Ankara Bölge İdare Mahkemesi 4. İdari Dava Dairesi 2020/2494 Esas 2020/2938 Karar
Karar Dilini Çevir:

Dairesi: 4. İdari Dava Dairesi
Esas No: 2020/2494
Karar No: 2020/2938
Karar Tarihi: 20.11.2020



İSTEMİN ÖZETİ: Bolu İdare Mahkemesi'nce dava konusu işlemin iptali ve dava konusu işlem nedeniyle yoksun kaldığı parasal haklarının yasal faiziyle birlikte davalı idarece davacıya ödenmesi yönünde verilen 09/07/2020 gün ve E:2019/629, K:2020/422 sayılı kararın; davalı idare vekilince, davacı hakkında üniversite güvenlik soruşturması ve arşiv araştırması değerlendirme komisyonunca yapılan inceleme sonucunda iltisakı ve irtibatı bulunduğuna dair kesin bulgulara ulaşılamamakla birlikte konunun üniversite yönetim kurulunda görüşülmesine karar verildiği, yönetim kurulunun da davacının talebinin uygun olmadığı yönünde karar verdiği, davacının 657 sayılı Devlet Memurları Kanununun 48/A-8. maddesindeki şartları taşımadığı ve dava konusu işlemde hukuka aykırılık bulunmadığı ileri sürülerek kaldırılması istenilmektedir.
 
SAVUNMANIN ÖZETİ: Mahkeme kararında hukuka aykırılık bulunmadığı savunularak talebin reddine karar verilmesi istenilmektedir.
 
TÜRK MİLLETİ ADINA
 
Hüküm veren Ankara Bölge İdare Mahkemesi 4. İdari Dava Dairesince, 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunun 45. maddesi uyarınca dava dosyası incelenerek işin gereği görüşülüp düşünüldü:
 
Dava; Bolu Abant İzzet Baysal Üniversitesi Mühendislik Fakültesi Elektrik-Elektronik Mühendisliği Bölümü Elektrik Tesisleri Anabilim Dalında 2547 sayılı Kanunun 50/d maddesi kapsamında görev yapan davacı tarafından, aynı Kanuna eklenen geçici 78.madde uyarınca statüsünün 33/a maddesine geçirilmesi yönünde yapmış olduğu başvurusunun reddine yönelik Bolu Abant İzzet Baysal Üniversitesi Personel Daire Başkanlığı'nın 25.06.2019 tarih ve E.38000 sayılı işleminin iptali ile yoksun kaldığı parasal hakların yasal faiziyle birlikte ödenmesi istemiyle açılmıştır.
 
İdare Mahkemesince, her ne kadar dava konusu işlemde açıkça belirtilmemiş ise de, davacının beyanları ile davalı idarece sunulan savunma eki bilgi ve belgelerin birlikte irdelenmesinden; davacı tarafından yapılan 2547 sayılı Kanunu'nun 33/a maddesi kapsamına alınmasına ilişkin başvurusunun güvenlik soruşturması ve arşiv araştırması sonucunun değerlendirilmesi üzerine reddedildiği anlaşılmakta olup, davacının hakkında Bolu Valiliği İl Emniyet Müdürlüğü'nün 11.07.2017 tarih ve 4533 sayılı yazısıyla "...OHAL kapsamında çıkarılan KHK ile kapatılan, FETÖ/PDY terör örgütüne müzahir eğitim kurumlarında eğitim gördüğü ve adı geçen kurumların çalışanı olduğu" yönünde cevap verildiğinin görüldüğü, gerek Bolu Abant İzzet Baysal Üniversitesi Güvenlik Soruşturması ve Arşiv Araştırması Değerlendirme Komisyonu tarafından gerekse de Mahkemece yapılan ara kararlarıyla Gazi Üniversitesi, Ankara Cumhuriyet Başsavcılığı ve Bolu İl Emniyet Müdürlüğü'nden örgütlü suçlar bilgi bankasından da sorgulanmak suretiyle davacı hakkında herhangi bir terör örgütüne veya MGK'ca Devletin milli güvenliğine karşı faaliyette bulunduğuna karar verilen yapı, şirket, oluşum veya gruplara üyeliği, mensubiyeti veya iltisakı yahut bunlarla irtibatı olup olmadığının sorulduğu, gönderilen bilgi ve belgelere göre davacı hakkında herhangi bir adli veya idari işlem kaydına rastlanılmadığının bildirildiği, ayrıca davacıya ait Sosyal Güvenlik Kurumu hizmet dökümünün incelenmesinden FETÖ/PDY terör örgütüne ait herhangi bir kurumda çalışması karşılığında adına sigorta primi yatırılmadığı, buna göre, davalı idarenin Güvenlik Soruşturması ve Arşiv Araştırması Değerlendirme Komisyonu tarafından, davacının atanmasını engelleyecek yıkıcı, bölücü örgüt ile ilgili üyeliği, irtibatı, iltisakı olduğuna dair şüpheden uzak, kesin bulgulara ulaşılamadığının belirtildiği gibi Mahkeme ara kararına verilen cevaplardan da anlaşıldığı üzere davacı hakkında açılan ve devam eden bir soruşturma veya kovuşturma bulunmadığı ve davacının 2547 sayılı Yükseköğretim Kanunu'nun 50/d maddesi uyarınca araştırma görevlisi olarak görev yapmakta iken 2547 sayılı Kanunu'nun 33/a maddesi kapsamında atanmamasını haklı kılacak mahiyette bir bilgi ve belgenin de dosyaya sunulmadığı, bu durumda, davacı hakkında yapılan güvenlik soruşturması ve arşiv araştırmasının yasal dayanağı olan 657 sayılı Kanun'un 48. maddesinin birinci fıkrasının (A) bendine eklenen (8) numaralı alt bendinde yer alan güvenlik soruşturması ve arşiv araştırması yapılması gerektiğine ilişkin düzenlemenin, Anayasaya ve hukuka aykırı olduğu hususunun Anayasa Mahkemesi kararıyla ortaya konularak iptal edilmesinin yanı sıra davacının 2547 sayılı Yükseköğretim Kanunu'nun 50/d maddesi uyarınca araştırma görevlisi olarak görev yapmakta iken 2547 sayılı Kanunu'nun 33/a maddesi kapsamında atanmamasını haklı kılacak mahiyette bir bilgi ve belgenin de dosyaya sunulmadığı anlaşılmakla, davacının 2547 sayılı Yükseköğretim Kanunu'nun 50/d maddesi uyarınca araştırma görevlisi olarak görev yapmakta iken 2547 sayılı Kanunu'nun 33/a maddesi kapsamında atanma istemiyle yaptığı başvurusunun yapılan güvenlik soruşturması ve arşiv araştırması sonucu nedeniyle reddine ilişkin dava konusu işlemde hukuka uyarlık bulunmadığı gerekçesiyle dava konusu işlemin iptaline, diğer taraftan; Anayasanın 125. maddesinin son fıkrasında, idarenin kendi eylem ve işlemlerinden doğan zararı ödemekle yükümlü olduğu kurala bağlandığından, hukuka aykırılığı saptanan dava konusu işlem nedeniyle, davacının yoksun kaldığı parasal hakları varsa dava tarihi olan 07.08.2019 tarihinden itibaren işletilecek yasal faiziyle birlikte davalı idarece davacıya ödenmesine karar verilmiştir.
 
27.11.2016 tarih ve 29872 sayılı Resmi Gazete'de yayımlanarak yürürlüğe giren 676 sayılı Kanun Hükmünde Kararname'nin 74. maddesi ile 657 sayılı Devlet Memurları Kanunu'nun Devlet memurluğuna alınacaklarda genel ve özel şartları düzenleyen 48. maddesinin birinci fıkrasının (A) bendine eklenen (8) numaralı alt bendinde "güvenlik soruşturması ve/veya arşiv araştırması yapılmış olmak" hükmüne yer verilmiş olup, anılan düzenleme 08.03.2018 tarih ve 30354 (mükerrer) sayılı Resmi Gazete'de yayımlanarak yürürlüğe giren 7070 sayılı Olağanüstü Hal Kapsamında Bazı Düzenlemeler Yapılması Hakkında Kanun Hükmünde Kararnamenin Değiştirilerek Kabul Edilmesine Dair Kanun'un 60. maddesiyle yasalaşmıştır.
 
Yukarıda anılan yasa hükmü ile devlet memurluğuna alımlarda güvenlik soruşturması ve/veya arşiv araştırması yapılması zorunlu hale getirilerek, hakkında yapılan güvenlik soruşturması veya arşiv araştırması olumsuz sonuçlananların devlet memurluğuna girişi engellenmiştir.
 
Ancak, 657 sayılı Devlet Memurları Kanunu'nun devlet memurluğuna alınacaklarda genel ve özel şartları düzenleyen 48. maddesinin birinci fıkrasının (A) bendine eklenen (8) numaralı alt bendinin Anayasaya aykırı olduğu gerekçesiyle açılan iptal davasında, Anayasa Mahkemesi'nin 24.07.2019 gün ve E:2018/73; K: 2019/65 sayılı kararı ile, "...Bu bağlamda güvenlik soruşturması ve arşiv araştırmasıyla elde edilen veriler kişisel veri niteliğindedir. Kuralla güvenlik soruşturması ve arşiv araştırması kapsamında kamu mercileri tarafından özel yaşamı ile ilgili sorular sorulması da dâhil olmak üzere bir bireyin özel hayatı, iş ve sosyal yaşamıyla ilgili bilgilerinin alınması, kaydedilmesi ve kullanılması özel hayata saygı hakkına sınırlama niteliğindedir.
 
Anayasa'nın 129. maddesinin birinci fıkrasında memurlar ve kamu görevlilerinin Anayasa ve kanunlara sadık kalarak faaliyette bulunma yükümlülükleri düzenlenmiştir. Belirtilen hususlar gözetilerek kamu görevlerine atanacak kişiler bakımından birtakım şartlar getirilmesi doğaldır. Bu şekilde aranan nitelikler kamu hizmetinin etkin ve sağlıklı bir biçimde yürütülmesi amacına yöneliktir. Dolayısıyla kamu görevine atanmadan önce kişilerin güvenlik soruşturması ve arşiv araştırmasının yapılmasını öngören kural kanun koyucunun takdir yetkisindedir. Ancak bu alanda düzenleme getiren kuralların kamu makamlarına hangi koşullarda ve hangi sınırlar içinde tedbirler uygulama ve özel hayatın gizliliğine yönelik müdahalelerde bulunma yetkisi verildiğini yeterince açık olarak göstermesi ve olası kötüye kullanmalara karşı yeterli güvenceleri sağlaması gerekir.
 
Kuralda güvenlik soruşturması ve/veya arşiv araştırması yapılması memurluğa alımlarda genel şartlar arasında sayılmasına karşın güvenlik soruşturmasına ve arşiv araştırmasına konu edilecek bilgi ve belgelerin neler olduğuna, bu bilgilerin ne şekilde kullanılacağına, hangi mercilerin soruşturma ve araştırmayı yapacağına ilişkin herhangi bir düzenleme yapılmamıştır. Diğer bir ifadeyle güvenlik soruşturması ve arşiv araştırmasının yapılmasına ve elde edilecek verilen kullanılmasına ilişkin temel ilkeler belirlenmeksizin kuralla sadece güvenlik soruşturması ve arşiv araştırması yapılması devlet memurluğuna alımlarda aranacak şartlar arasında sayılmıştır.
 
Güvenlik soruşturması ve arşiv araştırması sonucunda Devlet memurluğuna atanmada esas alınacak kişisel veri niteliğindeki bilgilerin alınmasına, kullanılmasına ve işlenmesine yönelik güvenceler ve temel ilkeler kanunla belirlenmeksizin bunların alınmasına ve kullanılmasına izin verilmesi Anayasa’nın 13. (Temel Hak ve Hürriyetlerin Sınırlanması), 20. (Özel Hayatın Gizliliği) ve 128. (Kamu Hizmeti Görevlileriyle İlgili Genel İlkeler) maddeleriyle bağdaşmamaktadır... " gerekçesiyle 657 sayılı Devlet Memurları Kanunu'nun 48. maddesinin birinci fıkrasının (A) bendine eklenen (8) numaralı alt bendinin iptaline karar verilmiş, söz konusu karar 29/11/2019 gün ve 30963 sayılı Resmi Gazete'de yayımlanarak yürürlüğe girmiştir.
 
Anayasa Mahkemesi, işin kendisine gelişinden başlamak üzere beş ay içinde kararını verir ve açıklar. Bu süre içinde karar verilmezse mahkeme davayı yürürlükteki kanun hükümlerine göre sonuçlandırır. Ancak, Anayasa Mahkemesinin kararı, esas hakkındaki karar kesinleşinceye kadar gelirse, mahkeme buna uymak zorundadır..." hükmüne yer verilmiştir.
 
Yine Anayasanın "Anayasa Mahkemesinin Kararları" başlıklı 153. maddesinde, "Anayasa Mahkemesinin kararları kesindir. İptal kararları gerekçesi yazılmadan açıklanamaz.
 
Anayasa Mahkemesi bir kanun veya kanun hükmünde kararnamenin tamamını veya bir hükmünü iptal ederken, kanun koyucu gibi hareketle, yeni bir uygulamaya yol açacak biçimde hüküm tesis edemez.
 
Kanun, kanun hükmünde kararname veya Türkiye Büyük Millet Meclisi İçtüzüğü ya da bunların hükümleri, iptal kararlarının Resmi Gazete'de yayımlandığı tarihte yürürlükten kalkar. Gereken hallerde Anayasa Mahkemesi iptal hükmünün yürürlüğe gireceği tarihi ayrıca kararlaştırabilir. Bu tarih, kararın Resmi Gazete'de yayımlandığı günden başlayarak bir yılı geçemez.
 
İptal kararının yürürlüğe girişinin ertelendiği durumlarda, Türkiye Büyük Millet Meclisi, iptal kararının ortaya çıkardığı hukuki boşluğu dolduracak kanun tasarı veya teklifini öncelikle görüşüp karara bağlar.
 
İptal kararları geriye yürümez.
 
Anayasa Mahkemesi kararları Resmi Gazete'de hemen yayımlanır ve yasama, yürütme ve yargı organlarını, idare makamlarını, gerçek ve tüzel kişileri bağlar." hükmüne yer verilmiştir.
 
Yukarıda yer verilen Anayasa hükümleri birlikte değerlendirildiğinde, bir Kanun ya da Kanun Hükmünde Kararnamenin uygulanması niteliğindeki idari işlemlerin iptali istemiyle dava açmak durumunda kalan ve Anayasanın 152. maddesi uyarınca itiraz yoluyla Anayasa Mahkemesine başvurulmasını isteme hakkına sahip olan kişilerin, hak veya menfaatlerini ihlal eden kuralın iptal davası veya itiraz yoluyla daha önce yapılan başvuru sonucunda Anayasa Mahkemesince iptal edilmiş olması halinde iptal hükmünün hukuki sonuçlarından yararlanmaları gerekeceği açıktır. Bir diğer ifadeyle Anayasa Mahkemesinin verdiği ve Resmi Gazete'de yayımlanarak yürürlüğe giren iptal kararları, bu karardan önce açılmış bulunan ve bakılmakta olan davalarda uygulanabilecektir.
 
Dava dosyasının incelenmesinden, Bolu Abant İzzet Baysal Üniversitesi Mühendislik Fakültesi Elektrik-Elektronik Mühendisliği Bölümü Elektrik Tesisleri Anabilim Dalında 2547 sayılı Kanunun 50/d maddesi kapsamında görev yapmakta olan davacının, öğretim üyesi yetiştirme programı kapsamında 2547 sayılı Yükseköğretim Kanunu'nun 33/a maddesi uyarınca atamasının yapıldığı, 01.09.2016 tarihinde Resmi Gazete'de yayınlanan 674 sayılı Kanun Hükmünde Kararnamenin 49. maddesi uyarınca Yükseköğretim Kanunu'nun 33/a maddesi kapsamında görev yapan araştırma görevlilerinin statüsünün 2547 sayılı Yükseköğretim Kanunu'nun 50/d maddesinde belirlenen statüye dönüştürüldüğü, daha sonrasında ise 2547 sayılı Kanuna 11.05.2018 tarihinde eklenen geçici 78. madde uyarınca kadro statüsünün Yükseköğretim Kanunu'nun 33/a maddesi kapsamına dönüştürülme hakkı getirildiği, davacının getirilen bu hak çerçevesinde 2547 sayılı Kanunu'nun 33/a maddesi kapsamında atanma istemiyle başvuruda bulunması sonucunda Güvenlik Soruşturması ve Arşiv Araştırması Değerlendirme Komisyonu tarafından davacının atanmasını engelleyecek yıkıcı, bölücü örgüt ile ilgili üyeliği, irtibatı, iltisakı olduğuna dair şüpheden uzak, kesin bulgulara ulaşılamamakla birlikte, konunun Üniversite Yönetim Kurulunda görüşülmesine karar verildiği, Yönetim Kurulu'nun 14.06.2019 tarih ve 22 sayılı kararıyla davacının atanmasının uygun olmadığı yönünde karar verildikten sonra dava konusu işlemin tesis edildiği ve davacıya tebliği üzerine de bakılan davanın açıldığı anlaşılmaktadır.
 
Bakılan davanın konusu olan idari işlemin, davacının 657 sayılı Kanun'un 48. maddesinin birinci fıkrasının (A) bendine eklenen (8) numaralı alt bendi uyarınca hakkında yapılan güvenlik soruşturması ve arşiv araştırmasının olumsuz sonuçlanması nedeniyle davalı idare bünyesinde 2547 sayılı Kanunun 50/d maddesinden 33/a maddesi kapsamına geçirilmemesine ilişkin olduğu, dolayısıyla dava konusu işlemin sebep unsurunun davacı hakkında yapılan güvenlik soruşturmasının olumsuz sonuçlanması olduğu, işbu dava konusu işlemin iptali istemiyle açılan davada yargılama devam ederken, davacı hakkında güvenlik soruşturması yapılmasının dayanağını oluşturan 657 sayılı Kanun'un 48. maddesinin birinci fıkrasının (A) bendine eklenen (8) numaralı alt bendinin, Anayasaya aykırı olduğu gerekçesiyle iptali yönünde verilen 24.07.2019 gün ve E:2018/73; K:2019/65 sayılı Anayasa Mahkemesi kararının 29/11/2019 gün ve 30963 sayılı Resmi Gazete'de yayımlanarak yürürlüğe girdiği, bu itibarla söz konusu iptal kararından önce 07/08/2019 tarihinde açılan bu davanın çözümünde, yukarıda yer verilen Anayasa hükümleri ve yapılan açıklamalar çerçevesinde, Anayasa Mahkemesinin anılan iptal kararının bağlayıcı olduğu ve uygulanması gerektiği tartışmasızdır.
 
Bu durumda, dava konusu işlemin yasal dayanağı olan 657 sayılı Kanun'un 48. maddesinin birinci fıkrasının (A) bendine eklenen (8) numaralı alt bendinde yer alan Devlet memurluğuna alımlarda güvenlik soruşturması ve arşiv araştırması yapılması gerektiğine ilişkin düzenlemenin, Anayasaya ve hukuka aykırı olduğu hususunun Anayasa Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararı ile ortaya konularak iptal edilmesi karşısında, davacının güvenlik soruşturması ve arşiv araştırmasının olumsuz sonuçlandığı gerekçesiyle davalı idare bünyesinde 2547 sayılı Kanunun 50/d maddesinden 33/a maddesi kapsamına geçirilmemesine ilişkin işlemde sebep unsuru yönünden hukuka uyarlık bulunmadığı sonucuna varılmakla, İdare Mahkemesince, söz konusu gerekçe yanında uyuşmazlığın esasına yönelik yapılan inceleme sonucunda ayrı bir gerekçeye de yer verilmiş ise de, işlemin yasal dayanağının ortadan kalkması nedeniyle uyuşmazlığın esasına ilişkin olarak yer verilen bahse konu gerekçenin mahkeme kararından çıkarılması zorunlu olup, İdare Mahkemesinin dava konusu işlemin iptali ve davacının parasal hak talebinin yasal faiziyle birlikte kabulü yönündeki kararı da sonucu itibarıyla yerinde görülmüştür.
 
Açıklanan nedenlerle; istinaf başvurusuna konu edilen karar, usul ve esas yönünden hukuka uygun olup kaldırılmasını gerektiren bir neden bulunmadığından, 2577 sayılı Yasanın 45/3. maddesi uyarınca başvurunun yukarıda açıklanan gerekçe ile reddine, istinaf aşamasında yapılan yargılama giderlerinin başvuruda bulunan üzerinde bırakılmasına ve posta gideri avansından artan miktarın Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun 333.maddesi uyarınca istinaf başvurusunda bulunana iadesine, 2577 sayılı Yasanın 45. maddesinin 6. fıkrası gereğince diğer kanun yolları kapalı ve kesin olmak üzere, 20.11.2020 tarihinde oybirliğiyle karar verildi. (¤¤)


Full & Egal Universal Law Academy