Ankara Bölge İdare Mahkemesi 4. İdari Dava Dairesi 2020/1190 Esas 2020/1357 Karar
Karar Dilini Çevir:

Dairesi: 4. İdari Dava Dairesi
Esas No: 2020/1190
Karar No: 2020/1357
Karar Tarihi: 18.06.2020



İSTEMİN ÖZETİ: ….. Üniversitesi Sağlık Uygulamaları ve Araştırma Merkezi'nde Koruma ve Güvenlik görevlisi olarak görev yapan davacı tarafından, 23/07/2016 tarihli ve 29779 sayılı Resmi Gazete'de yayımlanarak yürürlüğe giren 667 sayılı Kanun Hükmünde Kararname'nin 4.maddesi ve 668 sayılı Kanun Hükmünde Kararname'nin 4.maddesinin 8.fıkrasının (d) bendi uyarınca Üniversite Rektörünün teklifi üzerine ... Üniversitesi Yönetim Kurulu'nun 04/08/2016 tarih ve 257sayılı kararı ile kamu görevinden çıkarılmasına dair işlemin iptali istemiyle açılan davada; davacının kamu görevinden çıkarılmasına dayanak alınan 667 sayılı Kanun Hükmünde Kararnamenin 4. maddesinin, 1. fıkrasında, söz konusu tedbirin uygulanması için mutlaka terör örgütüyle, terör faaliyetleriyle ve darbe teşebbüsüyle arasında mutlak bağ kurulması aranmamış; MGK’ca Devletin milli güvenliğine karşı faaliyette bulunduğuna karar verilen “yapı”, “oluşum” veya “gruplar”la bağ kurulması yeterli görüldüğü, başka bir anlatımla, anılan Kanun Hükmünde Kararnameye göre, meslekten çıkarma tedbirinin uygulanabilmesi için söz konusu bağın yapıya, oluşuma veya gruba “üyelik” veya “mensubiyet” şeklinde olması zorunlu olmayıp “iltisak” ya da “irtibat” şeklinde olması da yeterli olduğu, uyuşmazlık konusu olayda, dava dosyasında yer alan adli ve idari soruşturma dosyaları ile diğer tüm bilgi ve belgelerin incelenmesinden; davacının "FETÖ/PDY silahlı terör örgütüne üye olma" suçundan hakkında başlatılan ceza soruşturması kapsamında Kayseri 2. Ağır Ceza Mahkemesi'nin 17/07/2018 tarih ve E:2018/492, K:2018/724 sayılı kararıyla "Silahlı Terör Örgütüne Üye Olma" suçundan neticede 6 yıl, 3 ay hapis cezası aldığı, terör örgütünün haberleşme programını kullandığı, terör örgütüne müzahir sendika üyesi olduğu, öte yandan davacı hakkında başlatılan idari soruşturma kapsamında toplanan delillerden FETÖ/PDY terör örgütüne irtibatlı ve iltisaklı olduğu kanaatine varıldığı, bunun üzerine Üniversite Yönetim Kurulunun 04/08/2016 tarih ve 257 sayılı kararıyla kamu görevinden çıkarılmasına ilişkin dava konusu işlemin tesis edildiği hususları bir arada değerlendirildiğinde, bu hali ile davacının FETÖ/PDY Terör Örgütü ve paralel yapıyla irtibatının ve iltisakının olduğu sonucuna varıldığı, yukarıda yapılan açıklamalar ışığında gelinen noktada, dava konusu işlemin dayanağı 667 Sayılı Kanun Hükmünde Kararnamenin 4. maddesinin, 1. fıkrasında bir kamu personelinin kamu görevinden çıkarılabilmesi için, terör örgütlerine veya Millî Güvenlik Kurulunca Devletin millî güvenliğine karşı faaliyette bulunduğuna karar verilen yapı, oluşum veya gruplara üyeliği, mensubiyeti veya iltisakı yahut bunlarla irtibatı olduğunun değerlendirilmesinin yeterli görüldüğü ve bu konuda idarelere takdir hakkı tanındığı, davacının silahlı terör örgütüne üye olma suçunu işlediği gerekçesiyle hakkında mahkumiyet kararı verildiği, hakkında yürütülen adli ve idari muhakeme esnasında toplanan deliller ve alınan ifadelerden örgüt ile irtibat veya iltisak içinde olduğu hususunun sübuta erdiği, bu çerçevede davalı idarece davacının FETÖ/PDY silahlı terör örgütü ile irtibat, iltisak ve mensubiyet düzeyinde ilişkisinin olduğu şeklindeki değerlendirmesinin makul ve hakkaniyete uygun düştüğü, böylelikle Anayasaya sadakat yükümlülüğünü de ihlal ettiği anlaşılan davacının, Üniversite Rektörünün teklifi üzerine ... Üniversitesi Yönetim Kurulu'nun 04/08/2016 tarih ve 257 sayılı kararı ile kamu görevinden çıkarılmasına ilişkin işlemde hukuka ve mevzuata aykırılık bulunmadığı gerekçesiyle davanın reddi yönünde Kayseri 2. İdare Mahkemesi'nce verilen 24/12/2019 gün ve E: 2019/1007, K: 2019/1120 sayılı kararın; davacı vekili tarafından FETÖ/PDY terör örgütü yapılanmasıyla hiçbir şekilde irtibatının söz konusu olmadığı, somut olarak ne ile suçlandığının kendisine bildirilmediği, savunmasının alınmadığı, kendisine isnat edilen suçlamaların maddi delilden yoksun ve iftira niteliğinde olduğu, söz konusu uygulamanın Anayasa'ya aykırı olduğu, adil yargılanma hakkının elinden alındığı ileri sürülerek kaldırılması istenilmektedir.
 
SAVUNMANIN ÖZETİ: Mahkeme kararında hukuka aykırılık bulunmadığı savunularak talebin reddine karar verilmesi istenilmektedir.
 
TÜRK MİLLETİ ADINA
 
Hüküm veren Ankara Bölge İdare Mahkemesi 4. İdari Dava Dairesince, davacının adli yardım isteminde bulunduğu ve başvurunun yapıldığı aşamada dosyada bulunan bilgi ve belgelerden, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanununun 334 ve 339. maddelerinde sayılan şartların mevcut olduğu görüldüğünden adli yardım talebinin kabulüne karar verilip, 2577 sayılı Kanunun 45. maddesi uyarınca dava dosyası incelenerek işin gereği görüşülüp düşünüldü:
 
İstinaf başvurusuna konu edilen mahkeme kararı usul ve esas yönünden hukuka uygun olup kaldırılmasını gerektiren bir neden bulunmadığından, 2577 sayılı Yasanın 45/3. maddesi uyarınca istinaf başvurusunun reddine, istinaf aşamasında yapılan yargılama giderlerinin başvuruda bulunan üzerinde bırakılmasına, davacının adli yardım istemi kabul edilmiş olduğundan ve dava istinaf başvurusunun reddi ile sonuçlandığından davacıdan önceden alınmamış olan 250,60 TL istinaf yargılama giderlerinin karar kesinleştiğinde tahsili için Mahkemesince ilgili Vergi Dairesi Müdürlüğüne müzekkere yazılmasına, anılan Yasanın 46. maddesinin (c) bendi gereğince 30 gün içerisinde Danıştay’a temyiz yolu açık olmak üzere, 18.06.2020 tarihinde oybirliğiyle karar verildi. (¤¤)


Full & Egal Universal Law Academy