Ankara Bölge İdare Mahkemesi 2. İdari Dava Dairesi 2019/678 Esas 2020/1107 Karar
Karar Dilini Çevir:

Dairesi: 2. İdari Dava Dairesi
Esas No: 2019/678
Karar No: 2020/1107
Karar Tarihi: 18.06.2020



İSTEMİN ÖZETİ: Davacı tarafından, Türk İşbirliği ve Koordinasyon Ajansı Başkanlığı emrinde Araştırmacı kadrosunda görev yapmakta iken 667 sayılı Olağanüstü Hal Kapsamında Alınan Tedbirlere İlişkin Kanun Hükmünde Kararname'nin 4. maddesinin birinci fıkrasının (g) bendi uyarınca kamu görevinden çıkarılmasına ilişkin işlemin iptali ve bu işlem nedeniyle yoksun kaldığı parasal hakların yasal faiziyle birlikte tahsiline karar verilmesi istemiyle açılan davada; terör örgütlerine veya MGK'ca devletin milli güvenliğine karşı faaliyette bulunduğuna karar verilen yapı, oluşum veya gruplarla davacı arasında bağın bulunup bulunmadığına ilişkin yapılan değerlendirmeye esas olan bilgi ve belgelerin Mahkemelerinin 26/10/2017 gün ve E.2016/3812 sayılı ara kararıyla istenildiği, gönderilen bilgi ve belgelerde davacı hakkında; Bank …. hesabının bulunduğu, FETÖ/PDY mensubu olduğuna dair iddiaların olduğu, Ankara Cumhuriyet Başsavcılığı'nın 2016/127397 sayılı soruşturma dosyasının olduğuna dair bilginin bulunduğu, Mahkemelerinin 14/09/2018 gün ve E:2016/3812 sayılı ara kararıyla Ankara Cumhuriyet Başsavcılığı ile Tasarruf Mevduatı Sigorta Fonu Başkanlığı'ndan davacı hakkındaki isnatlara ilişkin bilgilerin istenildiği, gönderilen bilgi ve belgelerin incelenmesinden, Ankara Cumhuriyet Başsavcılığı Terör Suçları Soruşturma Bürosu'nun 25/10/2018 tarih ve 2016/127397 sayılı yazısında şüpheli konumunda olan davacı hakkındaki soruşturmanın 2016/127397 Esasına kayden yapıldığı ve halen derdest olduğunun belirtildiği, bu durumda, davacının 667 sayılı KHK’nın 4. maddesinin (1) numaralı fıkrası kapsamında söz konusu yapı ile kamu görevinde kalmasıyla bağdaşmayacak nitelikte bağının olduğu anlaşıldığından 667 sayılı Olağanüstü Hal Kapsamında Alınan Tedbirlere İlişkin Kanun Hükmünde Kararname'nin 4. maddesinin birinci fıkrasının (g) bendi uyarınca kamu görevinden çıkarılmasına ilişkin dava konusu işlemde hukuka aykırılık bulunmadığı gerekçesiyle davanın reddi yönünde Ankara 12. İdare Mahkemesi'nce verilen 15/11/2018 gün ve E:2016/3812, K:2018/2011 sayılı kararın hukuka aykırı olduğu ileri sürülerek, kaldırılması istenilmektedir.
 
SAVUNMANIN ÖZETİ: Mahkeme kararında hukuka aykırılık bulunmadığı ileri sürülerek, istinaf isteminin reddi gerektiği savunulmuştur.
 
TÜRK MİLLETİ ADINA
 
Karar veren Ankara Bölge İdare Mahkemesi 2. İdari Dava Dairesince, Dairemizin 09/10/2019, 30/12/2019, 20/02/2020 tarihli ve E:2019/678 sayılı ara kararlarının cevabı geldiği görülerek, 2577 sayılı Yasa'nın değişik 45. maddesi uyarınca dava dosyası incelendi, gereği görüşüldü:
 
Dairemizin 31.01.2020 tarihli ve E:2019/678 sayılı ara kararına Ankara Cumhuriyet Başsavcılığı'nca verilen 03.02.2020 tarihli ve Soruşturma No:2018/222640 sayılı yazıda,.... hakkında ''Silahlı Terör Örgütüne Üye Olma'' suçundan Ankara Cumhuriyet Başsavcılığı'nın 2016/127397 sayılı soruşturma dosyası üzerinden yürütülen soruşturmada, 10.12.2018 tarihinde verilen Tefrik Kararı ile soruşturmanın 2018/222640 sayılı dosya üzerinden yürütülmesine karar verildiği ve Soruşturma No:2018/222640, Karar No:2018/131088 sayılı kararıyla '' Ankara İl Emniyet Müdürlüğü görevlilerince düzenlenen 31/10/2018 tarihli araştırma tutanağında, Bylock kriz merkezi verisi, soruşturmalar, dernek, şirketlerde kayıtlarının bulunmadığı, Bank ….'da hesabının olmadığı, tepe yönetimi ile irtibatının bulunmadığı, 2010 KPSS soruşturmasında şüpheli şahıslardan olmadığının anlaşıldığı, ancak şüphelinin tepe yönetimi ile irtibatının tespit edildiği, şüpheli Halil'in 24/05/2012-16/06/2012 tarihleri arasında FETÖ/PDY terör örgütünün tepe yönetimi şahıslardan olan ….'dan 5 kez mesaj aldığının tespit edildiği, ancak bahse konu mesajların atıldığı 2012 yılının resmi gün ve tatil tarihlerini belirten takvimden bakıldığında mesajların bayram (dini günler) ve resmi günlerde atıldığının anlaşıldığı, bu hususun şüpheli dilekçesinde belirttiği, aynı şekilde şüpheli ifadesinde ....'yı tanıdığını, kendisinin lisede okurken öğretmenliğini yaptığını, örgütsel anlamda bir mesajlaşmanın olmadığını beyan ettiği ve yine şüpheli hakkında tüm dosya kapsamı ile UYAP Örgütlü Suçlar Bilgi Bankası üzerinden yapılan sorgulamada aleyhine başkaca bir ifade bulunmadığı, şüpheli ….'in ifadesinde de üzerine atılı örgüt suçlamalarının tamamını inkar ettiğinin anlaşıldığı,...................gerekçesiyle şüpheli …. hakkında Kovuşturmaya Yer Olmadığına' 'karar verilmiş ise de, Ankara 12. İdare Mahkemesi'nin 05/10/2018 tarihli ve E:2016/3812 sayılı ara kararı üzerine Tasarruf Mevduatı Sigorta Fonu'nca, Dairemizin 09/10/2018 tarihli ve E:2019/678 sayılı ara kararı üzerine Mali Suçları Araştırma Kurulu Başkanlığı'nca gönderilen CD'lerin incelenmesinden, davacı ....'a ait Bank ....'daki hesabına ait ''Bakiye Özeti'' çizelgesinde, davacının 2013 yılı Aralık ayı, 2014 yılı Ocak ayı ve 28 Şubat 2014 tarihine kadar hesap bakiyesinin (0) olmasına karşın, TL karşılığı olarak 28 Şubat 2014 tarihinde (11.724,90 TL), 15 Mart 2014 tarihinde (12.256,33 TL), 31 Mart 2014 tarihinde (11.134,87 TL), 15 Nisan 2014 tarihinde (11.123,49 TL),...............31 Temmuz 2014 tarihinde (11.011,17 TL), 15 Ağustos 2014 tarihinde (2.181,93 TL), 15 Eylül 2014 tarihinde (2.114,54 TL)..............'nin bulunduğu görülmüştür.
 
TBMM Meclis Araştırma Komisyonu Raporunda; Bank ....'nın Türkiye'de finans sektöründe FETÖ'nün sermaye şirketlerini desteklemek üzere kurulan banka olduğu, kâğıt üstünde başkaları pay sahibi olsa bile fiili olarak bankanın sahibi ve yöneticisinin … olduğu, onun tayin ettiği kişilerin bankayı yönettiği, bankanın örgüte ait diğer şirket ve holdingler ile organik ilişkisi bulunduğu, FETÖ’nün Bank .... üzerinden örgüt şirketlerini finanse ettiği ve bankacılık düzenleme ve teamüllerine aykırı uygulamaları hayata geçirdiği tespitlerine yer verilmiştir. (TBMM, FETÖ/PDY'nin 15 Temmuz 2016 Tarihli Darbe Girişimi İle Bu Terör Örgütünün Faaliyetlerinin Tüm Yönleriyle Araştırılarak Alınması Gereken Önlemlerin Belirlenmesi Amacıyla Kurulan Meclis Araştırması Komisyonu Raporu, 2017/Mayıs, s 171 ve 412)
 
FETÖ/PDY'nin amacını gerçekleştirmek için mali kaynağa ihtiyaç duyduğu, bunun himmet, bağış gibi adlarla halktan veya örgüt mensuplarından toplanan paralarla temin edildiği, bununla birlikte örgütün suçtan elde ettiği gelirleri aklamak için Bank ....nın araç olarak kullanıldığı, elindeki mali gücünü ve kendisini bu güce ulaştıran kaynakları kaybetmek istemeyen FETÖ/PDY liderinin Bank ....ya para yatırılması yönündeki 25/12/2013 tarihli çağrısı akabinde 2014 Ocak ayından itibaren normal bankacılık faaliyetleri ile bağdaşmayacak nitelikte para yatırma, hesap açtırma, bireysel emeklilik başvurusu, katılım hesabı açma, kredi kartı kullanımı gibi işlemlerde artışların meydana geldiği, yine bu dönemde 11.516 kişinin başka bankalardan kredi kullanarak faiz ödemek suretiyle edindikleri paralarını Bank ....'daki hesaplarına yatırdığı, bu sürecin bankaya el konulma tarihi olan 29/5/2015 tarihine kadar devam ettiği anlaşılmaktadır (AYM, Metin Evecen, B. No: 2017/744, 04/04/2018, §26, OHAL Komisyonu 2018 Yılı Çalışma Raporu, 28/01/2019, s 20-23).
 
FETÖ/PDY lideri tarafından talimatın verildiği 25/12/2013 tarihinden, bankanın TMSF'ye devir edildiği 29/05/2015 tarihine kadar, yeni hesaplar açma, para yatırma ve açılmış olan hesaplardaki mevduat tutarlarını artırma hareketine devam edildiği, 29/05/2015 tarihinden sonra hesap açma ve para yatırma işlerinin kesildiği dikkate alındığında; belirtilen tarih aralığında tamamen riskli konuma geldiği açık olan ve esasen 26/02/2014'te MGK kararı ile nitelendirilmesi yapılmış olan bir örgütün bankasına para yatırmanın ticari saikle yapıldığını söylemek mümkün değildir. Var olan paralarını yatıranların ötesinde başka bankalardan faizli kredi kullanmak suretiyle elde ettikleri kaynakları örgüt liderinin talimatlandırdığı bankaya yatıranlar bakımından ticari aklın büsbütün yok olduğu, bu durumun ancak örgüt liderine samimi bir bağ ve örgütle kurulmuş olan irtibat ile izah edilebileceği açıktır. FETÖ/PDY liderinin talimatını yerine getirme uğruna maddi ve hatta manevi varlıklarını riske atan bu kişiler bakımından, iltisak ve irtibatın ötesine geçilerek, mensubiyet(yani tavır ve davranışlarını gelen talimata göre sorgulamaksızın belirleme, resmiyet kazanmamış ve somut belgelerle ortaya konulmamış bile olsa örgütün parçası olduğunu söz ve eylemleri ile ortaya koyma)düzeyinin ortaya çıktığı sonucuna ulaşılmaktadır. Nitekim, Yargıtay 16. Ceza Dairesinin 20/12/2017 tarihli ve E:2017/1862, K:2017/5796 sayılı kararı ile örgüt liderinin talimatı doğrultusunda Bank ....'ya para yatırma fiilinin terör örgütünün amacına hizmet eden yardım suçu kapsamında değerlendirilebileceği karara bağlanmıştır.
 
Bu durumda, davacının yukarıda yapılan açıklamalar kapsamında 2014 yılı Şubat ayında Bank ....'ya para yatırdığının görülmesi karşısında anılan örgütle irtibat ve iltisak düzeyinde ilişkisinin olduğu sonucuna ulaşıldığından, 667 sayılı KHK'nın 4/1-g maddesi uyarınca kamu görevinden çıkarılmasına ilişkin olarak tesis edilen dava konusu işlemde hukuka aykırılık görülmemiştir.
 
Açıklanan nedenlerle, Ankara 12. İdare Mahkemesi'nce verilen 15/11/2018 gün ve E:2016/3812, K:2018/2011 sayılı karara yönelik istinaf isteminin REDDİNE, yargılama giderlerinin istinaf başvurusunda bulunan taraf üzerinde BIRAKILMASINA, posta gideri avansından artan miktarın kararın kesinleşmesi halinde istinaf isteminde bulunana İADESİNE, 2577 sayılı Yasanın değişik 46. maddesi uyarınca kararın tebliğinden itibaren 30 gün içerisinde Danıştay'a temyiz yolu açık olmak üzere, 18/06/2020 tarihinde oybirliğiyle karar verildi. (¤¤)


Full & Egal Universal Law Academy