Ankara Bölge İdare Mahkemesi 13. İdari Dava Dairesi 2020/3095 Esas 2020/1333 Karar
Karar Dilini Çevir:

Dairesi: 13. İdari Dava Dairesi
Esas No: 2020/3095
Karar No: 2020/1333
Karar Tarihi: 09.06.2020



İSTEMİN KONUSU: Ankara 21. İdare Mahkemesi'nce verilen 16/09/2019 gün ve E:2018/4655, K:2019/1149 sayılı kararın kaldırılması istenilmektedir.
 
YARGILAMA SÜRECİ:
 
(1) Dava konusu istem: Dava, davalı idare bünyesinde görev yapmakta iken 675 sayılı Kanun Hükmünde Kararname ile kamu görevinden çıkarılan davacı tarafından, OHAL İşlemleri İnceleme Komisyonuna yapılan başvurunun reddine dair 03.10.2018 tarih ve 2018/37563 sayılı işlemin iptali ile yoksun kalmış olduğu parasal ve özlük haklarının yasal faiziyle birlikte tahsiline karar verilmesi istemiyle açılmıştır.
 
(2) İlk Derece Mahkemesi Kararının Özeti : Ankara 21. İdare Mahkemesi'nce; Yargıtay 13. Ceza Dairesi'nde zabıt katibi olarak görev yapmakta iken kamu görevinden çıkarılan davacı hakkında, her ne kadar, KPSS'ye hazırlandığı dönemde FETÖ/PDY terör örgütüne ait kursa gittiği ve Yargıtay'a 2012 yılında atandıktan sonra kritik birimlerde görev aldığına dair tespitler yapıldığı görülmüşse de; davacının 2009 yılında .... kursuna gittiği, 2010 ve 2011 yıllarında Adalet Bakanlığı'nın ve Yargıtay Başkanlığı'nın açmış olduğu zabıt katipliği sınavlarına girdiği ve mülakatlarda başarısız sayılarak elendiği, daha sonra Yargıtay Başkanlığı'nın açmış olduğu zabıt katipliği sınavında başarılı olarak göreve başladığının dosya kapsamından anlaşıldığı, 2009 yılında eğitim gördüğü KPSS kursunun FETÖ/PDY terör örgütüne ait olduğunu bilmesinin davacıdan beklenilemeyeceği gibi kursa katılım tarihinin FETÖ/PDY terör örgütünün kriminalize olduğu tarih olan 17/25 Aralık 2013 tarihinden önceki bir tarihe isabet ettiği, davacının göreve başladıktan sonra 4 ay Yargıtay Genel Sekreterliği, 1,5 sene Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığı Sekreterliği, 1 sene Yargıtay 7. Ceza Dairesi ve son olarak da Yargıtay 13. Ceza Dairesi Başkanlığı Sekreterliği görevlerinde çalıştığının görüldüğü, yapılan görevlendirmelerin hukuka ve hayatın olağan akışına uygun olduğu, kurum içi görevlendirmelerde davacının herhangi bir insiyatifinin bulunmadığı, diğer taraftan davacı ile birlikte Yargıtay Genel Sekreterliği'nde görev yapıp da ihraç edilen …., …. ve ….. isimli şahısların görevlerine iade edildikleri hususunun Cumhurbaşkanlığı Olağanüstü Hal İşlemleri İnceleme Komisyonu'nun 11/07/2019 tarih ve 2860 sayılı yazısından anlaşıldığı, Mahkemenin 25/06/2019 tarihli ara kararına cevaben, Yargıtay Birinci Başkanlığı'nın 04/07/2019 tarih ve 9055 sayılı yazılarında davacıya ait işlem dosyası dışında başkaca bir bilgi ve belgenin bulunmadığının belirtildiği, Ankara Valiliği İl Emniyet Müdürlüğü'nün 16/07/2019 tarih ve 895543 sayılı yazılarında davacıya ait herhangi bir .... kaydının bulunmadığının belirtildiği, Ankara Cumhuriyet Başsavcılığı Terör Suçları Soruşturma Bürosunun 25/07/2019 tarihli yazısında, davacı hakkında herhangi bir soruşturmanın bulunmadığının belirtildiği, Müflis .... Bankası A.Ş. İflas İdaresinin 22/07/2019 tarihli yazısında, davacı adına açılmış herhangi bir hesaba rastlanılmadığının belirtildiği, İçişleri Bakanlığı Emniyet Genel Müdürlüğü'nün 22/07/2019 tarih ve 25004 sayılı yazısında, davacı hakkında talebe esas teşkil edebilecek herhangi bir bilgiye rastlanılmadığının belirtildiği, yine Ankara Valiliği İl Emniyet Müdürlüğü'nün 19/07/2019 tarih ve 901855 sayılı yazısında, davacı hakkında yapılan sorgulama sonucunda düzenlenen tutanakta herhangi bir kayda rastlanılmadığının belirtildiği, davacının, FETÖ/PDY terör örgütü ile iltisak veya irtibatlı olduğu yönünde somut hiçbir bilgi ve belge ortaya konulamadığı anlaşıldığından, kamu görevine iade edilmesi talebiyle yapılan başvurunun reddine ilişkin Olağanüstü Hal İşlemleri İnceleme Komisyonu kararında hukuka uyarlık görülmediği bu nedenle FETÖ/PDY ile iltisak ve irtibatı sabit olduğu anlaşılmakla; kamu görevine iadesi talebiyle OHAL İşlemleri İnceleme Komisyonuna yaptığı başvurunun reddine ilişkin dava konusu işlemde hukuka aykırılık bulunmadığı gerekçesiyle dava konusu işlemin iptaline karar verilmiştir.
 
İSTİNAF İSTEMİNDE BULUNANIN İDDİALARI: Davalı tarafından, Anayasa'nın 129. maddesinde memurlar ve diğer kamu görevlilerinin, Anayasa ve kanunlara sadık kalarak faaliyette bulunmakla yükümlü olduklarının belirtildiği, 657 sayılı Devlet Memurları Kanununun 6. maddesi uyarınca Devlet memurlarının Türkiye Cumhuriyeti Anayasasına ve kanunlarına sadakatle bağlı kalmak ve milletin hizmetinde Türkiye Cumhuriyeti kanunlarını sadakatle uygulamak zorunda oldukları, Milli Güvenlik kurulu tarafından 26/02/2014 tarihinde ve müteakip farklı tarihlerde yapılan toplantılarda FETÖ/PDY'nin "ulusal güvenliğimizi tehdit eden yapılanma, Devlet içindeki illegal yapılanma, legal görünüm altında illegal faaliyet yürüten paralel yapılanma ve terör örgütü" olduğunun tespit edildiği, davacının terör örgütleriyle veya Milli Güvenlik Kurulunca Devletin milli güvenliğine karşı faaliyette bulunduğuna karar verilen yapı, oluşum veya gruplara üyeliği, mensubiyeti veya iltisakı yahut irtibatı tespit edildiğinden, 657 sayılı Kanun Hükmünde Kararnamenin 4/1-g maddesi gereğince kamu görevinden çıkarıldığı, davacının KPSS'ye hazırlandığı dönemde FETÖ/PDY terör örgütüne ait kursa gittiği, Yargıtay'a atandıktan sonra kritik birimlerde görev aldığı, FETÖ/PDY yapılanması ile iltisaklı olduğu, dolayısıyla kamu görevinden ihraç edilmesi işleminin usul ve kanuna uygun olduğu, ileri sürülmektedir.
 
KARŞI TARAF SAVUNMASININ ÖZETİ: Yerel Mahkeme kararının usul ve yasaya uygun olduğu, hakkında varsayımsal tespitler dışında somut hiçbir delil bulunmadığı, İstinaf isteminin reddi gerektiği savunulmuştur.
 
TÜRK MİLLETİ ADINA
 
Karar veren Ankara Bölge İdare Mahkemesi 13. İdari Dava Dairesince, 2577 sayılı Kanunun değişik 45. maddesi uyarınca dava dosyası incelenerek gereği görüşüldü:
 
KARAR SONUCU:
 
1-Ankara 21. İdare Mahkemesi'nce verilen 16/09/2019 gün ve E:2018/4655, K:2019/1149 sayılı karar usul ve hukuka uygun olup, kaldırılmasını gerektiren bir neden bulunmadığından, İSTİNAF İSTEMİNİN REDDİNE,
 
2- Aşağıda dökümü yapılan istinaf aşamasına ait yargılama giderinin istinaf edenin üzerinde bırakılmasına,
 
3- Gider avansının kullanılmayan kısmının talep edilmesi halinde derhal, talep edilmemesi halinde karar kesinleştikten sonra mahkemesince istinaf başvurusunda bulunana re'sen iadesine,
 
2577 sayılı Kanunun değişik 46. maddesi uyarınca kararın tebliğinden itibaren 30 gün içerisinde Danıştay'a temyiz yolu açık olmak üzere, 09/06/2020 tarihinde oyçokluğuyla karar verildi.
 
KARŞI OY
 
Dava dosyasının ve UYAP kayıtlarının incelenmesinden, davacı hakkında FETÖ/PDY'ye ilişkin olarak her hangi bir soruşturma ve kovuşturmanın bulunmadığı görülmektedir. Bu durumda, ceza yargılamasının ilgi alanında bulunmayan ancak kamu görevinden çıkarılma nedeni olan irtibat ve iltisak hallerinin davacı yönünden var olup olmadığının iş bu davada ortaya konulması gerekecektir.
 
Dosyada mevcut bilgi ve belgelerin incelenmesinden; davacının 2009 yılında FETÖ/PDY'ye müzahir eğitim kursuna gittiği, daha sonra klavye kursuna giderek Yargıtay Başkanlığının yaptığı 2011 yılındaki zabıt katibi sınavında 10.000 kişi içinde 40.olarak sınavı kazanarak Yargıtay Genel Sekreteri, Genel Sekreter yardımcıları, Yargıtay Cumhuriyet Başsavcısı ve Yargıtay 13. Ceza Dairesi Başkanının sekreterliğini yaptığı anlaşılmaktadır.
 
Uyuşmazlıkta, Yargıtay Başkanlığının yaptığı 2011 yılındaki zabıt katipliği sınavını iyi bir derece ile kazanarak zabıt katipliği yapması gereken davacının Yargıtay Genel Sekreteri, Genel Sekreter yardımcıları, Yargıtay Cumhuriyet Başsavcısı ve Yargıtay 13. Ceza Dairesi Başkanının sekreterliğini yapmasının hayatın olağan akışına aykırı olduğu izahtan vareste olduğu kuşkusuzdur. Hal böyle olunca, dosyada mevcut inceleme raporuna istinaden Yargıtay Yönetim Kurulunca açığa alınan davacı hakkında kurumsal bir kanaatin bulunduğu da açıktır.
 
Bu durumda; davacının FETÖ/PDY ile irtibatının/iltisakının varlığına kanaat getirilmesine yeterli düzeyde verinin dosyada mevcut olduğu anlaşılmakla, kamu görevinden çıkarılmasına ilişkin Kanun Hükmünde Kararnameye karşı yapmış olduğu başvurusunun reddine dair OHAL İşlemleri İnceleme Komisyonu işleminde hukuka aykırılık bulunmadığından ve söz konusu işlemin iptali yönünde verilen istinafa konu İlk Derece Mahkemesi kararında hukuka uyarlık bulunmadığı sonucuna ulaşılmıştır.
 
Yukarıda açıklanan nedenlerle, davacının FETÖ/PDY ile iltisak ve irtibatının olduğu görüşüyle çoğunluk kararına katılmıyorum. (¤¤)


Full & Egal Universal Law Academy