederek; 100,00 TL değer kaybı tazminatının tahsiline karar verilmesini talep etmiştir.
Davalı ... ... AŞ vekili cevap dilekçesinde özetle; zaman aşımı def-inde bulunduklarını, kusur raporu alınması gerektiğini, davacıya ... tarihinde 108,29 TL değer kaybı ödemesi yapıldığını, yapılan bu ödeme ile müvekkili şirketin davacıya karşı herhangi sorumluluğu kalmadığını beyan ederek; davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
Dava, trafik kazasından kaynaklı (haksız fiilden) araçta oluştuğu iddia edilen değer kaybı tazminatı talebinden ibarettir.
Davacı, davasını belirsiz alacak davası olarak açmıştır.
Araçtaki değer kaybına ilişkin dava, belirsiz alacak davası olarak açılabilir. (Yargıtay Hukuk Genel Kurulu, 2017/17/1099 E, 2019/460 K)
Davalı ... şirketinin zaman aşımı itirazına bakıldığında; 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu 72-73 maddeleri arasında düzenlenen zamanaşımı, hakkın ileri sürülmesini engelleyici nitelikte olup, alacak hakkı alacaklı tarafından, yasanın öngördüğü süre ve koşullar içinde talep edilmediğinde etkin bir hukuki himayeden, başka bir deyişle, dava yoluyla elde edilebilme olanağından yoksun bırakılmaktadır. Zamanaşımına uğrayan alacağın tahsili hususunda Devlet kendi gücünü kullanmaktan vazgeçmekte, böylece söz konusu alacağın ödenip ödenmemesi keyfiyeti borçlunun iradesine bırakılmaktadır. Şu halde zamanaşımına uğrayan alacak ortadan kalkmamakla beraber, artık doğal bir borç haline gelmektedir. Ancak belirtmek gerekir ki, alacağın salt zamanaşımına uğramış olması, onun eksik bir borca dönüşmesi için yeterli değildir; bunun için borçlunun, kendisine karşı açılmış olan alacak davasında alacaklıya yönelik bir def'ide bulunması gerekir (HGK’nun 05.05.2010 gün ve E:2010/8-231, K:255 sayılı ilamı). İşte, zamanaşımı hukuki niteliği itibariyle, maddi hukuktan kaynaklanan bir def'i olup; usul hukuku anlamında ise, bir savunma aracıdır (Kuru, Baki:Hukuk Muhakemeleri Usulü, Cilt:IV, İstanbul 2001, Cilt:2, s.1761;Von Tuhr. A.:Borçlar Hukuku (C.Edege Çevirisi), Ankara 1983, Cilt:1-2, s.688 vd.;Canbolat, Ferhat:Def’i ve İtiraz Arasındaki Farklar ve İleri Sürülmesinin Hukuki Sonuçları, EÜHF Dergisi, Cilt:III, Sayı:1, Kayseri 2008, s.255 vd.; HGK’nun 06.04.2011 gün ve E:2010/9-629, K:2011/70 sayılı ilamı). .6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu 49 ve devamı maddeleri haksız fiillerden doğan borç ilişkilerini düzenlemektedir. Buna göre; Kusurlu ve hukuka aykırı bir fiille başkasına zarar veren, bu zararı gidermekle yükümlüdür.Zarar verici fiili yasaklayan bir hukuk kuralı bulunmasa bile, ahlaka aykırı bir fiille başkasına kasten zarar veren de, bu zararı gidermekle yükümlüdür. Zarar gören, zararını ve zarar verenin kusurunu ispat yükü altındadır. Uğranılan zararın miktarı tam olarak ispat edilemiyorsa hâkim, olayların olağan akışını ve zarar görenin aldığı önlemleri göz önünde tutarak, zararın miktarını hakkaniyete uygun olarak belirlenir. 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu 72. maddeye göre; Tazminat istemi, zarar görenin zararı ve tazminat yükümlüsünü öğrendiği tarihten başlayarak iki yılın ve her hâlde fiilin işlendiği tarihten başlayarak on yılın geçmesiyle zamanaşımına uğrar. Ancak, tazminat ceza kanunlarının daha uzun bir zamanaşımı öngördüğü cezayı gerektiren bir fiilden doğmuşsa, bu zamanaşımı uygulanır. 2918 sayılı Karayolları trafik kanunu'nun 109 uncu maddesi gereğince de ; Motorlu araç kazalarından doğan maddi zararların tazminine ilişkin talepler, zarar görenin, zararı ve tazminat yükümlüsünü öğrendiği tarihten başlayarak iki yıl ve herhalde, kaza gününden başlayarak on yıl içinde zamanaşımına uğrar. Dava, cezayı gerektiren bir fiilden doğar ve ceza kanunu bu fiil için daha uzun bir zaman aşımı süresi öngörmüş bulunursa, bu süre, maddi tazminat talepleri için de geçerlidir. 2918 sayılı Kanunun anılan madde hükmünde, gözden kaçırılmaması gereken husus, ceza kanununda öngörülen daha uzun zamanaşımı süresinin, tazminat talebi ile açılacak davalar için de geçerli olabilmesinin, sadece eylemin Ceza Kanununa göre suç sayılması koşuluna bağlanmış bulunmasıdır. Bu düzenlemenin iki ayrı sonucu bulunmaktadır. Söz konusu yasa hükmü, ceza zamanaşımının uygulanabilmesi için sadece eylemin aynı zamanda bir suç oluşturmasını yeterli görmekte; bunun dışında, fail hakkında mahkumiyet kararıyla sonuçlanmış bir ceza davasının varlığı, hatta böyle bir ceza davasının açılması ya da zarar görenin o davada tazminat yönünden bir talepte bulunmuş olması koşulu aranmamaktadır. Dahası, söz konusu hükümde, ceza zamanaşımının uygulanması bakımından sürücü ve diğer sorumlulular (örneğin işleten) arasında bir ayrım da yapılmamış, böylece kuralın bunların tümü için geçerli olduğu, hepsi için aynı zamanaşımı süresinin uygulanacağı öngörülmüştür.(HGK'nın 10.10.2001 gün 2001/19-652-705 ve HGK'nın 16.04.2008 gün, 2008/4-326-325 sayılı kararları ile uzamış ceza zamanaşımı benimsenmiştir)
Açıklanan ilkeler ışığında somut olay değerlendirildiğinde; kaza tarihi olayın niteliği göz önüne alınarak, davalının zaman aşımı def-inin de yerinde olmadığı anlaşılmıştır.
Yargı kararlarında, öncelikle dava konusu aracın hasar geçmişine ilişkin tüm bilgi ve belgeler (tramer kaydı, ... şirketlerinde oluşturulan hasar dosyası, servis belgeleri, trafik denetleme şube müdürlüklerince tanzim edilen tutanaklar ve fotoğraflar vs) ilgili yerlerden getirtilip konusunda uzman ayrı bir bilirkişiye tevdi edilerek aracın markası, modeli,yaşı, kilometresi ve değere etki eden diğer özellikleri de dikkate alınarak dava konusu aracın kaza öncesi serbest piyasa koşullarındaki 2. el değeri ile aracın onarım sonrası serbest piyasa koşullarındaki 2. el değeri (kaza sonrası onarımla değişen orijinal parçalar varsa bunların araca kattığı değer de dikkate alınarak) arasındaki farkın belirlenmesi yöntemiyle değer kaybının tespiti gerektiği belirtilmektedir.
Mahkememizce dosya kusur ve hesap bilirkişisine tevdi edilmiş ve rapor aldırılmıştır.
... uyap tarihli heyet raporunda özetle; ... Plakalı araç sürücüsü ...'nun, 2918 Sayılı Yasada belirtilen; 52/ 1-b, 56/ 1-c, 84/4 Maddeleri ile Yön. 95. 101. Ve 107 Maddelerini ihlal ettiği; ... Plakalı araç sürücüsü ...'in ise; kural ihlalinin/ kusurunun olamadığı; yapılan incelemeler ve araştırmalar neticesinde; davaya konu araç üzerinde meydana gelen hasarın, aracın
kullanım tarzı ve hasar boyutu dikkate alındığında oldukça küçük boyutta olduğu ve mevcut kazadan dolayı
SBM kayıtlarına yansıyan hasar kaydı da dikkate alındığında, kazadan önceki hali ile kazadan sonraki hali
arasında piyasa şartlarına göre değer kaybetmeyeceği belirtilmiştir.
Bilirkişi raporu taraflara tebliğ edilmiş ve itirazlar/beyanlar alınmıştır.
Bilirkişi raporunu hakim denetlemelidir. Öğretide Akyol, bilirkişi raporunun denetimi sadece hâkime ait bir görev değil; aynı zamanda taraflara ait bir haktır demektedir(AKYOL, Şener :Hukuk Usulünde Bilirkişilerle İlgili Bazı Problemler, Mukayeseli Hukukta Bilirkişilik Ve Sorunları, Yargıtay 125.Yıl Dönümü, s. 72 naklen). Hâkimin bilirkişinin uzmanlığı nedeniyle taşıdığı egemenliği kıracak araçları olduğu, bir yanlışın mutlaka geri döneceği ve özellikle böyle bir yanlışın müeyyidelendirileceği konularında bilirkişi inandırılmalı; böyle bir bilinç oluşturulmalıdır.“Hâkim kesinlikle ve mutlak olarak usulün egemeni olmalı; dosyaya, kendi sorumluluğunda girecek olan tanık beyanı gibi bilirkişi raporu gibi hususların adaleti saptıracak biçimlerde tezahürünü önleyecek tedbirleri almalı ve bu egemenliğini davanın sonuna kadar sürdürmelidir.” (Akyol s. 64-65 naklen).
Bu hususlar doğrultusunda, bilirkişi raporunun, hükme ve denetime elverişli, dosya kapsamına uygun olduğu, itirazların yerinde olmadığı kanaatine varılmıştır.
Tüm dosya kapsamı, bilirkişi heyet raporu göz önüne alınarak, değer kaybının oluşmadığı anlaşılmakla; ispatlanamayan davanın reddine karar vermek gerekmiştir.
HÜKÜM/Ayrıntısı gerekçeli kararda açıklandığı üzere;
1-Davanın REDDİNE,
2-Davacı tarafça başlangıçta yatırılan 179,90 TL başvurma harcının mahsubu ile hazineye gelir kaydına,
3-Davacı tarafça yatırılan 179,90 TL peşin harcın mahsubu ile hazineye gelir kaydına, başkaca harç alınmasına yer olmadığına,
4-Davacı tarafça yapılan yargılama giderlerinin kendi üzerinde bırakılmasına,
5-6325 sayılı Hukuk Uyuşmazlıklarında Arabuluculuk Kanunu 18/13 ve Hukuk Uyuşmazlıklarında Arabuluculuk Kanunu Yönetmeliği 26/2. Maddeleri, 6100 sayılı HMK 297/1-ç, 326.maddeleri uyarınca, arabuluculuk faaliyeti sonunda tarafların anlaşamamaları halinde iki saatlik ücret tutarı tarifenin birinci kısmına göre ileride haksız çıkan taraftan tahsil olunmak üzere Adalet Bakanlığı bütçesinden ödeneceği öngörüldüğünden; 1.560,00 TL nin davacıdan alınarak hazineye gelir kaydına,
6-Davalı ... ... ANONİM ŞİRKETİ kendisini vekil ile temsil ettirdiğinden; 100,00 TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalı ... ... ANONİM ŞİRKETİ'ne verilmesine,
7-Davacı tarafça yatan gider avansından harcanmayan kısmın hüküm kesinleştiğinde UYAP üzerinden kontrolü de sağlanarak davacı tarafa iadesine, karardan sonra tebligat ve benzeri masraflar için gider avansının kullanılması davacı tarafından istenirse tebligat ve benzeri için yapılacak masraflar düşüldükten sonra arta kalan miktarının UYAP üzerinden kontrolü sağlanarak karar kesinleştiğinde davacı tarafa iadesine, (6100 sayılı HMK m. 333) ;12/1/2011 tarihli ve 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu gereğince dava açılırken mahkeme veznesine yatırılacak olan gider avansının miktarı ile avansın ödenmesine ilişkin usul ve esasları belirten, "Hukuk Muhakemeleri Kanunu Gider Avansı Tarifesi" göz önünde tutularak; her hangi bir bankaya ait hesap numarası ve/veya herhangi bir banka hesabına ait IBAN numarası verilmesi halinde taraflara ait artan gider avansının bildirdikleri hesaba aktarılmasına, davalı tarafından yatırılan gider avansının aynı şekilde istek halinde iadesine,
8-Kararın Hukuk Muhakemeleri Kanunu Yönetmeliği m. 58 gereği talep ve masraf bulunması halinde taraflara ve/veya Teb. K. m. 11 ve Yargıtay Hukuk Genel Kurulu., 22/01/2003, 2003/1-25 E., 2003/7 K., ,Yargıtay İçtihadı Birleştirme Kararı., 10/07/1940, 1940/7 E., 1940/75 K. nolu kararları gereği vekil ile temsil edilen tarafın vekiline tebligata çıkartılmasına,(RUHİ, Ahmet Cemal., Tebligat Hukuku., 2008, 6. Baskı, s. 127); taraflardan birisi tarafından kanun yoluna başvurulması halinde bu hususun tebliğ isteği olarak değerlendirilerek, gerekçeli kararın tebliğe çıkarılmasına,
Dair, davacı vekili Sn. Av. ...'ın yüzüne karşı davalının yokluğunda verilen kararın tebliğinden itibaren 6100 Sayılı Kanunun 345.maddesi gereğince 2 hafta içerisinde ilgili İstinaf Dairesi Başkanlığına sunulmak üzere Mahkememize verilecek dilekçe ile İstinaf yasa yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı.10/05/2023

Katip ...
¸e-imzalıdır


Hakim ...
¸e-imzalıdır



Full & Egal Universal Law Academy