Antalya 4. Asliye Ticaret Mahkemesi 2022/554 Esas 2023/270 Karar
Karar Dilini Çevir:

Dairesi: Antalya 4. Asliye Ticaret Mahkemesi
Esas No: 2022/554
Karar No: 2023/270
Karar Tarihi: 03.05.2023

T.C.
ANTALYA
4. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO: 2022/554
KARAR NO: 2023/270
DAVA: Tazminat (Trafik Sigorta Sözleşmesi Kaynaklı Rücuen)
DAVA TARİHİ: 01/08/2022
KARAR TARİHİ: 03/05/2023

Mahkememizde görülmekte olan Tazminat (Trafik Sigorta Sözleşmesi Kaynaklı Rücuen) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili, dava dilekçesinde özetle; ... tarihinde asil ... adına kayıtlı ... plakalı araç ile davalı “... Sigorta A.Ş” ne Zorunlu Mali Sorumluluk Sigortası (Z.M.S.S.) ile sigortalı ... plaka sayılı aracın çarpışması sonucu maddi hasarlı trafik kazası meydana geldiğini; ekli kaza tespit tutanağında da belirtildiği üzere, diğer araç sürücüsünün müvekkilin aracına kusurlu şekilde sol arka kısmından çarptığını ve kaza sonrası kaçtığını, olay yerini kusurlu olarak terk ettiğini, bu hali ile söz konusu kazanın oluşumunda davalı şirkete ... numaralı poliçeyle sigortalanmış olan ... plaka sayılı araç sürücüsünün tam kusurlu ve sorumlu olduğunu, davacının ise müterafik kusuru bulunmadığını, çarpma sonucu davacıya ait ... plakalı 2016 model ... marka/model araçta oluşan hasarın bedelinin, müvekkilin aracının sigorta şirketi olan ... Sigorta Şirketi tarafından karşılandığını, kaza gerçekleşene kadar geçen süre içerisinde aracın değişen her hangi bir parçası bulunmadığı gibi kaporta ve boyasında herhangi bir kusur, çizikin söz konusu olmadığını ancak bu kaza neticesinde araçta 13.647,00 TL tramer kaydı oluştuğunu ve netice olarak da araç değer kaybına uğradığını; ... plakalı aracın Zorunlu Mali Sorumluluk Sigortası ... poliçe numarası ile Davalı ... Sigorta A.Ş. tarafından yapılmış olup; yerleşik Yargıtay İçtihatları uyarınca trafik kazası nedeni ile araçta oluşan değer kaybı gerçek zarar kapsamında olup; kazaya sebebiyet veren aracın ZMSS tarafından bu zararın karşılanması gerektiğini; müvekkil adına sigorta şirketine başvuru yapıldığını, başvuru neticesinde sigorta şirketinden bir dönüt alınamadığını; sonrasında da arabuluculuk sürecine geçildiğini fakat sürecin anlaşamama şeklinde sonlandığını beyan ederek; değer kaybı tazminatı talebinde bulunmuştur.
Davalı cevap dilekçesinde özetle; davalının poliçe kapsamında sorumluluğunun, poliçe üzerinde yazılı azami teminat limitleri ile sınırlı olmak üzere, poliçede yazılı özel şartlar ve trafik sigortası genel şartları kapsamı ile sınırlı olduğunu, müvekkiline usulüne uygun bir başvuru yapılmadığını, belirsiz alacak davası açılmasında hukuki yarar olmadığını, değer kaybı ücretinden müvekkilinin sorumluluğunun olmadığını, kusur raporu alınması gerektiğini, kabul anlamına gelmemek üzere genel şartlar gereği ve uzman sigorta eksperince hesaplama yapılması gerektiğini beyan ederek, davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
Dava, değer kaybı tazminatı talebinden ibarettir.
Dava, haksız fiilden kaynaklı (trafik kazası) değer kaybı bedelinin tazmini talebinden ibarettir.
Araçtaki değer kaybına ilişkin dava, belirsiz alacak davası olarak açılabilir. (Yargıtay Hukuk Genel Kurulu, 2017/17/1099 E, 2019/460 K) Bu hususa ilişkin davalı vekilinin beyanı hukuken yerinde değildir.
Davalı tarafın usulüne uygun arabuculuk yapılmadığı itirazları da davacı tarafça bir başvurunun yapılmış olması, bunun sigorta şirketince de esasen kabul edilmiş olması, hak arama hürriyeti, mahkeme erişim hakkının gerektiğinden fazla kısıtlanmamasının gerekmesi karşısında yerinde bulunmamıştır.(Emsal olarak, İzmir Bölge Adliye Mahkemesi., 2017/645 E., 2017/464 K.)
Yargı kararlarında, öncelikle dava konusu aracın hasar geçmişine ilişkin tüm bilgi ve belgeler (tramer kaydı, sigorta şirketlerinde oluşturulan hasar dosyası, servis belgeleri, trafik denetleme şube müdürlüklerince tanzim edilen tutanaklar ve fotoğraflar vs) ilgili yerlerden getirtilip konusunda uzman ayrı bir bilirkişiye tevdi edilerek aracın markası, modeli,yaşı, kilometresi ve değere etki eden diğer özellikleri de dikkate alınarak dava konusu aracın kaza öncesi serbest piyasa koşullarındaki 2. el değeri ile aracın onarım sonrası serbest piyasa koşullarındaki 2. el değeri (kaza sonrası onarımla değişen orijinal parçalar varsa bunların araca kattığı değer de dikkate alınarak) arasındaki farkın belirlenmesi yöntemiyle değer kaybının tespiti gerektiği belirtilmektedir.
Mahkememizce dosya kusur ve hesap bilirkişisine tevdi edilmiş ve rapor aldırılmıştır.
... uyap tarihli heyet raporunda özetle; ... Plakalı araç sürücüsünün ; 2918 Sayılı KTK. da Belirtilen; 56/ 1-C, 84/ 4 , Maddeleri ile Yönetmelik 95. 101 VE 107. Maddelerini ihlal ettiği. ... Plakalı araç sürücüsü ...'ın kural ihlalinin olmadığı; Dosyada mevcut belge ve bilgilere dayalı olarak yapılan ve yukarıda ayrıntıları bulunan inceleme ve değerlendirmeler sonucunda davaya konu kaza sebebiyle;... plakalı araç üzerinde ... tarihli kaza sonrası; gerçek zarar ilkesi gereğince piyasa rayiçlerine göre oluşan değer kaybının 10.000,00 TL olduğu hususları belirtilmiştir.
Bilirkişi raporu taraflara tebliğ edilmiş ve itirazlar/beyanlar alınmıştır.
İtirazlar göz önüne alınarak, ek rapor alınmış ve ... tarihli ek raporda özetle; kök rapordaki tespitlerin teyit edildiği belirtilmiştir.
Bilirkişi raporunu hakim denetlemelidir. Öğretide Akyol, bilirkişi raporunun denetimi sadece hâkime ait bir görev değil; aynı zamanda taraflara ait bir haktır demektedir(AKYOL, Şener :Hukuk Usulünde Bilirkişilerle İlgili Bazı Problemler, Mukayeseli Hukukta Bilirkişilik Ve Sorunları, Yargıtay 125.Yıl Dönümü, s. 72 naklen). Hâkimin bilirkişinin uzmanlığı nedeniyle taşıdığı egemenliği kıracak araçları olduğu, bir yanlışın mutlaka geri döneceği ve özellikle böyle bir yanlışın müeyyidelendirileceği konularında bilirkişi inandırılmalı; böyle bir bilinç oluşturulmalıdır.“Hâkim kesinlikle ve mutlak olarak usulün egemeni olmalı; dosyaya, kendi sorumluluğunda girecek olan tanık beyanı gibi bilirkişi raporu gibi hususların adaleti saptıracak biçimlerde tezahürünü önleyecek tedbirleri almalı ve bu egemenliğini davanın sonuna kadar sürdürmelidir.” (Akyol s. 64-65 naklen).
Bu hususlar doğrultusunda, bilirkişi raporlarının, hükme ve denetime elverişli, dosya kapsamına uygun olduğu kanaatine varılmıştır.
Davacı vekili, değer artırımı dilekçesi sunmuş ve bu dilekçe davalıya tebliğ edilmiştir.
Dosyaya baktığımızda; davanın trafik kazasına dayandığı anlaşılmaktadır ve genel kural olarak Trafik kazaları haksız fiil niteliğinde olup, tazminat borcu haksız fiil tarihinde muaccel olur. Başka bir ifade ile haksız fiillerde borcun muaccel hale gelmesi ihtarı gerektirmez. (Yargıtay 17. HD., 2008/2484 E., 2008/4216 K., Yargıtay 11. HD., 25.1.2007 tarih, 2005/14182E.,2007/809 K.)Haksız eylemden kaynaklanan tazminat  davalarında, olay tarihinden faiz yürütülmelidir(fur semper in moro). 2918 sayılı KTK’nın 99/1. maddesi ve Zorunlu Mali Sorumluluk Sigortası Genel Şartları’nın B.2.b. maddesi uyarınca, rizikonun bilgi ve belgeleri ile birlikte sigortacıya ihbar edildiği tarihten itibaren 8 iş günü içinde sigortanın tazminatı ödeme yükümlülüğü bulunmakta, bu sürenin sonunda ödememe halinde temerrüt gerçekleşmektedir. Sigorta şirketine başvurulmadan dava açılması veya icra takibi başlatılması halinde ise bu tarihlerde temerrüt gerçekleşir. Dosya arasında bulunan belgeden davacının başvurusunun ... tarihinde kayda alındığı anlaşılmakla; 8 iş gönü sonrası ...'dir. Mahkememizce bu tarihten itibaren faiz işletilmiştir.
Tüm dosya kapsamı, bilirkişi raporları (kök ve ek) doğrultusunda, davalının değer kaybı tazminatından da sorumlu olduğu anlaşılmakla; davanın kabulü ile, 10.000,00 TL değer kaybı tazminatının ... tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalıdan tahsili ile davacıya verilmesine karar vermek gerekmiştir.
HÜKÜM/Ayrıntısı gerekçeli kararda açıklandığı üzere;
1-Davanın KABULÜ İLE, 10.000,00 TL değer kaybı tazminatının ... tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalıdan tahsili ile davacıya VERİLMESİNE,
2-Davacı tarafça yatırılan 80,70 TL başvurma harcının mahsubu ile hazineye gelir kaydına,
3-Davacı tarafça yatırılan 80,70 TL peşin harç ve aşamalarda yatan 162,24 TL tamamlama harcı toplamı 242,94 TL'nin mahsubu ile hazineye gelir kaydına, hüküm gereği alınması gerekli bakiye 440,16 TL'nin davalıdan alınarak hazineye gelir kaydına, (alınması gerekli toplam harç; 683,10 TL'dir)
4-492 sayılı Harçlar Kanunu'nun 28. maddesi gereğince; bakiye harcın, kararın tebliğinden itibaren bir ay içinde ödenmesi gerektiğinden, kararın tebliğinden itibaren bir ay içinde ödenmeyen harç için -kanunen belirlenen sınır göz önünde tutularak- "harç tahsil müzekkeresi" yazılmasına, bakiye karar ve ilam harcının ödenmemiş olmasının, hükmün tebliğe çıkarılmasına, takibe konulmasına ve kanun yollarına başvurulmasına engel teşkil etmeyeceğinin bu şekilde hükümde belirtilmesine,
5-Davacı tarafça yatan ve mahsup edilen toplamda 323,64 TL'nin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
6-Davacı tarafça dosyada yapılan ve mahkememizce uyap sisteminden kontrol edilen (denetime elverişlilik açısından, uyap ekranında harç-masraf bölümü altında tahsilat reddiyat bilgileri başlığının içeriğinde masraflar açıkça yazmaktadır) posta-tebligat-bilirkişi ücreti gideri toplamı 1.938,00 TL'nin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
7-6325 sayılı Hukuk Uyuşmazlıklarında Arabuluculuk Kanunu 18/13 ve Hukuk Uyuşmazlıklarında Arabuluculuk Kanunu Yönetmeliği 26/2. Maddeleri, 6100 sayılı HMK 297/1-ç, 326.maddeleri uyarınca, arabuluculuk faaliyeti sonunda tarafların anlaşamamaları halinde iki saatlik ücret tutarı tarifenin birinci kısmına göre ileride haksız çıkan taraftan tahsil olunmak üzere Adalet Bakanlığı bütçesinden ödeneceği öngörüldüğünden; 1.560,00 TL'nin davalıdan alınarak hazineye gelir kaydına,
8-Davacı kendisini vekil ile temsil ettirdiğinden; 9.200,00 TL vekalet ücretinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
9-Davacı tarafça yatan gider avansından harcanmayan kısmın hüküm kesinleştiğinde UYAP üzerinden kontrolü de sağlanarak davacı tarafa iadesine,
10-Kararın Hukuk Muhakemeleri Kanunu Yönetmeliği m. 58 gereği talep ve masraf bulunması halinde taraflara ve/veya Teb. K. m. 11 ve Yargıtay Hukuk Genel Kurulu., 22/01/2003, 2003/1-25 E., 2003/7 K., ,Yargıtay İçtihadı Birleştirme Kararı., 10/07/1940, 1940/7 E., 1940/75 K. nolu kararları gereği vekil ile temsil edilen tarafın vekiline tebligata çıkartılmasına,(RUHİ, Ahmet Cemal., Tebligat Hukuku., 2008, 6. Baskı, s. 127); taraflardan birisi tarafından kanun yoluna başvurulması halinde bu hususun tebliğ isteği olarak değerlendirilerek, gerekçeli kararın tebliğe çıkarılmasına,
Dair, davacı vekili Sn. Av. ...'nun yüzüne karşı davalı tarafın yokluğunda verilen karar miktar itibariyle KESİN olmak üzere açıkça okunup usulen anlatıldı. 03/05/2023

Katip ...
¸e-imzalıdır


Hakim ...
¸e-imzalıdır



Full & Egal Universal Law Academy