Antalya 4. Asliye Ticaret Mahkemesi 2022/208 Esas 2023/297 Karar
Karar Dilini Çevir:

Dairesi: Antalya 4. Asliye Ticaret Mahkemesi
Esas No: 2022/208
Karar No: 2023/297
Karar Tarihi: 10.05.2023

T.C.
ANTALYA
4. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO: 2022/208
KARAR NO: 2023/297
DAVA: Tazminat (Haksız Fiilden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ: 13/03/2022
KARAR TARİHİ: 10/05/2023

Mahkememizde görülmekte olan Tazminat (Haksız Fiilden Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili, dava dilekçesinde özetle; müvekkilinin sevk ve idaresindeki ... plakalı araç ile davalının idaresindeki ... plakalı araçların ... tarihinde maddi hasarlı ve yaralamalı trafik kazası yaptıklarını, kaza sonrası tutulan tutanakta davalı sürücü olan ... ın tamamen ve asli kusurlu olduğuna karar verildiğini, tutulan raporlar sonrasında müvekkil aracını ... ÇEKİÇ OTO SERVİS te 20.000 tl bedelle tamir ettirdiğini, aracının olmaması nedeniyle araç kiralamak zorunda kalarak 6.300 tl araç kiralama bedeli ödediğini, ancak diğer davalı kasko şirketi bu bedelin 5.000 tl sini ödemediği gibi araçta değer kaybını da ödemediğini, araç kiralama bedeli olarak davalı tarafından 2.000 tl ödeme yapıldığını kabul ettiklerini, kaldı ki, kaza sırasında araçta bulunan müvekkilin annesi ve çocuğunun hastaneye kaldırıldığını ve yaşadıkları travmayı uzunca bir süre atlatamadıklarını beyan ederek; 5.000 tl araç hasarı, 4.300 tl araç kiralama bedeli, ve araçtaki belirlenecek olan değer kaybı bedelinin kaza tarihinden itibaren hesaplanacak faiziyle birlikte davalılardan müşterek ve müteselsilen alınarak davacı müvekkiline ödetilmesine karar verilmesini talep etmiştir.
Davalı ... ANONİM ŞİRKETİ vekili cevap dilekçesinde özetle; müvekkil sigorta şirketinin sorumluluğunun iş bu sigortalı araç sürücüsünün kusuru oranında poliçe limitleri ile sınırlı olduğunu, kusura ilişkin rapor alınmasını talep ettiklerini,
mağdur araç üzerinde yapılan incelemede; motor kaputu, ön tampon,ön tampon demiri,ön panel,sağ ön çamurluk,sol ön çamurluk,sağ ön davlumbaz,sol ön davlumbaz,ön panjur,ön tampon ızgarası,sağ şase kolu,sol şase kolu,sağ podya,sol podya,motor kaput menteşeleri,sağ far,sol far,ön cam,radyatör grubu,fan grubu kısımlarının hasarlı olduğunun tespit edildiğini, toplam onarım bedelinin 20.000,00 tl olarak tespit edildiğini ve sigortalının kusuru oranında 15.045,02 TL ödeme yapıldığını, müvekkil şirket poliçeden doğan sorumluluğunu yerine getirmiş olduğundan ilgili davanın reddi gerektiğini, başvuran tarafından servise yapılmış ekstra bir ödeme bulunmamaktayken bakiyenin çıkmasının kabulü mümkün olmadığını, başvuranın zararı müvekkil sigorta şirketi tarafından karşılanmış olduğundan ve bu tür sigortalardaki asıl amaç meydana gelen zararı karşılamak olduğundan başvuranın, müvekkil şirketten bakiye tazminat talep etme hakkı bulunmadığını, değer kaybı ödemesi yapıldığını, araç mahrumiyet bedeli talep edilemeyeceğini beyan ederek; davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
Davalı ... vekili cevap dilekçesinde özetle; davanın yersiz olduğunu, belirsiz alacak davası açılmasının yerinde olmadığını, davacıların kusur oranına ilişkin iddiaların gerçeğe uygun olmadığını, tabiri caizse şişirilmiş bir fatura ile afaki rakamlarda talep edilen hasar bedelini kabul etmediklerini, davacının talep ettiği maddi tazminat miktarının uğradığı zararların ötesine geçmekte, adeta bir kazanç elde edimi amacına dönüştüğünü beyan ederek; davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
Dava, trafik kazasına (haksız fiile) dayanmaktadır.
TBK m. 50 gereği; Zarar gören, zararını ve zarar verenin kusurunu ispat yükü altındadır.
Davada ileri sürülen talepler bakımından belirsiz alacak davası açılmasında bir hukuka aykırılık görülmemiştir.
Mahkememizce talepler konusunda dosya ATK'ya gönderilerek rapor aldırılmıştır.
Ankara Trafik İhtisas Dairesi Başkanlığı'nın ... sayılı, ... tarihli raporunda özetle; kazada Davacı sürücü ...'in %15 (Yüzde On Beş) oranında kusurlu olduğu, davalı sürücü ... 'in %85 (Yüzde Seksen Beş) oranında kusurlu olduğu; ... plaka sayılı otomobilin meydana gelen toplam hasarın 20.060,02.-TL (KDV Dahil) olduğu; ... plaka sayılı otomobilin değer kaybının 2.000,00-TL olduğu; ... plaka sayılı otomobilin makul tamir süresinin 10 iş günü olduğu ve araç mahrumiyet bedelinin 2.500,00-TL olduğu belirtilmiştir.
Bilirkişi raporu taraflara tebliğ edilmiş/itirazlar beyanlar alınmıştır.
Davacı vekili, ... uyap tarihli dilekçesi ile özetle; araç kiralama bedeli taleplerinden feragat ettiklerini, diğer talepleri de rapor doğrultusunda ıslah ettiklerini beyan etmiştir.
Davalı sigorta vekili, dosyaya sunduğu belgeler ışığında, özetle; davacının alacak taleplerini ... Sigorta AŞ'ye temlik ettiğini ve taraf sıfatının kalmadığını beyan etmiştir. Dosyada, ... tarihli "teslim, ibra ve temlik" belgesi başlıklı belge mevcuttur. Belge içeriğinde özetle; davalı sigorta şirketini hasar dolayısı ile tüm borçlarından ibra edildiği, sigortadan faiz ve başka nam altında her hangi bir talepte bulunulmayacağının yazdığı anlaşılmaktadır. Davacı asilin imzası mevcut olmakla beraber imzaya ilişkin veya bu belgenin gerçek olmadığına ilişkin bir itiraz da aşamalarda gelmemiştir. Davacı vekili, beyan dilekçesinde, müvekkilinin söz konusu belgeyi aracı teslim aldığına ilişkin imzaladığını, imzaladığı tarihte sadece kaza tespit tutanağı olduğunu, daha sonra ise kusur atfedilerek kesintiye gidildiğini beyan etmiştir.
Davalı sigorta şirketince bir kısım ödemeler yapıldığı hususunda uyuşmazlık yoktur. Dosyada, ... tarihli "teslim, ibra ve temlik" belgesi başlıklı belge mevcuttur. Türk Hukukunda ibra sözleşmesi 01.07.2012 tarihinde yürürlüğe giren 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu’nda düzenlenmiş olup, kabul edilen Yasanın 132 inci maddesinde “Borcu doğuran işlem kanunen veya taraflarca belli bir şekle bağlı tutulmuş olsa bile borç, tarafların şekle bağlı olmaksızın yapacakları ibra sözleşmesiyle tamamen veya kısmen ortadan kaldırılabilir” şeklinde kurala yer verilmiştir. 2918 Sayılı Karayolları Trafik Kanunu'nun 111'inci maddesinde "Bu Kanunla öngörülen hukuki sorumluluğu kaldıran veya daraltan anlaşmalar geçersizdir. Tazminat miktarlarına ilişkin olup da, yetersiz veya fahiş olduğu açıkça belli olan anlaşmalar veya uzlaşmalar yapıldıkları tarihten başlayarak iki yıl içinde iptal edilebilir." hükmü mevcuttur. Kabule göre, mahkememizce alınan kusur raporu gereğinde dahi dosya kapsamındaki hesaplanan miktarlar, yapılan ödeme, aradaki fark miktarı göz önüne alınarak, yapılan ödemenin yersiz ve/veya fahiş olmadığı görülmekle, makbuz hükmünde sayılması da mümkün değildir. Bunun yanında davacı davalı sigortayı adı geçen alacak kalemleri yönünden ibra etmiştir. Antalya Bölge Adliye Mahkemesi 4. HD'nin 2018/150 E, 2018/333 K sayılı emsal ilamında da belirtildiği üzere; 2918 Sayılı Karayolları Trafik Kanunun 111'inci maddesi uyarınca, bu kanunla ön görülen hukuki sorumluluğu kaldıran veya daraltan anlaşmalar geçersizdir. Tazminat miktarlarına ilişkin olup da yetersiz veya fahiş olduğu açıkça belli olan anlaşmalar veya uzlaşmalar yapıldıkları tarihten başlayarak iki yıl içerisinde iptal edilebilirler. Anılan maddeye göre zarar gören yahut yasal temsilcisi sigorta şirketiyle yapmış olduğu ibra anlaşmasını iki yıllık hak düşürücü süre içerisinde dava açarak yahut defi yoluyla ileri sürerek veya herhangi bir irade açıklaması ile iptal edebilir. Yerleşik Yargıtay uygulamaları gereği anılan maddedeki süre hak düşürücü süredir. Taraflar ileri sürmeseler dahi mahkemece re'sen gözetilir (Yargıtay 17. Hukuk Dairesi'nin 12/10/2017 tarih ve 2016/12719-2017/9034 E.K.; 02/11/2017 tarih ve 2016/13060 ve 2017/10083 sayılı içtihatları) Somut dosyada, ayrıca ve açıkça ibranın geçersizliği veya iptali de (ön sorun ve başkaca davada incelenmek üzere) talep edilmemiştir. Esasen, aynı belgede alacak taleplerini de ayrıca onarımı gerçekleştiren servise temlik etmiştir.
Hemen burada, davacının taraf sıfatı (husumet) etkisi üzerinde de durulmalıdır.
Yargıtay Hukuk Genel Kurulu'nun 2017/2-2727 esas, 2020/846 karar sayılı güncel emsal ilamında da belirtildiği üzere; Sıfat deyimi dava konusu sübjektif hak (dava hakkı) ile taraflar arasındaki ilişkidir. Taraf ehliyeti, dava ehliyeti ve davayı takip yetkisi, davanın taraflarının kişilikleriyle (usul hukuku sorunu) ilgili olduğu hâlde; taraf sıfatı, dava konusu sübjektif hakka (maddi hukuk sorunu) ilişkindir. Sübjektif bir hakkı dava etme yetkisi (davacı sıfatı-dava hakkı) o hakkın sahibine ait olup (aktif husumet); hakkını o hakka uymakla yükümlü kişiden (davalı sıfatı-pasif husumet) isteyebilecektir. Sübjektif hakkın sahibinin ve o hakka uymakla yükümlü olan kişinin kimler olduğu daha açık bir ifadeyle bir davada davacı ve davalı sıfatının kimlere ait olduğu usul hukuku sorunu olmayıp, dava konusu sübjektif hakkın özüne ilişkin olması nedeniyle maddi hukuk sorunudur. Sıfat yokluğu, bir def’i değil, davada taraf olarak gözüken kişiler arasında dava konusu hakkın doğumuna engel bir itirazdır. Hâkim somut olayda bir itiraz sebebinin varlığını öğrenirse bu yönün kamu düzenine ilişkin olması nedeniyle bu hususu kendiliğinden gözetmek zorundadır. Taraf sıfatının, dava şartı olmaması nedeniyle; hâkim, yaptığı inceleme sonunda taraflardan birinin o davada taraf sıfatının bulunmadığı kanaatine varırsa, dava şartı yokluğunun aksine davanın usulden değil, esastan reddine karar vermelidir (Prof. Dr. Baki Kuru, Medeni Usul Hukuku El Kitabı, Mart 2020, Cilt-1, s.332-334).
Yukarıda da belirtildiği üzere, davacı alacak haklarını özetle, onarımı gerçekleştiren servise temlik etmiştir ve aktif taraf sıfatı kalmamıştır.
Tüm dosya kapsamı, ATK raporu, yukarıdaki açıklamalar ışığında; davacının araç kiralama bedeli talebinin feragat nedeniyle reddine, davacının hasar bedeli ve değer kaybı taleplerinin aktif taraf sıfatı yokluğundan reddine karar vermek gerekmiştir.
Son olarak yargılama giderlerinden olana vekalet ücreti hususunda da kısa bir açıklama yapmak gerekmektedir. AAÜT m. 3/2 gereği; Müteselsil sorumluluk da dahil olmak üzere, birden fazla davalı aleyhine açılan davanın reddinde, ret sebebi ortak olan davalılar vekili lehine tek, ret sebebi ayrı olan davalılar vekili lehine ise her ret sebebi için ayrı ayrı avukatlık ücretine hükmolunur. Huzurdaki davada davalılar arasındaki müteselsil sorumluluğa dayanılmıştır. Talep edilen kalemler bakımından tüm davalılar yönünden alacak kalemleri özelinde ret sebepleri aynıdır. Örneğin; bir davalı hakkında bir talep bıkımından feragat nedeni ile redde karar verilip, diğer davalı bakımından başkaca bir sebeple aynı kalem bakımından redde karar verilmemiştir. Feragattan ret kararı tüm davalılar içindir ve diğer kalemler yönünden de ret kararı tüm davalılar içindir, aynı sebeplerledir. Ret sebepleri davalılar hakkında ortaktır. Tüm davalılar yönünden kendi içinde ortak ret sebepleri ile dava reddedilmiştir. Hükmün (1) ve (2) no'lu bendlerindeki reddin muhatabı tüm davalılardır. Mahkememizin değerledirme ve kabulü bu yönde olmakla, bu şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM/Ayrıntısı gerekçeli kararda açıklandığı üzere;
1-Davacının araç kiralama bedeli talebinin FERAGAT NEDENİYLE REDDİNE,
2-Davacının hasar bedeli ve değer kaybı taleplerinin AKTİF TARAF SIFATI YOKLUĞUNDAN REDDİNE,
3-Davacı tarafça yatırılan 80,70 TL başvurma harcının mahsubu ile hazineye gelir kaydına,
4-Hükmün niteliği ve tarihi dikkate alınarak; alınması gerekli 179,90 TL peşin karar harcının, davacı tarafça başlangıçta yatırılan 329,60 TL peşin harç ve aşamalarda yatan 180,00 TL ıslah harcı toplamı 509,60 TL'den mahsubu ile hazineye gelir kaydına, arta kalan harcın karar kesinleştiğinde istek halinde davacıya iadesine,
5-Davacı tarafça yapılan yargılama giderlerinin kendi üzerinde bırakılmasına,
6-Zorunlu arabulucuk ücretinin davacıdan alınarak hazineye gelir kaydına, (henüz sarf kararı görünmemiştir/infaz aşamasında dikkate alınacaktır)
7-Davalılar kendilerini vekil ile temsil ettirdiklerinden; 9.200,00 TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalılara verilmesine,
8-Davacı tarafça yatan gider avansından harcanmayan kısmın hüküm kesinleştiğinde UYAP üzerinden kontrolü de sağlanarak davacı tarafa iadesine, karardan sonra tebligat ve benzeri masraflar için gider avansının kullanılması davacı tarafından istenirse tebligat ve benzeri için yapılacak masraflar düşüldükten sonra arta kalan miktarının UYAP üzerinden kontrolü sağlanarak karar kesinleştiğinde davacı tarafa iadesine, (6100 sayılı HMK m. 333) ;12/1/2011 tarihli ve 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu gereğince dava açılırken mahkeme veznesine yatırılacak olan gider avansının miktarı ile avansın ödenmesine ilişkin usul ve esasları belirten, "Hukuk Muhakemeleri Kanunu Gider Avansı Tarifesi" göz önünde tutularak; her hangi bir bankaya ait hesap numarası ve/veya herhangi bir banka hesabına ait IBAN numarası verilmesi halinde taraflara ait artan gider avansının bildirdikleri hesaba aktarılmasına, davalı tarafından yatırılan gider avansının aynı şekilde istek halinde iadesine,
9-Kararın Hukuk Muhakemeleri Kanunu Yönetmeliği m. 58 gereği talep ve masraf bulunması halinde taraflara ve/veya Teb. K. m. 11 ve Yargıtay Hukuk Genel Kurulu., 22/01/2003, 2003/1-25 E., 2003/7 K., ,Yargıtay İçtihadı Birleştirme Kararı., 10/07/1940, 1940/7 E., 1940/75 K. nolu kararları gereği vekil ile temsil edilen tarafın vekiline tebligata çıkartılmasına,(RUHİ, Ahmet Cemal., Tebligat Hukuku., 2008, 6. Baskı, s. 127); taraflardan birisi tarafından kanun yoluna başvurulması halinde bu hususun tebliğ isteği olarak değerlendirilerek, gerekçeli kararın tebliğe çıkarılmasına,
Dair, davacı vekili Sn. Av. ... ve davalı ... vekili Sn. Av. ...'nin yüzüne karşı kararın tebliğinden itibaren 6100 Sayılı Kanunun 345.maddesi gereğince 2 hafta içerisinde ilgili İstinaf Dairesi Başkanlığına sunulmak üzere Mahkememize verilecek dilekçe ile İstinaf yasa yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı. 10/05/2023

Katip ...
¸e-imzalıdır


Hakim ...
¸e-imzalıdır



Full & Egal Universal Law Academy