Ankara Bölge İdare Mahkemesi 5. İdari Dava Dairesi 2020/1067 Esas 2020/781 Karar
Karar Dilini Çevir:

Dairesi: 5. İdari Dava Dairesi
Esas No: 2020/1067
Karar No: 2020/781
Karar Tarihi: 02.10.2020



(AİHS m. 6) (2709 S. K. m. 11, 36, 40) (2577 S. K. m. 7) (2942 S. K. Ek m. 1, Geç. m. 11)
 
İSTEMİN ÖZETİ: Ankara 12. İdare Mahkemesi'nce verilen 14/11/2019 günlü, E:2019/212, K:2019/2424 sayılı kararın; hukuka aykırı olduğu ileri sürülerek kaldırılması ve işin esası hakkında yeniden karar verilmesi istenilmektedir.
 
SAVUNMANIN ÖZETİ: Savunma verilmemiştir.
 
TÜRK MİLLETİ ADINA
 
Karar veren Ankara Bölge İdare Mahkemesi 5. İdari Dava Dairesince dava dosyası incelenerek gereği görüşüldü:
 
Dava, Ankara ili, Etimesgut ilçesi, ….. Mahallesi 46218 ada 1 parsel sayılı taşınmazın "ortaöğretim alanı" kullanımının "özel eğitim tesisleri alanı" kullanımına dönüştürülmesine ilişkin Yenimahalle Belediye Meclisinin 03.06.2016 gün ve 348 sayılı 1/1000 ölçekli uygulama imar planı değişikliği kararının onaylanmasına dair Ankara Büyükşehir Belediye Meclisinin 14.10.2016 gün ve 2045 sayılı kararının iptali istemiyle açılmış; İdare Mahkemesince, davacıların hissedarı oldukları 46218 ada 1 parsel, Ankara Büyükşehir Belediye Meclisinin 28.09.1995 gün ve 671 sayılı kararı ile onaylanan 1/1000 ölçekli Etimesgut Kuzeyi (Susuz) İlave İmar Planı ve bu planın uygulaması olan 85037 nolu parselasyon planı kapsamında "ortaöğretim alanı" kullanımına ayrılmış iken, Ankara Büyükşehir Belediye Meclisinin 16.03.2012 tarih ve 435 sayılı kararı uyarınca Yenimahalle Belediye Meclisi'nin 03.06.2016 gün ve 348 sayılı kararı ile uygun görülen ve Ankara Büyükşehir Belediye Meclisinin 14.10.2016 gün ve 2095 sayılı kararı ile onaylanan 1/1000 ölçekli Uygulama İmar Planı Değişikliği ile "özel eğitim tesisleri alanı" kullanımına dönüştürüldüğü, söz konusu plan değişikliğinin 16.11.2016 gün ve 29890 sayılı Resmi Gazete'de yayımlanarak bir ay süre ile askıya çıkarıldığı, askı süresi içerisinde herhangi bir itiraz olmaksızın 19.12.2016 tarihinde askıdan indirilerek kesinleştiği, davacıların bu süreç içerisinde dava konusu meclis kararına itirazları veya plan değişikliklerinin yapım ve askı süreçlerinde herhangi bir başvurularının bulunmadığı, planlama işlemlerinin davacılar hakkında menfaatlerini ihlal eden bir bireysel işlemle uygulanmaya başlandığından söz edilemeyeceği, davalı idareye yapılan başvurunun Kamulaştırma Kanunu kapsamında tazminat talebine ilişkin yapılmış bir başvuru olduğu, bu sebeple söz konusu başvuruya istinaden, ilgili taşınmazın imar durumuna ilişkin sürecin aktarıldığı 13.06.2018 tarih ve E.58887 sayılı büyükşehir belediye cevabı ile davalı belediyenin 13.06.2018 tarih ve 06616 sayılı cevap yazılarının, "1/1000 ölçekli uygulama imar planı değişikliğine" karşı dava açma süresini ihya edecek bir niteliğinin bulunmadığı, ayrıca davacıların davalı idarelere yeni bir plan değişikliği talebiyle başvurmamış olduğu ve dava açma süresini canlandıracak nitelikte bir uygulama işleminin de bulunmadığı hususları dikkate alındığında; genel düzenleyici niteliğindeki imar planı değişikliklerine karşı yukarıda belirtilen süreler geçtikten çok sonra açılan davanın süreaşımı nedeniyle esasını inceleme olanağı bulunmadığı gerekçesiyle davanın süre aşımı nedeniyle reddine karar verilmiş; bu karara karşı davacılar tarafından istinaf yoluna başvurulmuştur.
 
Türkiye Cumhuriyeti Anayasasının "Anayasanın bağlayıcılığı ve üstünlüğü" başlıklı 11. maddesinde; Anayasa hükümlerinin, yasama, yürütme ve yargı organlarını, idare makamlarını ve diğer kuruluş ve kişileri bağlayan temel hukuk kuralları olduğu ifade edilmiş; "Hak arama hürriyeti" başlıklı 36. maddesinde de "Herkes, meşru vasıta ve yollardan faydalanmak suretiyle yargı mercileri önünde davacı ve davalı olarak iddia ve savunma ile adil yargılanma hakkına sahiptir." hükmüne yer verilmiş; Anayasanın "Temel hak ve hürriyetlerin korunması" başlıklı 40. maddesine 4709 sayılı Kanunun 16. maddesiyle eklenen ikinci fıkrada ise "Devlet, işlemlerinde, ilgili kişilerin hangi kanun yolları ve mercilere başvuracağını ve sürelerini belirtmek zorundadır." kuralı yer almış, bu ek fıkranın gerekçesinde ise "Bireylerin yargı ya da idari makamlar önünde sonuna kadar haklarını arayabilmelerine kolaylık ve imkan sağlanması amaçlanmış, son derece dağınık mevzuat karşısında kanun yolu, mercii ve sürelerin belirtilmesi hak arama, hak ve hürriyetlerin korunması açısından zorunluluk haline gelmiştir." açıklaması yapılmıştır.
 
Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesinin (Sözleşme, AİHS) 6/1. maddesinde "Herkes davasının, medeni hak ve yükümlülükleriyle ilgili uyuşmazlıklar ya da cezai alanda kendisine yöneltilen suçlamaların esası konusunda karar verecek olan, yasayla kurulmuş, bağımsız ve tarafsız bir mahkeme tarafından, kamuya açık olarak ve makul bir süre içinde görülmesini isteme hakkına sahiptir." kuralı yer almıştır.
 
Avrupa İnsan Hakları Mahkemesinin 36533/04 başvuru numaralı Mesutoğlu-Türkiye kararında özetle; mahkemeye erişim hakkının mutlak olmadığını, bazı sınırlamalara tabi olabildiğini, bununla birlikte, getirilen kısıtlamaların, hakkın özünü ortadan kaldıracak ölçüde, kişinin mahkemeye erişimini engellememesi gerektiğini, mahkemeye erişim hakkına getirilen bu tür sınırlamaların ancak meşru bir amaç güdüldüğü takdirde ve hedeflenen amaç ile başvurulan araçlar arasında makul bir orantı olması halinde Sözleşmenin 6/1. maddesi ile bağdaşabileceğini, bu ilkelerden, dava açma hakkının doğal olarak yasayla belirlenen şartları olmakla birlikte, mahkemelerin yargılama usullerini uygularken bir yandan davanın hakkaniyetine halel getirecek kadar abartılı şekilcilikten, öte yandan, kanunla öngörülmüş olan usul şartlarının ortadan kalkmasına neden olacak kadar aşırı bir gevşeklikten kaçınmaları gerektiği belirtilmiştir.
 
2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu'nun 7. maddesinde; özel kanunlarda ayrı bir süre gösterilmeyen hallerde idare mahkemelerinde dava açma süresinin işlemin tebliğinden itibaren 60 gün olduğu, ilanı gereken düzenleyici işlemlerde dava açma süresinin, ilan tarihini izleyen günden itibaren başlayacağı,ancak bu işlemlerin uygulanması üzerine ilgililerin, düzenleyici işlem veya uygulanan işlem yahut her ikisi aleyhine birden dava açabilecekleri belirtilmiştir.
 
Dava dosyasının UYAP kayıtlarıyla birlikte incelenmesinden; davacılardan her biri tarafından, hisseli olarak malik oldukları Ankara İli, Etimesgut İlçesi, ..... Mahallesi 46218 ada, 1 parselde bulunan taşınmazın, imar planında "Ortaöğretim Alanı" olarak ayrılması ve böylelikle taşınmaz üzerindeki tasarruf hakkının kısıtlanmasına karşın kamulaştırma bedeli ödenmemesinden kaynaklı zararın tazmini istemiyle ayrı ayrı davalar açıldığı, (Ankara 11. İdare Mahkemesi E:2016/3193, E:2016/3147, Ankara 13. İdare Mahkemesi E:2015/3644) bu davalarda, 6745 sayılı Yatırımların Proje Bazında Desteklenmesi ile Bazı Kanun ve Kanun Hükmünde Kararnamelerde Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun'un 33 ve 34. maddeleri ile 2942 sayılı Kamulaştırma Kanunu'na eklenen ek madde 1 ve geçici 11. maddeler uyarınca kısıtlı taşınmazların kamulaştırılması veya kısıtlılığı kaldıracak şekilde imar planı değişikliği yapılması hususunda davalı idarelere beş yıllık bir sürenin tanındığından bahisle karar verilmesine yer olmadığına karar verildiği, bu kararların istinaf ve temyiz incelemelerinden geçerek kesinleşmesi üzerine davacılar tarafından, 25.05.2018 tarihli Resmi Gazete'de yayımlanan 28.03.2018 günlü E:2016/196, K:2018/34 sayılı Anayasa Mahkemesi kararıyla 2942 sayılı Kanuna eklenen geçici 11. maddenin iptal edildiğinden bahisle bu iptal kararı ile Kamulaştırma Yasasının Ek 1. maddesine göre yeniden başvuru ve dava hakları doğduğu belirtilerek Yenimahalle ilçesi idari sınırları içinde bulunan ve imar planında ortaöğretim (lise ve dengi okullar) alanı olarak ayrılan Ankara ili, Etimesgut ilçesi ..... Mahallesi 46218 ada 1 parsel sayılı taşınmazdaki hisselerine karşılık Kamulaştırma Kanunu'nun Ek 1. maddesi gereğince gerekli işlemlerin yapılmasının istendiği, aksi durumda idari yargıda tazminat davası açılacağını bildiren 06.06.2018 tarihli dilekçeyle Yenimahalle Belediye Başkanlığı, Ankara Büyükşehir Belediye Başkanlığı ve Milli Eğitim Bakanlığı'na başvurulduğu, bu başvuru üzerine Ankara Büyükşehir Belediye Başkanlığınca 13.06.2018 tarih ve E.58887 sayılı yazı ile, Yenimahalle Belediye Başkanlığınca ise 13.06.2018 tarih ve 06616 sayılı yazı ile cevap verildiği, bu cevaplarda; 46218 ada 1 parselin, Ankara Büyükşehir Belediye Meclisinin 28.09.1995 gün ve 671 sayılı kararı ile onaylanan 1/1000 ölçekli Etimesgut Kuzeyi (Susuz) İlave İmar Planı ve bu planın uygulaması olan 85037 nolu parselasyon planı kapsamında E:0.80 Hmaks: Serbest yapılaşma koşullarıyla "ortaöğretim alanı" kullanımında kaldığı, Ankara Büyükşehir Belediye Meclisinin 16.03.2012 tarih ve 435 sayılı kararı ile kamulaştırılmamış donatıların maliklerince kullanılabilmesi için plan tadilatının mümkün olduğu ve "özel" ibaresi getirilerek kullanımına imkan veren genel nazım imar plan notu oluşturulduğu, bu plan notu doğrultusunda hazırlanan 46218 ada 1 parselin E:0.80, Hmaks: Serbest yapılaşma koşulları aynen korunarak "özel eğitim tesisleri alanı" kullanımına dönüştürülmesine ilişkin 1/1000 ölçekli Uygulama İmar Planı Değişikliğinin Yenimahalle Belediye Meclisi'nin 03.06.2016 gün ve 348 sayılı kararı ile uygun görülerek, Ankara Büyükşehir Belediye Meclisinin 14.10.2016 gün ve 2095 sayılı kararı ile onaylandığı, onaylanan plan değişikliğinin 16.11.2016 gün ve 29890 sayılı Resmi Gazete'de yayımlanarak bir ay süre ile askıya çıkarıldığı, askı süresi içerisinde herhangi bir itiraz olmaksızın 19.12.2016 tarihinde askıdan indirilerek kesinleştiğinin bildirildiği, söz konusu cevapların tebliği üzerine davacılar tarafından, hissedarı oldukları Ankara ili, Etimesgut ilçesi, ..... Mahallesi 46218 ada 1 parselde bulunan taşınmazın 1/1000 ölçekli uygulama imar planında değişiklik yapılarak "ortaöğretim alanı" kullanımının "özel eğitim tesisleri alanı" kullanımına dönüştürülmesine ilişkin Yenimahalle Belediye Meclisinin 03.06.2016 gün ve 348 sayılı kararının onaylanmasına dair Ankara Büyükşehir Belediye Meclisi'nin 14/10/2016 tarih ve 2045 sayılı kararının iptali istemiyle bakılan davanın açıldığı anlaşılmaktadır.
 
İmar planlarının iptali istemiyle açılan davalarda askı ilan tarihine göre 60 günlük dava açma süresinde dava açılmamış olması halinde; imar planının uygulamaya konulması ile birlikte uygulama işlemi üzerine, işlem ile birlikte imar planına veya doğrudan işlemin dayanağı olan imar planına karşı yeniden dava açma hakkının bulunduğu ve bu aşamada dava açma süresinin uygulama işleminin süresine tabi olduğu kuşkusuzdur. Ancak imar planları üzerine tesis edilen işlemlerin imar planların uygulanmasına yönelik işlemler olup olmadığı yargısal içtihatlarla belirlenmekte olup, bu belirlemenin de yukarıda belirtilen temel hak ve hürriyetlere ilişkin ilkeler çerçevesinde yapılması gerekmektedir.
 
Uyuşmazlığa konu olayda; davacıların Kamulaştırma Kanunu'nun Ek 1.maddesi gereği taşınmazdaki kısıtlılığı kaldırılmasına yönelik yaptıkları 06.06.2018 tarihli başvurulara davalı idarelerce verilen 13.06.2018 tarihli cevaplar üzerine imar planında değişiklik yapılarak orta öğretim alanından özel eğitim tesisleri alanına dönüştüğünü öğrendikleri, dolayısıyla taşınmazdaki kısıtlılığın ortadan kaldırılmasına dayanak teşkil ettiği belirtilen imar planı değişikliğinden de bu suretle haberdar oldukları anlaşıldığından, kısıtlığının kaldırılmasına yönelik talebin reddi işleminin mahkemeye erişim hakkı kapsamında değerlendirilerek 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu'nu 7.maddesinin 4.fıkrasında belirtilen uygulama işlemi olduğu, dayanak düzenleyici işlemlere(imar planı değişiklikleri) karşı dava açma süresinin de buna göre belirlenmesi gerektiği sonucuna varılmıştır.
 
Bu durumda, taşınmazdaki kısıtlığının kaldırılması istemiyle yapılan başvurunun reddine yönelik 06.06.2018 tarihli işlemin tebliğinden itibaren, taşınmazdaki 1/1000 ölçekli uygulama imar planı değişikliğine yönelik Yenimahalle Belediye Meclisinin 03.06.2016 gün ve 348 sayılı kararının onaylanmasına dair Ankara Büyükşehir Belediye Meclisi'nin 14/10/2016 tarih ve 2045 sayılı kararının iptali istemiyle 20.07.2018 tarihinde açılan davanın süresinde olduğu anlaşıldığından, davanın süre aşımı nedeniyle reddi yolundaki idare mahkemesi kararında hukuki isabet görülmemiştir.
 
Açıklanan nedenlerle, davacıların istinaf başvurusunun kabulü ile davanın süre aşımı nedeniyle reddi yolunda Ankara 12. İdare Mahkemesi'nce verilen 14/11/2019 günlü, E:2019/212, K:2019/2424 sayılı kararın KALDIRILMASINA, yeniden karar verilmek üzere dava dosyasının mahkemesine geri gönderilmesine, mahkeme ve istinaf aşamalarına ait yargılama giderleri hakkında işin esası hakkında karar verileceğinden bu konuda karar verilmemesine, 2577 sayılı Yasanın 45. maddesinin 6. fıkrasına göre kesin olarak, 02/10/2020 tarihinde oybirliği ile karar verildi. (¤¤)


Full & Egal Universal Law Academy