Ankara Bölge İdare Mahkemesi 4. Vergi Dava Dairesi 2020/163 Esas 2020/768 Karar
Karar Dilini Çevir:

Dairesi: 4. Vergi Dava Dairesi
Esas No: 2020/163
Karar No: 2020/768
Karar Tarihi: 08.09.2020



İSTEMİN ÖZETİ: Davacı şirketin, müteahhit sıfatıyla yapımı üstlendiği Ankara İli, Yenimahalle İlçesi, .... Mahallesi, Ada:62658, Parsel:2 sayılı taşınmaza ilişkin olarak, "ruhsat harcı" altında ödediği toplam 54.105,54.-TL'nin vergilendirme hatası kapsamında iade edilmesi gerektiğinden bahisle, 18.02.2019 tarihli dilekçeyle davalı idareye yaptığı ve şikayet başvurusunun reddedilmesine ilişkin 06.05.2019 tarih ve E.33791 sayılı davalı idare işleminin iptali istemiyle açılan davada; olayda; ihtilaflı harcın nedeni olan yapının Ankara İli, Yenimahalle İlçesi, .... Mahallesi, Ada:62658, Parsel:2 sayılı taşınmazda inşa edildiği, anılan taşınmazın da 5216 sayılı Kanun uyarınca köy statüsünden mahalle statüsüne dönüşen alanlar kapsamında kaldığı, dolayısıyla söz konusu taşınmazın da 6360 sayılı Kanunun geçici 1. maddesinin on beşinci fıkrasında sayılan vergilerden ve 2464 sayılı Kanun uyarınca alınacak tüm vergi, harç ve katılım paylarından müstesna olduğu, buna göre 2464 sayılı Kanuna uyarınca alınması gereken harçlardan müstesna olan taşımaza yönelik olarak davalı idarece davacıdan, 2464 sayılı Kanun uyarınca alınan harçların tahsil edilmesinin, 213 sayılı Kanun'da öngörülen vergilendirme hatalarından verginin mevzunda hatayı oluşturduğu, bu durumda; Ankara İli, Yenimahalle İlçesi, .... Mahallesi, Ada:62658, Parsel:2 sayılı taşınmazda inşa edilecek yapıya ilişkin olarak, davalı idarece davacıdan 2464 sayılı Kanun uyarınca toplam 54.105,54.-TL tutarında harç alınmasında ve söz konusu harçların iadesine yönelik olarak yapılan düzeltme ve şikayet başvurusunun reddine dair dava konusu davalı idare işleminde hukuka uygunluk bulunmadığı, diğer taraftan davalı idare vekilince her ne kadar 6360 sayılı Kanun'un geçici 1. maddesinin Anayasa aykırı olduğu ileri sürülerek anılan maddesinin iptali istemiyle Anayasa Mahkemesine başvurulması istenilmiş ise de, davalı idare vekilin bu itirazı, anılan maddenin tamamının uyuşmazlık konusu olayda uygulanacak bir madde olmadığı, anılan maddenin dava konusu olayda uygulanan on beşinci fıkrasının son cümlesinin de, yürürlükten kaldırılmış olduğu dikkate alınarak ciddi görülmediği, faizin, paranın sahibinden başkası tarafından kullanılmasının sahibine verilmiş olduğu zararının karşılığı yani, tazminat olduğu, bu nedenle, iade edilecek ruhsat harcına davacının talebi doğrultusunda düzeltme başvurusu tarihinden itibaren yasal faiz hesaplanması gerektiği gerekçesiyle, dava konusu işlemin iptaline ve ihtilafa konu ruhsat harcının 18.02.2019 tarihinden itibaren hesaplanacak faiziyle birlikte davacıya iadesine dair Ankara 1. Vergi Mahkemesinin 30/10/2019 gün ve E:2019/619, K:2019/1151 sayılı kararının; hukuka aykırı olduğu ileri sürülerek kaldırılması istenilmektedir.
 
SAVUNMANINÖZETİ: Savunma verilmemiştir.
 
TÜRK MİLLETİ ADINA
 
Hüküm veren Ankara 4. Vergi Dava Dairesince işin gereği görüşüldü:
 
Dayandığı hukuki ve kanuni nedenlerle gerekçesi yukarıda açıklanmış bulunan Ankara 1. Vergi Mahkemesince verilen 30/10/2019 gün ve E:2019/619, K:2019/1151 sayılı karar, aynı gerekçe ve nedenlerle Dairemizce de uygun görülmüş olup, dilekçede ileri sürülen iddialar anılan kararın kaldırılmasını sağlayacak durumda bulunmadığından istinaf isteminin reddine, istinaf edenden 54,40-TL maktu karar harcı alınmasına, harcın tahsili için mahkemesince ilgi vergi dairesi müdürlüğüne müzekkere yazılmasına, istinaf aşamasında yapılan yargılama giderlerinin istinaf eden üzerinde bırakılmasına, posta gideri avansından artan miktar ile AB 2020 seri nolu, 5283 sıra nolu sayman mutemedi alındısıyla tahsil edilen 113,30.-TL İstinaf YD Harcının istinaf isteminde bulunana iadesine, kesin olarak 08/09/2020 gününde oyçokluğuyla karar verildi.
 
AZLIK OYU
 
08/012/1981 tarih ve 17538 sayılı Resmi Gazetede yayımlanan Büyük Şehirlerin Yakın Çevresindeki Yerleşim Yerlerinin Anabelediyelere Bağlanmaları Hakkında Kanun'nun 2. ve 3. maddelerindeki hükümlerle, belirtilen tarih itibariyle yerleşim alanı ve mahalli hizmet sunumu bakımından büyüyen ve nufusu 300.000.'i aşan belediyelere, etrafındaki belediyelerin ve köylerin tüzel kişiliğine son verilerek bağlanması ve bu bağlantının mahiyetini belirlemek konularında Bakanlar Kuruluna yetki verilmiş ve 7. maddesiyle, yeni sınır tespitinin 1580 sayılı Kanunun 5. maddesinin (b) bendine göre yapılacağı, 17. maddesiyle de bu Kanuna göre yapılacak uygulamaların 31/12/1982 tarihine kadar tamamlanacağı hükme bağlanmıştır.
 
30/Aralık/1982 tarih ve 17914 sayılı Resmi Gazete'de yukarda anılan Kanun hükümlerine dayanılarak yayımlanan 24/12/1982 tarih ve 8/5841 sayılı Bakanlar Kurulu Kararı ile Ankara (İl) Belediyesi'ne bazı köylerin bağlandığı ve Ankara Belediye sınırının karar ekinde yayınlanan krokide kadastrol nirengi noktaları ve mevkileri belirtilmek suretiyle yeniden belirlendiği ve bu sınırın önceki köy ve belediye sınırlarının yer yer takip ettiğinin açıklandığı ve böylece, dolaylı olarak köy tüzel kişiliği kaldırılmayan bazı köy ve belediyeye ait alanların da Ankara Belediye sınırlarına alınmış olduğunun belirtilmiş olduğu görülmektedir.
 
Dava konusu olayda da, davalı idarece (Yapı Denetim ve Ruhsat Şube Müdürlüğü'nün 22/10/2019 tarih ve 111292 sayılı yazısıyla), Ankara Belediyesi ile .... Köy sınırının, 23/07/2004 tarih ve 25531 sayılı Resmi Gazetede yayımlanan 5216 sayılı Büyükşehir Belediyesi Kanunu'ndan çok önce değiştiği ve söz konusu parsellerin, .... Köy Tüzel Kişiliği devam ederken 24/12/1982 tarih ve 8/5841 sayılı Bakanlar Kurulu Kararı ile belirlenen Ankara Belediyesi sınırına göre, .... Köyü sınırları dışına alındığı ve Ankara Belediyesi sınırlarına dahil edildiği iddia edilmekte ve 5216 ve 6360 sayılı Kanunların kapsamında yerlerden olmadığı iddia edilmektedir.
 
Bu durumda, her ne kadar davalı idarece, anılan Bakanlar Kurulu Kararına göre Kadastro Uzmanınca ihtilaflı parsel bazında hazırlanmış bir harita ve rapor dosyaya sunulmamış ise de, ilk derece mahkemesince, söz konusu 62658 ada, 2 numaralı parselin 5216 ve 6360 sayılı Kanunlarla ortaya çıkan sınır değişikliğinden etkilenmediklerine, bu Kanunların yürürlük tarihinden çok önce .... sınırlarından çıkartıldıkları Ankara Belediyesi sınırlarına dahil edilmiş durumda olduklarına dair iddiasının, gerekirse keşifte yapılmak suretiyle Kadastro bilirkişinden konuyla ilgili rapor alınmak suretiyle araştırılması ve sonucuna göre karar verilmesi gerektiği görüşüyle çoğunluk kararına katılmıyorum. (¤¤)


Full & Egal Universal Law Academy