Ankara Bölge İdare Mahkemesi 6. İdari Dava Dairesi 2019/2427 Esas 2020/575 Karar
Karar Dilini Çevir:

Dairesi: 6. İdari Dava Dairesi
Esas No: 2019/2427
Karar No: 2020/575
Karar Tarihi: 23.06.2020



(2709 S. K. m. 36) (3194 S. K. m. 16, 32, 42, Geç. m. 16) (2863 S. K. m. 9) (2577 S. K. m. 45)
 
İSTEMİN ÖZETİ: Nevşehir ili, Ürgüp ilçesi, … Beldesinde bulunan mülkiyeti Maliye Hazinesi'ne ait 7717 sayılı parsel ile mülkiyeti davacıya ait 7718 sayılı parselde kayıtlı taşınmazlar üzerinde ruhsatsız inşaat yapıldığından bahisle, 3194 sayılı İmar Kanunu'nun 42. maddesi uyarınca "toplam 20.821,35 TL idari para cezası verilmesine" ve aynı Kanun'un 32. maddesi uyarınca "cezaya konu olan kaya oyma mekanların girişinin yöresel taş ile örülerek kapatılmasına, ruhsatsız inşaatlar ve diğer izinsiz uygulamaların doğal oluşumlara zarar vermeden kaldırılmasına'' ilişkin 07/11/2018 tarih ve 54 sayılı ... Belediye Encümeni Kararı'nın iptali istemiyle açılan davada; dava konusu ... Belediye Encümeni'nin 07/11/2018 tarih ve 54 sayılı Kararı'nın, "20.821,35 TL idari para cezası verilmesine" dair kısmının iptaline, "cezaya konu olan kaya oyma mekanların girişinin yöresel taş ile örülerek kapatılmasına, ruhsatsız inşaatlar ve diğer izinsiz uygulamaların doğal oluşumlara zarar vermeden kaldırılmasına" ilişkin kısmı yönünden ise davanın reddine ilişkin olarak Kayseri 2. İdare Mahkemesince verilen 03/07/2019 tarih ve E:2018/1014, K:2019/533 sayılı kararın; davacı tarafından esas yönünden, davalı idarece ise vekalet ücreti yönünden hukuka aykırı olduğu ileri sürülerek kaldırılması istenilmektedir.
 
DAVACININ SAVUNMASININ ÖZETİ: Savunma verilmemiştir.
 
DAVALI İDARENİN SAVUNMASININ ÖZETİ: Mahkeme kararında hukuka aykırılık bulunmadığı ileri sürülerek, istinaf başvurusunun reddi gerektiği savunulmuştur.
 
TÜRK MİLLETİ ADINA
 
Karar veren Ankara Bölge İdare Mahkemesi 6. İdari Dava Dairesince, 2577 sayılı Yasa'nın değişik 45. maddesi uyarınca dava dosyası incelenerek gereği görüşüldü:
 
Dava; Nevşehir ili, Ürgüp ilçesi, ... Beldesinde bulunan mülkiyeti Maliye Hazinesi'ne ait 7717 sayılı parsel ile mülkiyeti davacıya ait 7718 sayılı parselde kayıtlı taşınmazlar üzerinde ruhsatsız inşaat yapıldığından bahisle, 3194 sayılı İmar Kanunu'nun 42. maddesi uyarınca "toplam 20.821,35 TL idari para cezası verilmesine" ve aynı Kanun'un 32. maddesi uyarınca "cezaya konu olan kaya oyma mekanların girişinin yöresel taş ile örülerek kapatılmasına, ruhsatsız inşaatlar ve diğer izinsiz uygulamaların doğal oluşumlara zarar vermeden kaldırılmasına'' ilişkin 07/11/2018 tarih ve 54 sayılı ... Belediye Encümeni Kararı'nın iptali istemiyle açılmıştır.
 
İdare Mahkemesince; Nevşehir ili, Ürgüp ilçesi, ... Beldesinde bulunan mülkiyeti Maliye Hazinesi'ne ait 7717 sayılı parsel ile mülkiyeti davacıya ait 7718 sayılı parselde kayıtlı taşınmazlar üzerinde izinsiz ve ruhsatsız yapılaşma olduğu hususunun 06/11/2018 tarihli yapı tatil zaptı ile tespit edildiği, bu tespit üzerine 131 m² aykırılığa konu alan ve III. Sınıf A grubu yapılar için belirlenen miktar üzerinden temel para cezası hesaplandığı, bu para cezasına 3194 sayılı İmar Kanunu'nun 42. maddesinin (c) bendinin, 2, 6, 7, 8, ve 12 numaralı alt bentleri uyarınca artırım uygulanarak toplam 20.821,35 TL para cezası belirlenmesi ve dava konusu işlemin tesis edilmesi üzerine bakılmakta olan davanın açıldığı, olayda yerinde yaptırılan keşif ve bilirkişi incelemesi sonucunda düzenlenen rapor ile dosyada yer alan bilgi ve belgelerin birlikte değerlendirilmesinden, davalı idarece, dava konusu imalat ile ilgili olarak, yapının V. Sınıf D Grubu olarak belirlenmesi gerektiği halde III. Sınıf A Grubu yapı olarak belirlendiği, ayrıca yapıda etkilenen alanın 121,56 m² olması gerekirken idare tarafından 131 m² olarak ölçüldüğü anlaşıldığından, yanlış olarak belirlenen yapı inşaat alanı ve yapı sınıfı uyarınca temel para cezasının hesaplandığı görüldüğünden; dava konusu Encümen Kararı'nın, 3194 sayılı İmar Kanunu'nun 42. maddesi uyarınca 20.821,35 TL idari para cezası verilmesine ilişkin kısmının hukuka aykırı olduğu sonucuna varıldığı, diğer taraftan dava konusu yapının bulunduğu taşınmazın, kesin yapılaşma yasağına tabi yerde kaldığı, bu itibarla, yapı niteliği taşıyan ve ruhsata tabi olan ancak ilgili mevzuat uyarınca kesin yapılaşma yasağı bulunan alanda imal edilmek suretiyle ruhsata bağlanması mümkün olmayan yapı ile ilgili olarak tesis edilen, dava konusu Encümen Kararı'nın, 3194 sayılı İmar Kanunu'nun 32. maddesi uyarınca ''cezaya konu olan kaya oyma mekanların girişinin yöresel taş ile örülerek kapatılmasına, ruhsatsız inşaatlar ve diğer izinsiz uygulamaların doğal oluşumlara zarar vermeden kaldırılmasına'' ilişkin kısmının hukuka uygun olduğu, her ne kadar, davacı vekili tarafından, davaya konu yapı ile ilgili olarak 9JIS5PA0 nolu yapı kayıt belgesinin bulunduğu, yapı kayıt belgesinin iptaline ilişkin Nevşehir Tabiat Varlıkları Koruma Bölge Komisyonu kararı aleyhine dava ikame edildiği ve ilgili davanın sonucunun beklenmesi gerektiği, zira 3194 sayılı Yasa'nın geçici 16. maddesi uyarınca davanın iptal ile sonuçlanması halinde dava konusu işlemin hukuki dayanağının kalmayacağı iddia edilmişse de; 3194 sayılı Kanun'un 4.maddesinde, İmar Kanunu'nun özel kanunlara (2863 sayılı Kanun gibi)aykırı olmayan hükümlerinin uygulanacağının düzenlendiği, dolayısıyla 3194 sayılı Kanun'un geçici 16. maddesinin dava konusu yapıya uygulanamayacağı, uyuşmazlıkta, özel kanun olan 2863 sayılı Yasa'nın uygulanması gerektiği ve 2863 sayılı Yasa'nın 9. maddesi uyarınca dava konusu yapının kesin yapılaşma yasağına tabi yerde bulunduğu anlaşılmakla dava konusu yapının 3194 sayılı Yasa'nın geçici 16.maddesi kapsamında yapı kayıt belgesi alınarak korunmasının mümkün olmadığı, diğer taraftan 9JIS5PA0 nolu yapı kayıt belgesinin iptaline ilişkin Nevşehir Tabiat Varlıkları Koruma Bölge Komisyonu'nun 25.10.2018 tarih ve 1181 sayılı kararının iptali istemiyle Kayseri 2. İdare Mahkemesi'nin E:2018/1011 sayılı dosyası nezdinde açılan davada, Mahkeme'nin 03/04/2019 tarih ve K:2019/245 sayılı kararı ile "davanın reddine" karar verildiği gerekçesiyle dava konusu belediye encümeni kararının "para cezasına" ilişkin kısmının iptaline," kaya oyma mekanların girişinin yöresel taş ile örülerek kapatılmasına, ruhsatsız inşaatlar ve diğer izinsiz uygulamaların doğal oluşumlara zarar vermeden kaldırılmasına'' ilişkin kısmı yönünden davanın reddine karar verilmiştir.
 
Davacının istinaf dilekçesinde öne sürdüğü hususlar, İdare Mahkemesi kararının; dava konusu işlemin "kaya oyma mekanların girişinin yöresel taş ile örülerek kapatılmasına, ruhsatsız inşaatlar ve diğer izinsiz uygulamaların doğal oluşumlara zarar vermeden kaldırılmasına" ilişkin bölümüne yönelik olarak davanın reddi yolundaki kısmının kaldırılmasını gerektirir nitelikte görülmemiştir.
 
Uyuşmazlığın, dava konusu 07/11/2018 tarihli, 54 sayılı belediye encümeni kararının davacıya 20.821,35 TL para cezası verilmesine ilişkin kısmına gelince;
 
3194 sayılı İmar Kanunu'nun 5940 sayılı Kanunun 2. maddesi ile değişik “İdari Müeyyideler” başlıklı 42. maddesinde; “Bu maddede belirtilen ve imar mevzuatına aykırılık teşkil eden fiil ve hallerin tespit edildiği tarihten itibaren on iş günü içinde ilgili idare encümenince sorumlular hakkında, üstlenilen her bir sorumluluk için ayrı ayrı olarak bu maddede belirtilen idari müeyyideler uygulanır. Ruhsat alınmaksızın veya ruhsata, ruhsat eki etüt ve projelere veya imar mevzuatına aykırı olarak yapılan yapının sahibine, yapı müteahhidine veya aykırılığı altı iş günü içinde idareye bildirmeyen ilgili fenni mesullere yapının mülkiyet durumuna, bulunduğu alanın özelliğine, durumuna, niteliğine ve sınıfına, yerleşmeye ve çevreye etkisine, can ve mal emniyetini tehdit edip etmediğine ve aykırılığın büyüklüğüne göre, beşyüz Türk Lirasından az olmamak üzere, aşağıdaki şekilde hesaplanan idari para cezaları uygulanır:
 
a) Bakanlıkça belirlenen yapı sınıflarına ve gruplarına göre yapının inşaat alanı üzerinden hesaplanmak üzere, mevzuata aykırılığın her bir metrekaresi için;
 
1) I. sınıf A grubu yapılara üç, B grubu yapılara beş Türk Lirası,2) II. sınıf A grubu yapılara sekiz, B grubu yapılara onbir Türk Lirası,3) III. sınıf A grubu yapılara onsekiz, B grubu yapılara yirmi Türk Lirası,4) IV. sınıf A grubu yapılara yirmiüç, B grubu yapılara yirmibeş, Cgrubu yapılara otuzbir Türk Lirası,5) V. sınıf A grubu yapılara otuzsekiz, B grubu yapılara kırkaltı, C grubu yapılara elliiki, D grubu yapılara altmışüç Türk Lirası, idari para cezası verilir. Bu miktarlar her takvim yılı başından geçerli olmak üzere o yıl için 4/1/1961 tarihli ve 213 sayılı Vergi Usul Kanununun mükerrer 298 inci maddesi hükümleri uyarınca tespit ve ilan edilen yeniden değerleme oranında bir Türk Lirasının küsuru da dikkate alınmak suretiyle artırılarak uygulanır.
 
b) Mevzuata aykırılığı yapı inşaat alanı üzerinden hesaplanması mümkün olmayan, yapının cephelerini ve diğer yapı elemanlarını değiştiren veya yapı malzemesi için öngörülen gereklere aykırı bulunan uygulamalar için, Bakanlıkça yayımlanan ve aykırılığa konu imalatın tespiti tarihinde yürürlükte bulunan birim fiyat listesine göre ilgili idarece belirlenen bedelin % 20'si kadar idari para cezası verilir.
 
c) (a) ve (b) bentlerine göre cezalandırmayı gerektiren aykırılığa konu yapı;
 
1) Hisseli parselde diğer maliklerin muvafakati alınmaksızın yapılmış ise cezanın %30'u,
 
2) Kamuya veya başkasına ait bir parselde yapılmış ise cezanın % 40'ı,
 
3) Uygulama imar planında veya parselasyon planında "Kamu Tesisi Alanı veya Umumi Hizmet Alanı" olarak belirlenmiş bir alanda yapılmış ise cezanın % 60'ı,
 
4) Mevcut haliyle veya öngörülen bir afet tehlikesi karşısında can ve mal emniyetini tehdit ediyor ise cezanın % 100'ü,
 
5) Uygulama imar planı bulunan bir alanda yapılmış ise cezanın % 20'si,
 
6) Yapılaşmaya yasaklanmış bir alanda yapılmış ise cezanın % 80'i,
 
7) Özel kanunlar ile belirlenmiş özel imar rejimine tabi bir alanda yapılmış ise cezanın % 50'si,
 
8) Ruhsatsız ise cezanın % 180'i,
 
9) Ruhsatı hükümsüz hale gelmesine rağmen inşaatı sürdürülüyor ise cezanın % 50'si,
 
10) Yapı kullanma izin belgesi alınmış olmakla birlikte, ruhsat alınmaksızın yeni inşai faaliyete konu ise cezanın % 100'ü,
 
11) İnşai faaliyetleri tamamlanmış ve kullanılmıyor ise cezanın % 10'u,
 
12) İnşai faaliyetleri tamamlanmış ve kullanılıyor ise cezanın % 20'si,
 
13) Çevre ve görüntü kirliliğine sebebiyet veriyor ise cezanın % 20'si,
 
(a) ve (b) bentlerinde belirtilen şekilde tespit edilen para cezalarının miktarına göre ayrı ayrı hesap edilerek ilave olunur. Para cezalarına konu olan alanın hesaplanmasında, aykırılıktan etkilenen alan dikkate alınır....” hükümlerine yer verilmiştir.
 
Yukarıda yer verilen hükümlerin değerlendirilmesinden; ruhsatsız veya ruhsat ve eklerine aykırı olarak yapılan yapılar nedeniyle verilecek para cezası miktarının belirlenmesinde dikkate alınacak temel ölçütün; yapı sınıfı ve grubu ile ruhsatsız veya ruhsata aykırı imalat alanının varsa aykırılıktan etkilenen alanın katılması suretiyle bulunacak alan olduğu, temel ceza miktarı belirlendikten sonra maddede öngörülen arttırım sebeplerinin varlığı halinde arttırım sebeplerinin ayrı ayrı hesaplanacağı, bu nedenle, para cezası miktarının maddede öngörüldüğü şekilde belirlenebilmesi için öncelikle, ruhsatsız veya ruhsata aykırı yapı yapıldığının bir tutanakla tespitinin gerektiği, tutanakta; ruhsata aykırı ya da aykırılıktan etkilenen alanın yüzölçümü, inşaatın tamamlanıp tamamlanmadığı, kullanılıp kullanılmadığı gibi niteliği gereği yerinde tespiti gerektiren hususların açık bir şekilde belirtilmesinin gerektiği, yapının sınıf ve grubu, hisseli olup olmadığı, kamuya veya başkasına ait parselde yapılıp yapılmadığı gibi sonradan dosya üzerinde yapılacak inceleme ile anlaşılabilecek ve açıklığa kavuşturulacak hususların tutanakta yer almamasının işlemi kusurlandırmayacağı, yapının; mevcut haliyle veya öngörülen bir afet tehlikesi karşısında can ve mal emniyetini tehdit edip etmediği, çevre ve görüntü kirliliğine sebebiyet verip vermediği hususlarına ilişkin olarak somut tespitlerin, tutanakta veya para cezasına ilişkin işlemde belirtilmesinin gerektiği, bu tespitlerden sonra; yapı sınıfı ve grubu dikkate alınmak suretiyle maddede belirtilen miktar ile yapının alanının çarpılması sonucu temel ceza miktarının hesaplanacağı, bu miktar üzerinden; (c) bendinin alt bentlerinde belirtilen nedenlerin bulunması halinde ayrı ayrı arttırım oranlarının hesaplanması ve bunların toplamlarının alınması suretiyle toplam ceza miktarının bulunacağı ve bulunan bu miktarın belediye encümeni tarafından imar para cezası olarak verileceği anlaşılmaktadır.
 
İdare Mahkemesince yerinde yaptırılan keşif ve bilirkişi incelemesi sonucunda düzenlenen raporda; davalı idarece etkilenen alanın 131 m2 olarak belirlendiği, keşif esnasında yapılan ölçümler neticesinde ruhsatsız inşaat alanının 121,56 m2 olduğunun tespit edildiği, dolayısıyla idarenin mevzuata aykırı inşaat alanı hesabının hatalı olduğu, diğer taraftan dava konusu yapının V.sınıf D grubu olmasına karşın III. sınıf A grubu yapı olarak değerlendirildiği, bu kriterler esas alındığında toplam para cezası tutarının 64.745,71 TL olması gerekirken yapı sınıfı ve grubunun ve etkilenen alanın yanlış kabulü nedeniyle para cezasının 20.821,35 TL olarak hatalı tespit edildiği hususlarına yer verilmiş bulunmaktadır.
 
Anılan raporun esas alınması suretiyle İdare Mahkemesince; ruhsatsız yapının sınıfının ve grubunun hatalı belirlenmesinin temel cezayı etkileyen nitelikte olduğu dikkate alındığında, hatalı tespit üzerinden uygulanan idari para cezasında hukuka uyarlık bulunmadığı gerekçesiyle bu davanın konusu belediye encümeni kararının para cezasına ilişkin kısmının iptaline karar verilmiştir.
 
"Taleple bağlılık ilkesine" aykırı olarak Mahkeme yargısal denetim alanını davacının talebinden bağımsız olarak genişletemeyeceği gibi, ortaya çıkacak hukuki duruma nazaran davacı aleyhine bir sonuç doğuracak şekilde hüküm de kuramaz. "Aleyhe hüküm yasağı" olarak adlandırılan bu kural, Anayasa'nın 36. maddesinde ifadesini bulan hak arama hürriyetinin varlığını, diğer bir ifade ile, ilgililerin, ihlal edildiğini düşündükleri haklarını korumak amacıyla herhangi bir endişe taşımaksızın dava açabilmelerini sağlamaya yönelik bir araç niteliği taşımaktadır. Davacının menfaatinin, dava konusu işlemle belirlenen hukuki durumundan daha ağır biçimde ihlaline yol açacak şekilde karar verilmesi "aleyhe hüküm yasağı" kapsamındadır. Başka bir anlatımla, anayasal bir hak olan dava hakkını kullanan kişinin, bu hakkı kullanması nedeniyle, yargı kararı ile dava konusu işlemden daha ağır bir hukuki durumla karşı karşıya bırakılması söz konusu olamaz.
 
2577 sayılı Kanun'un 45. maddesinin fıkrasında; istinafın, temyizin şekil ve usullerine tabi olduğu bölge idare mahkemesinin ilk derece mahkemesinin kararını hukuka uygun bulursa istinaf başvurusunun reddine karar vereceği, ilk derece mahkemesi kararını hukuka uygun bulmadığı takdirde istinaf başvurusunun kabulü ile ilk derece mahkemesi kararının kaldırılması suretiyle yeniden bir karar vereceği belirtilmiştir.
 
Bu durumda, keşif ve bilirkişi incelemesi sonucu doğru yapı sınıfının ve grubunun esas alınması suretiyle tespit edilen para cezası miktarı dava konusu işlem ile verilen para cezası miktarından daha yüksek olduğundan, bilirkişi raporu esas alınarak dava konusu işlemin iptaline karar verilmesinin; davacının dava konusu işlemle belirlenen hukuki durumundan daha ağır biçimde menfaatinin ihlaline yol açacağı ve söz konusu durumun aleyhe hüküm yasağına aykırı olacağı açık olduğundan, Mahkeme kararında hukuki isabet bulunmamaktadır.
 
Diğer taraftan, davalı idarenin, davanın reddedilen kısmı nedeniyle Mahkemece lehlerine vekalet ücreti ödenmesine hükmedilmemiş olmasının hukuka aykırı olduğu ileri sürülerek Mahkeme kararının vekalet ücreti yönünden kaldırılmasına yönelik istinaf başvurusuna gelince;
 
Davalı idare vekilince savunma verilmemiş olmasına karşın 18/04/2019 tarihinde keşif mahallinde hazır bulunarak keşfe katıldığı dikkate alındığında, İdare Mahkemesince süresinde savunma verilmediği gerekçesiyle vekalet ücretine hükmedilmemesinde isabet görülmemiş olup, davanın reddi nedeniyle davalı idare lehine vekalet ücretine hükmedilmesi gerekmektedir.
 
Açıklanan nedenlerle, Kayseri 2. İdare Mahkemesince verilen 03/07/2019 tarih ve E:2018/1014, K:2019/533 sayılı kararın; dava konusu 07/11/2018 tarih ve 54 sayılı ... Belediye Encümeni Kararı'nın "kaya oyma mekanların yöresel taş ile örülerek kapatılmasına, ruhsatsız inşaatların ve diğer izinsiz uygulamaların doğal oluşumlarına zarar vermeden kaldırılmasına" ilişkin kısmı yönünden davanın reddine yönelik bölümü usul ve hukuka uygun olup kaldırılmasını gerektiren bir neden bulunmadığından davacının istinaf başvurusunun bu kısım yönünden REDDİNE, davacının istinaf başvurusunun "para cezası" yönünden KABULÜ ile; Mahkeme kararının dava konusu belediye encümeni kararının idari para cezasının iptaline ilişkin kısmının KALDIRILMASINA, 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu'nun 45/4. maddesi uyarınca yeniden yapılan inceleme sonucunda idari para cezasına yönelik olarak da davanın REDDİNE, aşağıda dökümü yapılan, mahkeme safhasına ait1.394,15 TL yargılama gideri ile davacının istinaf safhasında yapmış olduğu151,55TLyargılama giderinin davacı üzerinde bırakılmasına; davalının istinaf safhasında yapmış olduğu 151,55 TL yargılama gideri ile davalı idarenin istinaf başvurusunun kabulü ile; yürürlükteki Avukatlık Asgari Ücret Tarifesine göre 2,590,00 TL vekalet ücretinin davacı tarafından davalı idareye ödenmesine, fazladan yatırılan 44,40 TL karar harcının davacıya iadesine, posta gideri avansından artan miktarın istenilmesi halinde istinaf başvurusunda bulunana iadesine, 23/06/2020 tarihinde oybirliğiyle 2577 sayılı Yasa'nın değişik 45. maddesinin 6. fıkrası uyarınca kesin olarak karar verildi. (¤¤)


Full & Egal Universal Law Academy