Ankara Bölge İdare Mahkemesi 2. İdari Dava Dairesi 2021/3789 Esas 2022/162 Karar
Karar Dilini Çevir:

Dairesi: 2. İdari Dava Dairesi
Esas No: 2021/3789
Karar No: 2022/162
Karar Tarihi: 20.01.2022



İSTEMİN ÖZETİ: Ankara 18. İdare Mahkemesi'nce verilen 06/12/2016 gün ve E:2015/1519, K:2016/3969 sayılı kararın, hukuka aykırı olduğu ileri sürülerek, kaldırılması istenilmektedir.
 
SAVUNMANIN ÖZETİ: Mahkeme kararında hukuka aykırılık bulunmadığı ileri sürülerek, istinaf isteminin reddi gerektiği savunulmuştur.
 
Hüküm veren Ankara Bölge İdare Mahkemesi 2. İdari Dava Dairesi'nce; Dairemizin 08.11.2017 tarih ve E:2017/4012, K:2017/12175 sayılı kararının, Danıştay 12. Dairesi'nin 26.04.2021 tarih ve E:2021/1340, K:2021/2396 sayılı kararı ile bozulması üzerine, bozma kararına uyularak, 2577 sayılı Kanun'un 45. maddesi uyarınca dava dosyası yeniden incelenerek, gereği görüşüldü:
 
KARAR: Dava, Emniyet Genel Müdürlüğü Özel Güvenlik Denetleme Başkanlığı'nda 1. Sınıf Emniyet Müdürü olarak görev yapan davacı tarafından, 3201 sayılı Emniyet Teşkilat Kanunu'nun geçici 27. maddesi uyarınca re'sen emekliye sevk edilmesine ilişkin 17/04/2015 tarih ve 2015/1 sayılı Emniyet Genel Müdürlüğü Yüksek Değerlendirme Kurulu kararının iptali ile bu işlem nedeniyle yoksun kaldığı parasal haklarının yasal faiziyle birlikte ödenmesine, özlük haklarının iadesine ve 04/04/2015 tarih ve 29316 sayılı Resmi Gazete'de yayımlanarak yürürlüğe giren 6638 sayılı Kanun'un (3201 sayılı Emniyet Teşkilat Kanunu'na geçici 27. maddeyi ekleyen) 32. maddesinin iptali için Anayasa Mahkemesi'ne başvurulmasına karar verilmesi istemiyle açılmıştır.
 
Ankara 18. İdare Mahkemesi'nce verilen 06/12/2016 gün ve E:2015/1519, K:2016/3969 sayılı kararla; 6638 sayılı Kanun ile 3201 sayılı Emniyet Teşkilat Kanunu'nun terfi ve atamalara ilişkin maddelerinde değişikliğe gidildiği, Emniyet Teşkilatında her amir rütbesinde bulunması gereken azami kadro sayısının belirlendiği, söz konusu değişikliklerin bir an önce hayata geçirilmesi amacıyla geçici 27. madde ile altı ay içerisinde idareye re'sen emeklilik işlemlerini gerçekleştirme yükümlülüğünün getirildiği, bunun neticesinde idarenin emniyet müdürlerini kendi aralarında değerlendirerek davacının da aralarında bulunduğu bir kısım personelleri re'sen emekliye sevk ettiği, geçici 27. maddede emeklilik veya yaşlılık aylığı bağlanabilmesi için gerekli şartları haiz olan personeli re'sen emekliye sevk etme hususunda davalı idareye geniş bir takdir yetkisi tanındığı, ilgili personelin belirlenmesi noktasında, Kanunda emeklilik veya yaşlılık aylığı bağlanabilme şartlarını haiz olmanın haricinde başarısızlık, yetersizlik vb. gibi herhangi bir şarta da yer verilmediği, kamu hizmetinin etkin ve verimli bir biçimde yürütülmesini teminen, yürürlükte bulunan 3201 sayılı Kanun'un amir hükmünün verdiği yetkiye istinaden, idareye tanınan takdir yetkisi kapsamında kamu yararı ve hizmet gerekleri göz önünde bulundurularak tesis edildiği anlaşılan dava konusu işlemde hukuka aykırılık bulunmadığı; öte yandan, hukuka uygun olduğu sonucuna varılan dava konusu işlemden dolayı yoksun kalınan özlük ve parasal hakların tazminine karar verilmesinin de yerinde olmadığı gerekçesiyle, davanın reddine karar verilmiştir.
 
Davacı tarafından, İdare Mahkemesi kararının hukuka aykırı olduğu ileri sürülerek, kaldırılması istenilmektedir.
 
Dosyanın incelenmesinden; Emniyet Genel Müdürlüğü Özel Güvenlik Denetleme Başkanlığı'nda 1. Sınıf Emniyet Müdürü olan davacının, Emniyet Genel Müdürlüğü Yüksek Değerlendirme Kurulu'nun 17/04/2015 tarih ve 2015/1 sayılı kararı ile 3201 sayılı Emniyet Teşkilatı Kanunu'nun geçici 27. maddesi uyarınca re'sen emekliye sevk edilmesine ilişkin işlemin iptali istemiyle davanın açıldığı anlaşılmıştır.
 
3201 sayılı Emniyet Teşkilat Kanunu'nun (04/04/2015 tarih ve 29316 sayılı Resmi Gazete'de yayımlanarak yürürlüğe giren 6638 sayılı Kanun'un 32. maddesiyle eklenen) Geçici 27. maddesinde, "01/01/2015 tarihi itibarıyla, Birinci Sınıf Emniyet Müdürü rütbesini ihraz edenlerden Emniyet Genel Müdür Yardımcısı, Teftiş Kurulu Başkanı, Polis Akademisi Başkanı, Özel Güvenlik Denetleme Başkanı, Birinci Hukuk Müşaviri, Daire Başkanı, İl Emniyet Müdürü, Emniyet Müşaviri, Polis Moral Eğitim Merkezi Müdürü, Akademi Başkan Yardımcısı, Polis Amirleri Eğitimi Merkezi Müdürü, Teftiş Kurulu Başkan Yardımcısı, Teftiş Kurulu Grup Amiri, Polis Meslek Yüksek Okulu Müdürü, Polis Meslek Eğitim Merkezi Müdürü ve Polis Eğitim Merkezi Müdürü kadrolarında bulunanlar dışında kalanlar ile 01/01/2015 tarihi itibarıyla İkinci, Üçüncü ve Dördüncü Sınıf Emniyet Müdürü rütbesini ihraz edenlerden emeklilik veya yaşlılık aylığı bağlanabilmesi için gerekli şartları haiz olanlar; bu maddenin yürürlüğe girdiği tarihten itibaren altı ay içinde Yüksek Değerlendirme Kurulunun teklifi ve İçişleri Bakanının onayı ile resen emekliye sevk edilebilir. Bu şekilde emekliye sevk edilenler hakkında da 55 inci maddenin yirmi birinci fıkrası hükümleri uygulanır." hükmü yer almaktadır.
 
Anılan Kanun maddesinin gerekçesinde ise, "3201 sayılı Kanun'a eklenen geçici 27'nci maddeyle; kıdeme dayalı otomatik terfi sistemi nedeniyle bozulan kadro piramidinin düzeltilmesi, kadro sayılarının 55'inci madde ile belirlenen oranlara çekilmesi için, özellikle yığılmalar meydana gelen emniyet müdürü rütbesinde bulunan personelden emeklilikle ilgili şartları haiz olanların resen emekli edilmesine yönelik düzenlemeye gidilmiştir. Bu şekilde emekli edilecek personelin mağdur edilmemesi bakımından, Türk Silahlı Kuvvetleri'nde olduğu gibi, bunlara belli bir miktar kadrosuzluk tazminatının yaş haddine kadar ödenmesi öngörülmüştür." açıklamasına yer verilmiştir.
 
Yukarıda yer verilen Kanun hükmü ile gerekçesi bir arada değerlendirildiğinde; Kanun'un amacının, emniyet hizmetlerinin hizmet gereklerine uygun olarak yürütülebilmesi için her bir rütbede ihtiyaç duyulan polis amirlerinin kadro sayılarının belirlenmesi ve sayıları Kanunla belirlenen bu kadrolara atamalarda liyakat ilkesi çerçevesinde bir değerlendirmeye ve seçmeye imkan sağlanması olduğu anlaşılmaktadır. Bu kapsamda, 01/01/2015 tarihi itibarıyla bazı yönetim kadrolarında bulunanlar hariç Birinci, İkinci, Üçüncü ve Dördüncü Sınıf Emniyet Müdürü rütbesini elde edenlerden emeklilik veya yaşlılık aylığı bağlanabilmesi için gerekli şartları haiz olanların, maddenin yürürlüğe girdiği tarihten itibaren altı ay içinde re'sen emekliye sevk edilebileceği düzenlenmiş olup, kural uyarınca bunlardan ancak Yüksek Değerlendirme Kurulunun teklif ettiği ve İçişleri Bakanının onayladığı kişilerin re'sen emekliye sevk edilebileceği ve bu şekilde emekliye sevk edilenler hakkında da 55. maddenin 21. fıkrasında yer alan kadrosuzluk tazminatının ödenmesine ilişkin hükümlerin uygulanacağı hüküm altına alınmıştır.
 
Söz konusu Kanun hükmü ile idareye, Kanun'da belirtilen çerçeve kapsamındaki ve yine Kanun'da belirtilen koşulları taşıyan personel arasından re'sen emekliye sevk edeceği personeli belirleme konusunda takdir yetkisi tanındığı açık olmakla birlikte, idareye tanınan söz konusu takdir yetkisinin mutlak ve sınırsız olmayıp, kamu yararı ve hizmet gerekleriyle sınırlı olduğu ve bu açıdan yargı denetimine tabi bulunduğu idare hukukunun bilinen ilkelerindendir.
 
Nitekim, dava konusu işlemin dayanağı olan 3201 sayılı Kanun'un geçici 27. maddesinin iptali istemiyle açılan davada verilen ve 03/08/2017 tarih ve 30143 sayılı Resmi Gazete'de yayımlanan Anayasa Mahkemesi'nin 04/05/2017 tarih ve E:2015/41, K:2017/98 sayılı kararında; Kanun'da belirtilen çerçeve kapsamında ve yine Kanun'da belirtilen koşulları taşıyan personel arasında hangilerinin re'sen emekliye sevk edileceği hususunda idareye tanınan takdir yetkisinin, keyfilik anlamına gelmeyip kamu yararını gerçekleştirmek amacıyla ve objektif kriterlere uygun olarak kullanılabileceği, idarenin bu yetkisini kullanırken kamu hizmetinin daha iyi işlemesi veya kamu yararı esasına göre ayrım yaparak işlem yapmak zorunda olduğu, bunun için ise söz konusu kadrolarda çalışanlar yönünden birtakım ayırt edici objektif kriterlerin kullanılması gerektiği hususlarına vurgu yapılmış olup, söz konusu kriterlerin uygulanması sırasında eşit, objektif ve istikrarlı bir uygulamanın sağlanması, hukuk devleti ilkesinin zorunlu bir sonucudur.
 
Bu itibarla, Anayasa Mahkemesi kararında da belirtildiği üzere, re'sen emekli edilecek personelin belirlenmesinde birtakım ayırt edici objektif kriterlerin kullanılması gerekmektedir.
 
Davalı idarelerce bu kapsamda yapılan değerlendirmelerin incelenmesinden; görevine devam ettirilen personelin, kimi zaman sicil not ortalaması yüksek olmasına rağmen ödül ve takdirnameler, eğitim ve öğrenimle kazanılan bilgi, beceri bakımından re'sen emekli edilen personelin gerisinde kaldığı, bir personelin görevine devam edebilmesi için önünde engel olan bir fiilin diğer bir personel açısından engel olarak görülmediği; dolayısıyla, davalı idarece yapılan değerlendirmede dikkate alındığı belirtilen; personelin geçmiş hizmetleri, haklarındaki soruşturma ve cezalar, performans puanları, temsil ve yöneticilik yetenekleri, özgüveni, verimlilik ve benzeri özellikleri yönünden eşit, objektif ve istikrarlı bir uygulamanın söz konusu olmadığı, bunlardan birine öncelik verilmiş ise bunun gerekçelerinin açıklanmadığı anlaşılmaktadır.
 
Bu durumda; davalı idarelerce, re'sen emekliye sevk edilecek personelin seçiminde kullanıldığı belirtilen ölçütlerin uygulanmasında eşit, objektif ve istikrarlı şekilde işlem tesis edildiği ortaya konulamadığından, dava konusu işlemde hukuka uyarlık, davanın reddi yolundaki İdare Mahkemesi kararında ise hukuki isabet bulunmamaktadır.
 
Öte yandan; davalı idarelerce, davacının re'sen emekliye sevk edilip edilmeyeceği konusunda yukarıda yer verilen gerekçeler dikkate alınarak yeniden bir değerlendirme yapılacağından, doğrudan görevine başlatılması söz konusu olmayan davacının, bu aşamada parasal ve özlük hak kaybının varlığından söz edilemeyeceği de açıktır.
 
SONUÇ: Açıklanan nedenlerle, davacının istinaf isteminin KABULÜNE, Ankara 18. İdare Mahkemesi'nce verilen 06/12/2016 gün ve E:2015/1519, K:2016/3969 sayılı kararın KALDIRILMASINA, dava konusu işlemin İPTALİNE, davacının yoksun kaldığı parasal hakların yasal faiziyle birlikte ödenmesi ve özlük haklarının iadesine karar verilmesi istemi hakkında KARAR VERİLMESİNE YER OLMADIĞINA, Mahkeme, İstinaf ve Temyiz safhasına ait toplam 724,80-TL yargılama gideri ile Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi uyarınca duruşmalı işler için belirlenen 3.890,00-TL vekalet ücretinin davalı idareden alınarak davacıya VERİLMESİNE, 2577 sayılı Yasa'nın değişik 46. maddesi uyarınca kararın tebliğinden itibaren 30 gün içerisinde Danıştay'a temyiz yolu açık olmak üzere, 20.01.2022 tarihinde oybirliğiyle karar verildi. (¤¤)
 
 


Full & Egal Universal Law Academy