Ankara Bölge İdare Mahkemesi 7. İdari Dava Dairesi 2020/429 Esas 2020/1499 Karar
Karar Dilini Çevir:

Dairesi: 7. İdari Dava Dairesi
Esas No: 2020/429
Karar No: 2020/1499
Karar Tarihi: 18.11.2020



(2577 S. K. m. 45) (657 S. K. m. 137, 141, 143, Ek m. 32) (7075 S. K. m. 10) (Millî Eğitim Bakanlığı Yönetici ve Öğretmenlerinin Ders ve Ek Ders Saatlerine İlişkin Karar m. 5, 6, 18, 25, 27)
 
İSTEMİN ÖZETİ: Kayseri 1. İdare Mahkemesince verilen 30/12/2019 tarih ve E:2019/309, K:2019/1256 sayılı kararın istinafen incelenerek kaldırılması ve dava konusu işlemin iptaline karar verilmesi istenilmektedir.
 
SAVUNMANIN ÖZETİ: Mahkeme kararında hukuka aykırılık bulunmadığı ileri sürülerek, istinaf başvurusunu reddi gerektiği savunulmuştur.
 
TÜRK MİLLETİ ADINA
 
Karar veren Ankara Bölge İdare Mahkemesi 7. İdari Dava Dairesince, 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu'nun değişik 45. maddesi uyarınca dava dosyası incelenerek gereği görüşüldü:
 
Dava; Kayseri ili, Yeşilhisar ilçesi, …. İlkokulunda öğretmen olarak görev yapmakta iken, 13.10.2016 tarihinde görevden uzaklaştırılarak 686 sayılı KHK ile 07.02.2017 tarihinde kamu görevinden çıkarılan ve 12.07.2018 tarihinde tekrar görevine iade edilen davacının, açıkta geçirdiği sürelere tekabül eden ek ders ücreti ile eğitim-öğretim yılına hazırlık ödeneğinin tarafına ödenmesi istemiyle yapmış olduğu başvurunun reddine ilişkin Melikgazi İlçe Milli Eğitim Müdürlüğünün 13.03.2019 tarih ve E.5352818 sayılı işleminin iptali ile ödenmeyen ek ders ücretleri ve eğitim-öğretim yılına hazırlık ödeneğinin idareye başvuru tarihinden itibaren işleyecek yasal faiziyle birlikte tarafına ödenmesi istemiyle açılmıştır.
 
İdare mahkemesince; ek ders ücreti ödemelerinin mevzuatta fiili çalışma şartına bağlanması nedeniyle, söz konusu ödemelerin fiilen çalışılmayan dönem için mali hak kapsamında değerlendirilmesine olanak bulunmadığından, davacıya fiilen öğretmen olarak görev yapmadığı 13.10.2016 ilâ 12.07.2018 arasındaki dönemde ek ders ücreti ödenmesine hukuken olanak bulunmadığı, öte yandan fiilen öğretmenlik yapanlara her öğretim yılında bir defaya mahsus olmak üzere ve öğretim yılının başladığı ay içinde Milli Eğitim Bakanı tarafından belirlenecek tarihte Bakanlar Kurulunca belirlenecek miktarda öğretim yılına hazırlık ödeneği verilmesi şeklindeki yasa hükmünde belirtilen öğretim yılına hazırlık ödeneğinin amacının da, fiilen öğretim faaliyeti içinde yer alan yönetici ve öğretmenlerin, bu görevlerini kamu yararı amacına uygun olarak yerine getirebilmeleri için, öğretim yılı boyunca ihtiyaç duyacakları kişisel ders araç ve gereçlerinin teminine katkıda bulunmak amacına yönelik olması nedeniyle, davacının açıkta kaldığı süreçte hiçbir eğitim-öğretim faaliyetinde bulunmadığı, dolayısıyla bu dönemlerde kişisel kırtasiye ihtiyacı bulunduğundan söz edilemeyeceği gerekçeleriyle davanın reddine karar verilmiş, anılan karara karşı davacı tarafından kararın hukuka aykırı olduğu ileri sürülerek istinaf yoluna başvurulmuştur.
 
Dava dosyasının incelenmesinden; davacının Kayseri ili, Yeşilhisar ilçesi, …. İlkokulu'nda öğretmen olarak görev yapmakta iken 11.10.2016 tarih ve E.11135018 sayılı Milli Eğitim Bakanlığı Oluruna istinaden 13.10.2016 tarihinde görevinden uzaklaştırdığı, akabinde 07.02.2017 tarihinde 686 sayılı KHK ile kamu görevinden çıkarıldığı, sonrasında OHAL İşlemleri İnceleme Komisyonu'na başvuru yaparak kamu görevine iade edilmesini talep ettiği, yapılan inceleme sonucunda OHAL İşlemleri İnceleme Komisyonu kararıyla davacının talebi kabul edilerek görevine iadesine karar verildiği, bu karar üzerine 12.07.2018 tarihinde Kayseri ili, Melikgazi ilçesi, … İlkokulu'nda göreve başladığı, görevinden uzaklaştırıldığı tarihten kamu görevine iade edilme tarihine kadar olan ek ders ücretleri ile eğitim-öğretim yılına hazırlık ödeneğinin tarafına ödenmesi istemiyle 13.03.2019 tarihinde idareye başvuruda bulunduğu, idarenin 13.03.2019 tarih ve E.5352818 sayılı işlemiyle davacının başvurusunun reddedilmesi üzerine, anılan işlemin iptali ile ödenmeyen ek ders ücretleri ve eğitim-öğretim yılına hazırlık ödeneğinin idareye başvuru tarihinden itibaren işleyecek yasal faiziyle birlikte tarafına ödenmesi istemiyle bakılmakta olan davanın açıldığı anlaşılmaktadır.
 
Davacının istinaf başvurusu öğretim yılına hazırlık ödeneği yönünden incelendiğinde;
 
657 sayılı Devlet Memurları Kanunu'nun Ek 32. maddesinde; Eğitim ve öğretim Hizmetleri Sınıfına dahil öğretmen unvanlı kadrolarda görevli olup; fiilen öğretmenlik yapanlara her öğretim yılında bir defaya mahsus olmak üzere ve öğretim yılının başladığı ay içinde Milli Eğitim Bakanı tarafından belirlenecek tarihte Bakanlar Kurulunca belirlenecek miktarda, öğretim yılına hazırlık ödeneği ödeneceği belirtilmiştir.
 
6767 Sayılı 2016 Yılı Merkezi Yönetim Bütçe Kanununa ekli (K) Cetvelinin ''IV-Diğer Ödemeler'' kısmının 3. maddesinde de; ''657 Sayılı Kanunun Ek 32'nci maddesi uyarınca verilecek öğretim yılına hazırlık ödeneği; öğretim yılının başladığı aydan sonra ve birinci dönem ders yılının sonundan önce göreve başlayanlara %75'i, birinci dönem ders yılından sonra ve ikinci dönem ders yılının sona ermesinden önce göreve başlayanlara ise %50'si oranında yapılır.'' düzenlemesi yer almıştır.
 
7075 sayılı Olağanüstü Hal İşlemleri İnceleme Komisyonu Kurulması Hakkında Kanun Hükmünde Kararnamenin Değiştirilerek Kabul Edilmesine Dair Kanun'un "Kararların uygulanması" başlıklı 10 uncu maddesinde de; "... İlgililerin kamu görevinden çıkarılmasına ilişkin kanun hükmünde kararname hükümleri, bu fıkrada belirtilen kişiler bakımından tüm hüküm ve sonuçlarıyla birlikte ortadan kalkmış sayılır. Bu kapsamda göreve başlayanlara, kamu görevinden çıkarılma tarihlerini takip eden aybaşından göreve başladıkları tarihe kadar geçen süreye tekabül eden mali ve sosyal hakları ödenir. Bu kişiler, kamu görevinden çıkarılmalarından dolayı herhangi bir tazminat talebinde bulunamaz." hükmüne yer verilmiştir.
 
Uyuşmazlığın çözümü için "öğretim yılına hazırlık ödeneği"nin mahiyetinin ortaya konulması gerekmektedir.
 
Yukarıda anılan düzenlemelerin değerlendirilmesinden, bir öğretmene söz konusu ödeneğin verilebilmesi için görevde olmasının yeterli olduğu, başka bir şartın aranmadığı anlaşılmaktadır.
 
Davacı, idare tarafından daha sonra geri alınmış bir işlem nedeniyle öğretim yılının başlangıcında görevi başında bulunmadığından, başka bir ifade ile, idarenin sonradan geri alınan kamu görevinden çıkarma işlemi olmasaydı öğretim yılı başında görevi başında bulunup, başka bir şart da aranmaması sebebiyle "öğretim yılına hazırlık ödeneği"nin tamamını alacak durumda bulunduğundan, göreve iadesi sonrasında da hangi tarihte göreve başladığına bakılmaksızın söz konusu ödeneğin tamamının kendisine ödenmesi gerekmektedir.
 
Bu durumda, davacıya açıkta geçirdiği sürelere ilişkin öğretim yılına hazırlık ödeneğinin eksik ödenmesine ilişkin işlemde hukuka uygunluk, bu işlem yönünden davanın reddine ilişkin idare mahkemesi kararında hukuki isabet bulunmamaktadır.
 
Davacının istinaf başvurusu ek ders ücreti yönünden incelendiğinde ise;
 
657 sayılı Devlet Memurları Kanunu'nun "Görevden Uzaklaştırma" başlıklı 137. maddesinde; "Görevden uzaklaştırma, Devlet kamu hizmetlerinin gerektirdiği hallerde, görevi başında kalmasında sakınca görülecek Devlet memurları hakkında alınan ihtiyati bir tedbirdir. Görevden uzaklaştırma tedbiri, soruşturmanın herhangi bir safhasında da alınabilir." hükmü, "Görevden uzaklaştırılan veya görevinden uzak kalan memurların hak ve yükümlülüğü" başlıklı 141. maddesinde; "Görevden uzaklaştırılan ve görevi ile ilgili olsun veya olmasın herhangi bir suçtan tutuklanan veya gözaltına alınan memurlara bu süre içinde aylıklarının üçte ikisi ödenir. Bu gibiler bu Kanunun öngördüğü sosyal hak ve yardımlardan faydalanmaya devam ederler. 143 üncü maddede sayılan durumların gerçekleşmesi halinde, bunların aylıklarının kesilmiş olan üçte biri kendilerine ödenir ve görevden uzakta geçirdikleri süre, derecelerindeki kademe ilerlemesinde ve bu sürenin derece yükselmesi için gerekli en az bekleme süresini aşan kısmı, üst dereceye yükselmeleri halinde, bu derecede kademe ilerlemesi yapılmak suretiyle değerlendirilir." hükmü yer almaktadır.
 
7075 sayılı Olağanüstü Hal İşlemleri İnceleme Komisyonu Kurulması Hakkında Kanun Hükmünde Kararnamenin Değiştirilerek Kabul Edilmesine Dair Kanun'un "Kararların uygulanması" başlıklı 10 uncu maddesinde de yukarıya alındığı üzere, ilgililere kamu görevinden çıkarılma tarihlerini takip eden aybaşından göreve başladıkları tarihe kadar geçen süreye tekabül eden mali ve sosyal haklarının ödenmesi öngörülmüştür.
 
Öte yandan, Millî Eğitim Bakanlığının yönetici, öğretmen, uzman ve usta öğreticileri ile diğer görevlilerinin aylık ve ek ders ücreti karşılığında okutacakları ve okutmuş sayılacakları haftalık ders saatlerinin sayısını, ders görevi alacakların niteliklerini ve diğer hususları düzenlemek amacıyla 16/12/2006 tarih ve 26378 sayılı Resmi Gazete'de yayımlanarak yürürlüğe giren Millî Eğitim Bakanlığı Yönetici ve Öğretmenlerinin Ders ve Ek Ders Saatlerine İlişkin Karar'ın "Aylık karşılığı ders görevi" başlıklı 5. maddesinde, " (1) Kapsama dâhil örgün ve yaygın eğitim kurumlarında görevli; a) Örgün ve yaygın eğitim kurumlarının müdür, müdür başyardımcısı ve müdür yardımcıları haftada 6 saat, b) Okul öncesi ve sınıf öğretmenleri haftada 18 saat, c) Genel bilgi ve meslek dersleri öğretmenleri haftada 15 saat, ç) Atölye ve laboratuvar öğretmenleri haftada 20 saat, ders okutmakla yükümlüdürler. Bu yükümlülük öncelikle alanlarında, alanlarında ders bulunmayanlara ise ihtiyaç hâlinde ve istekleri üzerine alanları dışında ders görevi verilmek suretiyle yerine getirilir." düzenlemesine, "Ek ders görevi" başlıklı 6. maddesinde, "(1) Kapsama dâhil örgün ve yaygın eğitim kurumlarında görevli olup, aylık karşılığı ders görevini tamamlayan; a) Müdür, müdür başyardımcısı ve müdür yardımcılarına haftada 6 saate, b) Genel bilgi ve meslek dersleri öğretmenlerine 6 saati zorunlu olmak üzere haftada 15 saate, c) Atölye ve laboratuvar öğretmenlerine 20 saati zorunlu olmak üzere haftada 24 saate, kadar alanlarında, alanlarında ek ders görevi verilemeyen veya kısmen verilebilenlere, ihtiyaç halinde ve istekleri üzerine alanları dışında da ek ders görevi verilebilir. (2)Okul öncesi ve sınıf öğretmenleri ile okuma-yazma kurs öğretmenlerinin aylık karşılığı okutmak zorunda oldukları ders saati dışında ilgili mevzuatına göre fiilen okuttukları her ders saati zorunlu ek ders görevi sayılır. Ancak, bu şekilde verilecek ek ders görevi haftada, okul öncesi öğretmenlerinden anaokulları ile kız teknik öğretim okul ve kurumları bünyesindeki uygulama sınıflarında görevli olanlar için bir sınıfta bir öğretmenle tam gün eğitim yapılması şartına bağlı olarak 24 saati, diğer ana sınıflarında görevli öğretmenler ile sınıf ve okuma yazma kurs öğretmenleri için 12 saati geçemez." düzenlemesine, "Okulda bulunma zorunluluğu" başlıklı 18. maddesinde, "İlkokullarda yöneticilerin veya hizmet içi eğitim yoluyla yetiştirilen resim-iş, müzik, beden eğitimi, din kültürü ve ahlak bilgisi öğretmenleri ile alan öğretmenlerinin derse girdiği saatlerde sınıf öğretmenlerinin okulda bulunmaları ve bu saatlerde okul müdürünün vereceği eğitim ve öğretimle ilgili işleri yapmaları hâlinde, verilen bu görevler ek ders görevinden sayılır." düzenlemesine, "Görevin fiilen yapılması" başlıklı 25. maddesinin 1. fıkrasında, "Bu Karar kapsamında ek ders ücreti ödenebilmesi için, ek ders görevinin fiilen yapılmış olması, ek ders görevinden sayılan veya ek ders görevinin yapılmış sayılacağı hâller bakımından ise bu Kararda belirlenen koşulların oluşması şarttır." düzenlemesine, "Ek ders görevini yapmayanlar" başlıklı 27. maddesinde, "Bu Karara göre zorunlu ek ders görevi verilenlerden, kabul edilebilir bir özrü olmaksızın bu görevini yerine getirmeyenler aslî görevlerini yapmamış sayılır." düzenlemesine yer verilmiştir.
 
Yukarıda anılan Milli Eğitim Bakanlığı Yönetici ve Öğretmenlerinin Ders ve Ek Ders Saatlerine İlişkin Kararın incelenmesinden; zorunlu ve isteğe bağlı olmak üzere iki tür ek ders görevi bulunduğu, isteğe bağlı ek ders görevinin ihtiyaca binaen talep halinde verilebileceği, zorunlu ek ders görevinin ise talep aranmaksızın verilebildiği, okul öncesi ve sınıf öğretmenlerinin haftada 18 saat aylık karşılığı ders okutmakla yükümlü oldukları, okul öncesi ve sınıf öğretmenlerinin aylık karşılığı ders görevinin dışında mevzuatına göre fiilen okuttukları her ders saatinin zorunlu ek ders görevi olduğu, zorunlu ek ders görevinin kabul edilebilir bir mazeret olmaksızın yerine getirilmemesinin aslî görevin yapılmamış sayılması anlamına geleceği, sınıf öğretmenlerinin isteğe bağlı ek ders talep etmelerinin mevzuat gereği mümkün olmadığı, okul öncesi ve sınıf öğretmenlerinin görevinin niteliği gereği okulda bulunma zorunluluklarının olduğu, dolayısıyla görevi başındaki bir sınıf öğretmeninin ek ders ücretini hak edeceği anlaşılmaktadır.
 
Bu durumda, sınıf öğretmeni olarak görev yapmakta iken, görevden uzaklaştırılan, akabinde kamu görevinden çıkarılan ve 12/07/2018 tarihinde OHAL İşlemleri İnceleme Komisyonu kararıyla görevine iade edilen davacının, görevde olsaydı talepte bulunduğu ek ders ücretlerini hak edecek hizmeti vereceği açık olup dava konusu işlemin ek ders ücreti ödenmemesine ilişkin kısmında da hukuka uygunluk, aksi yöndeki idare mahkemesi kararında ise hukuki isabet bulunmamaktadır.
 
Öte yandan, hukuka aykırılığı yargı kararı ile saptanan işlemler nedeniyle ilgililerin uğradıkları zararın tazmini Anayasa' nın 125. maddesi uyarınca zorunlu olduğundan hukuka aykırı işlem nedeniyle ödenmeyen ek ders ücretleri ile öğretim yılına hazırlık ödeneğinin idareye başvuru tarihinden itibaren hesaplanacak yasal faiziyle birlikte davacıya ödenmesi gerekmektedir.
 
Açıklanan nedenlerle, istinaf başvurusunun KABULÜ ile istinaf başvurusuna konu idare mahkemesi kararının KALDIRILMASINA; dava konusu işlemin İPTALİNE; işlem nedeniyle ödenmeyen ek ders ücretleri ile öğretim yılına hazırlık ödeneğinin idareye başvuru tarihinden itibaren hesaplanacak yasal faiziyle birlikte davacıya ödenmesine, aşağıda dökümü yapılan, mahkeme ve istinaf safhasına ait toplam 407,30 TL yargılama gideri ile Avukatlık Asgari Ücret Tarifesine göre belirlenen 1.700,00 TL avukatlık ücretinin davalı idareden alınarak davacıya verilmesine; mahkeme ve istinaf safhasında yatırılan posta gideri avansından artan miktarın ilgili tarafa iadesine, 2577 sayılı Kanunun değişik 45. maddesinin 6. fıkrası uyarınca kesin olarak 18/11/2020 tarihinde oyçokluğuyla karar verildi.
 
AYRIŞIK OY:
 
Doktrinde faiz, en genel anlamıyla; konusu bir miktar paranın ödenmesinden ibaret olan borçlarda, alacaklının bu paradan mahrum kaldığı zaman içinde meydana gelen zararına karşılık ödenmesi gereken ve oranı, alacağın türüne göre değişen bir bedel şeklinde tanımlanmaktadır.
 
Sözü edilen özelliği ile asıl alacağa bağlı fer’i bir alacak türü olan faiz alacağının doğması, asıl alacağın varlığına ve devamına bağlıdır.
 
Nitekim, asıl alacağa geç ulaşılması nedeniyle ortaya çıkan zararları karşılamak üzere, 3095 sayılı Kanuni Faiz ve Temerrüt Faizine İlişkin Kanun yürürlüğe konulmuştur.
 
Dolayısıyla, yasal faiz ile, asıl alacağa geç ulaşılması nedeniyle ortaya çıkan zararların karşılanmasının amaçlandığı açıktır.
 
Bu bağlamda, faizin, tesis edilen idari bir işlem nedeniyle malvarlığında azalma ya da elde edilecek gelir veyahut kardan mahrum kalma şeklinde zarara uğrayan kişiler yönünden, alacağa geç ulaşmalarının karşılığı olarak ödenen bir tazminat türü olarak tanımlanması mümkündür.
 
Öncelikle belirtmek gerekir ki, uyuşmazlık; bir idari işlemin mahkeme kararıyla iptal edilmesi ya da idarece hukuka aykırı bulunarak geri alınması nedeniyle uğranılan zararların tazmini istemi niteliğinde bir uyuşmazlık olmadığından, zararın aslı ya da ferilerinin tazminine ilişkin genel tazminat hukuku kurallarının işbu uyuşmazlıkta uygulanma imkanı bulunmamaktadır. Bu açıdan bakıldığında, uyuşmazlık; 7075 sayılı KHK hükümleriyle, görevine iade edilenlere ödenebilecek (ve ödenemeyecek) parasal hakların belirlenmesine ilişkindir.
 
Anılan KHK hükümleriyle de, göreve iade edilenlere ödenecek parasal haklar; "mali ve sosyal haklar"la sınırlandırılmıştır.
 
Esasen, sözü edilen KHK.nin 10. maddesindeki "...Bu kişiler, kamu görevinden çıkarılmalarından dolayı herhangi bir tazminat talebinde bulunamaz." şeklindeki sınırlayıcı kuralın, kişilerin gerçek zararının (özellikle yasal faiz açısından) giderilmesine engel oluşturduğu ileri sürülebilir ise de, sözü edilen hükmün Anayasaya aykırılığı nedeniyle Anayasa Mahkemesine başvurulmadıkça ve anılan Mahkemece sözü edilen hüküm iptal edilmedikçe, yargı merciilerince dikkate alınma zorunluluğu bulunduğunu vurgulamak gerekir.
 
Bu açıdan bakıldığında, davacıya kamu görevinden çıkarıldığı tarih ile göreve iade edildiği tarih arasındaki döneme ilişkin ek ders ücretleri ile öğretim yılına hazırlık ödeneğine yasal faiz uygulanması istemine gelince;
 
7075 sayılı Yasanın yukarıya alınan hükümleriyle, olağanüstü hal döneminde yürürlüğe konulan kanun hükmünde kararnamelerle kamu görevinden çıkarılan kişilerden Olağanüstü Hal İşlemleri İnceleme Komisyonunca göreve iade edilmesine karar verilenlere yönelik özel bir takım hükümler getirilmiş ve ilgililere yalnızca mali ve sosyal haklarının ödenmesi öngörülmüş, bunun dışında herhangi bir tazminat ödenmeyeceği açıkça ifade edilmiştir.
 
Kanun koyucu tarafından benimsenen duruma göre; ilgililerin kamu görevinden ayrı kaldığı süreye karşılık olmak üzere yalnızca "mali ve sosyal haklar"ın ödenmesi, bunun dışında maddi ya da manevi tazminat ayrımı yapılmaksızın herhangi bir tazminat ödenmemesi öngörülmüş olup, mali ve sosyal hak kapsamında bulunmayan yasal faiz isteminin, anılan KHK kapsamında ödenmesine hukuken olanak bulunmamaktadır.
 
Öte yandan, yukarıda açıklandığı üzere yasal faiz; gerçek zararın tazmini amacıyla getirilen bir tazminat türü olup, aktarılan 10. maddedeki kısıtlayıcı hüküm nedeniyle (ve anılan hüküm yürürlükte olduğu sürece) ilgilerin faiz istemine engel oluşturacağından, yasayla kısıtlanan bir tazminatın genel tazminat hukukundaki giderim yöntemleri kullanılarak ödenmesi de mümkün değildir.
 
Açıklanan nedenlerle, kamu görevinden çıkarıldığı tarih ile göreve iade edildiği tarih arasındaki döneme ilişkin ek ders ücretleri ile öğretim yılına hazırlık ödeneğine yasal faiz ödenmesi talebi yönünden davacının istinaf isteminin reddedilmesi gerektiği görüşüyle, aksi yöndeki çoğunluk kararının bu kısmına katılmıyorum. (¤¤)
 


Full & Egal Universal Law Academy